Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1707 E. 2019/1709 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1707
KARAR NO : 2019/1709
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI : 2017/475E. 2017/741K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle yargılamanın iadesi talebinin reddine ilişkin verilen hükme karşı ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı …. Şti temsilcisi istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Birleşen dava davacısı …. ŞTİ vekili iade-i muhakeme talebini içirer dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen dava davacısı … A.Ş.’nin acentesi olan birleşen dava davalısı …. Şti. aleyhinde alacak davası açmış olduğunu, ancak alacağın varlığını ispat edemediğini, Yargıtay 11.HD’nin 16.06.1989 gün, 1989/4424 E., 1989/3678K.sayılı ilamında ve aynı dairenin 11.10.2004 tarih, 2004/413 E. 2004/9562 sayılı ilamında belirtildiği üzere, acenteliğinin sorumluluğunun tahsil ettiği halde sigorta şirketine aktarmadığı tutarla sınırlı olduğu, aynı dairenin 29.05.2006 tarih, 2006/11577 E., 2008/3592K. sayılı ilamında sigorta şirketi ile acente arasında hesap mutabakatının cari hesaba dayandırılamayacağı şeklinde karar verildiği anlaşılmakla, eldeki dava dosyasında az yukarıda bahsi geçen Yargıtay kararları ile çelişki oluşturacak şekilde ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda acente tarafından tahsil edildiği ispatlanamayan prim alacakları üzerinden yapılan hesaplama kararı esas alınarak hüküm oluşturulduğu, buna rağmen hükmün Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, aynı zamanda yargılamanın yenilenmesi talebini reddeden ilk derece mahkemesi kararını onayan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi üyeleri arasında FETO üyesi hakimin de bulunmuş olması sebebiyle bu hususun hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkmış yeni bir delil olarak değerlendirilerek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesinin yargılamının yenilenmesi talebinin değerlendirildiği kararında; ”Davacı Yargıtay 11.Hukuk Dairesi kendisi ile ilgili aleyhe verilen kararın 08/10/2015 tarihli 2014/13492 -2015/10178 sayılı ilamı ile onama kararında da Yargıtay Üyesi ….n fetodan tutuklandığından bahisle yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuşsa da HMK 375.maddesi gereğince sayılan sebeplerden birinini bulunmadığı gibi tek bir üyenin tutuklanması kararının 5 kişilik heyetçe verilmesi nedeniyle …”, koşulları bulunmayan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı ….. Şti istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı …. Şti istinaf başvuru dilekçesinde; hakkında kesin karar veren Yargıtay üyesi Hakim ….’nin, FETÖ/PYD silahlı terör örgütü üyesi olmaktan tutuklandığını, böylelikle hakkında yapılan yargılamanın şüpheli, kasıtlı, taraflı olduğunun ortaya çıktığını, yargılamaya şaibe karışmasının tek başına yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu, adalete ve yargılamaya şaibe karışması ve tarafsızlığın yok olması nedeniyle yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi gerekirken, ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshedilmesi uyarınca acentenin tahakkuk eden prim ücretlerini ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası, birleşen dava ise yine, aynı acentelik sözleşmesinden kaynaklı olarak prim ücretlerinin ödenmemesi üzerine … A.Ş. tarafından teminat olarak gösterilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 47.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/285 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının … A.Ş., davalının ….. Şti. olduğu, acentenin borçlarını ödememesi üzerine sözleşmesinin feshedildiği, usulüne uygun gönderilen ihtarnameye rağmen borçlar halen ödenmeyince davacı … tarafından … ve …. Şti.’ne karşı ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazları üzerine söz konusu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu dosya İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/285 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. İstanbul kapatılan 47.ATM’nin 2013/284 ve birleşen 2013/285 esas sayılı dosyalarına ilişkin olarak Yargıtay 11.HD’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/13492 E., 2015/10178 K.sayılı kararı ile ilk derece mahkemesince verilen hüküm onanmış, bunun üzerine asıl davanın davacısı … ve birleşen davanın davacısı …. Şti tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, karar düzeltme dilekçesinde, ilgili dosyada bilirkişilik yapan … rüşvet aldığı, dolayısıyla bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporların gerçeğe aykırı olduğu, bazı belgelerin yeni delil olarak sunulduğu hususlarına dayanılmıştır. Yargıtay 11.HD’nin 09.02.2017 tarihli, 2015/15494 E., 2017/709 K.sayılı ile karar düzeltme talebini reddetmiştir. Davalı …’ın 16.09.2013 tarihli dilekçesi ile İstanbul kapatılan 47.ATM’nin 2013/284 ve birleşen 2013/285 esas sayılı dosyasına ilişkin olarak 6100 sayılı HMK’nın 370/1.f,h bentleri uyarınca yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesi (eski İstanbul kapatılan 47 Asliye Ticaret mahkemesi)13.01.2014 tarih, 2013/271E., 2013/284 K sayılı ilamı ile yargılanmanın iadesi talebini reddetmiştir. Yargıtay 11.HD’nin 08.10.2015 tarih, 2014/13492 E. 2015/10178 K sayılı ilamı incelendiğinde; İstanbul İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/271E.-2013/284K. sayılı kararına ilişkin olarak yargılanmanın iadesi sebepleri somut olayda oluşmadığından söz konusu hükmün onanmasına oy birliği ile karar verildiği, kararda …. isimli üye hakiminde imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. …. isimli üye hakimin daha sonra FETÖ-PDY terör örgütüyle bağlantısı sebebiyle tutuklanmış olmasından ötürü bu durumun hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuştur.İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 07.11.2017 tarih, 2017/475 E., 2017/741 K sayılı ilamı ile HMK’nın 375. maddesinde sayılan sebeplerin somut olayda bulunmadığı, aynı zamanda tek bir üyenin tutuklanmasının kararın beş kişilik heyetçe verilmesi sebebiyle yargılamanın yenilenmesi sebebini oluşturmadığından bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebini reddetmiştir. İstinafa konu edilen karar bu son karardır. Uyuşmazlık, esas dosya açısından acentelik sözleşmesi kapsamında prim borçlarının ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında ve birleşen dosya açısından ise söz konusu acentelik sözleşmesinden kaynaklanan asıl alacak ve faizler için icra dosyasında, teminat olarak gösterilen gayrimenkul ipoteklerinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında verilip kesinleşen hükme ilişkin kararın yargılamasının iadesi isteminden kaynaklanmaktadır. 6100 ayılı HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde yargılamanın iadesinin, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı istenebileceği belirtilmiş, 375. maddesinde iade sebepleri sınırlı olarak sayılmış, 377. maddesinde talep süresi düzenlenmiş, 378. maddesinde inceleyecek merci ve 379. maddesinde de istemin ön incelemesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yargılamanın iadesi kim tarafından istenirse istensin, aslında yeni bir dava niteliğindedir. Yargılamanın iadesini isteyen bu talep açısından davacı, kesinleşmiş hükmün diğer tarafı ise davalı olarak adlandırılmalıdır. 6100 Sayılı HMK’nın 375. Maddesinin 1.fıkrasının;(a) bendinde, ” Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması”; (ç) bendinde, “Yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen davalı tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması”; (ğ) bendinde, “Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması,” ; (h) bendinde, “Lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması,” şeklinde iade sebepleri gösterilmiştir. Yargılanmanın yenilenmesini talep eden talep dilekçesinde; eldeki dava dosyasında, Yargıtay içtihatları ile çelişki oluşturacak şekilde ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda acente tarafından tahsil edildiği ispatlanamayan prim alacakları üzerinden yapılan hesaplama kararı esas alınarak hüküm oluşturulmasını ve Yargıtay 11.HD’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/13492 E. 2015/10178K.sayılı ilamında imzası bulanan …. FETÖ/PYD suçlamasıyla tutuklanmış olmasını gerekçe göstermektedir. Yukarıda anlatıldığı üzere, ilk derece mahkemesince esas ve birleşen dosyalar hakkında verilen hüküm iki kez Yargıtay incelemesinden geçmiş, hatta başka sebeplerden dolayı karar düzeltme talebinde bulunulmuş, eski Yargıtay üyesinin dahil olmadığı heyet tarafından söz konusu talep reddedilmiştir. En nihayetinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ( kapatılan 47.ATM) az yukarıda bahsi geçen kararının yargılamanın iadesine konu edilmesine ilişkin olarak verilen red kararı üzerine söz konusu karar, eski Yargıtay üyesi …. içinde yer aldığı heyet tarafından oy birliği ile ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Ortaya çıkan bu durum itibarıyla, yargılamanın iadesi istemine dayanak gösterilen eski Yargıtay üyesinin davanın karşı tarafıyla bağlantı içinde olduğu, FETÖ-PDY örgütünün amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği hileli davranışlarıyla esas ve birleşen dosyaların bu şekilde sonuçlanmasına sebep olduğu, dava sırasında devam eden hileli davranışlar ile yargılanmanın yenilenmesini talep edenin savunma yapma, delillerini ileri sürme imkanı verilmeyerek asıl ve birleşen davanın kısmen kabul yoluyla sonuçlanmasını sağladığı hususuna ilişkin olarak dosyada hiç bir somut belge ve bilgi mevcut değildir. Ayrıca, hükmün kesinleştiği tarihten uzun süre önce verilmiş Yargıtay kararlarında belirtilen hususlara aykırılık teşkil edecek şekilde karar verilmiş olması da yargılamanın yenilenmesi sebebini oluşturmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararı yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı …. Şti. temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- Ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı ….. Şti temsilcisi tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3- Ana dava davacısı … ve birleşen dava davacısı …. Şti temsilcisi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.12.2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.