Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1682 E. 2019/1111 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1682
KARAR NO : 2019/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019 tarihli, tedbir talebinin reddine ilişkin tensip ara
kararı
NUMARASI: 2019/454 Esas
Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkarılma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi sistemli davada talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkilinin gümrük müşaviri olup, davalı şirkette şirket müdürü olarak çalışmakta iken, hisse devri sonucunda aynı zamanda şirket ortağı haline geldiğini, esasen hissesi resmiyette %1 olarak görünse de aslen %25 olup, müvekkilin ayrıca %15 oranında yönetim payı da bulunduğunu, yaklaşık 7 senedir devam eden ortaklık sürecinde, müvekkilinin son bir senedir, diğer ortakların baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldığını, bu kapsamda şirkete girilmesine engel olunduğunu, şirket hesaplarının bildirilmediğin, 2016 yılından bu yana kar payının dağıtılmadığını, müşterilere gönderilen vekâletnamelerde müvekkilin ismine yer verilmediğini, şirket ortağı ve müdürü olduğu halde müşterilerle ve şirket çalışanları ile diyaloğunun engellenmeye çalışıldığını, fiiliyatta var olan ve tarafların da kabulünde olan %25 ortaklık payının, müteaddit kereler talep edilmesine rağmen, müvekkile resmi devri yapılmadığını, şirketten soyutlanmaya çalışıldığını ileri sürerek şirket ortaklığından çıkarılmasına, ayrılma payının gerçek değeri üzerinden faizi ile tahsiline olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine, davalı şirketin malvarlığı üzerinde tedbir konulmasına, müvekkilimin şirket ortağı olması sebebi ile yasaların yüklediği hukuki ve cezai sorumluluklarının doğmaması için borç ve yükümlülüklerinin dondurulmasına, dava süresince davalı şirkette iş yapamayacağı ve mezkur kanun hükmü nedeniyle kendi şirketini kuramayacağı ve bu durumun müvekkilin ekonomik mahvına sebebiyet vereceği gözetilerek, dava süresince tedbiren kendi adına iş yapabilmesine, şirket kurabilmesi ve davalı şirketten bağımsız olarak gümrük müşavirliği yapabilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, yaklaşık ispat olgusu gerçekleşmediğinden tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; tedbir talebinin TTK m.638’deki özel düzenlemeye göre değil, HMK m.389’daki genel düzenlemeye göre değerlendirmesinin doğru olmadığını, dosyaya sunulan delillere göre yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıya kâr payına mahsuben düzenli olarak ödemelerin halen yapılmakta olduğunu, davacının gizliden yeni şirket kurarak başkaları üzerinden müvekkili şirket çalışanlarını ve müşterilerini elde ettiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, şirket ortaklığından çıkma olmadığı takdirde şirketin feshi ve tasfiyesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
6545 sayılı yasanın 45. maddesi ile değişik 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun’un 5. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri 300.000 Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik dava ve işlerin tüm yargılama safhaları bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir.Eldeki dava; şirket ortaklığından çıkma, olmadığı takdirde şirketin feshi ve tasfiyesi istemlerine ilişkin olduğundan; davaya bakma ve sonuçlandırma görevi Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin heyetine ait olmasına rağmen yargılamanın başından itibaren tek hakimle incelenerek tedbir talebinin de tek hakim tarafından karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle, somut olayda mahkemenin teşekkülüne ilişkin dava koşulu gerçekleşmemiştir Bu husus istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de HMK’nın 355.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olmakla re’sen dikkate alınmalıdır.
Açıklanan bu gerekçelerle, mahkemeye ilişkin dava koşulu gerçekleşmediğinden
HMK’NIN 353/1.a.4 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılmasına, dosyanın, dava HEYETÇE görülmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın “HEYETÇE” görülmek ve ihtiyati tedbir talebi heyetçe değerlendirilmek üzere, dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye irad kaydına, istinaf karar harcının ise istek halinde kendisine iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/09/2019
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.