Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/182 E. 2019/229 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/182
KARAR NO : 2019/229
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI : 2018/1201 -2018/1223 E.K
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEPİhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkili banka ile asıl borçlu …. San. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini diğer borçluların kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini, alacağın ödenmediğini ileri sürerek, 388.431,19 TL nakdi ve 11.200 TL gayrinakdi olmak üzere, toplam 399.631,19 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 15.10.2018 tarihli kararıyla alacaklı bankanın 339.631,00 TL nakdi alacağı yönünden ihtiyati haciz istemi kabul edilmiştir.Bu karara karşı, borçlu … vekili itiraz etmiştir.İtiraz eden borçlu ……vekili, genel kredi sözleşmesindeki hükümlerin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, bankadan çekilecek tüm kredilerden dolayı müvekkili kefilin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ayrıca kefaletin sonlandırılmasına ilişkin olarak alacaklı bankaya keşide edilen ihtarnameye bankanın cevap vermediğini, bu nedenle müvekkilinin kefaletinin son bulduğunun kabulü gerektiğini, hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek, ihtiyati hacze itiraz etmiş ve kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, genel kredi sözleşmesinde kefalet koşullarının bulunduğu, itiraz sebeplerinin İİK’nın 257. maddesinde sınırlı olarak sayılan nedenlerden olmadığı, açılacak menfi tespit davasının konusunu teşkil edeceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİİtiraz eden borçlu vekili, istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmedeki müvekkili aleyhine hükümlerin genel işlem koşuluna aykırı olduğundan geçerli olmadığını, kefaletin sonlandırılmasına ilişkin gönderilen ihtarnameye bankanın cevap vermediğini, hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Talep, ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir.İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup bunlar, alacağın muaccel olması ve alacağın rehinle teminat altına alınmamış olmasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen diğer borçlunun müteselsil kefil sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladığı görülmüştür. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket ile kefil adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kat ihtarının tebliğine ilişkin tebliğ noter tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla talep tarihi itibariyle asıl borçlunun takip edildiği, yani hesabın kat edildiği ve kat ihtarının sonuçsuz kaldığı ihtilafsız olduğuna göre, bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.İtiraz eden kefilin kefaletten döndüğü yönündeki itiraza gelince; kefaletten dönmenin, İİK’nın 265. maddesinde yazılan şartlara ilişkin olmadığı gibi bu hususun ihtiyati haciz kararı verme yada kaldırma konusunda bir etkisi bulunmamaktadır. Bu hususun ve genel işlem koşuluna aykırılık iddiasının ancak bir menfi tespit davasına konu olabileceği ve yargılamayı gerektiren bir husus olduğu şüphesizdir. O halde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağının varlığı konusunda mahkemeye kanaat verici delillerinin sunulmasının yeterli olduğu gözetildiğinde, itiraz edenin yerinde olmayan istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.