Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1840 E. 2022/113 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1840
KARAR NO: 2022/113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI: 2018/208 E. – 2019/556 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin anlaşmalı cam bayileri aracılığıyla araç cam değişim işi yaptığını, bu kapsamda davalıya ait çok sayıda aracın cam değişim işinin yapıldığını, araçların plakaları belirtilerek düzenlenen faturaların davalıya teslim edildiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yetki yönünden itiraz edilmesi üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas numarasını aldığını, davalının bu takibe yönelik itirazının da haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamını, %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının ticari defterlerin incelenmesiyle anlaşılacağını, davacının takip tarihine kadar alacak iddiasında bulunmadığını ve alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava; davacı tarafın araçların cam değişim bedellerine ilişkin düzenlemiş olduğu fatura alacağına ilişkin olarak başlattığı icra takibine, davalı borçlunun zaman aşımına, borca ve faize itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkememiz dosyasından alınan 18/09/2018 tarihli kök mali bilirkişi raporunda, davalının yasal defter kayıtlarına göre, 2012 yılına davacının 31.605,10 TL asıl alacağının devir olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı faturaları haricinde davalının hesap ekstresinde kayıtlı olan ancak içerikleri ispat edilemeyen 5.832,61 TL’ lik (ödeme – virman ve yansıtma açıklamalı) davacı aleyhine yapılan borç kayıtlarından kaynaklandığı, davalının davacı aleyhine yaptığı 5.832,61 TL’lik borç kayıtlarını ispat yükü altında olduğu ayrıca davalı taraf ödeme emri itirazında, borcunun olmadığını beyan etmesine rağmen kendi yasal defterlerinde kayıtlı olan ve 2012 yılına devir olan 31.605,10 TL’ lik davacı asıl alacağının ödendiğine dair ispat edici mahiyette herhangi bir belgeyi dosyaya sunmadığı, davalı tarafından davacı tarafa çek yolu ile ödemelerin yapıldığı, davacının faturalarının yasal defterlere aynen kaydedildiği anlaşılmakla taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispat edildiği, bu nedenle davalının takibe konu fatura içeriklerinden haberdar olduğu, davalının aldığı mal ve/veya hizmetin bir kısmını iade ettiğine veya kalan kısmını ödediğine dair ispat edici mahiyette bir belgeyi sunmadığı, davacının 04.08.2017 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 37.437,71 TL asıl alacağının olduğu ancak talepte bağlılık ilkesi doğrultusunda davacının faturalardan dolayı asıl alacağının 37.140,65 TL’ si olması gerektiği anlaşılmıştır.Kök rapora karşı itiraz beyan dilekçeleri sunulduktan ve taraf beyanları alındıktan sonra davacı taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yazılmış olup alınan 03/12/2018 tarihli mali rapora göre, davacının işletme defteri tutmakta olduğu, 6102 sayılı TTK’mn 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince işletme defterinin, açılış tasdiki yaptırılması zorunlu defterler arasında olduğu, kapanış tasdiki yaptırılmasının zorunluluğunun bulunmadığı, davacının ticari defterini kullanmaya başlamadan önce zamanında açılış tasdikini yaptırmış olduğu, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterinin TTK ve HMK 222. maddesinde ifade edilen şartları taşıdığından sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davalı ile arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya 61.937,71 TL tutarında mal/hizmet satışı yapıldığı, işletme defterine tahsilat ve ödemelerin kaydedilmemesi sebebiyle davacının davalıdan alacak miktarının, davacı defter kayıtlarından tespitinin mümkün olmadığı, davalının defter kayıtlarına göre davacıya 2012 yıl sonu itibariyle 31.605,10 TL borçlu olduğu, ancak davalının davacı aleyhine yaptığı 5.832,61 TL lik ödemeye ilişkin ispat edici belge sunmadığı, bu durumda davacının davalıdan 04.08.2017 takip tarihi ile 37.437,71 TL alacaklı olduğu, davacının icra takibinde 37.140,65 TL asıl alacak talebinde bulunduğu nazara alındığında davacının davalıdan 37.140,65 TL alacaklı olduğu tespitinde bulunulmuştur.Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davalı vekilince dosyaya sunulan … Bankası Bayrampaşa Ticari Şubesine ait havale dekontu ve fatura gözetilerek ve davacı tarafın faize ilişkin ana rapora itirazları dikkate alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda kök raporu sunan mali bilirkişiden hükme elverişli 16/04/2019 tarihli son rapora göre, kök raporda davalı tarafça yapıldığı iddia edilen ödemelerin ispatına yönelik dekontların sunulması için davalı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süreye karşın davalının ödeme dekontunu sunmamış olduğu, söz konusu dekontun haricinde davalı tarafa ait 2010 yılı hesap özetinin sunulmuş olduğu, söz konusu hesap özetine göre 12.11.2010 tarihinde 3.000,00 TL’ lik ödeme gönderildiği, yine davalı tarafça dava dışı … firması adına 24,11.2010 tarih 613,60 TL’ lik faturanın sunulmuş olduğu, davalının dava dışı firmaya kesmiş olduğu yansıtma faturasının davacı ile ilgili olduğunu ispat edici mahiyette herhangi bir vesaikin bulunmadığı ancak davalının davacının … no.lu hesabına göndermiş olduğu 3.000,00 TL’sinin davacının kök raporda hesaplanan 37.140,65 TL’lik alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla davacının 04.08.2017 takip tarihi itibari ile asıl alacağının 34.140,65 TL olması gerektiği anlaşılmış olup davalının TBK 117. maddesine göre takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin davacı tarafça sunulan herhangi bir belge bulunmadığından ve takibe konu faturalarda belirli bir vade tarihinin olmadığı dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile takibin 34.140,65 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan % 20 oranındaki 6.828,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibin 34.140,65 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 oranındaki 6.828,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle delil olarak kabul edilemeyeceğini, davacının müvekkili şirkete ait araçlara cam değişim hizmetine karşılık kestiği faturalara ilişkin bedelleri haricen tahsil ettiğini, bu bedellere ilişkin olarak üçüncü kişi adına kayıtlı olan ikinci el aracın müvekkilinden satın alındığını ve müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, bu hususun davacının isticvap edilerek sorulması gerekirken bu talebin değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece delillerinin tam olarak toplanmadığını ve yemin deliline dayanılmasına rağmen mahkemece bu delillin değerlendirilmeden karar verildiğini, alacaklının haricen tahsil ettiği bir alacağını yeniden talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle yemin delillinin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğini, alacağın likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğunu, alacağın reddedilen kısmı yönünden davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, takipte 68.830,44 TL alacak talep edilmesine rağmen mahkemece kabul ve red oranları dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile maktu vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu ve reddedilen kısım üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında cam satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu sabittir. Mahkemece incelenen taraf defterlerine göre davanını alacağı bulunmaktadır. Davalı yan cevap dilekçesi ve delil listesinde açıkça yemin deliline başvurmuştur. Diğer yandan istinaf başvurusunda, borca karşı davacıya ikinci el araç satıldığı belirtilmiştir. Ödeme bir itiraz olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecektir. Mahkemece, davalının bu şekildeki ödeme savunmasının değerlendirilmesi gerekir. Davalının dayandığı deliller arasında yemin delili bulunmasına rağmen mahkemece yemin deliline başvurulup vurulmayacağı davalıya hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarih ve 2018/226 Esas, 2019/484 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin 11.05.2011 gün ve 2010/12308 Esas,2011/6530 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, mahkemece, davalının delileri arasında yemin delilinin bulunduğu dikkate alınarak yemin delili hatırlatılarak, davalının bu delile dayanması halinde davacıya yemin davetiyesi ve yemin metni tebliği ile usulüne uygun yemin yaptırılarak, borcun ikinci el araç alım satımıyla ödenip ödenmediğinin belirlenerek karar verilmesi gerekirken, esaslı delilin toplanmadan eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.10.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.