Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1613 E. 2022/188 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1613
KARAR NO: 2022/188
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2016/994 E. – 2018/1324 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; sigortalısı … A.Ş.’nin ithal ettiği Türkmenistan’daki üretici tesisinden yüklenen PVC hammaddesinin 1 nolu davalı taşıyıcının sorumluluğunda ve 2 nolu davalı sürücü tarafından taşındığını, 25/03/2015 tarihinde Türkmenistan’dan yüklenen … / … plakalı aracın 02/04/2015 günü saat 03.00 sıralarında İstanbul Gaziosmanpaşa Tem Kuzey Yolu mevkiinde yol kenarına parkedildikten sonra sürücünün araç içinde uyuduğu esnada dorsenin arka kapağı ve tentesinden giren kimliği belirsiz kişilerce araçtaki yükün bir kısmının çalındığını, çalınma olayına ilişkin sürücünün müracaatı üzerine Gazi Polis Merkez Amirliği tarafından 02/04/2015 tarihli Otodan Hırsızlık Tutanağı ile Olay Yeri İnceleme Raporu düzenlendiğini, hırsızlığa konu 5.000 kg emtiaya ilişkin müvekkili şirketin sigortalısına 22/05/2015 tarihinde 15.995,53 TL sigorta tazminatı ödediğini, olayda yükün davalı şirkete sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, ancak taşıma sırasında gereken özenin gösterilmemesi nedeniyle hırsızlık olayının yaşandığını, olayın meydana geliş şekli ve taşımayı yapan araç sürücüsünün kusurlu eylemleri nazara alındığında taşıyıcı şirket açısından sorumluluktan kurtulma sebeplerinin bulunmadığını, davalı sürücünün de aracı güvenli bir yere park etmediği gibi araç içerisinde uyumak suretiyle dava konusu hırsızlık olayına bizzat kendi kusurlu eylemleri ile sebebiyet verdiğinden taşıyıcı şirketle birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, sorumluluk tutarının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı… şirketi vekili, savunmasında özetle; davada yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, hırsızlık olayında davalı şirkete atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davalı şirketin sözkonusu taşımayla ilgili olarak CMR Sigortası ve genişletilmiş kasko sigorta paket poliçesi yaptırdığından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın … A. Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, şoförün otoyolda uyumak için değil, araç arızalandığı için durakladığını, geç vakitte şirketin kapalı olması sebebiyle sürücünün sabahı beklemek zorunda kaldığını, otoyoldaki araç gürültüsünden dolayı şoförün hırsızlığı duymadığını, duysa bile gece vakti can güvenliğinin olmaması nedeniyle bir şey yapmasının mümkün olmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı …’e usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü belirtir davetiye tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda aracın arızalandığı bundan dolayı yolun kenarında beklenmek durumunda kalındığı, hırsızlık hadisesine müdahale imkanının bulunmadığına dair savunmaya ise araç ve yük güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli tedbirlerin taşıyıcı tarafından yapılması gerektiği, basiretli bir tacir olarak özen borcunun bulunduğundan bahisle gerekli yönlendirmenin yapılması lazım geldiği halde bunların yapıldığına dair dosyada geçerli bir delil bulunmadığı, keza aracın İstanbul Gaziosmanpaşa Tem yolu üzerinde durmakla trafik akışının sürekli olduğu bir yerde bulunduğundan davalı tarafın mücbir sebep olarak bildirdiği savunmasının ayrıca yerinde görülmediği, otoyol üzerinde bu şekilde yeterli önlemlerin alınmamak suretiyle zararın meydana gelmesinde sürücü davalının ağır kusurlu olduğunun kabulüyle taşıyıcı firmayla birlikte oluşan gerçek zarardan sorumlu tutulmaları gerektiğinin takdiriyle itibar edilmemiştir. Rapor dahilinde yapılan hesaplamada dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin CMR Konvansiyonu 23. maddesince sorumluluk üst limitini aşmadığı bildirilmekle ayrıca Sigortacılık Kanunu 22. maddesince hazırlanan eksper raporuna göre sigortalıya yapılan ödeme miktarı olan 15.995,53 TL ile takip öncesi işlemiş faiz alacağı yönünden yapılan ödemeyle takip tarihine kadar faiz işletilebileceği nazara alınarak davanın kabulüyle takibe yönelik itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Alacak likit ve belirlenebilir nitelikte olmayıp netice sorumluluğun ve miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden…” gerekçesiyle, davanın KABULÜ ile davalıların Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaliyle takibin takip talebindeki şartlar dahilinde kaldığı yerden devamına, alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Şti. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, söz konusu meydana gelen hasardan taşıma işini yaptıran tarafın sorumlu olduğunu, taşıyanın sorumluluğu için ağır kusurunun veya ihmalinin bulunmasının gerektiğini, aracın arıza nedeniyle Tem otoyolunda mecburen durmak ve sabahı beklemek zorunda kaldığını, araç bu durumda iken aracı güvenli bir otoparka çekme imkanının dahi olmadığını, Mahkeme kararına esas bilirkişi raporunda “aracın arıza yaptığına dair her hangi bir tutanak belge” olmadığının belirtildiğini, oysa söz konusu belgelerin yasal süresi içinde muhabere yoluyla mahkemeye gönderildiğini, bu hususun bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde açıkça ifade edilmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, itirazları hakkında ek rapor dahi alınmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalının yurt dışından satın aldığı emtianın içinde bulunduğu araç park halindeyken, davalı tarafından taşınan emtianın hırsızlığa konu olması nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen zarar bedelinin, taşıyandan ve araç sürücüsünden rücuen tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı şirket vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Sigorta, borçluların … Nakliyat …, toplam alacağın 16.658,14 TL olduğu, borç sebebinin sigortalının Türkmenistan’dan satın aldığı, PVC ham madde emtiasının Türkmenistan’dan Türkiye’ye nakliyesi sırasında 02.04.2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu oluşan hasar nedeniyle ödenen sigorta tazminatının rücu tazmini talebi şeklinde gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu … vekilinin borçlu ikametgahının Sakarya’da olduğundan bahisle yetkiye itiraz ederek takipte bahsedildiği gibi bir borcu olmadığından borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Davalı … Ltd. Şti vekili ise yetkili icra dairesinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğundan bahisle yetkiye itiraz etmiş ve talebin zamanaşımına uğramış olduğundan bahisle tüm borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı … Ltd.Şti süresinde verdiği cevap dilekçesinde, yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yer mahkemesi olması sebebiyle yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Dosya içerisindeki …’a ait dekontun incelenmesinde; alıcının …, gönderenin A.Ş., işlem tarihinin 22.05.2015 olduğu, … numaralı hasar dosya ödemesidir şeklindeki ibarenin dekontun üzerinde yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur. Somut uyuşmazlıkta CMR Konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır. Yargıtay 11. HD 2016/ 12984 E 2018/ 6486 K 18.10.2018 tarihli emsal karar içeriğinde de işaret edildiği üzere, yetkili mahkemenin tesbiti CMR’nin 31. maddesine göre yapılır. Buna göre CMR’ye tabi taşımalarda yetkili mahkemeler a)davalının ikametgahı, taşıma mukavelesinin akdedildiği esas işyeri veya şubesi veya şubesinin bulunduğu yerlerde, b) taşımacının yükü aldığı veya teslim yeri olarak gösterilen yerde açılabilecektir. Somut olayda; davalı taşıyıcının ikametgahı Iğdır, yükün teslim alındığı yer Antakya/ Hatay, dosya içerisindeki 06.04.2015 tarihli Gümrük Beyannamesi ve davalı …’in emniyete vermiş olduğu 02.04.2015 tarihli ifade göz önüne alındığında söz konusu yükün teslim yerinin İstanbul Hadımköy adresinde yer alan Kağıthane Antrepo olduğu, Hadımköy adresi itibariyle de İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu, dolayısıyla Gaziosmanpaşa … İcra Dairelerinin CMR’nin 31. madde de sayılan yetkili yerlerin hiçbirine girmediği görülmektedir. Davalı … … Ltd.Şti vekili icra dosyasına itirazında yetkili icra dairesinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğunu ileri sürmekle, davalı … …vekili, yetki itirazında yanlış yer icra dairesini göstermiştir. İstinafa da sadece davalı … Uluslararasının geldiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalara göre, davalı … tarafından icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın, yetkili icra dairesinin doğru gösterilmemiş olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle işin esası incelenmiştir. Dosya içeresindeki nakliyat emtia sigorta poliçesinin incelenmesinde, sigorta ettirenin … Enerji, emtia cinsinin granür, vasıta cinsinin kamyon, hareket yerinin Türkmenistan, varış yerinin Türkiye olduğu, teklif tarihinin 27.03.2015, yükleme tarihinin 25.03.2015 tarihi olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki ekspertiz raporunda hasar tarihi 02.04.2015, hasar nedeni nakliye aracında kısmi hırsızlık olarak belirlenmiştir. Hasar niteliği ve miktarına ilişkin detayları belirtilen 5.000 Kg emtianın nakliye aracından çalındığı, emtianın fatura birim fiyatının 1.23 USD olduğu ve sonuç olarak 15.995,53 TL hasar hesabı yapıldığı belirlenmiştir. Dosya içerisindeki …’a ait dekont suretinde … Sigorta A.Ş.’nin alıcı … Enerji’ye 15.995,53 TL hasar ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan 27.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda dosya içerisindeki 02.04.2015 tarihli otoban hırsızlık tutanağı ile olay yeri inceleme raporu incelenmiş, dosyada yer alan ekspertiz raporu ve sürücünün polis ifadesine istinaden çalınan yükün 5.000 Kg (net) olduğu tespit edilmiştir. Davalı araç sürücüsünün emniyete verdiği ifadede, …/… plakalı araçla Türkmenistan’dan yüklediği PWC ham maddesinin İstanbul adresindeki antrepoya götürürken aracın arıza yaptığını, bunun üzerine aracı emniyet şeridine çekerek park etmek durumunda kaldığını, geç vakit olduğu için hiçbir yere haber veremediğini beyan etmesi karşısında araç arızasına ilişkin dosyada hiçbir belge bulunmadığı bilirkişilerce raporda belirtilmiştir. Sonuç olarak taşıma sırasında meydana gelen hırsızlık olayı sebebiyle davalıların çalınan yük zararının tazminle yükümlü oldukları CMR madde 23 doğrultusunda davalıların sorumluluk üst limitinin 41.650 SDR olduğu, CMR’ye göre bu meblağın karar tarihindeki TCMB’nin SDR/ TL kuru üzerinde Türk Lirası karşılığının hesaplanacağı belirlenmiştir. Uyuşmazlık, hırsızlık nedeniyle zayi olan emtia sebebiyle davalının sorumluluğu ve sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya içerisindeki … araç tamirine ilişkin tutanakta yazılı hususlarla, şöför …’in emniyete verdiği ifadesindeki beyan ettiği hususlar arasında uyumsuzluk olduğu görülmektedir. Somut olaya uygulanması gereken CMR’nin 17/1. maddesine göre taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Konvansiyonun17/2. maddesi, “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” şeklindedir. 17/3. maddesinde ise taşımacının, taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve ihmallerinden dolayı sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Bu durumda kural olarak, taşıyıcı kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat edemedikçe eşyaya gelen ziya ve hasarı tazmin borcu altındadır. Bir başka deyişle, taşıyıcının kusurlu olduğu karine olarak kabul edilir. Sorumluluktan kurtulabilmesi için taşıyıcının kusurlu olmadığını ispat etmesi gerekir. Bu değerlendirmeler ışığında, somut olaya gelindiğinde; yükün çalınması olayı, yüklü taşıtın otoyol kenarında ve içinde şoförün bulunduğu bir anda gerçekleşmiştir. Geç saatte dahi olsa, şoförün gerekli teknik yardım alabileceği koşulların mevcut olduğu, bu şekilde teknik yardıma ulaşıp da aracın güvenli bir yere çekilerek yükün güvenliği sağlanana dek şoförün yükün başında beklemesi gerekirken, araç otoyolda olduğu halde şoförün araç içinde uyuması sonucu gerçekleşen hırsızlık olayında taşıyanın ve adamının kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle davalının, zarardan sorumlu olmadıklarına dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Araç sürücüsünün gerekli tedbirler almadığından, dosyaya yansıyan hareketi, ağır kusur ya da pervasızca ve zarar meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle yapılan bir ihmal ya da hareket olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle zamanaşımı süresinin CMR’nin 32/1. maddesi uyarınca üç yıl olduğu sonucuna varılmıştır. Davalının zamanaşımına yönelik istinaf sebebi bu nedenle yerinde görülmemiştir. Hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kurulu raporunda CMR’nin 23. maddesi uyarınca yapılan hesaplama sonucu sorumluluk üst limitinin 41.650 SDR olduğu, somut olayda dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin üst limiti aşmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı …Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı …Şirketi tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 852,91 TL istinaf nispi karar harcının davalı … Şirketi’nden tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı …Şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline ve davalı …Şirketi vekiline tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.