Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1638 E. 2022/155 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1638
KARAR NO: 2022/155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2017/1071E. – 2019/443 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket tarafından düzenlenen 06/02/2015 tarihli, 17.099,80 TL bedelli, … nolu, 31/07/2015 tarihli, 39.862,50 TL bedelli, … nolu, 17/08/2015 tarihli, 25.441,54 TL bedelli … nolu, 15/09/2015 tarihli 42.730,20 TL bedelli … nolu, 26/10/2015 tarihli 10.721,70 TL bedelli, … nolu toplam beş adet fatura kesildiğini ve borçluya tebliğ ettiğini, borçlunun ise bu fatura bedellerinden kalan 61.755,75 TL borcunu ödemediğini, bu alacağın tahsili için istanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek; davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %40′ ınden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama göderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın haksız olduğunu, dava konusu faturalar mesnet yapılarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının davalıya borçlu olduğunun tarafların ticari defterleri incelendiğinde görüleceğini, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi üzerine davacının kendini alacaklı ve haklı göstermek amacıyla icra takibi başlattığını, tek taraflı olarak düzenlenmiş faturalara dayanılarak, teslimi yapılmayan malların bedelinin talep edildiğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine, %20 oranından aşağı olmamak üzere hesaplanacak kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında mal alım satıma ilişkin ödemelerin olduğu, ancak dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalının bu faturaya ilişkin hizmeti aldığının kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi veya delil ibraz etmediği, taraf defterleri arasındaki borca ilişkin tam bir mutabakat olduğu, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, bu haliyle asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilerek; Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 12.345,15- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 61.755,75 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl olacak olan 61.755,75 TL’ye yasal faiz uygulanmasına, alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan 12.345,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve fiilen teslim edilen herhangi bir ürün bulunmadığını, faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, Davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere iki adet … marka double covering makinenin anlaşma ile 17.300 Kg ip karşılığı alındığını, toplamda 109.000 TL olarak fiyatlandırıldığını, bu duruma göre ise davacının, müvekkiline borçlu durumda olduğunu, davacı asilin kendi elinin ürünü imzayı içeren anlaşmanın dosyaya sunulduğunu, ancak bu durumun bilirkişi incelemesinde göz ardı edildiğni, bu belgenin delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, dolayısıyla ödeme olgusunun ispatı mümkün olduğu halde kanuna aykırı olarak tanık dinletme taleplerinin mahkeme tarafından reddedildiğini, Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği ve likit bir alacak bulunmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının ayrıca cevap dilekçesinde yemin deliline dayandıkları halde, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmaksızın karar verildiğini, Yukarında belirtilen nedenlerle ve ayrıca HMK 355. madde gereğince resen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari alım satımdan kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, asıl alacak tutarının 61.755,75TL olduğu, borç sebebi olarak cari hesap ekstresi ve faturaların gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında, müvekkilinin karşı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı, aksine müvekkilinin alacaklı konumda olduğunu ileri sürerek tüm borca ve faizlerine itiraz ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi, dava konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla davalının faturaya konu hizmeti aldığı, aksini herhangi bir delil veya yazılı bir belgeyle ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davalıya fatura içeriğindeki iplikleri satarak teslim ettiğini, davalının dilekçe ekinde görülecek tahsilat makbuzlarından da anlaşılacağı üzere nakit ve çek olarak faturalara ilişkin bir kısım ödeme yaptığını beyan ederek dosyaya iki adet çek ve tahsilat makbuzları ibraz etmiştir. Davalı vekili ise müvekkili tarafından davacıdan iplik satın alınmadığını, esasen müvekkilinin davacıya makine satmış olduğunu, davacının kalan son senedi ödemediğini, davacının dosyaya muhtelif sayıda fatura sunarak faturadan kalan bakiye alacaklarının 61.755,75 TL olduğunu iddia ettiğini, ancak söz konusu faturalarda toplam alacağın 135.855,74 TL tutarında olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden tahsil ettiği ve beyan ettiği yani ödeme karşılığında düzenlediğini iddia ettiği belgelerdeki tutarın 17.100 TL olduğunu, bu durumda toplam ödenen miktar 74.100.04 TL olduğu için davacının 57.000,04 TL tutarındaki kısma ilişkin herhangi bir ödeme makbuzu sunmadığını beyan ederek esasen karşı tarafın müvekkilinden satın aldığı makineleri ödemesi için sıralı senetler verdiğini, davacının KDV açığını kapatmak adına fatura kestiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda; söz konusu faturaların müvekkilinin ticari defterinde kayıtlı olsa da esasen müvekkiline teslim edilen bir ürün bulunmadığını, iki adet … Marka Double Covering makineyi davacının 17.300 kg ip karşılığında aldığını ve toplamda 109.000 TL olarak fiyatlandırıldığını, bu durumda davacının borçlu konumda bulunduğunu öne sürerek dosya içerisindeki adi yazılı sözleşmenin ödeme belgesi olarak kabulünü, aksi taktirde delil başlangıcı niteliğinde olduğundan bu hususta tanıkların dinlenilmesini, ortada likit bir alacak bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinden açıkça yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen yemin teklif etme hakları olduğu hatırlatılmadan karar verildiği ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 13.12.2014 tarihli adi yazılı belge suretinin incelenmesinde; … ve … isim ve imzaların yer aldığı, söz konusu belge üzerinde “İki adet … Marka … makineyi karşılıklı anlaşarak görerek mutabakata vararak yapılan iş ve fason karşılığı takribi 17.300 kg (on yedi bin üç yüz kg), likralı/naylonlu 6,30 TL kg olarak toplamda 109.000 TL (yüz dokuz bin tl) yaklaşık on dört ay iş garantisi karşılığı ve on beş senet karşılığı aldık ve sattık.” kaydını içerdiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 07.08.2018 tarihli delil listesinde belirttiği, beş adet faturada, teslim alan kısmında bulunan imzaların davalı …’e ait olduğuna dair beyanda bulunduğu, yine davalının müvekkiline ödeme olarak verdiği iki adet çeklerin bilgilerini aynı dilekçede ibraz ettiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 11.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda; her iki taraf ticari defterleri incelenmiş, davacının lehine delil niteliğinde bulunan ticari defterlerinde 30.10.2015 tarihinden itibaren davalıdan 61.755,75 TL alacağının olduğu, davalının da ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ve dava konusu beş adet faturanın davalının ticari defterinden kayıtlı olduğu, davalının “Ba” formarında davaya konu tüm alış faturalarının beyan edildiği, sonuç olarak davacının davalıya 137.855,75 TL tutarında iplik sattığı, bunun karşılığında davalı firmadan 59.000 TL değerinde … Marka büküm makinesi satın aldığı, 2014 yılında da 5.000 TL’si nakit 12.100 TL’si çek olmak üzere 15.100 TL tutarında tahsilat yaptığı, bu işlemler sonucunda davalıdan 61.755,75 TL alacağının olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir. Davalı ticari defterlerine göre ise 30.10.2015 tarihinden itibaren davacıya 78.855,74 TL borcunun bulunduğu, davalının ticari defterlerinde davacıya yaptığı 17.100 TL ödemenin yer almadığı, dolayısıyla davalının davacıya 61.755,74 TL borçlu olduğu hususuna tespitleri yapılmıştır. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki 13.12.2014 tarihli sözleşmenin esasen iki adet Menegatto Marka makineyi kapsadığı ve sözleşme değerlerinin 109.000 TL olduğu, dolayısıyla esasen müvekkilinin alacaklı konumda olduğunu ileri sürerek ek rapor talebinde bulunmuştur. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, açıkça 13.12.2014 tarihli adi yazılı belgeye delil olarak dayanmış olduğu, davacı vekilinin ise cevaba cevap dilekçesinde müvekkilinin davacıdan makine alarak bedelini ödediğini, ancak taraflar arasında iplik alım satımından kaynaklı olarak da başka bir ticari ilişki kurulduğunu, davalının satın aldığı iplik bedeline ilişkin olarak da nakit ve çek olarak bir kısım ödeme yaptığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 13.12.2014 tarihli adi yazılı belge davacı tarafça benimsenmekle, davalı vekili davaya konu edilen iplik tesliminin müvekkiline 13.12.2014 tarihli adi yazılı sözleşme gereğince teslim edildiğini ve davacı tarafça bahsi geçen bu sözleşme kapsamında teslim edilmiş iplikler için fatura keşide edilerek müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, esasen bu ipliklerin sözleşmede kararlaştırılan makinenin davacı tarafından müvekkilinden satın alınması karşılığında davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini iddia etmektedir. Davacı vekili bahsi geçen bu belgedeki makine alım satımının karşılığında davalıya teslim edilen 17.300x 6.30 TL tutarındaki ipliğin dava konusu dışında farklı bir ticari ilişki kapsamında verildiğini öne sürmekte olduğundan, ispat yükünün buna göre belirlenmesi gerekir. İlk derece mahkemesince her iki tarafın ticari defterleri üzerinde 13.12.2014 tarihinden sonraya ilişkin yeniden inceleme yapılarak bu döneme dair ticari ilişki bütün olarak değerlendirilmelidir. Bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle varlığı ihtilafsız olan 13.12.2014 tarihli adi yazılı belgeye konu 17.300 kg x 6.30 TL tutarındaki iplik alım satımının tarafların ticari defterlerinde ne şekilde kayıtlı olduğu; sözkonusu miktar ve tutarda ipliğin 13.12.2014 tarihli sözleşme kapsamında mı davalıya teslim edildiği, yoksa davaya konu faturalara esas ticari alım satım ilişkisi çerçevesinde davalı yanca satın mı alınmış olduğu hususlarındaki belirsizlik giderilmelidir. Bu noktada, ispat yükü davacı üzerinde olmakla; davacı vekilinin iddia ettiği gibi dosya içerisindeki varlığı tartışmasız belge dışında taraflar arasında başka bir alım satım ilişkisi bulunduğuna dair delil olup olmadığı belirlenmek suretiyle davaya konu faturanın hangi hukuki ilişki kapsamında keşide edildiği tam olarak saptanarak sonuca ulaşılmalıdır. Açıklanan bu gerekçelerne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.