Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1637
KARAR NO : 2019/1104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2019 tarihli ara karar.
NUMARASI : 2019/190 Esas.
DAVANIN KONUSU: Zayi Nedeniyle Çek İptali- Ödemeden Men
Hasımsız olarak açılan çek iptali davasının yapılan yargılaması sırasında, ödemeden men talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket lehine keşide edilen … Yenişehir/Ankara Şubesi, keşide yeri Ankara, keşide tarihi 10.05.2019, 16.155,00 tutarlı, keşidecisi …. Tic. Ltd. Şti. olan … Seri numaralı çekin meşru hamili müvekkili şirket iken müvekkili yedinde kaybedilmek suretiyle zayi edildiğini belirterek, öncelikle çekin üçüncü kişilere ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek, ilgili bankalara müzekkere yazılmasına, tensiple Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına, akabinde söz konusu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk Derece Mahkemesi 31/05/2019 tarihli ara kararında; HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirin koşullarının gerçekleşmediği, aynı Kanun’un 390/3. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle, muhatap bankanın çek bedelini ödemekten men edilmesine dair tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili, yasal süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Çekin müvekkili şirket adına keşide edilmiş ve müvekkili şirkete teslim edilmiş olduğu hususunun dosyaya sunulan çek fotokopisi ve tediye makbuzu ile belgelendiğini, ayrıca kaybolan çek ilgili olarak İstanbul Anadolu Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığına 02.05.2019 tarihinde 2019/85354 Soruşturma numarası ile şikâyette bulunulduklarını, müvekkilinin hamil olduğunu kanıtladığını,Çekin müvekkili şirketçe ciro edildiğini ve cironun beyaz ciro olduğunu, kaybolan çeki eline geçiren kötüniyetli herhangi bir üçüncü kişinin çeki bankadan tahsil edebileceğini, Müvekkili şirketin hem borçlu olmadığı tutarı üçüncü bir kişiye ödemek ve hem de aynı tutarı çek lehdarına bir kez daha ödemek durumunda kalabileceğini,İlaveten ilk derece mahkemesinin birbiri ile çelişen iki karar verdiğini, ilkinde Ticaret Sicil Gazetesi’ne ilan kararı verdiğini, diğer taraftan ödeme yasağı yönündeki ihtiyati tedbir talebi reddedilmesine rağmen duruşma gününün geç bir tarih olan 12.11.2019 tarihi olarak belirlendiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve muhatap bankanın çek bedelini üçüncü kişilere ödemekten men edilmesine dair tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 818/1.(s) maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 757 vd maddeleri uyarınca açılmış bir zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Davacı, iş bu dava içinde TTK’nın 757.maddesi uyarınca, muhatap bankanın çek bedelini üçüncü şahıslara ödemekten men edilmesine dair 31.05.2019 tarihli ara kararı vermiş, bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’ nın 757 vd. maddelerinde yer alan kambiyo senedinin zayi nedeni ile iptal davası, iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye, hakkın senetsiz olarak ileri sürülmesi veya borçludan yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilme imkanı verir (TTK m. 651-652)TTK’nın 759. maddesi uyarınca, iptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür. Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu tür davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir. Kaldı ki, dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek, ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. Dolayısıyla mahkemeyi tereddüde sevk eden hususlar, esasen anılan davalarda tartışılacaktır. Çek iptal işlemleri öncelikle mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile başlamaktadır.İptal ve ödemeden men talebinde bulunan kişi, zayi olan çekin zilyedi olduğunu gösterir delillerini mahkemeye sunmalıdır. Örneğin çekin önü ve arkasının yer aldığı bir fotokopisi önemli bir ispat aracıdır. Çek fotokopisinin bulunmaması halinde ise çek bedeli, muhatap banka ticari ünvanı, ödeme yeri, keşide yeri, keşide tarihi ve keşidecinin adının iptal talepli dilekçede gösterilmesi gerekir.Somut olayda davacı tarafından, dava konusu çekin kaybedildiği ileri sürülmüş ve anılan çekin ön yüzünün fotokopisi ve tahsilat makbuzu sunulmuştur. Suç duyurusunda bulunulduğu ileri sürülerek buna ilişkin savcılık dosya numarası bildirilmiştir. Davacı, çek fotokopisine göre çekin lehdarı konumundadır. Bu durum karşısında mahkemece, somut uyuşmazlık yönünden davacı vekilince sunulan mevcut delillerin yeterli sayılması, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, işbu davayı açmasında yasal bir engelin bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu sebeplerle ilk derece mahkemenin dava konusu çek hakkında talep edilen ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebini reddetmesi yerinde görülmemiştir.Diğer taraftan, ilk derece mahkemesince, yukarıda anılan TTK hükümleri hiç değerlendirilmeden, genel hüküm niteliğindeki HMK’nın 389 vd hükümlerinden hareketle karar verilmiş olması da isabetsiz olmuştur.Bu açıklamalar ışığında davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. ve 391/3. maddeleri uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 31.05.2019 tarihli ara kararının kaldırılarak, davacı vekilinin ödemeden men talebinin teminat karşılığı kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. ve 391/3. maddeleri uyarınc, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 31.05.2019 tarihli ara kararının kaldırılarak davacının tedbir (ödemeden men) talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda;1-Davacının, muhatap bankanın çek bedelini ödemekten men edilmesine dair ihtiyati tedbir tedbir talebinin TTK’nın 818/1.s maddesi atfıyla aynı Kanun’un 757. maddesi uyarınca teminat karşılığı KABULÜ ile dava konusu olup, … Yenişehir/Ankara Şubesinden verilme, …Tic. Ltd. Şti. tarafından 10/05/2019 tarihinde keşide edilen, … çek numaralı, 16.155,00 TL tutarlı bir adet çekin, üçüncü şahıslar tarafından muhatap bankaya ibrazı halinde, muhatap bankanın çek bedelini ödemekten men edilmesine, 2-Çek bedelinin takdiren %15’i oranında belirlenen 2.423,25 TL nakit teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında yada aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir örneğinin, ilk derece mahkemesince yazılacak üst yazıyla muhatap bankaya gönderilmesine,3-Tedbir talebi dava içinde olduğundan, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,5-Davacı vekili tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,6-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin, kendi üzerinde bırakılmasına dair; HMK’nın 353/1.b.2. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/09/2019