Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1622 E. 2022/159 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1622
KARAR NO: 2022/159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2018
NUMARASI: 2017/50 E. – 2018/943 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin davalıya sattığı mal bedelinden kaynaklanan bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı/borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişildiğini, borçlunun takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının alacağına dayanak faturalarda belirtilen malların ayıplı olması nedeni ile takip konusu borcun ödenmediğini, bu hususun Bakırköy … Noterliğinin 31/10/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile karşı tarafa bildirildiğini ve ayıbın giderilmesini istediklerini, davacı tarafın kötü niyetle takibe geçtiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının 39.662,43 TL toplam alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhine takibe giriştiği, davalının borcun tamamına itiraz ettiği, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 11.180,34 Euro (37.564,82 TL) alacaklı olduğu, borçlu temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın 37.564,82 TL asalı alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip konusu asıl alacağa -davacının talebi aşılmamak üzere- yasal temerrüt faizi uygulanmasına, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 08.02.2018 tarihinde yapılan defter incelemesinde müvekkiline ait defterleri daha sonra sunacakları yönünde beyanda bulunduklarını, yine 12.02.2018 tarihinde defterlerin müvekkili nezdinde olmadığının, vergi incelemesinde olduğunun bildirildiğini, bunun üzerine mahkemece yerinde inceleme için 200 TL gider avansı yatırmasına karar verildiğini, avansın taraflarınca yatırıldığını ve 13.02.2019 tarihinde defterlerin inceleme amacıyla halen vergi dairesinde bulunduğunun tekrar mahkemeye bildirildiğini, ancak buna rağmen mahkemenin dosyayı rapor alınması için bilirkişiye tevdi ettiğini, bilirkişilerin sadece davacı defterlerini incelemekle yetinerek rapor oluşturup dosyaya sunduğunu, bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edildiğini ve müvekkiline ait defterlerin vergi incelemesi için vergi dairesinde bulunduğunun, müvekkiline ait defterler de sunulup incelendikten sonra rapora karşı beyanda bulunulacağının bildirildiğini, ancak buna rağmen müvekkiline ait defterler incelenmeden eksik bilirkişi raporu ile yetinildiğini ve hüküm kurulduğunu, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddedilen kısım üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, Alacak likit ve belirlenebilir olmadığını, yargılama ile belirlenebilecek olduğunu, bu sebeple müvekkili aleyhine icra inkar tazminatının koşullarının bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan açık hesap ayacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Ltd.Şti., borçlunun … Dış Ticaret A.Ş., toplam alacağın 39.662,43 TL olduğu, borçlu vekilinin icra dosyasına yaptığı itirazda, müvekkilinin merkez adresinin Bağcılar/İstanbul’da olması nedeniyle Büyükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, öncelikle ayıplı mal ve ürünleri kabul etmediklerini, alacaklının ayıplı malları ayıptan ari mallar ile düzeltmesini ve eksiklikleri tamamlamasını ihtarname ile talep ettiklerini, sonuç olarak tüm borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yargılamada aşamasında lınan 06.08.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı ticari defterleri üzerinde değerlendirmek yapılmakla, takip tarihinden itibaren davacının, davalıdan 38.253,28 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır. İlk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında 29.09.2017 tarihli celsenin 1 nolu ara kararıyla, davacının ticaret siciline kayıtlı olduğu yer itibariyle Bakırköy İcra Daireleri yetkili olduğundan davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine vaki itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili …, vekillikten çekilmiş olduğuna dair 29.12.2017 tarihli dilekçe ibraz etmiş, 29.12.2017 tarihli celsede davalı vekilinin istifa etmiş olduğuna ilişkin dilekçenin okunduğu duruşma zaptına geçirilmiş ve 08.02.2018 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Vekilin çekilme dilekçesi ve 29.12.2017 tarihli duruşma zaptı davalı asile tebliğ edilmiştir. Av…. 15.01.2018 tarihli dilekçe ile davalı vekili olarak kabulü yönünde vekaletname ibraz etmiş, 08.02.2018 tarihli dilekçesi ile o gün itibariyle yapılacak bilirkişi incelemesinde müvekkiline ait defterlerin yerinde incelenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi hâkimi de dilekçe üzerine, davalı vekilinin talebi doğrultusunda ek ücret yatırılmasına karar vermiştir. Yine aynı şekilde davalı vekili dilekçe ibraz ederek dosyaya sonradan dahil olduğunu, 08.02.2018 tarihi itibariyle müvekkilinin defterleri hazır olmadığını bildirerek bilirkişi incelemesinin ertelenmesini talep etmiştir. 08.02.2018 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağının hazırlandığı esnada her iki taraf vekili de beyanda bulunmakla; davalı vekiline davalı asilin ticari defterlerinin bulunduğu adres bilgilerini ibraz etmesi için 10 günlük kesin süre verildiği görülmektedir. Davalı vekili 13.02.2018 tarihli dilekçesiyle, davalı müvekkilinin ticari defterlerinin teftiş amacıyla vergi dairesine teslim edildiğini beyan etmiştir. Dilekçesi ekindeki tutanak örneğinden ilgili vergi dairesinin Güneşli Vergi Dairesi olduğu anlaşılmaktadır. Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğünün 22.03.2018 tarihli müzekkere cevabında, davalı şirkete ait ticari defterlerin vergi incelemesinin halen sürdüğü bildirilmiştir. 27.04.2018 tarihli celsede davalı vekilinin defterler vergi incelemesinde olduğu için bilirkişi incelemesine sunulmadığı, yol giderlerinin taraflarınca yatırılmış olduğu ve yerinde inceleme taleplerinin olduğu hususlarında beyanları olduğu anlaşılmıştır. 14.09.2018 tarihli celsede ise davalı vekilinin duruşmaya katılmadığı, tahkikata son vererek sözlü yargılamaya geçildiği ve hüküm verildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 83 ve HMK’nın 222. maddeleri uyarınca ticari defterler, ticari davalarda delil olup, usulünce her iki tarafın defterlerini sunmasına olanak tanınmalıdır. İlk derece mahkemesince, davanın çözümünde önemli bir delil olan davalı ticari defterlerin incelenmesi konusundaki işlemler usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu bağlamda, bilirkişiye, davalının ticari defterlerinin bulunduğu vergi dairesine gidilerek incelenmesi konusunda HMK’nın 278/4 maddesi uyarınca yetki verilerek incelemenin yapılarak bir sonuca gidilmesi gidilmelidir. Ayrıca eldeki davanın açılış tarihi 16.01.2017 olmakla aynı tarihli tensip zaptında yargılamanın yazılı usule göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, ilk derece mahkemesi, tahkikatı yazılı yargılama usulüne göre başlatmış ve yürütmüştür. Davanın tahkikat aşamasının (tahkikata ilişkin usul kesitinin) yazılı yargılama usulüne göre yürütülmesine karar verilmiştir. Tahkikatın yazılı yargılama usulüne göre yürütülmesine dair mahkemenin usul işlemi, niteliği itibariyle tamamlanmış işlem’dir. Mahkeme, yazılı yargılama usulüne göre yapılmasına karar verdiği tahkikat kesitini, yazılı yargılama usulüne göre tamamlamalıdır. Tahkikat aşamasında yürürlüğe giren yeni usul kanunu gerekçe gösterilerek, tahkikat aşamasında davanın basit usule döndüğünden söz edilemez. Kaldı ki ilk derece mahkemesince, 28.02.2018 tarihli, 7101 sayılı Kanun’un 61. maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle davanın basit yargılama usulüne döndüğüne dair bir ara kararı da oluşturulmamıştır. Tüm bu açıklamalara göre davalının HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı kapsamında, sözlü yargılama için duruşmaya davet edilmeden karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.10.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.