Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1620 E. 2022/153 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1620
KARAR NO: 2022/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI: 2016/823 E. – 2018/1141 K.
DAVANIN KONUSU: Çek İstirdadı
Taraflar arasındaki çek istirdadı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinde 16/07/2015 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde içerisinde onlarca çek ve senet ile sair eşyaların bulunduğu kasanın çalındığını, olayla ilgili Bakırköy C. Başsavcılığının 2015/71127 sayılı soruşturmasının halen devam ettiğini, dava konusu olan … Bankası Samanpazarı Şubesi nezdindeki … nolu hesaba ait, … nolu, keşidecisi … olan, 31/05/2016 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli çekin de hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, dava konusu çekin iptali için Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/731 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve ödeme yasağı konulduğunu, bir kısım çekler için tefrik kararı verildiğini, davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ve çekin keşidecisi ile müvekkili şirkete ciro edilerek teslim eden lehtara ödeme emri gönderildiğini, dava konusu çekteki ciro zincirinin düzgün olmadığını, davalı şirketin çekin meşru hamili olmadığını, çeki …isimli bir şahıstan ciro yoluyla teslim aldığını, çeki davalı şirkete ciro eden bu kişinin davalı şirketin yetkilisi olduğunu, davalı şirketin bu çekteki ticari ilişki gereği meşru yollarla temin etmediğini, iktisabında ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle çekin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini beyanla; öncelikle dava konusu çekin haksız şekilde tahsilinin önlenmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına, davaya konu çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin söz konusu çeki …’dan ödeme aracı olarak aldığını, müvekkilinin ciro silsilesinin doğru olup olmadığını denetleme imkânının olmadığını, müvekkilinin başka kişilerin kendi aralarında yaptıkları danışıklı işlemleri yahut hırsızlık olayını bilmesinin mümkün olmadığını, takip konusu çekin davacının elinden çıkma şeklini müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli yahut ağır kusurlu olduğu yönünde de bir delil de bulunmadığını, müvekkili şirketin meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı ile somut olaya bakıldığında, çekte lehdar olan davacının cirosunun sahte olması (bkz. Yargıtay 11. HD. 19.10.2015 tarih 2015/3692 E. ve 2015/10648 K.), dava konusu çekin davacıya ait iş yerinden çalınmış olması ve bu suretle davacının elinden rızası hilafına çıkması tek başına, hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermez. (bkz. Yargıtay 11. HD. 08.02.2016 tarih 2015/9998 E. ve 2016/1058 K.) Keza bilirkişinin raporunda tespit etmiş olduğu hali ile son ciranta ve meşru hamil olan davalı ile lehtar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmaması da davalı hamilin kötüniyetli olduğunu veya iktisapta ağır kusuru olduğunu göstermeyeceği gibi bilirkişinin davalı ile çeki iktisap ettiği kişi arasındaki ticari ilişkinin varlığını tespit ettikten sonra, yasal gereklilik olmamasına rağmen, davalının ticari defterlerinde, davalının çeki iktisap ettiği kişiden önceki cirantaların kendi aralarındaki ticari ilişkilerine dair bir kaydın yer almamış olmadığını tespit etmiş olması da davalı hamilin kötüniyetli veya iktisapta ağır kusuru olduğu anlamına gelmez. Tüm bu nedenlerden bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Bu nedenle dosya kapsamı ile davalının çeki iktisap ederken kötüniyetli olduğunu veya iktisapta ağır kusuru olduğu ispat edemediği kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve dava konusu çekin son meşru hamilinin müvekkili şirket olduğunu, dolayısı ile dava konusu çekteki ciro zinciri düzgün olmayıp, davalı şirketin çekin meşru hamili olmadığını, çek incelendiğinde davalı şirketin çeki … isimli bir şahıstan ciro yoluyla teslim aldığını, çeki davalı şirkete ciro eden bu kişinin davalı şirketin yetkilisi olduğunu, davalı şirketin bu çeki ticari ilişki gereği ve meşru yollarla temin etmediğini,15.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda davanın haklılığının sabit hale geldiğini, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda davalının çeki iktisap ettiği …’nin davalı şirketin yetkilisi olduğu hususunun görmezden gelindiğini, zira yargılamanın hiçbir aşamasında şirketin bu çeki hangi ticari ilişki kapsamında kendi yetkilisinden iktisap ettiği hususunda araştırma yapılmadığını, bilirkişi raporunda önceki cirantalar ile davalı arasında herhangi bir ilişki olmadığının açıkça tespit edilmesine rağmen mahkeme tarafından bu hususun göz ardı edilerek eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdadı davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çek fotokopisinin incelenmesinde; lehtarının …, keşidecisinin …, keşide tarihinin 31.05.2016, bedelinin 10.000 TL olduğu, lehtar ve ilk ciranta … ve sırasıyla …, …, …,… … Sanayi isimli cirantaların bulunduğu, son cirantan … A.Ş.’nin cirosunun iptal edildiği anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe ilişkin dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Sanayi, borçluların …, … , …, … ve … oldukları, toplam alacağın 11.150,47 TL olduğu, borç sebebi olarak 31.05.2016 tarihli 10.000 TL tutarlı çekin gösterildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/731 Esas sayılı dosyasında dava konusu çeke ilişkin davacısının … Ltd. Şti. tarafından çek iptali davası açıldığı ve 18.08.2015 tarihinde ödeme yasağı kararı verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde …ve … nun dava konusu çekin iş yerlerinde bulunan kasadan diğer bazı çeklerle birlikte gerçekleşen hırsızlık olayı neticesi çalınmış olduğuna ilişkin 16.07.2018 tarihli ifade tutanaklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama alınan 15.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı ile dava dışı … ile … arasında 2014 yılında başlayıp devam etmekte olan bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki neticesi davacının ticari defterlerinden anlaşılacağı üzere dava dışı …’ın dava konusu çeki ciro ederek davacıya verdiği ancak davacının çek üzerinde herhangi bir cirosunun bulunmadığı, davalı … Sanayi’nin ticari defterleri de incelenmiş olmakla davalının defterlerine göre dava konusu çekin yönetim kurulu başkanı …’nin cirosu ile davalı şirket ticari defterlere kaydının yapıldığı ancak davalının ciro silsilesi ile ilgili herhangi bir ticari ilişkinin akibetine dair bir tespit yapılamadığı, davalının kayıtlarına göre davalı … Sanayi’nin ticari kayıtlarına göre bu çek davalı yanca iktisap edilirken ciro silsilesindeki kendisinden önce görülen kişiler ile davalının ticari ilişkisinin bulunduğuna dair dosyada bir belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilisi …’nin …’dan olan çeki iktisap ettiğini, … ile … arasındaki hukuki ilişkinin alacaklı borçlu ilişkisinden ibaret olduğunu beyan etmiştir. Dosya içerisinde İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/71127 sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; müştekinin …, …, … Şti., şüphelilerin …, …, …, …, … A.Ş. oldukları, şüphelilerin üzerlerine atılı suçlamanın dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 792. maddesine göre; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” aynı Kanunun 790. maddesinde ise “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve bir birine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir beyaz ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde; çekin ciro zincirinde bir kopukluk bulunmadığı, davalının iktisabında ağır kusur veya kötü niyetli olduğuna ilişkin davacı tarafından getirilen herhangi bir kanıt bulunmadığı, davalı şirkete çeki ciro eden …’nin davalı şirket yetkilisi olmasının ve davalının ticari defterlerinde …’den önceki ciranta …’ın davalı şirket ile ticari ilişkisinin olduğuna dair bir kaydın yer almamasının da davalı şirketi kötüniyetli veya ağır kusurlu hale getirmeyeceği, esasen kıymetli evrak olan çekin sebepten mücerret bir ödeme aracı olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemenin ret gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.