Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1832 E. 2019/1254 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1832
KARAR NO : 2019/1254
KARAR TARİHİ: 02/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : 2019/348- 2019/699 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili bankanın dava dilekçesinde bildirilen bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacaklar ilgili olarak 01/03/2019 tarih … no ile arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, ancak davalı taraf ile müvekkili arasında arabuluculuk görüşmeleri sonrasında anlaşma sağlanamadığını, davalıdan tahsili talep edilen bono bilgilerinin 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/04/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/05/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/06/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/07/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/08/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/09/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/10/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/11/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/12/2016 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/01/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/02/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/03/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/04/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/05/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/06/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/07/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/08/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/09/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/10/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/11/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/12/2017 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/01/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/02/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/03/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/04/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/05/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/06/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/07/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/08/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/09/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/10/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/11/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/12/2018 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/01/2019 vade tarihli 312,00 TL bedelli senet, 06/06/2015 düzenleme tarihli 28/02/2019 vade tarihli 312,00 TL bedelli senetler olduğunu, dava konusu alacaklarına dayanak bonoların vade tarihleri geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediği, davalı borçlu tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle, yukarıda dökümü yapılan toplam 10.920,00 TL bono bedelinin, 3095 sayılı Kanununun 2/2. maddesinde belirtilen oranda faizi ve % 0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte tahsili için işbu bonoya dayalı alacak davasının açıldığını, davalıdan tahsili talep edilen, 312,00 TL tutarındaki 28.04.2016 vade tarihli bononun TTK’nın 732 madde gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak tahsili talep edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla, davaya konu bonoların tutarı olan toplam 10.920,00 TL’nin vade tarihlerinden (TTK.m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi, toplam bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu ( TTK.m. 778/1-d, 725/1-d ) ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın esas ve usul yönünden haksız olması nedeniyle reddinin gerektiğini, şekil şartına aykırı sözleşmeyle teslim edilen dava konusu senet bedellerinin müvekkilden talep edilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin senet bedellerini dava dışı şirket olan … Tic. Ltd. Şti.’ne ödediğini, müvekkili aleyhinde açılan davanın haksız olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, öncelikle arabulucuk dava şartının usulüne uygun yerine getirilip getirilmediğinin tespitini, şayet yerine getirilmedi ise davacının açtığı haksız davanın öncelikle dava yokluğu sebebiyle, bu yerinde görülmezse haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TKHK’nın tüketici mahkemeleri başlıklı 73/1. maddesine göre; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir”. Dava konusu somut olayda, davalının keşide ederek dava dışı şirkete verdiği dava konusu bonoların devremülk sözleşmesi kapsamında düzenlenmiş olmasına ve dosya kapsamına göre davalı tarafından ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket edildiğinin anlaşılmasına göre davalı tüketici sıfatına sahiptir. Davacı ise devremülk sözleşmesi nedeniyle düzenlendiği anlaşılan bonoların lehtarı olduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi niteliğindedir. Dava konusu uyuşmazlık TKHK kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Ayrıca görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.Yukarıda açıklanan hususlar ışığında; eldeki uyuşmazlık TTK’da düzenlenen Kambiyo Hukukundan kaynaklanmadığı, tüketici işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine ve HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine Gönderilmesine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK’nın 4 ve 5. maddeleri kapsamında, eldeki davanın kambiyo senetlerinden kaynaklanmış olması nedeniyle mutlak ticari dava olduğunu, ilk derece mahkemesinin hukuki nitelemesinin hatalı olup tüketici işlemi olmadığını, devre mülk satış sözleşmesinin ticari nitelikte olduğunu, Kaldı ki söz konusu bonoların tüketici işlemlerinden kaynaklandığı düşünülse bile dava konusu bonoları iyi niyetli hamil olarak iktisap eden müvekkil banka iyiniyetli hamil durumunda olup, davalı borçlunun lehine senet düzenlenen kredi borçlusu lehtar şirketle aralarında yapılan sözleşmeleri dolayısıyla da sözleşmenin niteliğini bilmesi mümkün olmadığı gibi, müvekkil bankanın böyle bir araştırma yapma yükümlülüğü de bulunmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2014/12-403 K. 2014/682 21.5.2014 Tarihli emsal kararına göre, iyi niyetli hamil olan davacıya karşı böyle bir definin ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, TTK’nın 687/1. maddesindeki düzenleme uyarınca, temel ilişkiden kaynaklanan nispi defilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, devre mülk sözleşmesi uyarınca davalıdan alınan kambiyo senetlerine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğindeki devremülk sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, kambiyo senetlerine dayalı alacak talebinde bulunmuş, davalı ise bu senetlerin, devre mülk sözleşmesi uyarınca satıcıya verilen senetler olduğunu ve senet bedellerini ödediğini savunmuştur. Davacı vekili duruşmadaki beyanında, davacının dava dışı …. şirketi ile devremülk sözleşmesi bulunduğunu, bu senetleri iyi niyetle aldıklarını savunmuştur.Davacının ticari amaçla hareket ettiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Devre mülke konu taşınmaz, konut niteliğinde taşınmaz olup davacının, 6502 sayılı Kanun’un 3/1.k maddesindeki tanıma uygun tüketici olduğunun kabulü gerekir.6502 sayılı Kanun’un 4.maddesinin 5.fıkrasıyla, “(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” düzenlemesi getirilmiştir. Böylece, tüketici işlemleri kapsamında düzenlenecek senetler, kanun gereği nama yazılı senetler haline gelmiştir. Nama yazılı senetlerin devri, alacağın temliki hükümlerine göre yapılacağından, temel ilişkideki defilerin buna göre değerlendirilmesi gerekecektir.Bu durumda, davalının iyi niyetli hamil olup olmadığı, temel ilişkide borçlu olup olmadığı, bu defileri davacıya karşı ileri sürme hakkının bulunup bulunmadığı konularındaki esaslı değerlendirmelerin, tüketici işlemleri konusunda ihtisas mahkemesi olan tüketici mahkemesince yapılması gerekir.Özetle, senetlerin düzenlenmesine dayanak olan temel ilişki tüketici işlemi olup, davalı da tüketici konumunda olduğundan ve davacının talep hakkının bulunup bulunmadığı 6502 sayılı yasa hükümleri bağlamında değerlendirileceğinden, davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olup, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı isabetlidir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince HMK 20.maddesi gereğince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.