Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1750 E. 2019/1696 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1750
KARAR NO : 2019/1696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI : 2018/1316E. 2019/762K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Bankası A.Ş. Göztepe Şubesi nezdinde bulunan … İban numaralı internet ve mobil bankacılık girişlerine kapalı olan hesabından 28.06.2017 günü 1.000.000 TL ve 12.07.2017 günü 1.000.000 TL olmak üzere toplam 2.000.000 TL tutarında paranın eft ile bilgisi dışında gönderildiğini, müvekkilinin adına kayıtlı olan hesap ile ilgili herhangi bir üçüncü şahsa vekalet/yetki belgesi vermediği gibi para transferi konusunda da müvekkilinin banka tarafından sms/mail vb. yöntemlerle de bilgilendirilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı defi ileri sürmüş, esas yönünden ise davacının hesabından EFT ile gönderilen tutarın açıkça belli olmasına rağmen davanın 1.000 TL üzerinden kısmi olarak açılmış olmasının da davacının taleplerinin kendi içerisinde çelişkili ve inandırıcılıktan uzak olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında; “…Davanın açıldığı 06.11.2018 tarihi itibarı ile 6502 Sayılı Yasanın yürürlükte olduğu, davacının hesabının bireysel hesap olduğu, davacının mesleki veya ticari olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeni ile tüketici sayıldığı, dava konusu bankacılık işlemininde tüketici işlemi sayıldığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/2651E-2017/1706 K 22.03.2017 tarihli kararınında emsal nitelikte olduğu davaya Bakma görevinin Tüketici Mahkemesi olması nedeni ile…”, HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden reddine, dava dosyasının HMK’nın 20. maddesindeki usul çerçevesinde görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacı tarafın, müvekkili banka nezdinde hesap sahibi olduğunu, hesabında bulunan 2.000.000,00 TL’nin bilgi ve iradesi dışında … isimli bir şahsa EFT yapıldığını uzunca bir süreden sonra fark ettiğini, bankanın güven ve özen kurumu olması nedeniyle bu ilişkiden yana sorumlu olduğu iddiasıyla kısmi dava olarak 1.000 TL’nin kendisine ödenmesi istemiyle davayı açtığını, akabinde de kendi ikame etmiş olduğu davasında görev itirazında bulunduğunu, İhtilafın, 5411 sayılı Kanun ile öngörülen “mevduat” ilişkisine dayandığından asliye ticaret mahkemesinin görevli mahkeme olduğunu,Davacının daha önceden de …Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nde şirket müdürü olduğunu, ayrıca davacının yine önceden … Kooperatifi’nde yönetim kurulu başkanı olduğunun tespit edildiğini, davacının halen faaliyet göstermeye devam eden basiretli bir tacir olduğunu, faaliyet konusu ile ilgili para gönderim işlemleri gerçekleştirdiğini, bireysel hesabı üzerinden iş ve faaliyetlerini finanse etme amacıyla hareket ettiğinin açık olduğunu, Davacı ile ihtilaf konusu EFT işlem alıcısı arasında karşılıklı para transferlerinin yaşandığının, bu husus dahi araştırılmadan hesabın nihai tüketim amacıyla tüketici sıfatıyla kullanıldığı kanaatine varılmasının yerinde olmadığını,Davacı ile ihtilaf konusu EFT işlem alıcısı arasında karşılıklı para transferleri yaşandığını, başka kişiler aracılığı ile davacıya teslim edilmek üzere gerçekleştirilen para transferleri dahi mevcut olduğunu, müvekkili banka nezdindeki kayıtlarla dahi bu husus tespit edilebildiğini, Ceza soruşturma dosyanın ve ceza mahkemesi dosyasının dosya arasına alınmış olması gerektiğini, savcılık dosyasında ve ceza mahkemesi dosyasındaki maddi tespitler ışığında davacının hesabını ne amaçla kullandığı ve EFT alıcısı ile aralarındaki ilişkinin mahiyeti gibi hususlar irdelenebilecek iken, yanlışlık düzeltilmeden ve dönmeyen müzekkereler beklenmeksizin eksik ve yetersiz inceleme ile görevsizlik kararı verilmiş olmasının da yerinde olmadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında imzalanan bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacının davalı nezdinde mevduat hesabı bulunmaktadır. Dava tarihi olan 27.11.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Davacının şirket ortağı ya da kooperatif başkanı olması, ona tacir sıfatını kazandırmaz. Davalının istinaf sebebi olarak olarak ileri sürdüğü hesap hareketlerinin tüketici mahkemesince incelenmesine ve değerlendirmesine engel bir hukuki düzenleme yoktur. Buna göre, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen karar yerinde olduğundan, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26/12/2019