Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1610 E. 2022/90 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1610
KARAR NO: 2022/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI: 2015/252 E. 2018/1203 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (ticari satım kaynaklı)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili ile davalı arasında 16/11/2011 tarihli … Taşıtmatik Sistemi anlaşmasının imzalandığını, bu anlaşmanın konusunun müşteriye doğrudan veya bayiler vasıtasıyla taşıtmatik hizmeti verilmesi ile davacının …’den taşıtmatik yoluyla satın aldığı motorin ve benzin ile hizmetlerin bedellerinin …’ye ödenmesi olduğunu, aynı anlaşmaya göre davacının yakıtlarını davalı firmadan alacağını ve faturaları her ayın 10-20 ve son günü kesilerek davacı tarafından ödeneceğini, bunun karşılığında ise fatura edilecek akaryakıt bedelinden, alım yapan ildeki KDV dahil pompa tavan satış fiyatı üzerinden %7 oranında iskonto yapılacağını, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak uygulamanın 2013 Ağustos ayına kadar ihtilafsız olarak sürdüğünü, ancak 05/09/2013 tarihinde davacının eline ulaşan 31/08/2013 tarihli ve 274678 nolu 35.343,19 TL tutarındaki fatura incelediğinde, müvekkilinin bilgisi dışında davacıya ait olmayan bir araca yakıt verildiğinin ve bunun davacıya fatura edildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin 05/08/2013 tarihinde faturaya itiraz ettiğini ve davacı firmanın satın almadığı yakıt bedeli olan 24.000,00 TL’nin davacı hesabından çekilmemesini talep ettiklerini, ancak davalı şirketin davacının itirazlarını göz ardı ederek söz konusu bedeli doğrudan borçlanma hesabından çekerek tahsil ettiğini, bu tahsilatın haksız olup iadesi gerektiğini belirterek; müvekkilinin hesabından haksız olarak çekilen 24.175,00 TL’nin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, HMK’ nın 17. maddesi uyarınca davanın bu mahkemede açılmasının zorunlu olduğunu, esasa ilişkin olarak ise dava konusu edilen yakıtın doldurulduğu araç plakanın sisteme tanımlanmış olması nedeniyle sistemin açıldığını ve araca akaryakıt doldurulduğunu, sistemin çalışmaması durumunda söz konusu 16/11/2013 tarihli … taşıtmatik sistemi anlaşmasına göre müvekkili şirketin ek bir form doldurma yükümlülüğünün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında davalı firmanın geliştirdiği sistem dahilinde “taşıtmatik” adı verilen 16/11/2016 tarihli sözleşmenin imzalandığı sabittir. Teknik açıdan yapılan bilirkişi değerlendirmesine göre söz konusu sistemin özelliklerinden bahsedilmektedir. Söz konusu özellikli uygulama sayesinde taşıtmatik bünyesine alınan ve tanımlanan araçlar davalı şirket istasyonlarında akaryakıt ikmali yaparken herhangi bir ödeme yapılmasına gerek olmaksızın alım yapabilecektir. Ancak somut olayda davacı tarafından sisteme tanımlanmamış yabancı bir aracın kendi taşıtmatik sistemine dahil olarak akaryakıt alımı yaptığı ve mali inceleme neticesinde anlaşılacağı üzere uyuşmazlığın davalı tarafça taşıtmatik sistemi dahilinde yapılan alımlar neticesinde tanzim olunan 35.343,19 TL’lik faturadan kaynaklı olup 24.175,55 TL’lik kısmın davacı şirkete ait araca alınmasının mümkün görülmediği, davacı şirkete ait araçların binek otomobil oldukları da dikkate alınarak tek seferde 4.000 TL’lik yakıt yüklemesinin mümkün olamayacağı, bunun yanında akaryakıt alım listesine göre 144,03 TL, 175,55 TL, 167,63 TL ve 30 TL’lik alımların kilometrelerinin birbiri ile uyumlu araçlar için yapıldığı bu kapsamda akaryakıt alım hesap özetinden toplam alındığı tespit olunan 24.692,76 TL’den 517,21 TL’lik miktarın davacı araçlarına mahsus olmak üzere alındığının kabulü gerektiği kalan 24.175,55 TL’lik alımın ise her ne kadar taşıtmatik sistemine dahil edilmiş ise de davacı firma araçları için yüklendiğinin kabul edilemeyeceği, keza teknik rapor dahilinde de dosyaya sunulan ve davacının taşıtmatik sistemi içerisine dahil edildiği tespit olunan CD incelemesinde de ağır vasıtalı bir kamyona yükleme yapıldığının gözlemlendiğinin belirtildiği görülmekle davacı tarafından alınmadığı kabul edilen kısma yönelik, davalının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerine aykırı davrandığının, sisteme tanımlı olmayan araçlara yükleme yapılmış olması nedeniyle sistemi kuran ve işleten taraf olarak tamamen sorumlu tutulması gerektiğinin kabulüyle 24.157,55 TL’nin ihtarname dahilinde temerrüde düşürüldüğü tarih olan 14/10/2013’ten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin taşıtmatik sistemiyle satış yaptığı aracın kilometre uyumluluğunu kontrol etmesi gibi bir yükümlülüğünün ve yetkisinin bulunmadığını, aracın kilometresinin de denetlenmesi sorumluluğun müvekkil şirkete yüklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tarafların yükümlülüklerini düzenleyen 16.11.2011 tarihli … Taşıtmatik Sistemi Anlaşmasında araç tanıma sisteminin çalışmaması sebebiyle araç sahibinin form doldurması gerektiği şeklinde bir yükümlülük düzenlenmediğini, CD görüntülerinde de görüldüğü üzere istasyon görevlisinin sistemin çalışmadığını görmesi üzerine diğer pompayı depoya yerleştirdiğini, ardından da plakayı sisteme girerek, sistemin plakayı tanımlamasıyla birlikte yakıt ikmali gerçekleştiğini, sistemin plakayı tanımasının akabinde, … elemanının kimlik sorgulama ya da form doldurma gibi bir yükümlülüğün söz konusu olmadığını, 16.11.2011 tarihli … Taşıtmatik Sistemi Anlaşmasının 4. maddede, tarafların yükümlülükleri başlığı altında, taşıta ilişkin bilgilerin davacı tarafça Taşıtmatik Kayıt Formuna doğru ve eksiksiz olarak doldurması, aksi takdirde eksik veya yanlış bilgiden doğacak zarar ve masraflardan davacının sorumlu olduğunun düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan Taşıtmatik Anlaşmasının eki ve ayrılmaz parçası niteliğinde olan Ek Anlaşmanın maddeleriyle de görüleceği üzere, taşıtmatik müşterisinin aracına takılan kit ile ilgili sorumluluğun müşteriye ait olduğunu, davacı şirket bir çeşit dolandırıcılık nedeni ile mağdur duruma düşmüş olsa dahi müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Dosya kapsamı incelendiğinde hiçbir şekilde davacının araçlarının yalnızca binek araç olduğuna dair bir tespit bulunmadığını, yalnızca davacının tüm araçlarının binek araç olduğunu, bunların 4.000 TL yakıt depo edemeyeceğini ve söz konusu görüntüdeki mavi kamyonun kendilerine ait olmadığını iddia ettiğini, ancak bu iddiasını ispat edecek bir deli ibraz etmediğini, bilirkişi incelemelerinde de böyle bir sonuca varılmadığını, söz konusu aracın plakasının sistem tarafından tanınarak, faturanın sistem tarafından davacı şirket adına düzenlenmesinin yukarıdaki açıklanan sebeplerin aksine bir durumu yaratmasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, Müvekkilİ şirketin itirazı üzerine mahkemece yetkisizlik kararı verilip, yargılamaya yetkili mahkemede devam edildiği halde, yetkisizlik kararı nedeniyle müvekkili şirket yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki … Taşıtmatik Sistemi Anlaşması’na aykırı olarak, davalı tarafından davacının hesabından haksız olarak çekilen paranın, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisinde davacı tarafından keşide edilen Ankara … Noterliğinin 10. Ekim 2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin muhatabının … A.Ş. olduğu, ihtarname konusunun 24135812 sayılı fatura karşılığında tahsil edilen 25.000,00 TL’nin iadesi talebi olduğu görülmektedir. Davaya esas … taşıtmatik sistemi anlaşmasının 1. maddesinde anlaşmanın konusunun düzenlendiği, söz konusu düzenlemede müşteriye doğrudan veya bayiler vasıtasıyla taşıtmatik hizmeti verilmesi ile müşterinin …’den taşıtmatik yoluyla satın aldığı motorin ve benzin ile hizmetlerin bedelini …’ye ödemesi hususunun yer aldığı görülmektedir. Dosya içerisinde … sıra nolu, 31.08.2013 tarihli faturaya konu akaryakıt bedelinin 32.206,30 TL olarak belirlendiği, taşımatik iskonto tutarının 2.254,44 TL olarak gösterildiği, sonuç olarak fatura toplamı 34.343,19 TL şeklinde gösterildiği anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde … plakalı … marka aracın 20.08.2013 tarihinde muhtelif saatlerdeki aldığı yakıt miktarı, cinsi ve birim fiyatı görülmektedir. Davacı vekili, yakıtları aldığı iddia edilen aracın binek aracı olduğu ve tek seferde 4.000,00 TL ile 5.000,00 TL yakıt almasının imkan dahilinde bulunmadığı iddiasını ileri sürmüştür. Dosya içerisindeki … Taşıtmatik Kayıt Formu isimli belge ve devamının çıktısının incelenmesinde; alıcının … A.Ş. olduğu, şirket unvanın … Ltd.Şti. olarak gösterildiği, şirkete ait elli yedi adet muhtelif plaka sayılı değişik markalarda araçların gösterildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde bahsi geçen araç … plaka sayılı … marka araç olmakla, istede 17. sırada yer almaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 24.02.2017 tarih petrol uzmanı, bilgisayar mühendisi ve hukukçu bilirkişilerden oluşan heyet raporunda; taşıt tanıma sistemine tanımlı olmayan araca sistemin yakıt veremeyeceği, sisteme araçlar tanıtılırken kimlik bilgilerinin de girildiği, bu bilgiler itibariyle bir otomobilin deposunu ne kadar yakıt alacağının belli olduğu, yönetici ekranında tanımlama yapılırken araca ilişkin bilgilerin sisteme doğru şekilde girilmesinden sistem yöneticisinin sorumlu olduğu, sisteme tanımlı olmayan bir aracın ya da farklı şekilde meşru olmayan yollarla sisteme tanıtılan bir aracın varlığı söz konusu ise bu durumda … taşıtmatik sistemini kuran davalının sorumlu olacağı yönünde görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince bu kez de muhasebe finans uzmanından 08.04.2018 Tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır. Söz konusu raporda taraflar arasındaki ihtilafın davalı yanca keşide edilen 31.08.2013 tarih … numaralı 35.343,19 TL tutarlı faturanın 24.175,55 TL’lik kısmının davacı tarafından kabul edilmemesinden kaynaklandığı, davacının bu yöndeki iddiasının şirketine ait olmayan bir araca yüklenen mazottan sorumlu olmayacağı hususuna dayandırmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporunda, davacı firmaya ait … plakalı … marka aracın aynı gün aynı saat aralığında üst üste alımlar yaptığı, alım yapılan plakanın aynı olduğu, fakat kilometrelerin farklılık gösterdiği, dosya içerisindeki fatura ve fatura eki yakıt alımına ilişkin raporun incelenmesinde 24.175,55 TL’lik kısmın davacı şirkete ait araca alınmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davalı tarafından 24.175,55 TL tutarında fazladan tahsilat yapıldığı tespitleri yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda anlatılanlar ışığında; gerek teknik bilirkişi kurulunca gerekse mali müşavir tarafından yapılan değerlendirmede; … plakalı … aracın yakıt alım tarihleri ve miktarları dikkate alındığında binek bir otomobilin deposunun alabileceği yakıt miktarı da gözetildiğinde, bu araç kaydı üzerinden alınan yakıtların bahsi geçen … plakalı … marka araç tarafından alınmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki CD görüntüsünden de bilirkişilerin tespit ettiği üzere olay anında bir kamyona yakıt verildiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, bilirkişilerce yapılan değerlendirme isabetli olmakla hükme esas almaya da yeterlidir. Görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflar yararına yargılama giderlerine ve bu bağlamda avukatlık ücretine hükmedilemez (HMK m.331 f.2). Eldeki dava, yetkisiz mahkemede açılan davanın devamı olup, bir davada iki ayrı vekalet ücretine hükmedilemez. Yargılama gideri ve vekalet ücreti, nihai kararı veren mahkemece, davadaki haklılık durumuna göre hüküm altına alınır. Bu nedenle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun bulunmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 1.238,54 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.