Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1697 E. 2022/222 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1697
KARAR NO: 2022/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:15/04/2019
NUMARASI:2017/792 E. – 2019/461 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, her iki taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili şirketin taşıma işiyle iştigal ettiğini, müvekkili şirketin farklı havayolları ile taşınan Esenboğa varışlı sevkiyatları ile ilgili olarak davalı şirket tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün … sayılı 2017/10 nolu Genelgesine aykırı şekilde ardiye faturası keşide edilerek müvekkili şirkete gönderildiğini, toplam 65 adet faturanın hiçbirinin yasal dayanağının bulunmadığını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün … sayılı 2017/10 nolu Genelgesi uyarınca havalimanlarında geçici depolama yeri/antrepolara alınan eşya ile ilgili olarak eşyanın geçici depolama yeri/antrepoya alındığı saatten itibaren ilk on iki saatlik süre içerisinde ayrıştırma işlemi yapılarak gümrük işlemlerinin tamamlanması halinde, hangi ad altında olursa olsun hiçbir ücret talep edilemeyeceğini, bu saatin aşılmasından sonraki on iki saatlik süre içerisinde ise ithalat işlemlerinin tamamlanarak eşyanın alıcısına teslim edilmesi durumunda en fazla 200 TL ardiye ücreti alınabileceğini, bu ücretin dışında ücret talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle müvekkili şirkete genelgeye aykırı olarak ardiye faturası kesildiğini, müvekkilinin söz konusu emtiaları teslim alabilmek için fatura bedellerini ödemek zorunda bırakıldığını ileri sürerek, müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen faturalardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 22.815,00 TL’nin tahakkuk tarihlereinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının şikayeti üzerine, dava konusu faturalar için Esenboğa Gümrük Müdürlüğü tarafından 2017/10 sayılı Genelgeye aykırı işlem yapıldığı iddiasıyla müvekkiline idari para cezaları tahakkuk ettirildiğini, bu cezalara karşı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü nezdinde yaptıkları itirazların bir çoğunun reddedildiğini, ret kararlarının iptali için Ankara 1. İdare Mahkemesinin 2017/2561 Esas, 2. İdare Mahkemesinin 2017/2368 Esas, 3.İdare Mahkemesinin 2017/2118 Esas, 4. İdare Mahkemesinin 2017/2031 Esas, 7. İdare Mahkemesinin 2017/2182 Esas, 11.İdare Mahkemesinin 2017/2005 ve 16. İdare Mahkemesinin 2017/2011 Esas sayılı dosyalarının ve 2017/10 sayılı Genelgenin iptali için Danıştay 10. Dairesinin 2017/1764 Esas sayılı dosyası ile açtıklarını, davaların derdest olduğunu, bu davaların sonucunun huzurdaki davayı etkileyeceğini, bu nedenle işbu davaların sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin beklenilmesini talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak olarak açılması hukuken mümkün olmadığından öncelikle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davacıya bir haftalık kesin süre verilerek harcın tamamlatılmasını talep ettiklerini, fatura bedellerinin emtiaları teslim almak için ödendiğine ilişkin iddianın kötüniyetli olarak ileri sürüldüğünü, davanın istirdat davası olarak açılması gerekirken belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davacı on iki saatlik süre içerisinde ithalat işlemlerini tamamlayamadığından davaya konu faturaların 2017/10 sayılı Genelgeye aykırı olmadıklarını, faturalara tahakkuk tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuken mümkün olmayıp dava tarihinden itibaren ve temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirterek, Ankara İdare Mahkemelerinde açılan davaların ve Danıştay 10. Hukuk Dairesinde açılan 2017/1764 Esas sayılı davanın davaların sonuçlanmasının beklenilmesine, akabinde öncelikle davanın usulden, aksi taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalı antrepo işleticisi her ne kadar depoladığı eşyaların ithal edilmeyip başka bir antrepoya aktarıldığını ve bu nedenle genelgenin uygulanamayacağını savunmuş ise de, 2017/10 sayılı genelge lafzında ithalat koşulunun bulunmadığı, genelge içeriğinin ithalat sürecini belirttiği gümrük idaresinin de bu yönde cezai işlem tesis ettiği dikkate alınarak, davalının kesmiş olduğu fatura bedellerini, davacının muhtelif tarihlerde ödemiş olduğu, ödeme konusunda taraflar arasında bir çekişmenin bulunmadığını, uyuşmazlığa mesnet 22 adet konişmentoya binaen davalı tarafından kesilen 64 adet ardiye faturasının 2017/10 sayılı genelge hükümlerine aykırı olarak düzenlendiğini, faturaların davacı tarafından haksız yere ödendiğini, anılan tüm hususular ve de 2017/10 sayılı genelge dikkate alınarak, dosya kapsamı ve dosyaya celp edilen belgelerin birlikte değerlendirilmeli sonucunda, davalı yanın genelge usulüne aykırı hareketle 64 adet ardiye faturası bedeli olan 32.320,00 TL kısmını davacı yana iade etmesi gerektiği…” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 22.320,00 TL alacağın tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Öncelikle, davalının ünvanının … A.Ş. olup, taraflarınca dava dilekçesinde maddi hata yapılmış olduğunu, bu sebeple ilamda yazılı olan ünvanın değiştirilerek … A.Ş. olarak değiştirilmesi gerektiğini, Davalı şirketçe kesilen 65 adet faturanın Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün … sayılı 2017/10 nolu Genelgesine aykırı olarak keşide edilerek müvekkil şirkete gönderilmiş olduğunu, söz konusu faturaların hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün … sayılı 2017/10 nolu Genelgesi uyarınca ilk on iki saatlik dönemde hangi ad altında olursa olsun ücret talep edilemeyeceğini, bilirkişi heyetinin de davanın haklılığını sübuta erdirecek şekilde tespitlerde bulunduğunu, Bilirkişi Raporunun sonuç ve kanaat kısmında “…faturaların davacı tarafından haksız yere ödendiği, davalı yanın genelge usulüne aykırı hareketle 64 adet ardiye faturası bedeli olan 22.320,00 TL kısmını davacı yana iade etmesi gerektiği…” tespitinin yapıldığını ve mahkeme tarafından da bu rapor kapsamında hüküm kurulmuş olduğunu, oysaki usule aykırı olarak kesilen … numaralı fatura kapsamında ödenen bedelin de müvekkili şirkete iadesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davalı tarafa ödenen bu faturanın da herhangi bir dayanağı bulunmadığını, Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kısmi ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hukukun genel ilkeleri gereğince, 2017/10 Sayılı Genelgenin metninin ve yayımlanma amacının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Öncelikle davacı tarafça yapılan ve davaya konu faturalara dayanak olan işlemin 2017/10 sayılı Genelge kapsamında bir ithalat işlemi olmayıp, işlemin 2013/5 sayılı Genelge kapsamında yapılan bir sevk işlemi olduğunu, zira bu işlem ve faturaların 2013/5 sayılı Genelge’nin “Aynı Gümrük İdaresi denetimindeki geçici depolama yerinden geçici depolama yerine eşya sevki” doğrultusunda yapılan aktarma işlemine ilişkin olduğunu, ancak 2017/10 sayılı Genelge’de ise bahsi geçen işlemin “ithalat işlemlerinin tamamlanarak eşyanın alıcısına teslimi” şeklinde belirlenmiş olduğunu, Faturaya konu emtianın ithalat işlemlerinin geçici depolama yerinde tamamlanmamış olduğunu, dolayısıyla davacı tarafça, depoların ithalat işleminin tamamlanması için değil, emtianın sevki için geçici depolama amacıyla kullanılmış olduğunu, eşyaların 2017/10 sayılı Genelge’nin öngördüğü şekilde ithalat işlemleri tamamlanmak suretiyle alıcısına teslim edilmediğini, eşyaların nakliye acentesine teslim edilmiş olduğunu, bu sebeple geçici depolama yerinde ithalat işlemlerini sonuçlandırarak on iki saatlik süreye göre ücret alıp almama kuralını uygulamakla yükümlü olanın müvekkili şirket olmadığını, Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 2018/244 E sayılı dosya kapsamında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından müvekkili şirket hakkında 2017/10 Sayılı Genelge hükümlerine aykırı olarak fatura kesildiğinden bahisle verilen idari para cezasının iptaline ilişkin taraflarınca açılan davada idari para cezasının iptaline karar verildiğini, anılan mahkeme kararının gerekçesi incelendiğinde 2017/10 sayılı Genelge’nin metni, yayımlanma amacı ve davaya konu olaya uygulanmasının imkansızlığının bu şekilde açıkça tespit edildiğinin görülmekte olduğunu, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilirkişi raporunda faturaların davacı tarafından haksız ödendiği belirtilmişse de yasal süresinde itiraz edilmeyen ve hukuka uygun tanzim eden faturalardan doğan alacağın varlığının şüphesiz olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın bütünüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 2017/10 sayılı genelgesine aykırı olarak, davalı tarafından davacıdan haksız olarak tahsil edilmiş olan ardiye ücretlerinin geri tahsili amacıyla açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının ünvanının … A.Ş. olup, taraflarınca dava dilekçesinde maddi hata yapılmış olduğunu, bu sebeple ilamda yazılı olan ünvanın değiştirilerek … A.Ş. olarak değiştirilmesi gerektiğini öne sürmüştür. Somut olayda ihtilafın taraflarının davacı ile … A.Ş olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamakla, … A.Ş. tarafından davacı adına keşide edilen fatura tutarının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iadesi talep edildiğinden, bu hususta maddi hata yapıldığı kabul edilerek karar başlığının davalı … A.Ş. olarak düzeltilmesi gerekmektedir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 2017/10 sayılı genelgesinin incelemesinde; “Ülkemiz havalimanlarında serbest zaman uygulamasının ihracat eşyası için bulunabilmekle birlikte ithalat eşyası için geçerli olmadığının tespit edildiği, ithalatta serbest zaman uygulamasının bulunmamasının ise firmalara önemli maliyetler yükleyerek ülkemizin rekabet şansını düşürdüğü gerekçesiyle, ithalat sürecindeki maliyet artışının önüne geçilebilmesi amacıyla havalimanlarında eşyanın geçici depolama yerine alındığı saatten itibaren ilk on iki saatlik süre içerisinde gümrük işlemlerinin tamamlanması halinde hiçbir ücret talep edilemeyeceği, takip eden on iki saatlik süre içerisinde işlemlerin tamamlanması halinde en fazla 200 TL ardiye ücreti alınacağı”nın hüküm altına alındığı görülmüştür. Somut olayda; yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte, davalı tarafından davacıya ardiye hizmeti verildiği, bu kapsamda toplam 22 adet değişik konşimentolu transit rejimindeki eşyalar için düzenlenen toplamda 64 adet fatura bedellerinin davacı tarafından davalıya ödendiği hususunda ihtilaf yoktur. Dava dosyası içerisinde dava dilekçesine ekli … A.Ş. tarafından muhatap … adına keşide edilmiş muhtelif sayıda ve tarihte e-fatura bulunduğu, faturaların “ardiye bedeli” adı altında düzenlendiği görülmektedir. Dosya içerisindeki Ankara 3. İdare Mahkemesinin 2017/2118 sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının … A.Ş., davalının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğu, dava konusunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğüne Bağlı Esenboğa Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 20.06.2017 tarih ve … sayılı ceza kararına karşı itirazın Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü tarafından reddine dair kararın ve cezanın iptaline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu görülmüştür. Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2017/2368 sayılı dosyasının incelenmesinde ise davacının … A.Ş. davalının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğu, dava konusunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğüne Bağlı Esenboğa Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 15.06.2017 tarih ve … sayılı ceza kararına karşı itirazın Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü tarafından reddine dair kararın ve cezanın iptaline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu görülmüştür. Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2017/2031 sayılı dosyasının incelenmesinde ise davacının … A.Ş., davalının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğu, dava konusunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğüne Bağlı Esenboğa Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 16.07.2017 tarih ve … sayılı ceza kararına karşı itirazın Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü tarafından reddine dair kararın ve cezanın iptaline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu görülmüştür. Ankara 11. İdare Mahkemesinin 2017/2005 sayılı dosyasının incelenmesinde ise davacının … A.Ş., davalının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğu, dava konusunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğüne Bağlı Esenboğa Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 18.05.2017 tarih ve … sayılı ceza kararına karşı itirazın Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü tarafından reddine dair kararın ve cezanın iptaline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu görülmüştür. Danıştay 10. Dairesinin 2017/1764 Esas sayılı dosyasında; davacıların … A.Ş.ve … A.Ş., davalının ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğu, davacının 04.05.2017 tarihinde yayınlanan 2017/10 sayılı genelgenin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin 04.05.2017 tarih ve 2017/10 sayılı genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali sebebiyle Danıştay 10. Hukuk Dairesinin 2017/1764 Esas sayılı dosyası üzerine açılmış ve görülmekte olan davanın kesinleşmesinin beklenilmesine, ayrıca yine Esenboğa Gümrük Müdürlüğü tarafından 2017/10 sayılı genelgeye aykırı işlem yapılarak … A.Ş. adına keşide edilen para cezalarının iptali talebiyle Ankara İdare Mahkemesinde açılan ve halen derdest iptal davalarının eldeki dava açısından bekletilmesine yönelik yargılama aşamasında talebinin bulunduğu bahsi geçen hususları istinaf aşamasında da öne sürdüğü anlaşılmaktadır. İlk derece yargılama aşamasında bilirkişiden 12.12.2018 tarihli rapor alınmış olmakla, söz konusu raporun incelenmesinde; geçici depolama yeri veya antrepo açıp işletmek isteyen ticari kuruluşların gümrük müsteşarlığına sunmuş oldukları evraklarının ayrılmaz parçası niteliğinde bir taahhütname bulunduğunu, söz konusu taahhütnamenin ilk maddesinde bu kapsamda çıkarılarak sair yönetmelik hükümlerine uyulacağı, 14. maddede ise müsteşarlık veya başmüdürlük veya yetkili gümrük idaresi tarafından yapılacak sair gerek görülen isteklerin yerine getirileceği tayin edilmiş olmakla, bu doğrultuda geçici depolama yeri işleticisi konumundaki davalı antrepo işleticisinin de Gümrükler Genel Müdürlüğünün 2017/10 sayılı genelge hükümlerine uymakla yükümlü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bilirkişi raporunda 2017/10 sayılı genelgenin hukuki açıdan irdelenmesi yapılmış, söz konusu genelgede “Kanun’un verdiği yetkiye istinaden dış ticaret erbabının itlahat süreçlerinde yaşanan maliyet artışlarının önüne geçilebilmesi amacıyla havalimanlarında geçici depolama yeri/antrepolara alınan eşya ile ilgili olarak, eşyanın geçici depolama yeri/antrepoya alındığı saatten itibaren ….denmektedir.” şeklinde ifade yer almakla, bilirkişilerce genelgede esasen eşyanın ithal edilme koşuluna vurgu yapılmadığını, işin özünün geçici depolama yerine veya antrepolara ithal amacıyla konulan eşyalardan ilk 12 ve 24 saat içerisinde ardiye ücretinin ne şekilde tatbik edileceğinin düzenlendiği, antrepolara konulan eşyalar için ilk 12 saat diliminde herhangi bir ücret alınmayacağı, devam eden 12 saat için ise 200,00 TL alınacağı, 24 saat sonrasında ise antrepo işleticisinin fiyat tarifesinin geçerli olacağı, somut olayda her ne kadar davalı antrepo işleticisinin genelgenin ithal edilen eşyalar için uygulanabileceğine yönelik iddialar bulunsa da işin esasında aslen eşyanın ithal edilene kadarki süreçten bahsedildiği, dolayısıyla illa da eşyanın ithal edilme koşuluna bağlanmadığının görüleceğini, Gümrük İdaresince davalı …’ın genelge hükümlerine uymadığından bahisle Gümrük Kanun’unun 241. madde bendi kapsamında usulsüzlük cezasının tatbik edildiği dikkate alındığında 2017/10 sayılı genelgenin uygulanması gerektiğini, davalının depoladığı eşyaların ithal edilmeyip başka bir antrepoya aktarıldığında genelgenin somut olayda uygulanamayacağına yönelik iddiasının bulunduğu, ancak 2017/10 sayılı genelge lafzında ithalat koşulu bulunmayıp, ithalat sürecine işaret edildiğinden gümrük idaresinin bu yönde cezai işlem tesis etmiş olduğu hususu da dikkate alındığında, genelgenin somut uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği, uyuşmazlığa konu 22 adet konişmentoya binaen davalı tarafından kesilen 64 adet ardiye faturasının 2017/10 sayılı genelge hükümlerine aykırı olarak düzenlendiği, bu sebeple 22.320,00 TL kısmının davacı tarafa iade edilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir. Davacı vekilin emsal olarak gösterdiği İstanbul 12. Hukuk Dairesi kararında, genelgenin ve idari para cezalarıyla ilgili açılan davaların bekletici mesele sayılmasına dair bir değerlendirme yer almamaktadır. Her somut olayın, kendi dosyası içinde değerlendirilmesi gerekir. Davalı vekili idari para cezalarının kaldırılması amacıyla yaptıkları başvuruların reddine ilişkin kararların ve genelgenin iptali talebi ile açtıkları davaların istinafa konu eldeki dava açısından bekletici mesele yapılmasını talep etmiş olsa da esasen genelge iptal edilse dahi iptal kararının geriye yürümeyeceği bilinmektedir. Ancak dava konusu genelgenin somut olayda uygulama yerinin mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi açısından; bu olayla ilgili olarak gümrük idaresi tarafından davalıya verilen idari para cezalarının iptaline ilişkin yargılamalarda ne karar verildiği, verilen kararların mahiyeti, gerekçeleri, netice olarak kararların kesinleşip kesinleşmediği eldeki dava açısından önem arz etmektedir. İlk derece mahkemesince idari para cezalarının kaldırılması amacıyla açılan idari davalara dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Davalı vekili, Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 2018/244 E sayılı dosya kapsamında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından müvekkili şirket hakkında 2017/10 Sayılı Genelge hükümlerine aykırı olarak fatura kesildiğinden bahisle verilen idari para cezasının iptaline ilişkin taraflarınca açılan davada idari para cezasının iptaline karar verildiğini ileri sürmüştür. Bu idari işlemin doğrudan eldeki alacak davasına ilişkin faturalarla ilgili olup olmadığı değerlendirilerek ve ilgisinin tespiti halinde bu davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekir. Davalının savunmasının, somut olaydaki faturaların Genelge kapsamında kalmadığı hususunu da kapsaması nedeniyle bu olaya ilişkin idari para cezası hakkında idari yargının vereceği karar önemli görünmektedir. Kabule göre de kararda hüküm altına alınan temerrüt faizinin hesaplanmasını ve kararın icrasını mümkün kılacak verilerin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Taraflarca yatırılan tehiri icra teminatlarının iadesine, 5-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 25.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.