Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1769 E. 2019/1316 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1769
KARAR NO : 2019/1316
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/253 D. İş Esas – 2019/250 Karar
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
DAVA : İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin yapılan yargılaması sonunda ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, borçlulardan …’ın ihtiyati hacze itiraz etmesi üzerine, itiraz kabul edilerek onun yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı, bu karara karşı alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmakla, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından düzenlenen ve müvekkiline verilen 19/01/2019 tanzim tarihli 31/03/2019 ödeme tarihli 5.000 USD (30.514,00 TL) bedelli senetin vadesi geldiği halde senedin ödemesinin yapılmadığını, borçlunun haczi kabil mallarının olduğunu, iş bu malların ellerinden çıkarma gayreti içinde olduklarını belirterek, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından verilen ihtiyati hacizden 20/05/2019 günü haberdar olduklarını, ihtiyati haciz kararına süresinde itiraz ettiklerini, müvekkilinin ihtiyati hacze konu bononun lehtarı olduğunu, müvekkilinin ciranta olarak İİK’nın 168 ve devamı maddeleri gereğince kambiyo senetlerine göre takip edilebilmesi için ciro silsilesinin düzgün olması gerektiğini, ancak bonolarda ilk cironun lehtarı ait olması gerekirken ilk cironun müvekkiline ait olduğunu, bu haliyle ihtiyati haciz talebinde bulunan lehtarın müvekkiline karşı kambiyo senedine dayalı takip yapmasının mümkün olmadığını, ihtiyati haciz dayanağı bonoda yer alan müvekkiline atfedilen cironun geçerli olduğu varsayılsa dahi, cirantaya karşı kambiyo takibi yapılabilmesi için keşidecinin protesto edilmesi gerektiğini, bononun ön yüzündeki imzaların müvekkilinin oğluna ait olmayıp taklit ile sahte olarak düzenlendiğini, müvekkili ile oğlunun iş bu senede konu alacağa ilişkin bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini itiraz yoluyla talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı duruşmalı olarak değerlendirdiği 14/05/2019 tarihli ek kararında; “…Somut olayda, takibe konu bonoda itiraz eden borçlunun lehtar ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, lehtar ciranta hakkında takip yapabilmesi için, bonoyu düzenleyene ödememe protestosu göndermesi zorunludur. Buna göre alacaklının, itiraz eden lehtar cirantayı takip hakkının bulunmadığı…” gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve … yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemenin gerekçesinde “…ciro olduğundan ve protesto edilmediğinden dolayı ihtiyati haczin kaldırılmasına” karar verdiğini, oysaki verilen kararın açıkça yasalara aykırı olduğunu, ortada bir ciro olmadığını, geçerli bir cirodan bahsedebilmeleri için imza ile ciro atılmış olması ve söz konusu kıymetli evrakı elinde bulundurması (senedin devri) zorunlu olduğunu, ancak sayın mahkemece bu hususun dikkate alınmadan ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, borçlu … ve oğlu …’ın, müvekkilinden almış oldukları mal ve hizmetlere karşılık olarak birlikte senet imzalayarak müvekkile teslim ettiklerini, yani borçlunun beyan ettiği gibi ciro silsilesinde bir hata söz konusu olmadığını, lehtar olan müvekkilince senedin devrinin söz konusu olmadığını, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin kanunda açıkça sayıldığını, davalı borçlu kanunda sayılan itiraz nedenlerinin hiçbirine değinmeyerek itiraz etmesinin kötüniyetini açıkça ortaya çıkardığını, itiraz eden …’ın mahkemeyi yanıltma adına yaşlı ve hasta olduğunu beyan etmiş ise de … Sanayi Ltd.Şti.’nin kurucu yetkililerinden biri olduğunu, bu hususun dahi davalı borçlunun itirazlarının ne kadar yersiz olduğunun göstergesi olduğunu, alacağın rehinle teminat altına alınmadığını, gerek dava konusu alacağın senede dayalı olması, davalı borçlunun beyanları gerekse ve alacağın rehinle teminat altına alınmamış olmasından dolayı mahkemenin ihtiyati haciz kararı yerinde olup itirazın ise reddi gerektiğini, gerektiğini, mahkemeye sunulan senedin incelendiği taktirde alacak konusunun vadesinin gelmiş olduğunu ve borcun muaccel olduğunun görüleceğini, borçlunun hiçbir ihtiyati haciz nedenine itiraz etmediğini, yapılan itirazın tamamen hukuka ve usule aykırı olarak yapıldığını, bu nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın kabulüne dair ek kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair ek kararın istinafına ilişkindir.Alacaklı vekilince bonoya dayalı olarak istenen ve verilen ihtiyati haciz kararına … yönünden itiraz edilmesi üzerine, bu borçlu yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği, karara karşı alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Alacaklı vekilince, müvekkilinin lehtar, keşidecisi dava dışı … olup, senet arkasında itiraz eden borçlunun cirosu bulunan senede ilişkin olarak ihtiyati haciz talep ettiği anlaşılmaktadır. İtiraz edenin cirosundan önce lehtar alacaklı cirosunun bulunmadığı görülmektedir. Bu surette ciro silsilesinde kopukluk olduğu gibi, itiraz edenin ciranta olduğunun kabulü halinde dahi, talep konusu bononun protesto edildiğine ilişkin kanıt sunulmadığı gözetildiğinde, TTK’nın 778.maddesi atfıyla 730. maddesi uyarınca itiraz eden borçlu yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyecektir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ek kararı isabetli olup, alacaklı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. Maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16/10/2019