Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1701
KARAR NO : 2019/1175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/432 Esas
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil- Tazminat
Taraflar arasındaki Tapu İptali Ve Tescil, olmadığı takdirde taşınmazların satış değeri tutarı 4.2000.000 TL nin davalılardan tahsili istemli açılan davanın yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin kabulüne karar verildiği, davalı … vekilince verilen karara karşı itiraz edildiği, ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiği, davalı vekilince süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderildiği anlaşılan dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalılardan …Ltd. Şti.’ ne devrettiği ve 06.12.2018′ de davalı şirketin eski ortağı …’ a sattığını tespit ettiği … İli, … İlçesi, … mahallesi, … ada, … parselde 2 no’ lu Davalı şirket adına kayıtlı 3. Kat 23- 24- 25 -26 no’ lu 4 adet taşınmazlara ilişkin olarak muvazaa ve hile sebebiyle satışın iptaline, taşınmazların müvekkil adına tesciline ve dava boyunca (3) nolu davalının davaya konu olan taşınmazların üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi ve telafisi imkansız zararların oluşmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 07.02.2019 tarihli ara kararla; “…İhtiyati tedbir talep eden vekilinin dilekçesine eklediği belgeler ve davanın niteliği dikkate alındığında dava konusu taşınmazların devir edilmesi halinde mevcut durumda meydana gelebilecek işbu değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasının muhtemel olduğu…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, dava değeri olan 4.200.000,00 TL üzerinden % 15 oranında teminat karşılığında, dava konusu … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … parselde kain 3. kat 23, 24, 25 ve 26 nlu bağımsız bölüm taşınmazların üçüncü kişilere devrinin, satışının ve temlikinin önlenmesi hususunda tapu kayıtlarına 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. HMK’nın 394. maddesi uyarınca, davalı … vekili tarafından bu karara itiraz edilmiştir.İtiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararında belirtilen taşınmazlar üstüne haksız olarak, yanlı izahat ve dava dilekçesi üzerine tedbir konulduğunu, dava değeri kadar teminat mektubunun taraflarınca teminat olarak ibrazı ile tedbirlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca dava şartı yerine getirilmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararının hakkaniyete uygun olmadığını, davacı yan ile davalılar arasında oluştuğu bahsedilen husumette, müvekkilinin iyiniyetle hareket eden üçüncü şahıs olması nedeniyle müvekkili aleyhine verilmiş bulunan ihtiyati tedbir kararının, müvekkilinin önlenemez ve telafi edilemez zararına sebep olacağını belirterek, ihtiyati tedbir verilen taşınmazlarla ilgili olarak dava değeri olan 500.000 TL tutarında teminat mektubunun sunulması suretiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 17/04/2019 tarihli ara kararında; “…Dava konusunun taşınmazın tapusunun iptali ve tescilini de içeriyor olması sebebiyle dava konusu taşınmazların devir edilmesi halinde mevcut durumda meydana gelebilecek işbu değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasının muhtemel olması sebebiyle verilmiş ihtiyati tedbirin kaldırılmasını gerektirecek hukuki bir sebeb veya olgu olmadığı…” gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir kararının, davacı yanın dava açan dilekçedeki talebi üzerine verildiğini, lakin davacı yanın dava dilekçesinde terditli bir talepte bulunduğunu ve davasını hem tapu iptali ve tescili ve hemde tazminat davası olarak ikame ettiğini ve dava değerini ise 500.000 TL gösterdiğini, dava değerinin 500.000 TL olmasına rağmen tapu kayıtlarına konulmasını istediği tedbir talebinin değerini ise 4.200.000 TL olarak gösterdiğini, bu hususun tedbir talebinin konusu ve miktarına ilişkin çelişki doğurduğu gibi usul hukukuna da aykırı olduğunu, davacı yanın kendi yaptırdığı bilirkişi raporları nazara alınarak müvekkilinin ticari hayatını anormal derecede etkileyecek şekilde, eksik araştırma ile tedbir kararı verilmesinin düşündürücü olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazları, … Bankası lehine kurulan ipoteklerin ekspertiz değerlerini ödemek kaydıyla satış yapılması hususunda olur aldıktan sonra satın aldığını ve ipotek ekspertiz değerinin tamamını gerek kendisi ve gerekse de babası tarafından … Bankasına ödediğini, HMK’nın 390/3. uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, ancak Mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararında sadece davacının dava dilekçesini dikkate aldığını, önceden görülmeyen veya nazara alınmayan lakin taraflarınca yapılan itiraz üstüne dikkatle incelenerek nazarı dikkate alınan dava değeri ile tedbir değeri arasındaki farka dair davacı yanın eksik harcı yatırması hususunda ara kararı verilerek eksik harcın ikmal edilmediğini, usul hukukuna göre hakimin taleple bağlı olduğunu, fakat talebin anlaşılabilir açık ve net olması gerektiğini, dava değeri ile talebin farklı olmaması gerektiğini, aynı dava da iki ayrı değerin çıkması ve farklı değerlerin talep edilmesinin kabul edilemez olduğunu, bu nedenle de tedbir kararının kaldırılması gerekirken taleplerinin reddinin kanuna aykırı olduğunu belirterek, itirazın taleplerinin reddine dair kararın kaldırılarak, itirazlarının kabulüne, tedbir kararının dava değeri ile ölçülü olarak ihdas edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas dava içinde verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir.Davacı tarafından, davalı eski şirket müdürü ile diğer davalılar arasında şirkete ait dava konusu taşınmazların muvaazalı devredildiği iddiasıyla, taşınmazların tapusun iptali ile davacı adına tesciline , olmadığı takdirde taşınmazların satış değeri tutarı 4.2000.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi istemli açılan dava içinde talep üzerine verilen ihtiyati tedbire karşı yöneltilen itirazın reddine karar verildiği, davalı … vekilince karara karşı, HMK’nın 394/5. maddesi uyarınca istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle ile sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati tedbir, geçici hukuki korumalardandır. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Somut olayda davacı tarafından davalı eski şirket müdürü ile diğer davalılar arasında muvazaalı işlemlerle şirket taşınmazlarının devredildiği ileri sürülmüş, taşınmazların tapularının iptali ile davacı şirkete tesciline, terditli talep olarak da mümkün olmaması halinde taşınmazların satış tutarı olan 4.200.000 TL’nin davalılardan tazminat olarak tahsili talep edilmiştir. Mahkemece tensip tutanağında davacının talepleri dikkate alınarak bakiye harcın tamamlanması (4.200.000 TL üzerinden) yönünde süre tanınmış, davacı yanca dosyaya sunulan 08.02.2019 tarihli harç makbuzu ile harcın tamamlandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı vekilinin davada dava değerinin 500.000 TL olarak gösterildiği, ancak tedbir konusu taşınmazların değerinin 4.200.000 TL gösterildiği, buna göre davacının talebini aşar şekilde ve dava değerini aşarak taşınmazlar üzerine tedbir konulmasının yerinde olmadığ yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.İlk derece mahkemesince değişen delil durumuna göre tedbir kararı ile ilgili talep üzerine her zaman değerlendirme yapılabileceği, tedbir kararının sunulu deliller ışığında teminat mukabili verildiği de dikkate alındığında, karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığından, davalı … vkilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.09.2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.