Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1693 E. 2022/316 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1693
KARAR NO: 2022/316
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2017/246 E. – 2019/453 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların yumurta borsası olarak bilinen piyasada toptan yumurta alım-satımı ticareti yaptıklarını, davalı ile … arasında yapılan “Ticari Danışmanlık Sözleşmesi” ile davalının, toptan yumurta alımı-satımı konusunda …’i yetkilendirdiğini, sözleşmeye istinaden müvekkili ile davalı şirketi temsilen … arasında, davalı nam ve hesabına olmak üzere 17.08.2016 ile 22.11.2016 tarihleri arasında karşılıklı olarak toptan yumurta alım satım işlemleri yapıldığını, son olarak 29.11.2016 tarihli yazılı sözleşmeyle tarafların toplam 1.250.000 adet larç sofralık yumurtanın tanesi 0,288 TL’den olmak üzere toplam 360.000,00 TL bedelle alım satımı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin satış bedelini sözleşmede kararlaştırıldığı şekliyle 30.11.2016 ile 05.12.2016 tarihleri arasında davalının banka hesaplarına 30.11.2016 tarihinde 150.000,00 TL, 01.12.2016 tarihinde 80.000,00 TL, 02.12.2016 tarihinde 80.000,00 TL ve 05.12.2016 tarihinde 50.000,00 TL olarak ödeyerek sözleşmeden doğan yükümlülüğünü süresinde yerine getirdiğini, davalının ise sözleşme gereği 06.12.2016 ile 10.12.2016 tarihleri arasında teslim etmesi gereken 1.250.000 adet yumurtayı teslim etmediğini, keşide edilen Konya …Noterliğinin 19.12.2016 tarihli ihtarıyla yumurtaların teslimi aksi halde bedelin iadesinin talep edildiğini, ihtarnamenin 21.12.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalının verilen süre içerisinde yumurta teslimini yerine getirmediği gibi satış bedeli olarak yatırılan parayı da iade etmediğini, avansın istirdadı amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe de haksız şekilde itiraz edildiğini, taraflar arasında TTK’nın 89. maddesi uyarınca yapılmış yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, yumurta piyasasında nakit ve peşin işlemlerin yapıldığını, ticari danışmanlık sözleşmesinin 5.maddesinde danışman tarafından vadeli satışın yapılmayacağı ve tahsilatların elden yapılmayarak davalı şirketin banka hesaplarına yatırılacağının belirlendiğini, müvekkilinin de belirlenen şekilde şirketin banka hesaplarına yumurta bedellerini avans olarak ödediğini ileri sürerek, takibe yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin Konya’da yumurta alım satım işi yapmak üzere şube açtığını, finans işlerini İstanbul’dan yürüttüğünü, müdür sıfatıyla …’ın Konya’daki tüm iş ve işlemlerle ilgilendiğini, bu süreçte yumurta alım satım işini daha önce yapmış ve Türkiye çapında yumurta alıcı ve satıcılarını tanıyan …’den danışmanlık hizmeti almak üzere anlaştığını, buna göre …’in alıcı veya satıcıları bularak …’a bildireceği ve onun muvafakatı ile ticari ilişkinin kurulacağını, danışmanlık ilişkisinin Temmuz 2016- Kasım 2016 arasında devam ettiğini, …’in hiçbir zaman imza yetkisine sahip olmadığını, hiç bir sözleşme imzalamadığını, hiçbir sözleşmesine onay verilmediğini, adı geçen kişinin sözleşmeden anlaşılacağı üzere sadece komisyonculuk yaparak kazandırdığı kar üzerinden yüzde aldığını, müvekkilinin merkezinde yalnızca finans ve muhasebe işlemleri yapıldığından davacının ihtarnamesi üzerine tüm fatura, defter ve cari hesaplarının incelemesiyle davacının cari hesap dökümüne göre 6.385,75 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, ancak davacının düzenlediği faturaya konu malların hiçbirini teslim etmediğini, faturalardaki teslim alan ve teslim eden kısımlarının boş olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin fiili durumu bilmediğinden şirket merkezine gelen faturaları ticari defterlerine işlediğini, oysa müvekkilinin gönderdiği 695.421,00 TL bedele konu yumurtaların hiçbirinin Konya’daki fabrikaya girmediğini ve teslim alınmadığını, … ve eşinin açıklamaları sonucunda davacının aslında … ile birlikte iş yaptığı ve müvekkili şirketi zarara uğratma kasıtıyla işlemler gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, gönderilen ihtarda yumurtaların 16.12.2016 tarihinde teslim edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, takip dosyasın sözü edilen 29.11.2016 tarihli sözleşmenin ibraz edilmediğini, bunun da sözleşmenin takip tarihinden sonra imzalandığını gösterdiğini, dava aşamasında ise her zaman düzenlenmesi mümkün olan 19.11.2016 tarihli sözleşmenin eklendiğini, sonradan düzenlenen sözleşmede teslim tarihinin 06.12.2016-10.12.2016 olarak gösterildiğini, …’in şirketçe bilinen hiç bir sözleşmeye imza atmadığını, sunulan sözleşmenin şirket yetkililerince imzalanmadığını ve kabul edilmediğini, aslında davacı ile …’in kendi nam ve hesaplarına ticari ilişki gerçekleştirdiklerini, davacının müvekkiline ödeme göndererek piyasanın çok altında yumurta aldığını, müvekkili tarafından gönderilen paralara karşılık davacının düzenlediği faturaların şirket merkezine geldiğini ancak davacı tarafından yumurtaların hiç teslim edilmediğini, son olarak davacı tarafından gönderilen ödemelerin ardından cari hesabında 1.250.000 adet yumurta alacak kadar bakiye olmadığından müvekkilinin böyle bir anlaşması da bulunmadığından yumurta gönderimi yapılmadığını, …’in davacı ile yaptığı tüm işlemleri kendi nam ve hesabına yaptığını ikrar ettiğini, buna dair ses kaydını içeren CD bulunduğunu, protokolün 5.maddesinde …’in davacı ile yapılan tüm ticari ilişkileri kendi nam ve hesabına yaptığını kabul ettiğini, 13.07.2016 tarihinde …’in eşine ait gayrimenkulün davacıya 300.000,00 TL bedelle ipotek edildiğini, davaya konu iddia edilen zarar ortaya çıktıktan hemen sonra 22.12.2016 tarihinde satış gibi gösterilerek bu taşınmazın davacıya devredildiğini, davaya konu meblağın aslında …’in eşine ait taşınmazı davacıya vermesiyle karşılandığını, davaya konu ödemenin davacının cari hesaptaki borcu için mahsup edildiğini, davacı ile …’in müvekkilinin hiçbir şekilde haberi ve muvafakatı olmayan sözleşme ile müvekkilini borçlandırmaya çalıştıklarını, davacının banka yolu ile taşınmazın satış bedelini ödediğini kanıtlaması gerektiğini, aksi halde taşınmaz devrinin ve ipotek işlemlerinin gönderilen para için yapıldığının kabulü gerekeceğini, davacı ve …’in danışıklı iş yaparak müvekkilini zarara uğratmaya çalıştıklarını, taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, dönem dönem ödemelerin gelip faturaların kesildiğini, davacının müvekkiline birçok ödeme gönderdiğini ve müvekkilinden mal aldığını, ancak hiçbirisinde sözleşme yapılmadığını, davacının ihtarnamede sözleşmeden bahsetmediğini, sözleşmeden farklı bir teslim tarihi beyan ettiğini, davacının elinde bu danışmanlık sözleşmesi bulunduğuna göre …’in sözleşme imzalama yetkisi olmadığını ve böyle bir yetki verilmediğini bildiğini, danışmanlık sözleşmesinin davacıda bulunmasının … ile birlikte çalıştıklarının kanıtı olduğunu, … ile yapılan danışmanlık sözleşmesinin usulsüzlüklerin ortaya çıkmasından sonra feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı ile … arasında düzenlenen sözleşmenin 2, 4 ve 5.maddelerinde davalı şirketin …’i toptan yumurta alım satımı konusunda yetkilendirdiğini, bu kapsamda müvekkili ile … arasında 17.08.2016 – 22.11.2016 tarihleri arasında yapılan sözleşmelerin davalı tarafından ifa edildiğini, davacının 17.08.2016-18.08.2016 tarihinde davalıdan 77.767,00 TL tutarında yumurta satın aldığını, bu yumurtaların teslim edildiğini, bedelinin davalının banka hesabına gönderildiğini, aynı şekilde 17.08.2016 – 22.11.2016 tarihleri arasında müvekkilince … aracılığıyla 695.421,85 TL değerinde yumurta sattığını ve bedelinin de davalı şirketçe müvekkilinin banka hesaplarına yatırıldığını, taraflar arasında dava konusu sözleşmeden önce yapılan sözleşmelerin ifa edilerek borcun kapatıldığı; son olarak müvekkili ile davalı şirket adına 29.11.2016 tarihinde düzenlenen sözleşme ile tanesi 0,288 TL olmak üzere 360.000,00 TL bedelli yumurta alımı konusunda anlaşıldığını ve satım bedelinin davalının hesabına ödenmesine rağmen yumurtaların teslim edilmediğini, satım bedelinin ihtara rağmen iade edilmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, davacının, davalı ile temsilcisi … arasındaki iç ilişkiden haberdar olmadığını, danışmanlık sözleşmesinin 22.12.2016 tarihinde feshedildiğinin belirtilmesine rağmen, yumurta satım sözleşmesinin 29.11.2016 tarihinde imzalanarak ödemelerin 30.11.2016- 05.12.2016 tarihleri arasında yapılması nedeniyle sözleşmenin geçerli olduğunu, takip talebinde de sözleşme tarihini 29.11.2016 tarihi olarak yazıldığı ancak, damga vergisi makbuzunun istenilmesi nedeniyle sözleşmenin takibe eklenilmediğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, yumurta piyasasında işlemlerin nakit ve peşin olarak yapıldığını, danışmanlık sözleşmesinin 8.maddesine uygun olarak paranın şirket hesabına yatırılacağının belirlendiğini, müvekkilinin satım sözleşmesine göre 05.12.2016 tarihine kadar satıcının banka hesaplarına yumurta bedelini gönderdiğini, yumurtaların ise 06.12.2016-10.12.2016 tarihleri arasında teslim edileceğinin belirtilmesi nedeniyle taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ödemesini yaptığı emtianın teslimini istediğini belirterek, davanın kabulünü istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; sunulan belgeden anlaşılacağı üzere, …’in danışman olarak görevlendirildiğini, bunun dışında sözleşme yapma ve bedel tahsil yetkisinin bulunmadığını, dava konusu sözleşme dışında bir sözleşme imzalandığının iddia edilmediğini, davacı tarafından daha önce yapıldığı belirtilen alım satımların şaibeli olması nedeniyle, bunlara ilişkin hukuki hakların saklı tutulduğunu, daha önceki tarihlerde yapıldığı ileri sürülen alım satımlar nedeniyle mal teslimi yapılmadığını, müvekkilinin davacı ile …’in kendisini dolandırdığını ve zarara uğratmaya çalıştıklarını anlaması nedeniyle faturaları ticari defterlere işlediğini, danışmanlık sözleşmesinin sözleşme yetkisini içerdiğinin kabul edilmesi halinde müvekkilinin geçmiş tarihli sözleşmelerle zarara uğratılmasının önünü açacağını, davacı ile danışmanın kendi aralarında ticaret yaptıklarını bu kapsamda …’in eşine ait taşınmazın bu borca karşılık davacıya devir edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı ile davalı arasında yumurta alım satımı sözleşmesi olup olmadığı, …’in davalı şirket nam ve hesabına sözleşme yapma yetkisi olup olmadığı, davacının ödediği paraların avans niteliğinde olup olmadığı ve davalının önceye dayalı borç ilişkisini gerekçe göstererek gönderilen paranın mahsup hakkı olup olmadığı bu sebeplerle davacını davalıdan iadesi talebi nedeniyle itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir. Davacı tarafın icra dosyasının dayanağı olan 05.12.2016 tarihli banka havale dekontlarının açıklama kısmı incelendiğinde gelecek yumurta bedeli açıklamasının olduğu görülmüştür.TBK 102. maddesi “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Bunun aksinin ispatı yönünden ispat külfetinin davacıda olduğu dikkate alındığında dekont üzerinde bu durumu açıklayıcı beyanının olduğu görülmüş ve davalının savunmalarından da söz konusu bedelin sipariş olarak verildiği taraf defter ve kayıtları ile de sabittir. Taraflar arasındaki ticari ilişkiye aracılık eden dava dışı …’in davalı adına işlem yapma yetkisinin bulunduğu sabittir. Esas uyuşmazlık meselesi sipariş bedeli olarak gönderilen paradan önceki döneme ilişkin davacının davalının yumurta siparişi üzerine söz konusu teslim etmesi gereken yumurtaları teslim edip etmediği ve davacının önceye dayalı bu düzenlenen fatura içeriği yumurtaları davalıya teslime edip etmediği davalının banka dekontlarının açıklama kısmına göre teslim alınacak yumurta bedeli olarak gönderilen araların karşılığında tesliminin yapılıp yapılmadığı davacının borçlanıp borçlanmadığı noktasında olup , bu kapsamda incelenen taraf defter kayıtları dosyaya sunulan teslim tutanakları ve taraflar arasındaki önceye dayalı itiraz edilmeyen işlemlere göre tarafların açık hesap şeklinde çalıştıkları görülmüş ve davaya konu işlem öncesi davacı tarafından düzenlenen 3 adet faturanın toplam 353.615,00 TL bedelli davacı faturalarının incelenmesinde irsaliyeli fatura olarak düzenlendiğinin görüldüğü irsaliyeli fatura hem irsaliye hem de fatura yerine geçtiğinden üzerinde teslim alan isim imzası olması gerekmesine rağmen davacı faturalarının üzerinden herhangi bir teslim alan isim imzası olmadığının görülmüş olmasına rağmen davalı yanın öncesinde birebir bu fatura bedellerini davacıya ödemekle birlikte, sonrasında davacının bu faturalarını kayıtlarına almadığı, keza 96.005,00 TL bedelli faturayı kayıtlarına aldıktan sonra tekrar kayıtlarından çıkartmış olduğu ve davalının sunduğu teslim belgelerinde temsilci … imzası olduğu görülmüş ve davalı iş bu dava açılana kadar yumurtaların teslim edilmediği yönünden dava ihtarname ya icra takibiyle bunu davacıya bildirmediği dikkate alınmış bunun yanında bilirkişinin yerinde inceleme yapma aşamasında davalı stok kayıtlarının incelemesini de bilirkişi incelemesine sunmayarak söz konusu fatura içeriği yumurtaların teslime dilmediği iddia ve savunmasını ispata yarar delil sunmadığı gibi faturanın deftere kayıt edildikten sonra davacının ihtarnamesi sonrası kayıtlardan çıkarması çelişki olarak görülmüş olup davalının önceye dayalı sipariş ettiği yumurtaların teslim edilmediği bu sebeple mahsup yaptığı savunmasına itibar edilmediğinden davacının davaya konu sipariş olarak gönderdiği bedelin karşılığı olan yumurtaların teslim edilmediği dikkate alınarak davanın anılan gerekçelerle kabulüne karar verilmesi yönünde kanaat hasıl olmuştur. Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın yönünden iptali ile; takibin asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa (360.000 TL) takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi uyarınca Avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın faturaya dayalı ve likit oluşu gözetilerek hüküm altına altın alınan alacağın %20 üzerinden hesap edilen 72.680,54 TL icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 72.680,54 TL icra tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kamu ihaleleri kapsamında hizmet alım işi yaptığını, Konya’da yumurta alım satım işi yapmak üzere şube açtığını, yalnızca finans işlerinin İstanbul’dan yürütüldüğünü, müdür sıfatıyla …’ın Konya’dan tüm iş ve işlemlerle ilgilendiğini, bu süreçte daha önce yumurta alım satım işi yapan …’den danışmanlık hizmeti alındığını, sözleşmeye göre …’in alıcı veya satıcıları bularak müdüre bildireceği ve onun muvafakati ile ticari ilişki kurulacağı, danışmanlık sözleşmesinin ifa edildiği Temmuz 2016-Kasım 2016 arasında …’in imza yetkisinin bulunmadığını, hiç bir sözleşme imzalamadığını ve sözleşmelerine onay verilmediğini, sözlemeye göre anılan kişinin sadece komisyonculuk yaparak kardan pay aldığını, Temmuz 2016-Kasım 2016 arasında yumurta alım satım işinde müvekkilin hiçbir firmaya borcu bulunmadığını, ancak davacının 19.12.2016 tarihli ihtarıyla çeşitli tarihlerde gönderilen ödemeler karşılığı yumurtaların teslim edilmediğini belirterek, 1.250.000 adet yumurtanın 16.12.2016 tarihine kadar tesliminin istenildiğini, şirket merkezinde yalnızca finans ve muhasebe işleri ile ilgilendiğinden, ihtarla birlikte davacının tüm fatura, defter, cari hesaplarının incelenmesinden, davacının cari hesap dökümüne göre 6.385,75 TL alacaklı olduğu, ancak davacının düzenlediği faturaya emtiaların daha önce de müvekkiline usulüne uygun belgelerle eslim edilmediğinin belirlendiğini, müvekkilinin fiili durumu bilmemesi nedeniyle şirket merkezine gelen faturaları ticari deftere işlendiğini, oysa müvekkilin gönderdiği 695.421,00 TL bedele konu yumurtaların Konya’daki fabrikaya teslim edilmediğinin anlaşıldığını, … ve eşinin açıklamaları sonucunda davacı ile … arasında ticari ilişki bulunduğu, her ikisinin birlikte müvekkili şirket aleyhine ve müvekkilini zarara uğratmak kastıyla hareket ettiklerinin belirlendiğini, davacının ihtarında yumurtaların 16.12.2016 tarihinde teslimi gerekirken teslim edilmediğini beyan ettiğini, takipte ise 29.11.2016 tarihli sözleşmeden söz ettiğini ancak bu sözleşmeyi sunmadığını, bu nedenle takip tarihi itibariyle sözleşmenin henüz düzenlenmediğinin anlaşıldığını, davada ise sözleşmenin deliller arasında sunulduğunu, sonradan düzenlenen sözleşmede ise ihtardaki teslim tarihinden farklı olarak 06.12.2016-10.12.2016 tarihlerinin teslim tarihi olarak belirtildiğini, danışmanın aracılık yaptığı hiç bir işte sözleşme düzenlemediğini ve sunulan sözleşmenin sonradan düzenlendiğini, davacı ile danışmanın kendi namlarına ticaret yaptıklarını, yapılan incelemede davacının 6.385,75 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, ancak davacı ve danışmanın sözleşme ile müvekkilini borçlu çıkarmaya çalıştıklarını, danışmanın sözlü beyanlarından da bu sözleşmenin davacı ile danışman arasındaki bireysel ticarete ilişkin olduğunun anlaşıldığını, sözleşme tarihinde danışmanın eşine ait taşınmaz üzerinde davacı lehine 360.00,00 TL ipotek kurulması ve sonrasında taşınmazın davacıya satışının da bu ilişkiyi doğruladığını, danışmanın da davacı ile yaptığı tüm işlemleri kendi namına yaptığını kabul ettiğini, her ikisi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcun taşınmaz devri ile ödendiğini, davacının taşınmaz için ayrı bir bedel ödediğini kanıtlaması gerektiğini, sonradan düzenlendiği açık olan ve müvekkilinin yetkili temsilcisinin imza veya onayı olmayan bir sözleşme ile müvekkilinin borçlu çıkarılmaya çalışıldığını, haksız kazanç sağlanması amacıyla taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığı ve alacağın sözleşmeden kaynaklandığının ileri sürüldüğünü, taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, önceki ilişkilerde yazılı sözleşme düzenlenmemesine rağmen, sonradan ortaya çıkan durum nedeniyle haksız şekilde sözleşme düzenlenerek müvekkilinin borçlandırılmaya çalışıldığını, ihtarda sözleşmeden bahsedilmemesi ve sözleşmenin takibe eklenmemesinin bu durumu doğruladığını, dava dilekçesinde 17.08.2016-22.11.2016 tarihleri arasında karşılıklı toptan alım satım işi yapıldığının belirtildiğini, oysa taraflar arasındaki ticari ilişkinin 17.08.2016-05.12.2016 tarihleri arasında sürdüğünü, davacının sonraki ilişkinin bağımsız bir ticari ilişki olduğunu kanıtlamaya çalışarak sahte sözleşme ibraz ettiğini, ticari ilişkinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşme yapıldığı belirtilen …’in davalı şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığını, davacının danışmanlık sözleşmesinden haberdar olması nedeniyle imza yetkisinin bulunmadığını bilmesi gerektiğini, danışmanlık sözleşmesinde vadeli satış yapılmayacağının yazılmasına rağmen, davacının parça parça ödeme göndermesinin de aslında bu tür bir satışın olmadığını kanıtladığını, danışmanlık sözleşmenin davacı tarafından sunulmasının da davacı ile danışmanın birlikte hareket ettiğini gösterdiğini, … ile yapılan danışmanlık hizmet sözleşeninin davacı ile olan ilişkisinin anlaşılması üzerine feshedildiğini, danışmanın sözleşme yetkisinin kabulü halinde müvekkilinin geriye dönük olarak müvekkilinin borçlandırılmasının önünü açacağını, danışmanın yetkisi kabul edilse dahi danışmanlık sözleşmesinin fesh edilmesine rağmen geriye dönük her türlü belgeyi düzenleme ve imzalama yetkisinin önünün açılacağını, şirketi temsile yetkili kişilerin sicilde ilan edildiğini, sözleşme imzalama yetkisi verilmediği gibi sözleşmenin onaylanmadığını, yumurta birim fiyatının 0.288 TL olarak belirlenmesine rağmen o tarihlerdeki ortalama fiyatların 0,310 ve 0,400 arasında değiştiğini, mahkemece paranın gelecek yumurta bedeli açıklamasıyla gönderilmesi nedeniyle talebin kabulüne karar verildiğini, davaya konu avans olarak gönderildiği iddia edilen tutara ait dekontlarda yer alan “gelecek yumurta bedeli” açıklamasının ayırt edici bir özelliği bulunmadığını, tüm dekontlarda aynı açıklamanın bulunduğunu, davaya konu 3 faturaya ilişkin …’in teslim evraklarında imzasının bulunduğu, stok kayıtlarının sunulmadığı ve teslim edilmediğine ilişkim bir ihtarname olmaması sebebiyle tarafımızca yapılan mahsup talebi dikkate alınmadığını, oysa … tarafından imzalanan protokolün 5.maddesinde … ile yapılan tüm ticari ilişkileri kendi nam ve hesabına yaptığını kabul ettiğini, bunu doğrular nitelikte eşinin taşınmazını bedelsiz devir ederek davacı ile komisyoncu arasındaki şahsi ilişkinin ikrar edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesi nedeniyle verilen avansın geri tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 360.000,00 TL asıl alacak, 3.402,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 363.402,74 TL alacağın tahsili amacıyla 31.01.2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 02.02.2017 tarihinde tebliği üzerine 03.02.2017 tarihinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Takip talebinin dayanağı olarak 29.11.2016 tarihli sözleşme de gösterilmiş, ancak sözleşmenin ibraz edilmemesi sadece dört adet havale dekontuna dayalı olarak takip başlatılmıştır.Davacı ile dava dışı … arasında düzenlenen “Ticari Danışmanlık Sözleşmesi”nin incelenmesinde; sözleşmenin yurt içi ve dışındaki üreticilerden yumurta alım satımı ile yumurtaların depolanması ve stoklanması amacıyla yapıldığı, yapılacak danışmanlık için Konya’da bir depo kiralanacağı ve deponun kira bedelinin davalı şirketçe mülk sahibine ödeneceği belirlenmiştir. Danışmanın bu işlemler için sermaye koymadığı, sermayenin davalı şirketçe konulduğu, danışmanın işin yürütülmesi için şirkete gerekli desteği vereceği, işini yürütülmesinde fiili olarak yer alacağı ve sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Danışmanın işin yürütülmesi sırasında tüm gelişmeleri …’la paylaşacağı yaptığı işler karşılığı her ayın birinde şirkete hesap verildikten ve mutabık kalındıktan, masraflar ve sermaye çıkarıldıktan sonra kalan kar payından % 25 oranında ücret alacağı kabul edilmiştir. Sözleşmenin 5.maddesinde danışman tarafından vadeli satış yapılamayacağı kabul edilmiştir. Danışmanın ofis, işçilik ve diğer giderler için ihtiyaç duyulması halinde şirketten para talep edebileceği ve yaptığı harcamaları şirkete bildireceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 8.maddesinde tahsilat ve ödemeler şirketin belirlediği hesaba yatırılacağı belirlenmiştir. Davacı ile davalı şirketi temsilen … arasında düzenlendiği ileri sürülen 29.11.2016 tarihli sözleşmede; 30.11.2016- 05.12.2016 tarihleri arasında 0,288 TL’den 1.250.000 adet yumurtanın 360.000,00 TL bedelle davacıya satılacağı, satış bedelinin davalı şirket hesabına nakden yatırılacağı, yumurtaların 06.12.2016- 10.12.2016 tarihleri arasında davacıya teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından sözleşme bedelinin 30.11.2016, 01.12.2016, 02.12.2016, 05.12.2016 tarihli havale makbuzları ile davalı şirketin banka hesabına yatırıldığı anlaşılmıştır. Konya … Noterliğinin 19.12.2016 tarihli ihtarının incelenmesinde, bedeli ödenen emtianın 16.12.2016 tarihine kadar teslim edilmediği, emtianın üç gün içerisinde teslimi veya gönderilen paranın iadesinin istendiği, ihtarın 21.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından keşide edilen 27.10.2016 tarihli ihtarda muhtelif tarihlerde davacının ödemeler gönderdiği, ödemelere konu emtiaların teslim edilmediği, ürünlerin stoka girmediğinin belirlendiği, çeşitli tarihte gönderildiği belirtilen 695.421,00 TL bedelli emtianın teslimine ilişkin davalı şirket çalışanlarınca imzalanmış irsaliye veya ürünlerin nakliyesini gösteren belgeler bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili, davacı ile dava dışı …’in bireysel ticarette bulunduklarını bu kapsamda, var olduğu ileri sürülen satış sözleşmesine yakın tarihte …’in eşine ait taşınmaz üzerinde davacı yararına ipotek tesis edildiğini ileri sürmüştür. İncelenen tapu kaydında taşınmaz üzerine davacı yararına 13.07.2016 tarihinde 300.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, taşınmazın 22.12.2016 tarihinde davacıya satıldığı anlaşılmıştır. Dava dışı … ile davalı arasında düzenlenen 22.12.2016 tarihli protokolün incelenmesinde; düzenlenen danışmanlık sözleşmesinin feshedildiği, danışmanlık sözleşmesinin 7. maddesinde yasaklanmasına rağmen şirketten bağımsız kendi nam ve hesabına ticaret yaptığı bu kapsamda verilen zararların tazmin edileceği belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; 07.10.2016 tarihine kadar yumurta alım satım faturası düzenlendiği ve yapılan işlemlerle hesabın sıfırlandığı, 14.10.2016 10.11.2016 ve 21.11.2016 tarihinde davalı tarafından toplam 353.616,00 TL ödeme yapıldığı davaya konu belgelerle davacının 360.000,00 TL ödeme yaptığı ve davalının davacıya kendi defterlerine göre 6.385,75 TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Taraflar arasındaki ihtilafın davacının davalı adına düzenlediği 353.615,00 TL bedelli üç adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu faturaların davalı defterlerinde yer almadığı, irsaliyeli faturalarda teslim alanın imzasının bulunmadığı, davalının 14.10.2016 tarihli 96.005,00 TL bedelli faturayı ticari defterlerine işlediği, daha sonra bu faturayı defterlerden çıkardığı, diğer iki adet faturanın ise davalı defterlerinde yer almadığı belirlenmiştir. Davalı tarafından kendi defterinde bu fatura bedelleri ile davacının yapmış olduğu ödeme mahsup edildikten sonra kalan miktar açık hesapta borç olarak kalmıştır. Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafından ibraz edilen tutanak başlıklı belge ile üç adet fatura konusu emtianın …’e teslim edildiği, davanın ticari defterlerine göre yapmış olduğu avans ödemeleri sonucu 360.000,00 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabittir. Esasen davalı, satım sözleşmesi ilişkisine karşı çıkmamış, taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisini bulunduğunu kabul etmiş, ancak sözleşme ilişkisinin açık hesap şeklinde yürütüldüğünü ve davacı tarafından bedeli ödenen bir kısım emtianın teslim edilmediğini, şirketin merkezi ile teslim edilen şubenin farklı olması nedeniyle bu hususun geç fark edilerek faturaların kayıtlara işlendiğini, davacının mal teslimini kanıtlaması gerektiğini ve gerçek ticari ilişkideki cari hesap alacağının 6.385,75 TL olduğunu savunmuştur. Ancak, davalı taraflar arasında yazılı sözleşme imzalanmadığını, sunulan sözleşmenin şirketin yetkilisince imzalanmadığını savunmuştur. Davalı ile dava dışı … arasında ticari danışmanlık sözleşmesi bulunmakta olup, bu sözleşmenin konu başlıklı 2.maddesinde dava dışı danışmana, davalı şirket adına mal alım satımı ve saklanması yetkisi verildiği ve verilen yetkilere göre dava dışı kişinin ticari mümessil yetkilerine haiz olduğu açıktır. Sözleşmenin konu başlıklı maddesinde mal alım ve satımı konusunda yetki verildiği, sadece 5. maddede vadeli satım yapamayacağı ile alım satım bedellerinin şirkettin banka hesaplarına yatırılması gerektiği kararlaştırılmıştır. Danışmanlık sözleşmesi ile … verilen alım satım, yer kiralama, mal kabul ve teslim yetkisi dikkate alındığında, anılan kişinin adeta ticari mümessilin yetkileri ile donatıldığı açıktır. Ticari mümessil bu yetkisine istinaden davalı şirket adına yumurta alım satımına ilişkin daha önce de davacı ile sözleşme yapmış ve bu sözleşmeler ifa edilmiştir. Taraflar arasında dava konusu edilen sözleşme tarihine kadar yumurta alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunmaktadır. Bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen üç adet satım faturasının, davalının defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle, davalı defterlerinde borcun eksik görüldüğü bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Ancak davalının teslim aldığı 14.10.2016 tarihli 96.000 TL’lik faturayı ticari defterlerine kayıt ettikten sonra kayıtlardan çıkardığı, 15.11.2016 tarihli 171.930,00 TL bedelli fatura ile 17.11.2016 tarihli 85.680,00 TL bedelli faturayı ise kayıtlarına almadığı anlaşılmıştır. Satım konusu emtianın fatura ile birlikte teslim edildiği kural olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle davalı tarafından kayıtlarına alındıktan sonra herhangi bir gerekçe olmaksızın, faturanın kayıtlarından çıkarılması ispat yükünü davacıya geçirmez.. Bu fatura yönünden teslim sabit kabul edilmelidir. Diğer yandan, davalı ile dava dışı ticari mümessil (komisyoncu) arasındaki sözleşmede, sözleşme yapma yetkisinin yanı sıra, ticaret için depo kiralama, alım satım ve depolama işlemlerinin takip edileceği belirtilmekle, depoya gelen emtiaların danışman tarafından teslim alınabileceği kabul edilmelidir. Davacı tarafından bilirkişiye ibraz edilen belgelerde, davalının kayıtlarına alınmayan ve kayıtlarında bulunan faturalarla aynı tarih ve içerikte emtianın davacı tarafından, ticari mümessile teslim edildiğe görülmüştür. Bu nedenle dava konusu sözleşme öncesindeki satım sözleşmesi ilişkisinde, davacının edimini yerine getirdiği sonucuna varılmıştır. Davalı ile dava dışı mümessil arasında düzenlenen fesih protokolünde, yapılan ticaretin davacı ile mümessil arasındaki bireysel ticaret olduğuna ilişkin kaydın da bu deliller karşısında bir önemi bulunmamaktadır. Davacının, mümessilin eşine ait taşınmaz üzerine ipotek koyması ve taşınmazı sonradan satın alması ile bu sözleşme konusu bedel arasında bir illiyet ispat edilmediğinden, taşınmaz satımıyla bu borcun ödendiği kabul edilemez. Satım konusu bedel avans açıklaması ile danışmanlık sözleşmesinde belirlenen şekilde davalı şirketin banka hesaplarına gönderilmiştir. Dekontlardaki açıklamalar dikkate alındığında ve önceki sözleşmeden kaynaklı emtianın davacı tarafından teslim edildiği gözetilerek, davalın bu miktardaki emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Soyut olarak, sevk irsaliyesinde imza bulunmadığı belirtilerek gönderilen bedel cari hesapta mahsup edilemez. Az yukarıda belirtildiği gibi davalının mahsup iddiasına konu satımdan kaynaklı emtiaya ilişkin bir adet fatura davalı defterine kayıt edilmiş, bu fatura ve kaydedilmeyen fatura muhteviyatının da davalının yetkilisine teslim edildiği anlaşılmıştır. Bir an için danışman olarak nitelendirilen kişinin sözleşme yapma yetkisi olmadığı kabul edilse dahi, yapılan işin niteliği ve danışmanlık sözleşmesi gereği malı teslim alma yetkisinin bulunması ve satın alınacak emtia bedeli avansının davalının kendi hesabına yatırılmış olması nedeniyle, davalının sözleşmeye icazet verdiği kabul edilmelidir. İhtarda yazılı sözleşmeden söz edilmemesi, sözleşmenin belirtilmesine rağmen takip talebine eklenmemesi sonuca etkili değildir. Zira, satım sözleşmesinde yazılılık, sözleşmenin geçerlilik şartı değildir. Serbest piyasa koşullarında tarafların anlaşarak yumurtanın birim fiyatını belirlemesi ile bu bedelin komisyon sözleşmesi hükümlerine göre avans olarak davalının hesaplarına aktarılması ile sözleşme ilişkisi kurulmuştur. Sözleşmenin fiyat belirlenerek kurulmasından sonra yumurta bedelinin düşük belirlendiğinin savunularak sözlemenin sonradan düzenlendiği iddiası dinlenemez. Bu açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, takip tarihinden önce temerrütün oluştuğu, alacağın likit olduğu, sözleşmenin sonradan hazırlandığına ilişkin iddialara danışmanlık sözleşmesine uygun şekilde davalı hesabına yapılan avans havaleleri dikkate alındığında itibar edilemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 18.618,03 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.03.2022 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.