Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1692 E. 2022/225 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1692
KARAR NO: 2022/225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2019
NUMARASI: 2018/430 E. – 2019/374 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya faturalara konu mal ve hizmetin verildiğini, bu kapsamda 24.780,00 TL bedelli ve 116.162,00 TL bedelli faturaların ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı şirketten anlaşarak satın aldıkları malzemelerin davacı tarafından sonradan zam geldiği gerekçesiyle birim fiyatların üzerinde fatura edildiğini, müvekkilinin fiyat farkını kabul etmediğini, bu nedenle davacı şirkete iade faturası düzenlendiğini, ancak daha sonra ikinci kez fiyat farkı iade faturası kesildiğini, davacının fiyat farkı faturasını kabul etmediğini, ancak davacının tek taraflı olarak kendi belirlediği fiyat üzerinden takip başlatıldığını, davacının malların iadesi yönündeki taleplerini de kabul etmediğini belirterek, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya satılan mallara ilişkin olarak 116.162,15 TL ve 24.780,00 TL tutarlı 2 adet fatura düzenlendiği, fatura tutarı toplamının 140.942,15 TL olduğu, fatura konusu malların teslimine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın davalının davacıya yönelik olarak düzenlemiş olduğu 48.144,00 TL ve 11.505,00 TL tutarlı iade fiyat farkı faturasından kaynaklandığı, davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının teslimine ilişkin isim ve imza bulunmadığı, bu nedenle iade faturalarının usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davalının, davacı tarafından düzenlenen faturaları kabul edip itiraz etmeyerek ticari defterlerine işlemiş olduğu, sonradan birim fiyatın yüksek olduğunu, zamlı fiyatların yansıtıldığını ileri sürerek fiyat farkı iade faturası düzenlemesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, satılan ürünlere fiyat artışının yansıtılmayacağına dair herhangi bir sözleşme veya taahhüt bulunmadığı, dolayısıyla davalının satılan mallara ilişkin olarak sonradan iade fiyat farkı faturası düzenlemesinin geçerliliğinin bulunmadığı, tek taraflı olarak düzenlenmiş olan iade faturalarının hak doğurmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit olup davalının itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına tazminata hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu asıl alacak tutarı olan 140.942,15 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından satın alınan malzemelerin, sonradan demire zam geldiği gerekçesiyle davacı tarafından farklı birim fiyatları üzerinden fatura edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin bu fiyat farkını kabul etmediğini, ancak tarafların anlaşmaya vardığını, davacı tarafın bu durum üzerine iade faturası düzenlenmesini kabul ettiğini, iade faturasını usulüne uygun bir şekilde düzenleyen müvekkili şirketin davacı tarafa iade faturasını süresi içerisinde gönderdiğini, faturayı süresi içinde ticari defterine işlemeyen davacı tarafın faturayı daha sonrasında kendi el yazısı ile yazmış olduğu zarf ile birlikte müvekkiline geri göndermiş olduğunu, zarfta “12. Ay kapatılmıştır. Beyanname verilmiştir. Faturaları işleme şansımız yoktur.” şeklinde ibare bulunduğunu, İlk derece mahkemesince hem davacı tarafından gönderilen hem de müvekkili tarafından davacıya gönderilen kargonun … Kargo firmasına müzekkere yazılarak akıbetinin araştırılması, söz konusu yazı cevaplarının gelmesini takiben mahkemece tarafların kargo içeriklerine ilişkin beyanda bulunmaları sağlanarak iade faturalarının ulaşıp ulaşmadığı hususunun aydınlatılması gerektiğini, Yukarıda bahsi geçen nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … , borçlunun … Taah. … olduğu, 140.942,15 TL toplam alacak için icra takibi yapıldığı, 116.162,15 TL tutarında 14.12.2017 tarihli … nolu fatura ile 24.780,00 TL tutarında 25.12.2017 tarihli … nolu faturanın takibe konu edildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında, alacaklı tarafa hiçbir borcu bulunmadığından faturalara, işlenmiş faize ve ferilerine itiraz etmiş olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 28.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; her iki tarafın da ticari defterleri incelenmiş, davacının aradaki cari hesap ilişkisi kapsamında davalı adına iki adet fatura keşide ettiği, söz konusu faturaların davacı yan ticari defterlerinde ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafından davacı adına keşide edilen 18.12.2017 tarihli 48.144,00 TL KDV dahil tutarlı ve 27.12.2017 tarih ile … sıra numaralı, 11.505,00 TL KDV dahil tutarlı fiyat farkı iade tutarlarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterleri itibariyle 2017 yılı ticari satımdan kaynaklı olarak davacının davalıdan 140.940,15 TL alacaklı olduğu, davalının 2017 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, davacının dava dilekçesinde konu ettiği davalı adına düzenlediği faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yine davalı tarafından davacı adına keşide edilen 18.12.2017 tarih ve 48.144,00 TL tutarlı ve 22.12.2017 tarih ve 11.505,00 TL tutarlı fiyat farkı iade faturalarının davalının ticari defterlerinde kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Şu haliyle davalının yasal defterlerine göre 2017 yılı ticari satımdan kaynaklı olarak 31.12.2017 takip ve dava tarihi itibariyle davalının davacıya 81.293,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın davalı tarafından keşide edilen iki adet iade faturasından kaynaklandığını, iade faturalarının davacı tarafından kabul edilmediği, davacı tarafından keşide edilen faturaları davalının ticari defterlerine işlendiği, dolayısıyla davalının kendisine zamlı fiyatların yansıtıldığını ileri sürerek fiyat farkı iade faturasını düzenlemesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında satılan ürünlere ait fiyat artışının yansıtılmayacağına dair herhangi bir sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafından tek taraflı olarak düzenlenmiş iade faturalarının cari hesaptan düşülmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Alacağa dayanak davacı faturalarının davalı defterlerine kaydedilmiş olduğu gözetildiğinde, borcun davalı tarafça benimsendiğinin kabulü gerekir. Daha sonra davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının davacı defterinde kayıtlı olmadığı, bu faturaların davacının kabulünde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mal satış ve tesliminin davacı tarafından sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiğinin kabulü gerekir. Davalı tarafın savunmasında ileri sürdüğü iadenin haklı sebeplerinin de kanıtlanması gerekir. Davalı yanca, sonradan iade faturası düzenlenmesi, davacı ile davalının bu yönde anlaşmaya varmış olduklarına dair savunmanın ispatı için yeterli değildir. İade faturalarının gönderildiğinin kabul edilmesi halinde dahi faturanın tebliğ edilmesinin davalı vekilinin iddialarını kanıtlamaya yeterli olmadığı, ayrıca iade faturası geri gönderilirken kargo evrakı üzerinde yazılı “12.Ay kapatılmıştır. Beyanname verilmiştir. Faturaları işleme şansımız yoktur.” şeklinde ibarenin iade faturasının kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, bilakis kabul edilmediğine dair bir beyan niteliğinde olduğu yönünde kanaat oluşmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelmesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 7.219,15 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.02.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.