Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1799 E. 2020/1159 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1799
KARAR NO : 2020/1159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI : 2016/1358 E. – 2019/410 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu aracın davalıdan sıfır kilometre olarak 433.149,50 TL bedelle alındığını, 13.08.2015 tarihinde trafiğe çıkan … Plakalı … marka, … Sportback 3.0 TDI Quattro 272 Hp S Tronic Pl model 2015 model aracın 29825 kilometrede olup, tüm bakım ve kontrollerinin yetkili serviste yapıldığını, 20.06.2016 tarihinde İstanbul-Kurtköy otoyolunda şirket genel müdürü tarafından kullanılan aracın düşük vites ile seyir halinde iken aniden stop ederek EPC arızası belirdiğini, direksiyon ve fren sistemi çalışmayan seyir halindeki aracın trafiğin yoğun ve hızlı aktığı otoyolda durması nedeniyle ciddi kaza riski atlatıldığını, aracın olay yerine gelen sürücünün yakınları tarafından itilmek suretiyle emniyet şeridine çekildiğini, aynı gün içinde davalının gönderdiği çekici ile aracın servisine teslim edildiğini, davalı şirket tarafından yapılan incelemede araçta bulunan arızanın tespit edildiğini 21.06.2016 tarihli iş emrinde mekanik şekilde bloke ve krank mili senkronizasyonu kaybı arızaları görüldüğü, 3. silindir biyel kol kepinin karter üst parçasını kırarak dışarı çıkmış olduğu ve tespit için motor indirilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, 08.07.2016 tarihinde tespit işlemleri için onay verildiğini, 08.07.2016 tarihli ve İE17600 nolu iş emrinde motorun 3. ve 6. silindir biyel kol yataklarında ve krank milinde çizilmeler bulunduğu, 3. silindirin siboplara vurduğu ve bu silindirin kol kepi karteri kırarak dışarı çıktığı için marş motorunda zarar verdiği, marş motoru ile motoron komple değiştirilmesi gerektiğinin belirlendiğini, müvekkilinin bu bilgi karşısında aracın yenisi ile değiştirilmesi veya araçtaki değer kaybının ödenmesini talep ettiğini, ancak davalının aracın misli olmayan araçları teklif etmesi karşısında değer kaybının davalı tarafından da kabul edildiğini, keşide edilen 03.08.2016 tarihili Gebze …. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarıyla aracın bedelinin talep edilmesine rağmen cevap verilmediğini, bu nedenle müvekkilinin zorunlu olarak ayıplı ürünün tamiri yönünde tercih hakkını kullandığını, 10.08.2016 tarihinde motoru değiştirilen aracın 25.08.2016 tarihinde teslim edildiğini, henüz 29.825 km’de olan, bakım ve kontrolleri yetkili serviste yapılan aracın arızasının gizli ayıp niteliğinde mekanik arızası olduğunu, arızanın kullanıcı kusurundan kaynaklanmadığını, arızanın orijinal parçalarla tamir edilmiş olmasına rağmen araçta değer düşüklüğü meydana geldiğini, aracın yasal tamir süresi olan azami 30 gün yerine 65 günde tamir edildiğini, davalı tarafından üretimden kaynaklı arızaların giderilmesi amacıyla aracın birçok parçasının değiştirilmesi nedeniyle araçta değer düşüklüğü meydana geldiğini, diğer yandan tamir süresince başka bir araç tahsis edilmiş ise de tahsis edilen 2013 model … 2.0 TDI 177 hp Multitronic model aracın tamir edilen araçla aynı özelliklerde olmaması nedeniyle her iki araç arasındaki kiralama bedeli farkının hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, aracın tamirde kaldığı sürenin yasal süreyi aşması nedeniyle bu dönemler için ödenen kasko ve zorunlu mali sigorta poliçesi farkının tazmini gerektiğini, bunun yanı sıra 10.08.2016 tarihinde 0 km motor ile motoru değiştirilen aracın kilometresinin 30.860 olması sebep gösterilerek sanki hiç motor değiştirilmemiş gibi kabul edilip 30.000 km bakımı yapılarak 2.139,18 TL bedelli fatura düzenlendiğini, araç için 2. ödenen 898,50 TL motorlu taşıtlar vergisinin, aracın kullanılmayan süresine isabet eden kısmının da ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, araçta oluşan değer kaybı karşılığı şimdilik 30.000,00 TL’nin, aracın tamirde kaldığı 65 günü aşkın süre için beklenen faydayı sağlamaması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL kasko, 50,00 TL zorunlu mali sorumluluk sigorta pirimi, 250,00 TL motorlu taşıtlar vergisi ile her iki araç arasındaki kiralama bedel farkı masrafı ile 30.000 km bakım masrafı olmak üzere şimdilik 3.439,18 TL’nin yasal faizi ile tahsili ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; araçta ayıp, gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığı gibi davacının diğer talepleri yönünden de yasal koşulların oluşmadığını, aracın servise geldiği 20.06.2016 tarihinden 08.07.2016 tarihine kadar davacı talebine istinaden araca herhangi bir müdahalede bulunulamadığını, 08.07.2016 tarihinde davacının tespit ve onarıma izin vermesi ile birlikte, aracın arızasının tespiti için çalışmalara başlanarak arızanın tespit edildiğini, arıza tespiti sonrası davacının onarımı kabul etmesi ile birlikte motor değişimine karar verildiğini, onarımın davacının talebiyle yapılmasına rağmen daha sonra davacının onarımdan vazgeçtiğini, davacının talebiyle değişimlerin yapılması karşısında araçta üretimden kaynaklı giderilemeyen herhangi bir ayıp veya gizli ayıp bulunmadığını, bu nedenle davacının değer kaybı ve diğer tazminat taleplerinin dayanaksız olduğunu, zararın somut şekilde ortaya konulmadığını, kredi ile alınan aracın alım şeklinden kaynaklanan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, talep edilen motorlu taşıt vergisi, kasko sigorta bedeli ile zorunlu trafik sigortası bedellerinin aracın davacı tarafından kullanılması için yapılması gereken zorunlu giderlerden olmaması nedeniyle davalının sorumluluğunda olmadığını, araç tahsis edilmesine rağmen tahsis edilen aracın önceki araç ile bire bir aynı nitelikte olmaması nedeniyle aradaki kira farkının talep edilmesinin davacının kötü niyetinin gösterdiğini, benzer nitelikteki aracın tahsis edilmesi ile davacının mağduriyetinin giderildiğini, zararın bulunmaması nedeniyle talebin reddi gerektiğini, koşulları oluşmayan tazminat taleplerine ilişkin faiz isteminin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında; “…Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıdan satın aldığı araçta 20.06.2016 tarihinde meydana gelen arazın araçtaki gizli ayıptan dolayı oluştuğu, davalı tarafından ayıbın giderilmesi için yapılan motor değişimi işlemi nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiği, her ne kadar davalı tarafça yeni motor takılması nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağı ileri sürülmüş ise de motoru ve motor numarası değişen bir aracın piyasada daha az rağbet göreceği ve bu nedenle değerinde düşüş olacağı bilinen bir gerçek olduğu, denetime elverişli ve somut delillere uygun şekilde hazırlanan, önceki raporları ve bu raporlara karşı yapılan itirazları da değerlendiren 11.01.2019 tarihli rapora üstünlük tanınması gerektiği, bu durumda davacının aracında motor değişimi nedeniyle 24000,00 TL değer kaybı oluştuğu ve davacının bu nedenle zarara uğradığı, davacının aracının onarımda bulunduğu süre boyunca davalı tarafından davacıya sağlanan aracın model, performans ve konfor bakımından daha düşük bir araç olduğu, bilirkişi tarafından davacının aracı ile davalı tarafından sağlanan araç arasında günlük 50 TL kiralama farkı bulunduğu, bundan dolayı da davacının 900,00 TL zarara uğradığının bildirildiği, her ne kadar davacı tarafça, onarım süresi boyunca araçtan yararlanamamalarına rağmen sigorta ve vergi giderlerinden dolayı maddi zararlarının da giderilmesi talep edilmiş ise de, davacıya bu süre için ikame araç tahsis edildiği ve farkının da hüküm altına alındığı, ikame aracın da sigortasının ve vergisinin bulunduğu, ikame araç için vergi ve sigorta giderinin davacı tarafından karşılanmadığı dikkate alındığında davacının aracının onarımda geçen süreye denk gelen sigorta ve vergi giderlerinden dolayı zarara uğramadığı, yine bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacının aracında yapılan 30000 km bakımının sadece motor ile ilgili olmadığı aracın bütününe yönelik olduğu dikkate alındığında davacının 30000 km bakımı için ödediği bedel yönünden zararının bulunmadığı, davalı satıcının araçta meydana gelen değer kaybından kaynaklanan 24000,00 TL maddi zarardan ve araçlar arasındaki farktan kaynaklanan 900,00 TL maddi zarardan sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne ” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 24.000,00 TL değer kaybı ile 900,00 TL kiralama farkı alacağı olmak üzere toplam 24.900,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili 26.06.2019 tarihli istinaf başvurusuna cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; Davalının haksız istinafının reddi gerektiğini, davalıdan satın alınan sıfır kilometre aracın henüz 29.825 kilometredeyken 20.06.2016 tarihinde motor arızası verdiğini, araç arızasının yetkili servisçe belirlenerek motor ve marş motorunun değiştirilmesi suretiyle arızanın giderildiğini, meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmayan aracın üretiminden kaynaklanan gizli ayıp niteliğindeki mekanik arıza olduğunu, dosya kapsamında yapılan iki farklı bilirkişi incelemesinde aracın motorunun değiştirilmesi nedeniyle değer kaybına uğradığının açık şekilde belirlendiğini, ancak aracın tamir için fazladan serviste kaldığı süresinin bilirkişi raporlarında belirlendiği 18 gün değil 35 gün olduğunu, tamir süresince tahsis edilen aracın satın alınan araç ile aynı nitelikte olmadığını ve davalının davaya konu araçtan daha ucuz bir araç tahsis ederek ada az masraf yaparak sebepsiz zenginleştiğini, aracın motorunun değiştirilmesi nedeniyle 290.000,00 TL’ye satılabildiğini, bilirkişilerce belirlenen % 6 oranına göre aracın piyasa fiyatına göre 33.500,00 TL değer kaybı bulunduğunu, araç kiralama yönünden kiralama bedeli farkının günlük 50,00 TL olmayıp 250 TL olması nedeniyle hükmedilen kiralama farkının eksik olduğunu belirterek, yerinde olmayan davalının istinaf başvurusunun reddine, istinaf başvurularının kabulü il talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararının bir çok yönden hatalı olduğunu, öncelikle araçta ayıp, gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığı gibi davacı taleplerinin kabulü için gerekli teknik ve yasal koşulların oluşmadığını, araç arızası nedeniyle servise getirildiği 20.06.2016 tarihinden 08.07.2016 tarihine kadar davacının talebine istinaden herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, 08.07.2016 tarihinde davacının tespit ve onarıma izin vermesi ile birlikte arıza tespiti işlemlerine başlanarak motor arızasının belirlendiğini, bu kapsamda silindir arızası nedeniyle aracın marş motoru ile motorunun değiştirilmesi gerektiğinin belirlenerek davacıya bildirildiğini, davacının onarımı kabul etmesi ile birlikte motor değişimine karar verildiğini, buna rağmen davacının sonradan onarımdan vazgeçtiğini, onarımla birlikte araçtaki başka hasarların da onarılması karşısında dava konusu araçta üretimden kaynaklı giderilemeyen herhangi bir ayıp veya gizli ayıbın bulunmadığını, ayrıca davacının diğer tazminat taleplerinin de yersiz olduğunu, zarar kalemlerinin somut şekilde belirenerek açılmadığını, müvekkilinin aracın kredi ile alınmasından kaynaklı zararlardan sorumlu olmadığı gibi, motorlu taşıtlar vergisi, kasko ve zorunlu trafik sigortası bedellerinden de müvekkilinin sorumlu olmadığını, araç tahsis edilmesine rağmen haksız şekilde iki araç arasındaki kira farkı talebinin yersiz olduğunu, bu kalem yönünden hiç bir zarar oluşmamasına rağmen davacının haksız zenginleşmeyi amaçladığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TBK’nın 219 ve 227. maddeleri uyarınca, satılanın ayıbı nedeniyle meydana gelen değer kaybı, aracın tamirde kaldığı süreye ilişkin fazladan ödenen motorlu taşıtlar vergisi, kasko ve zorunlu mali sorumluluk sigortası pirimi ile ikame araç ile dava konusu araç arasındaki kiralama bedeli farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile 24.000,00 TL değer kaybı ve 9.000,00 TL ikama araç kira farkı olmak üzere toplam 24.900,00 TL’nin davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulduğu, davacı vekilinin de katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle, davalı vekilinin istinaf başvurusunda, mahkemece reddedilen tamir bedeli, kasko ve zorunlu mali sorumluluk sigorta prim farkları, motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili cevap dilekçesindekine benzer genel açıklamalar yapılmasına rağmen bu yönlere ilişkin bir istinaf başvurusunun bulunmadığı, davacının katılma yoluyla istinaf başvurusunda da reddedilen istek kalemlerine yönelik açık bir istinaf nedeninin bulunmadığı, davacı istinafının aracın kiralama bedelinin ve değer kaybının eksik belirlendiğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda her iki yanın istinaf başvurusu, araçta değer kaybı bulunup bulunmadığı ile bulunuyorsa miktarına ve davacıya tamir süresince tahsis edilen araç ile dava konusu araçtaki nitelik yönünden farklar nedeniyle kiralama alacağı bulunup bulunmadığı ile miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Tarafların istinaf nedenlerinin incelenmesinde; taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde, davacının, 12.08.2015 tarihinde 2015 model … model Sportback 3.0 TDI quartro model aracı 433.149,50 TL bedelle satın aldığı sabittir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu ve servis faturalarından satın alınan aracın garanti süresi içinde 29.825 kilometredeyken motor arızası nedeniyle servise getirildiği ve aracın motorundaki araza nedeniyle marş motoru ile araç motoru değiştirilmiştir. Meydana gelen arızanın, kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, aracın üretiminden kaynaklı gizli ayıp niteliğindeki arızanın ücretsiz onarım kapsamında giderildiği belirlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, araçtaki meydana gelen araza nedeniyle aracın değerinde azalma meydana geldiği, onarılmış şekliyle aracın ikinci el piyasa değerinde 24.000,00 TL azalma olduğu denetime elverişli şekilde belirlenmiştir. Bu durumda taraf vekillerinin araçtaki, değer kaybına ilişkin mahkeme hükmü ve gerekçesine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Diğer yandan garanti sözleşmesinde, araçtaki arızanın 15 gün içinde giderilmemesi halinde tamirin tamamlanmasına kadar benzer nitelikli başka bir aracın tüketicinin kullanımına sunulması gerektiği düzenlenmiştir. Aracın tamirde kaldığı süre içinde, davalı tarafından sözleşmeye konu araç ile aynı model ve nitelikte olmamakla birlikte, garanti sözleşmesinde belirtildiği üzere benzer nitelikteki bir araç tahsis edilmiş ve araç davacı tarafından kabul edilerek kullanılmıştır. Bu durumda, benzer nitelikteki bir aracın tahsis edilmesi karşısında artık davacının herhangi bir zararının bulunduğu kabul edilemez. Bu nedene, kiralama farkına yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b maddesi uyarınca dosya üzeriden yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. Maddesi uyarınca kısmen kabulü ile lk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yaniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,B)Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kısmen kabulüyle araç değer kaybı karşılığı 24.000,00 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.639,44 TL harçtan, peşin alınan 571,06 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.068,38 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça sarf edilen 604,56 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,4-Davacının yaptığı 272,80 TL posta gideri, 4.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.072,80 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranına göre belirlenen 3.640,87 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre belirlenen 3.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 380,83 TL nispi istinaf peşin harcının, talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 31,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 152,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1-2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12.11.2020