Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/168 E. 2020/1038 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/168
KARAR NO: 2020/1038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/229 Esas – 2017/1180 Karar
TARİHİ: 26/12/2017
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış olduğunu ve çalışmakta olduğu … Ltd. Şti.’ne yazı yazılarak almakta olduğu maaşının ¼’ünün haczini talep ettiğini, davalının kendisini inşaat malzemesi pazarlamacısı olarak tanıttığını, kendisine inandığını ve 15.000,00 TLlik senet imzalayıp verdiğini, davalının malzeme getireceğini söylemesine rağmen malzeme getirmediğini ve senede istinaden icra takibi başlattığını ileri sürerek bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davaya konu bonoya dayalı olarak dava dilekçesinde belirtilen icra dosyasından takip kesinleşmiş olduğundan farklı tarihlerde maaş hacizleri ve tahsilatlar olduğunu, davacının takip dayanağı bononun bedelsizliği ile ilgili olarak soyut iddiası dışında hiçbir dayanak sunmadığını, imzasını inkar etmeyen davacının bononun bedelsizliği iddiası tamamen kötü niyetli olduğunu aradan geçen uzun yıllar dolayısıylada açılan davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine, %20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 26/12/2017 tarihli, 2017/229 Esas – 2017/1180 Karar sayılı kararında;”…Takibe konu senedin 6102 sayılı TTK’nun aradığı şartları taşıyan, usulüne uygun düzenlenmiş kambiyo senedi olduğu, davacı tarafça her ne kadar senedin davalının teslim edeceği mallara karşılık olarak verildiği iddia edilmiş ise de, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması nedeniyle bu senetlerdeki alacağın aksinin aynı kuvvet ve mahiyetteki delillerle kanıtlanması gerektiği, davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği ayrıca davacı tarafından savcılığa yapıldığı beyan edilen şikayet başvurusuna dair yasal süresi içerisinde sunulmuş bir delil bildirimi de bulunmamış olup, davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli olduğu kesin olarak tespit ve ispat edilemediği…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya mahiyetine göre mahkemenin verdiği kararın kanun ve hukuk çerçevesine uygun olmadığını, sözde alacaklı …’nın mahkemede izah edildiği şekilde kendisini bir pazarlamacı olarak tanıttığını ve söz konusu senedi karşılığı 15.000 TL’lik mal anlaşması yaptıklarını, malı teslim etmediği için senet karşılığının ödenmediğini, davalının TTK’nın karşılıklı güven ortamını ihlal ederek nitelikli dolandırıcılık yaptığını, Senedin zamanaşımı nedeniyle kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, ayrıca alacaklı vekili tarafından 34 ZM 8275 plakalı araç üzerindeki haczin 6 aylık zaman dilimi dolmasıyla kaldırıldığını, ayrıca ilgili icra dairesinin haciz yazısı nedeniyle maaşından kesinti yapıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72 maddesi uyarınca takibe konu bonodan ötürü borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili de 24.04.2018 tarihli davacının istinafına cevap konulu dilekçesinde; verilen kararda davacıdan talep ettikleri tazminata mahkum edilmemesinin isabetsiz olduğunu belirtmişse de, davacı vekilinin istinaf harcı yatırmadığı da gözetildiğinde, dilekçesinin istinafa cevap dilekçesi niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı tarafından İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu edilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Bononun davalının kendisine vereceğini taahhüt ettiği mallara karşı verildiğini, ancak malların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek, bononun bedelsizliğini ileri sürmüştür. Ancak İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu bononun bedelinin nakden alındığı kaydıyla düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nakden kaydı ihtiva eden bonodan ötürü de borcun ödendiği veya bedelsiz kaldığının kanıt yükü bono borçlusu davacı üzerindedir. Davacı bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu benimsemiş olmakla, nakden düzenlendiği anlaşılan bonodan ötürü borcun ödendiği yada bedelsiz olduğunu usule uygun yazılı delillerle kanıtlamak durumundadır. Davacı tarafından bu yönde delil sunulmadığı gibi açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen davanın reddi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde değildir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesi yasa ve usule uygun olup, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.10.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.