Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1807 E. 2022/108 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1807
KARAR NO: 2022/108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/364 E. – 2019/579 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki temizlik malzemeleri alım-satım ilişkisine dayanan ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin toplam 328.686,36 TL alacağı bulunduğunu, davalının takipten önce 152.538,46 TL ödeme yapmasına rağmen takibe konu faturalardan kaynaklanan bakiye 176.447,90 TL borcu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin borçlunun haksız itirazı sonucu durduğunu, davacının teslim aldığı emtianın bir kısım bedelini havale yoluyla bir kısmını ise çekle yapmasına rağmen bakiye borcun ödenmediğini, davalının takipten sonra 16.447,89 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, borçlunun 160.000,00 TL bakiye alacağa yönelik itirazın iptaline ve alacağın tamamı üzerinden %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirket ile Lüleburgaz Belediyesi arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi uyarınca, müvekkili şirket tarafından Lüleburgaz ilçesindeki çöp ve atıkların toplanarak imha edildiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca başka şirketlerden mal aldığını, taraflar arasında da Belediyeden alınan ihalelerde kullanılmak üzere temizlik malzemeleri satın alındığını, müvekkilinin takip talebinden önce ve sonra çek ve banka havalesiyle ödemeler yaptığını ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere takip tarihi itibariyle davacıya 176.447,90 TL borcu bulunmadığının ticari defterlerin incelenmesiyle belirleneceğini savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında temizlik malzemeleri alım-satım ilişkisine dayanan ticari ilişki olduğu, tarafların incelenen ticari kayıtları doğrultusunda takip tarihi itibarıyla, davacı tarafın satmış olduğu temizlik malzemelerinin satışına ilişkin 05/01/2016 tarihli … sayılı 4.536,00-TL, 11/02/2016 tarihli … sayılı 50.150,00-TL, 04/05/2016 tarihli … sayılı 41.288,20-TL, 22/08/2016 tarihli … sayılı 26.163,64-TL, 03/11/2016 tarihli … sayılı 5,664,00-TL, 18/11/2016 tarihli … sayılı 25.243,15-TL, 30/11/2016 tarihli … sayılı 17.962,56-TL, 30/01/2017 tarihli … sayılı 45.530,64-TL’lik faturaları düzenlediği, söz konusu faturaların teslimi ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, toplam 176.447,90-TL alacağının dayanağı olan bu faturaların davalı tarafından vergi dairesine beyan ettiği BA formları ile aleyhine borç doğurduğunun tespit edildiği, söz konusu fatura bedellerinin davalı tarafından ödendiğine ilişkin bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, icra takip dosyasının incelenmesinde davalı tarafından takipten sonra 16.03.2018 tarihinde 16.447,89TL icra dosyasına ödeme yapıldığı, bu nedenle davacı tarafın toplam 160.000,00-TL fatura alacağının bulunduğunun sabit olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davacının, düzenlemiş olduğu faturaların tarih itibariyle yasal faiz oranları üzerinden faiz talep edebileceğine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine…” gerekçesiyle, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 160.000,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, itiraz edilen alacağın tamamının %20’si oranında 35.289,58-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının açıkça hakkaniyete aykırı ve eksik incelemeye dayandığını, müvekkilinin dava dışı Lüleburgaz Belediyesinden aldığı temizlik ihalesinde kullanılmak üzere davacı ve başka şirketlerden temizlik malzemesi satın aldığını, salt fatura düzenlenmesinin, adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu durumuna getirmeyeceğini, faturadan kaynaklı borçtan söz edilebilmesi için faturanın usulüne uygun tebliğ edilerek sekiz gün içinde itiraz edilmemesi gerektiğini, ayraca fatura konusu emitanın da tesliminin kanıtlanması gerektiğini, 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, sadece davacının defterlerinde 176.447,90 TL fatura kayıtlı olduğu, ancak emtianın teslimine ilişkin belge bulunmadığının belirlendiğini, bu durumda davacının alacağını ve emtiayı teslim ettiğini kanıtlayamadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabittir. Davalı yan, satım sözleşmesi ilişkisini kabul etmiş, ancak satın alınan emita bedelinin takip öncesi ve sonrası dönemde ödendiğini savunmuştur. Davacı yan, satım sözleşmesinden kaynaklanan 176.447,90 TL fatura bedeli ile 23.663,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 200.111,45 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatmıştır. Ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Takip sonrası 16.447,89 TL’nin ödenmesi üzerine, davacı yanca 160.000,00 TL için itirazın iptali davası açılmış, icra inkar tazminatı tüm alacak üzerinden talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Satım sözleşmesinde satılan emitanın alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü satıcıya aittir. Kural olarak satıcının, emtiayı teslim ettiğini sevk irsaliyesi gibi belgelerle kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davalı yan ticari defterlerini ibraz etmemiş, ilk derece mahkemesince davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının alacaklı olduğu belirlenmiştir. Mahkemece getirtilen Ba-Bs formları bilirkişi ek raporunda incelenmiş ve davacı tarafından teslim edilen emtiaya ilişkin faturaların davalı yanca vergi dairesine bildirildiği görülmüştür. Somut olayda icra takip dosyasındaki ödeme emrinde borç sebebi faturalar olarak gösterilmiş; davalı, savunmasında borcu kabul etmemiştir. Mahkemece faturaya konu emtianın teslimini kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğu kabul edilmiş, teslim ve alacağın varlığını ispat yönünden davacı delilleri toplanıp, ticari kayıtlar da incelenmek suretiyle değerlendirme yapılmıştır. Davacının davalıdan icra takip dosyasında talep edilen miktarda alacaklı olduğu, davalının davaya konu faturaları vergi dairesine BA formu ile bildirdiği, BA formunda eldeki davaya konu faturalara ilişkin emtianın da bulunduğu, bu faturalara konu borcun davalı tarafça benimsendiğ ve teslim olgusunun kanıtlandığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Davacının teslimi kanıtlaması karşısında, davacının ödemeyi kanıtlaması gerekir. Bu kapsamda takip sonrası yapılan ödeme de davacı tarafından dava açılırken dikkate alınarak bu miktara yönelik itirazın iptali davası açılmamıştır. Bu durumda, davacının teslim olgusunu kanıtlamasına rağmen, davacının bakiye ödemelerini kanıtlamadığı anlaşılmakla, emtianın teslim edilmediğine ve faturaya ilişkin davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, davalı yanca takibe itiraz edildikten sonra, davada önce 16.447,89 TL ödenmiş olup, davacı yanca bu miktar mahsup edildikten sonra itirazın iptali davası açılmıştır. İİK’nın 67/2. maddesi gereğince borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, alacaklının talibi üzerine davanın veya hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir. İcra inkar tazminatının dava konusu edilen alacağın tutarı üzerinden belirlenmesi gerekir. Harcı ödenerek dava konusu edilmeyen bir miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmediğinden bu yöne ilişkin davalı istinafının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, hüküm altına alınan 160.000 TL üzerinden takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, Dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ilamsız icra takibine yönelik itirazının 160.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiz uygulanarak, takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına, 2-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 32.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 12.053,15 TL harçtan, peşin alınmış olan 2.131,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.921,86 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından harcanan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 281,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 881,00 TL yargılama gideri ile 2.172,39 TL peşin harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir ve tayin olunan 16.536,87 TLnisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine, 7- İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 3.013,28 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından kanun yolu aşamasında harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 44,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 165,80 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8- Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10.02.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.