Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1643 E. 2022/229 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1643
KARAR NO: 2022/229
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2019
NUMARASI: 2014/1314 E. – 2019/128 K.
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
Birleşen Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
2015/699 Esas 2015/747 Karar sayılı dosyası ;
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davaların ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVADA: Davacı … vekili, davasında özetle; Müvekkilinin, tebellüğ ettiği Bursa … Noterliğinin 22/12/2014 tarih ve … yevmiye nolu alacağın devri belgesiyle, dava dışı …-… Ltd. Şti.’nin, güya müvekkilden olan 205.851,00 TL alacağının, davalıya temlik edildiğini öğrendiğini, belgede alacağın 2014 yılına ait olduğunun yazılı olduğunu, alacağın devrinin ve belgenin kabul edilmediğini, müvekkilinin … Ltd. Şti.’ne borcunun olmadığını, aksine alacağının olduğunu, … Ltd. Şti.’nin müvekkiline 05/05/2014 tarihli … nolu fatura ile 205.851,00 TL’yi fatura ettiğini, .. Ltd. Şti.’nin, … Bankası Orhangazi/Bursa Şubesi’nin … nolu, 10/05/2014 vadeli 250.000,00 TL bedelli kendi çekini müvekkilin ortağı olduğu … Ltd. Şti.’ne verdiğini, çekin ciroyla müvekkiline geçtiğini fakat karşılıksız çıktığını, … Ltd. Şti.’nin … Yalova Şubesinin … nolu 25/08/2014 vadeli 39.500,00 TL bedelli çekini …’a verdiğini, çekin ciroyla müvekkiline geçtiğini fakat karşılıksız çıktığını, müvekkilinin, … Ltd. Şti.’ne, 05/10/2014 tarihli … nolu fatura ile 259.001,62 TL’yi fatura ettiğini, bütün bu olanların neticesinde temlik edenin değil müvekkilinin temlik edenden alacaklı olduğunu, müvekkilinin alacak tutarının ise 601.650.62 TL olduğunu, temlik eden … Ltd. Şti.’nin fiilen iflas ettiğini, müvekkiline olan borcunu ödemediğini belirterek; öncelikle İİK’nın 72/2. maddesine göre alacağın %15’i kadar banka teminat mektubu yada nakit teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasına, davacının davalıya 205.851,00 TL borcunun olmadığının tespitine ve eğer icra takibi açılırsa takibin iptaline, İİK’nın 72/5 maddesine göre davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacağına ilişkin …-… Tic. Ltd. Şti.’nden çekler aldığını, ancak çeklerin zamanında ödenmemesi nedeniyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …5 esas sayılı dosyasıyla … Ltd. Şti. hakkında icra takibi başlatıldığını, … yetkilileri ile yapılan görüşmede davacı …’den toplam 205.851,00 alacaklı olduklarını içeren … ve … nolu cari hesaplardan kaynaklanan alacakların devri hususunda mutabık kalındığını, akabinde … Ltd. Şti.’nden 205.851,00 TL tutarında alacağın devri sözleşmesi ile müvekkili şirket tarafından devralındığını, ayrıca temlik borçlusu olan davacıya borcun ödenmesi için ihtarnamesi ile bildirimde bulunulduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını belirterek; öncelikle davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, bu talebin kabul görmemesi halinde … Ltd. Şti.’ne davanın ihbar edilmesine ve davaya katılmasının sağlanmasına, tüm yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA Davcı …-… Ltd.Şti. vekili, davasında özetle; müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş.’ne olan borçları için Bursa … Noterliğinin 12/12/2014 tarih ve … yevmiye nolu “Alacağın Devri” sözleşmesi ile davalıdan olan alacaklarını temlik ettiğini, temlik alacaklısı … A.Ş.’nin bahsi geçen sözleşme nedeniyle alacağını davalıdan Büyükçekmece …Noterliğinin 23/12/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep ettiğini, davalı tarafın borcu ödememek için hiçbir dayanağı olmayan ve müvekkili şirket kayıtlarında dahi bulunmayan çek ve faturadan bahisle alacak iddiasında bulunduğunu ve Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1314 Esas sayılı dosyası ile temlik alacaklısı … A.Ş,’ne karşı menfi tespit davası açtığını, davalı tarafın müvekkilinin 05/05/2014 vadeli 259.000,00 TL bedelli çekinin karşılıksız çıkması nedeni ile alacaklı olduğunu, ayrıca ciro yolu ile kendisine geldiğini ileri sürdüğü 10/05/2014 vadeli 250.000,00 TL bedelli ve 25/08/2014 vadeli 39.500,00 TL bedelli çeklerden dolayı müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davalının müvekkili şirkete 05/10/2014 tarihinde 259.001,62 TL tutarlı fatura kestiğini, bahsi geçen fatura miktarı kadar alacaklı olduğunu ileri sürdüğünü, davalının müvekkili şirkete 205.851,00 TL tutarında ana para borcu düşüldükten sonra hiçbir dayanağı olmayan çeklere ve faturaya dayalı iddiaları nedeniyle 601.650,62 TL alacaklı olduğu iddiasında bulunduğunu, müvekkili şirketin ticari kayıtları incelendiğinde davalı tarafından kesilen 05/10/2015 tarih ve 259.001,60 TL bedelli faturanın kayıtlarda yer almadığının görüleceğini, faturaya müvekkili şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine aslının dahi müvekkili şirkete gönderilmediğini belirterek, bahsi geçen sebeplerle müvekkilinin davalıya 601.650,62 TL borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli talep nedeniyle dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Her iki davadaki uyuşmazlığın, …’in …’e borçlu/alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığın, uyuşmazlığın temelinin ise …’in elinde bulunan … tarafından keşide edilen karşılıksız çeklerden dolayı …’in alacaklı olduğu iddiasının yerinde olup olmadığıdır. Davacı (birleşen dava davalısı) …’in dava dışı (birleşen dava davacısı) …-… Ltd. Şti.’ne keşide edilen ¨39.500,00, ¨250.000,00 ve ¨259.000,00 olmak üzere toplam ¨548.500,00 tutarındaki çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle (karşılıksız işlemine tabi tutularak her çek için ¨1.120,00 x 3 adet toplamda) ¨3.360,00 yasal sorumluluk bedeli haricinde davacı …’in (birleşen dava davalısı) elinde bulunan dava dışı (birleşen dava davacısı) …-… Ltd. Şti.’ den alınan mezkur karşılıksız çekler nedeniyle (548.500 – 3.360) ¨545.140 alacağının kalmış olduğu, temlik konusu alacağa esas …-… Ltd. Şti’ nin düzenlemiş olduğu ¨205.851,00 tutarındaki faturanın …’in kabulünde olduğu, davacı (birleşen dava davalısı) … tarafından 05/10/2014 tarihli … nolu ¨259.001,62 tutarındaki faturanın dava dışı (birleşen dava davacısı) …-… Tic. Ltd. Şti adına düzenlendiği, ancak bilirkişi tarafından yapılan incelemede … Ticari defter ve belgelerinde ilgili fatura kaydına rastlanmadığı gibi faturada teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunmaması nedeniyle …’in ispatına muhtaç faturanın değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, asıl dava davacısı (birleşen dava davalısı) …’in dava dışı (birleşen dava davacısı) …-… Ltd. Şti. den (¨545.140- 205.851 ) ¨339.289,00 alacaklı olduğu, neticeten, dava dışı (birleşen dava davacısı) …-… Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen ¨39.500.00, ¨250.000,00 ve ¨259.000,00 olmak üzere toplam ¨548.500.00 tutarındaki çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle; asıl davada, Bursa … Noterliği’nin 22/12/2014 tarih ve … yevmiye no.lu alacağın devri belgesiyle, dava dışı …-… Ltd. Şti.’nin davalıya temlik ettiği ¨205.851,00 tutardan dolayı davacı …’in davalıya borcunun olmadığı, birleşen davada, (birleşen dava davacısı) …-… Tic. Ltd. Şti.’nin (birleşen dava davalısı) …’e (¨545.140 karşılık çeklerden kalan borç ¨205.851 faturaya dayalı alacak) ¨339.289,00 borcunun bulunduğu bu rakamın dava konusu edilen ¨601.650,62’den düşülmesi ile davacının, davalıya ¨262.361,62 borcunun bulunmadığı anlaşıldığından asıl davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile davacının davalıya ¨262.361,62 tutarında borcunun bulunmadığının tespitine, taraf vekillerinin tazminet taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesiyle; asıl davada davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine; birleşen davada davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının davalıya 262.361,62 TL borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davacı vekilleri tarafından istinaf başvurularında bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davalı …Şirketi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerek Davacı …’in gerekse birleşen dosya davacısı … Ltd. Şti.’nin ticari defter ve kayıtlarında 12.12.2014 tarih ve … yevmiye numaralı temlikname ile müvekkili şirkete devredilen 205.851,00 TL’nin …’in kayıtlarında … Ltd. Şti. lehine alacak olarak kayıtlı olduğunu, temlik alan sıfatı ile müvekkili şirketin de temlik miktarı kadar davacıdan alacaklı olduğu hususunda taraflar arasında ve ticari kayıtlarda bir ihtilaf bulunmadığını, Temlike konu iki adet fatura iceriği olan emtiaların …’e satıldığını ve faturalar toplamı kadar …’in …’den alacaklı hale geldiğini, davacının da … Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaları (2 adet) kayıtlarına almış olduğunu ancak fatura bedellerini ödemediğini, birleşen dosyada davacı … ise davacıdan olan alacağını müvekkili şirkete temlik etmiş olduğunu, temliknamenin usule ve yasaya uygun olarak düzenlenmiş olduğunu, Asıl davada davacı …’in alacak iddiasının gerçek bir mal alış verişine dayanmadığını, davacının ileri sürdüğü ve raporda bahsedilen 05.05.2014 vadeli ve 259.000,00 TL bedelli çek ile 10.05.2014 vadeli 250.000,00 TL bedelli çekin davalıya ve davalının ortağı ve yöneticisi olduğu … Tic. Ltd. Şti.’ne avans olarak verilen, ancak karşılığında mal alınmayan çekler olduğunu, bu çeklerin …’in ticari kayıtlarında depozito ve teminatlar hesabına kaydedilmiş olduğunu, bu kayıtlarda bahsi geçen çeklerin “avans çeki” olarak kayıtlı olup; …’e bahsi geçen her üç çek için de hiçbir mal teslimi yapılmadığını, davalı tarafın avans olarak kendisine verilen ancak karşılığında bir mal ya da hizmet vermediği halde iade etmesi gereken çekleri iade etmemiş olduğunu, bahsi geçen çekler için davacı …’in … Ltd. Şti.’ne teslim ettiği bir ürün varsa bunu ispatlaması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında avans çeki iddialarının irdelenmemesinin, davacının alacak iddiasında bulunduğu çeklere karşılık mal teslim edip etmediğinin araştırılmamasının hukuka aykırı olduğunu, Davacı … vekilinin, müvekkilinin 50.150,00 TL tutarında devreden bir alacağının olduğunu dava dilekçesinde ileri sürmesi gerektiğini, birleşen dosyanın dava dilekçesinde izah edildiği üzere müvekkili … Ltd. Şti.’nin davacı …’e hiçbir borcu olmadığı gibi 205.851,00 TL alacaklı olduğunu, davacı tarafın davasında ileri sürmediği bir alacağın bilirkişi raporlarında yer almasına rağmen bahsi geçen 31.01.2018 tarihli rapora dayalı olarak asıl davada menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini, Bu nedenlerle asıl davada verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı …Şirketi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 12.12.2014 tarih ve … yevmiye numaralı temlikname ile müvekkili şirkete devredilen 205.851,00 TL’nin kayıtlı olduğunu, temlik alan sıfatı ile müvekkili şirketin de temlik miktarı kadar davacıdan alacaklı olduğu hususunda taraflar arasında ve ticari kayıtlarda bir ihtilaf bulunmadığını, Temlike konu iki adet fatura iceriği olan emtiaların davacı …’e satılmış olduğundan faturalar toplamı kadar …’in davacı …’den alacaklı hale geldiğini, davacının da … Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaları (2 adet) kayıtlarına aldığını, ancak fatura bedellerini ödemediğini, … ise davacıdan olan alacağını müvekkil şirkete temlik ettiğini, yapılan işlemler gibi temliknamenin usule ve yasaya uygun olarak düzenlendiğini, Dosyaya mübrez Bilirkişi … tarafından hazırlanan kök ve ek bilirkişi raporlarında; avans olarak … Ltd. Şti. tarafından davacı …’e verilen, ancak karşılığında herhangi bir mal alınmayan 3 (üç) adet çeke dayalı olarak, … Ltd. Şti.’ni borçlu gösterecek şekilde mahsup hesabı yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle asıl davada davacı …’in müvekkili şirkete temlik nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki tespitin açıkça usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, … vekilinin iddiasının aksine; … Ltd. Şti.’nin ticari kayıtlarında 05.10.2015 tarih ve 259.001,62 TL bedelli faturanın yer almadığını, bu husustaki ispat külfetinin davacı tarafta olduğuna ilişkin bilirkişi tespitlerinin hukuka uygun olduğunu, ancak aynı raporlarda avans çeki iddialarının irdelenmemesinin, çeklere karşılık mal teslim edip etmediğinin araştırılmamasının mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmasına yol açtığını, Asıl davada davacı … vekilinin 50.150,00 TL devreden bir alacağının olduğunu dava dilekçesinde ileri sürmesi gerektiğini, müvekkili … Ltd. Şti.’nin …’e hiçbir borcu olmadığı gibi 205.851,00 TL alacaklı olduğunu, 31.01.2018 tarihli rapora dayalı olarak asıl Davada menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davacı vekilleri tarafından, yasal süreler içinde istinaf başvurularında bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisinde Bursa …Noterliğine ait 12.1.2.2014 tarihli … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesinin incelenmesinde; temlik borçlusunun … -… Ltd. Şti., temlik alacaklısının … A.Ş., devir miktarının 205.851,00 TL , bilgi verilecek kişinin … olarak gösterildiği, sözleşmenin içeriğinden …’in … isimli kişide bulunan 205.851,00 TL (01.01.2014-14.11.2014 tarihli hesap döneminden 95.108,00 TL ve 01.01.2014-01.12.2014 tarihli hesap döneminden 110.743,00 TL) cari hesap alacağının tamamının devir alındığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takip talebinin incelenmesinde; alacaklının … Gıda, borçlunun …- … Şti. olduğu, 241.803,26 TL toplam alacağın takibe konu edildiği, borç sebebi olarak keşide tarihi 05.06.2014 olan, 109.797,12 TL tutarlı çek ile keşide tarihi 11.06.2014 olan 110.730,24 TL tutarındaki çeklerin gösterildiği anlaşılmaktadır. Orhangazi İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, toplam alacağın 43.581,39 TL olduğu borç sebebi olarak 39.500 TL bedelli 25.08.2014 keşide tarihli çekin gösterildiği, söz konusu çeke ilişkin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı görülmektedir. Orhangazi İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının .., borçlunun … olduğu, 562.903,20 TL toplam alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, takip sebebi olarak 259.00,00 TL bedelli, 05.05.2014 tarihli, 250.000,00 TL bedelli, 10.05.2014 tarihli çeklerin gösterildiği, sonrasında söz konusu aynı alacağın kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe konu edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki belgelerden Orhangazi Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2015 tarihli, 2014/1922 Soruşturm 2015/877 Karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; müştekilerin …Ltd. Şti., … A.Ş.., ve .. oldukları, şüphelilerin ise …, …, …, … ve … oldukları, şüphelilerin üzerine atılan suçun dolandırıcılık olduğu, … ve …’ın …’in ortakları oldukları, …’ın ise aynı zamanda şirket müdürü olduğu, …’nin şirketin işletme müdürü olarak iş sağladığı, … ve …’un pazarlama işlerini yaptıkları, müşteki şirketin … Ltd. Şti. ile yaptığı anlaşmada …’tan dört adet çek aldığı ancak dört adet çekin de karşılıksız çıktığı, şüphelilerin aynı şekilde fikir birliği içerisinde kasıtlı ve kötü niyetli olarak başka çek ve senetler de tazmin ettikleri, ancak şüphelilerin müştekilere yönelik hileli hareketlerinin bulunmadığı, meselenin hukuki itilaftan ibaret olduğundan bahisle dolandırıcılık suçunun yasal unsurunun oluşmadığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair, karar verildiği görülmüştür. Bursa 6.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/866 Esas sayılı dosyasında; davacının … Ltd. Şti., davalıların … Koop. ile … Ltd. Şti. olduğu, istihkak davasına ilişkin olarak …’ın borçlu … ile olan ticari ilişkisinin irdelendiği, davacının .. adına tanzim ettiği … ve … nolu iade fatura tarihlerinin borca esas değerin tarihinden sonra düzenlendiği yönünde değerlendirme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince talimat yoluyla alınan 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacıya ait ticari defterler incelenmiş olmakla, Bursa 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/604 Esas sayılı dosyası içerisindeki 27.08.2015 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılarak, söz konusu raporda davacının ticari defterlerinin incelendiği 2014 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırmış olduğunun belirlendiği tespit edilmiştir. Bilirkişice, davacının muavin/defteri kebir defter kayıtları incelenmiş, sonuç olarak davacı … tarafından … adına 05.05.2014 tarihli, 259.001,62 TL bedelli fatura düzenlendiği, davacı …’in …’de 50.150,00 TL alacaklı olduğu, …’in davacı … adına 05.05.2014 tarih ve 205.851,00 TL bedelli fatura düzenlediği, davacının söz konusu faturayı kayıtlarına aldığı, davacının ticari defterlerinde …’a ait hesapların iki ayrı hesap altında tutulduğu, bu hesapların mahsuplaştırılması neticesi davacının …’e 155,701,00 TL borçlu olduğu, davacı kayıtlarında yer almayan, ancak … tarafından düzenlenen 39.500 TL bedelli çek ile … tarafından ciro edilip ödenmeyen 250.000 TL bedelli çekler göz önüne alındığında bahsi geçen çeklerin toplam tutarının 289.500,00 TL olduğu ve bu halde ( 289,500-155.701 =133.799 TL ) davacının …’tan 133.799,00 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır. İlk derece mahkemesince talimat yoluyla alınan az yukarıda bahsi geçen rapordaki bilirkişi eliyle düzenlenen 27.07.2017 tarihli raporun incelenmesinde; davacı …’in ticari defterleri incelenmiş, … Şirketi’ne ait ticari defter kayıtlarında … tarafından … adına düzenlenen 05.05.2014 tarih ve 205.851,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, bahsi geçen bu fatura haricinde …’in 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen diğer tutarları … Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı değerlendirilmiştir. İlk derece mahkemesince bu kez farklı bir bilirkişiden alınan 31.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalı …’in ticari defterleri incelenmiş, söz konusu ticari defterlerde …’in birleşen dava davacısı …’den 218.287,36 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. …’in …’den 12.12.2014 tarihinde Bursa …Noterliğinin … yevmiye numaralı alacağın devir belgesi ile 205.851,00 TL tutarındaki cari hesap alacağını devraldığını, asıl dava davacısı …’in birleşen dava davacısı … tarafından kendisine verilen 05.05.2014 tarihli 259.000,00 TL tutarlı 25.08.2014 tarihli 39.500 TL tutarlı, 10.05.2014 tarihli 250.000,00 TL tutarındaki çeklerin karşılıksız çıktığını ileri sürdüğü ve yine … tarafından … adına düzenlenmiş 05.10.2014 tarihli 259.001,62 TL tutarındaki faturanın varlığından ötürü 807.501,62 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, bilirkişice söz konusu fatura ve çekler ile dosya kapsımındaki diğer bilirkişi raporlarının incelendiği, temlik konusu alacağa esas … tarafından düzenlenmiş 205.851,00 TL tutarındaki faturanın …’in kabulünde olduğu, …’in … tarafından keşide edilen 39.500,00 TL, 250.000,00 TL ve 259.000,00 TL olmak üzere toplam 548.500,00 TL tutarındaki çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, her bir çek için yasal sorumsuzluk bedeli olan 1.120,00 TL haricinde bahsi geçen çeklerden ötürü …’tan 545.140 TL alacağının kaldığı, …’in … adına keşide ettiği 05.10.2014 tarihli 259.001,62 TL tutarındaki faturanın …’in ticari defterlerine kayıtlı olmadığı, faturada teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunmaması nedeniyle faturanın hukuki dayanağının ispata muhtaç olduğu, şu halde …’in …’tan (545.240,00 – 205.851,00 TL) 339.289,00 TL alacaklı olduğu, sonuç olarak asıl davada dava dışı …’un davalıya temlik ettiği 205.851,00 TL tutardan dolayı davacı …’in davalıya borcunun bulunmadığı, birleşen davada ise davacı …’un …’e 545.140,00 TL karşılıksız çeklerden kalan borç 205.851,00 TL faturaya dayalı alacak sebebiyle 339.289,00 TL borçlu olduğu tespiti yapılmıştır. Az yukarıda bahsi geçen 31.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun eki niteliğindeki 31.05.2018 tarihli raporun incelenmesinde; davalı …’in davacı … ‘e ait 50.150 TL tutarındaki alacak devir bakiyesine yönelik itirazda bulunmakla, söz konusu bakiyenin 2013 yılında devir yoluyla geldiği ve bakiyenin dayanağı bulunmadığı, hesaplama dışında tutulduğu, …’in … adına keşide ettiği 205.851,00 TL tutarındaki faturanın zaten …’in ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … tarafından … adına keşide edilen 05.10.2014 tarihli 259.001,62 TL tutarındaki faturanın … ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturanın teslim alan kısmında imza ve isim bulunmadığı, bu durumda ispata muhtaç olduğu, … tarafından keşide edilen üç adet çekin toplam tutarının 548.500 TL olduğu, karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, bu çeklerin yasal sorumluluk tutarının … tarafından tahsil edildiği, bahsi geçen çeklerin satın alınacak mallar alınmadan önce avans olarak verilmiş olduğuna ilişkin dosyada hiçbir belge bulunmadığı, kök rapordaki görüş değişmemekle birlikte, ilk derece mahkemesince … tarafından keşide edilen üç adet toplamdaki 548.500 TL tutarındaki çekin … adına alacak olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılırsa, asıl davada alacağın temlikine konu dava dışı …’un davalı …’e temlik ettiği, 205.851,00 TL’den davacı …’in davalı …’e borçlu bulunacağı, bu durumda yine birleşen davada ise birleşen dava davacısı …’un birleşen dava davalısı … ‘den 205.851,00 TL fatura konusu alacak kadar alacaklı olacağı sonucuna ulaşıldığı bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesi; asıl davada davacı .., davalı …’in alacağın temliki sözleşmesi yoluyla devraldığını iddia ederek icra takibine konu ettiği alacaktan sorumlu bulunmadığını, zira temlik eden ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklı olarak borçlu değil esasen alacaklı konumunda bulunduğunu, 05/05/2014 vadeli 259.000,00 TL bedelli kendi çekin, müvekkilinin ortağı olduğu … Ldt.Şti.’ne verildiğini, sonrasında müvekkiline geçmiş olduğunu, 10/05/2014 vadeli 250.000,00 TL bedelli çekin, …’dan ciroyla müvekkiline geçtiğini, yine …’un keşide ederek kendisine verdiği 25.08.2014 vadeli, 39.500,00 TL bedelli kendi çekin karşılıksız çıktığını, … Ldt.Şti.’nin müvekkiline 05/05/2014 tarihli … nolu fatura ile 205.851,00 TL’yi fatura etmiş olduğunu, müvekkilinin ise … Ldt.Şti.’ne, 05/10/2014 tarihli … nolu fatura ile 259.001,62 TL’yi fatura ettiğini, sonuç olarak 205.851,00 TL fatura bedeli mahsup edildiğinden müvekkilinin …’tan 601.650,62 TL.alacaklı hale geldiğini, netice olarak 205.851,00 TL borcunun olmadığına dair menfi tespit talebinde bulunmuştur. Asıl davanın davalısı … vekili, asıl davacı …’ın … ile olan ticari ilişkisinden kaynaklı defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin alacağı temlik sözleşmesi kapsamında devraldığını ileri sürmektedir. Birleşen davanın davacısı … vekili ise …’ın asıl davada ileri sürdüğü çeklerin avans çeki olduğunu ve karşılığında müvekkiline mal teslimi yapılmadığını, ayrıca … tarafından müvekkili adına keşide edilen 05/10/2014 tarihli … nolu fatura ile 259.001,62 TL’yi faturanın hukuki dayanağı bulunmadığını, bu sebeplerle … ve müvekkili arasındaki ticari ilişki kapsamında asıl alacaklının müvekkili olduğunu öne sürerek müvekkilinin, …’a 601.650,62 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. …’in …’iden 12.12.2014 tarihinde Bursa … Noterliğinin …236 yevmiye numaralı alacağın devir belgesi ile 205.851,00 TL tutarındaki cari hesap alacağını devraldığı anlaşılmakla, alacak geçerli şekilde temlik edilmiştir. Bu noktada alacağın temlikine esas temel ilişki kapsamındaki defilerin temlik alana karşı da ileri sürülebileceğinin kabulü gerekmektedir. Yargılama aşamasında asıl davacı …’ın ve birleşen davacı …’un ticari defterli incelenmekle, defterlerde örtüşen tek hususun her iki defterde de kayıtlı olan …’un … adına keşide ettiği 205.851,00 TL’lik fatura olmakla, zaten bu fatura dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere asıl davacı …’ın kabulündedir. …’in … tarafından keşide edilen 39.500,00 TL, 250.000,00 TL ve 259.000,00 TL olmak üzere toplam 548.500,00 TL tutarındaki çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, her bir çek için yasal sorumluluk bedeli olan 1.120,00 TL haricinde bahsi geçen çeklerden ötürü …’tan 545.140 TL alacağının kaldığı, …’in … adına keşide ettiği 05.10.2014 tarihli 259.001,62 TL tutarındaki faturanın …’in ticari defterlerine kayıtlı olmadığı, faturada teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunmaması nedeniyle, faturanın hukuki dayanağının ispata muhtaç olduğu tespit edilmiştir. …’in ticari defterleri de incelenmiş, söz konusu ticari defterlerde …’in birleşen dava davacısı …’den 218.287,36 TL alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Birleşen dosya davacısı … vekili, asıl davacı …’ın dava dilekçesine konu edip müvekkilinden alacaklı olduğunu ileri sürdüğü 05/05/2014 vadeli 259.000,00 TL bedelli, 10/05/2014 vadeli, 250.000,00 TL bedelli, 25.08.2014 vadeli 39.500,00 TL bedelli çeklerin esasen avans çeki niteliğinde olduğunu, bu çeklere ilişkin olarak asıl davacı … tarafından kendisine mal teslimi yapılmadığını beyan ederek çeklerin toplam tutarı kadar ve … tarafından müvekkili adına keşide edilen 05/10/2014 tarihli … nolu 259.001,62 TL tutarındaki faturanın hukuki dayanağı bulunmadığından bu fatura bedeli kadar asıl davacı …’a müvekkilinin borçlu olmadığı iddiasındadır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Fakat menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Somut uyuşmazlıkta birleşen davaya ilişikn dosya kapsamına göre, dava konusu çeklerin avans olarak verildiğinin birleşen dosya davacısı … tarafından yazılı delil ile ispat edilemediği, …’un münhasıran birleşen dosya davalısı …’ın defterlerine dayanmadığı, … tarafından …’a yemin teklif edilmesi üzerine Orhangazi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/95 sayılı talimat dosyasında birleşen dosya davalısı … 05.05.2014 vadeli 259.000 TL bedelli çekin … çekin-… olarak tarafına avans çeki şeklinde verilmediğini ve çek bedeli kadar …’e mal teslim ettiğini, 10.05.2014 vadeli 250.000 TL bedelli ortağı olduğu … şirketine avans olarak verilmediğini ve şirketi adına … Şti’ne mal teslim ettiğini, 25.08.2014 tarihli 39.500 TL bedelli …-…’dan ciro yoluyla eline geçen çek bedeli kadar …’den alacaklı olduğunu, … olarak ticari kayıtlarında yer alan 05.10.2015 tarihli 259.001,62 TL fatura bedeli kadar, …’den alacaklı olduğunu, …’e borçlu olmadığını ifade ederek bunlara dair yemin etmiştir. Somut olayda, tacirler arasında ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bu hususta taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle ortaya çıkan duruma göre, çeklerin avans çeki olup olmadığı noktasında ispat yükü kendisinde olan birleşen dosya davacısı …’a, …’a yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle sonuca ulaşılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, bahsi geçen çeklerin avans çeki olduğu hususunun ilk derece mahkemesince irdelenmeyerek karar verilmiş olduğu yönündeki istinaf nedenlerinin reddi gerekir. İlk derece mahkemesince talimat yoluyla aldırılan 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda …’ ait ticari defterler incelenmiş olmakla, davacı …’in …lerinde 50.150,00 TL alacaklı olduğu yönünde tespit yapılmıştır. Ancak 31.05.2018 tarihli raporda ise davalı …’in davacı …’e ait 50.150 TL tutarındaki alacak devir bakiyesine yönelik 03.03.2017 tarihli bilirkişi raporuna yönelik itirazı değerlendirilerek söz konusu bakiyenin 2013 yılında devir yoluyla geldiği ve bakiyenin dayanağı bulunmadığı anlaşıldığından zaten hesaplama dışında tutulduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla taraf vekillerinin …’ın bahsi geçen 50.150 TL tutarındaki alacak miktarını dava dilekçesinde dile getirmemiş olması sebebiyle bu miktarın alacak tespitinde gözönünde bulundurulmaması gerektiği yönündeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Ancak ilk derece mahkemesince az yukarıda anlatılanlar ışığında birleşen dosya davalısı …’in kendi ticari kayıtlarında yer alan 05.10.2015 tarihli 259.001,62 TL fatura bedeli kadar, …’den alacaklı olduğu hususunda da yemin etmiştir. Bahsi geçen faturanın …’ın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak …’un ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, somut olayda faturaya konu malların teslim edilmiş olduğu yönündeki iddianın satıcı konumundaki …’ın ispatla yükümlü olduğu, bu bağlamda üzerinde ispat yükümlülüğü bulunmayan …’a yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasının ve …’ın bu hususta yemin etmesinin herhangi bir hukuki sonucu bulunmamaktadır. Sonuç olarak birleşen dosya davacısı …, 05/05/2014 vadeli 259.000,00 TL. bedelli, 10/05/2014 vadeli, 250.000,00 TL bedelli, 25.08.2014 vadeli, 39.500,00 TL bedelli çeklerden ve 05/10/2014 tarihli … nolu 259.001,62 TL tutarındaki faturadan dolayı borçlu olmadığını ispatlayamamış olmakla, her bir çek için yasal sorumsuzluk bedeli olan 1.120,00 TL haricinde bahsi geçen çeklerden ötürü birleşen dosya davalısı …’ın, …’tan 545.140 TL alacağının bulunduğu yine …’ın 05/10/2014 tarihli … nolu 259.001,62 TL tutarındaki faturadan dolayı …tan alacaklı olduğu görülmekle, birleşen davanın 262.361,62 TL üzerinde kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık yoktur. Asıl dava yönünden temlik sözleşmesine konu bedel olan 205.851,00 TL’nin dayanağı, …’in … adına keşide ettiği 205.851,00 TL tutarındaki fatura zaten …’in ticari defterlerinde kayıtlıdır. Ancak yukarıda anlatılanlar ışığında her bir çek için yasal sorumsuzluk bedeli olan 1.120,00 TL haricinde bahsi geçen çeklerden ötürü birleşen dosya davalısı …’ın, …’tan 545.140 TL alacağının bulunduğu yine …’ın 05/10/2014 tarihli … nolu 259.001,62 TL tutarındaki faturadan dolayı …tan alacaklı olduğu görülmekle, asıl davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, asıl dava davalısı ve birleşen dosya davacısı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Asıl davada davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 10.546,50 TL istinaf nispi karar harcının asıl dava davalısından tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.02.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.