Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1605
KARAR NO: 2022/84
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2015/275 E. – 2018/935 K.
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabet
Taraflar arasındaki haksız rekabet davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki üye ve müşterilerine ABD’den alışveriş yapma imkanı sağladığını, faaliyetlerini www…..com adresi üzerinden sürdüğünü, adı geçen bu adresteki internet sitesinin temel faaliyetinin Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan üyenin Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ve Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderimi olmayan sitelerden alışveriş yapmasını sağlamak olduğunu, anılan iş modelinin ilk kez müvekkili şirket tarafından uygulandığını, müvekkilinin başarılı olmasının ardından bu modeli uygulayan takipçilerin de olduğunu, bunlardan birisinin de www…..com adresiyle faaliyet gösteren davalı AP … Ltd. Şti. olduğunu , her iki şirketin aynı şekilde işlediğini, müvekkili şirketin üyelerinin bir süre önce davalı şirketten davalı şirketin daha uygun fırsatlarla aynı hizmeti sunduğuna dair e-posta geldiğini, aynı e-postaların bu kez de müvekkili şirketin yalnızca test için kullandığı e-posta adreslerine de gelmeye başladığını, davalı şirketin, müvekkilinin veri tabanına girdiğini ve müşteri bilgilerini çaldığını ve davalı şirket hakkında TCK’nın 243. maddesi uyarınca “Bilişim Sistemine Girme” ve TCK’nın 136. maddesi uyarınca “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme”, TTK’nın 55-62. maddeli uyarınca “Haksız Rekabet” suçunu işlemiş olduğundan bahisle suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete uğrattığı zararın tam olarak hesaplanamadığını, ancak zararın aşikar olduğunu belirterek; haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin Türkiye’de mukim ve lojistik alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, yurtdışı ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, ünvanı …. olan Amerika Postam ile müvekkili arasında da merkez, şube, acenta, bayi ve benzerleri gibi bir ilişkilerinin de söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin sadece …’e bedel karşılığı lojistik hizmeti verdiğini, …’dan gelen kargoların yine … tarafından sağlanan kullanıcılar ile Türkiye adreslerine kargolanarak ulaştırıldığını, bunun neticesinde davanın tarafının müvekkili şirketin değil, davacı şirketin deyimiyle Amerikan yasalarına göre kurulan ve orada faaliyetine devam eden ….’in olması gerektiğini, günümüzde birçok şirketin hizmetlerine ilişkin tanıtımlar, fırsatlar vb. gibi herhangi bir konuda bildirimler gönderdiğini, söz konusu olan bildirimlerin, davacı tarafın da kullandığı sitelerdeki mail adreslerinin girilmesi suretiyle oluşan mail listeleri olduğunu, herhangi birisinin istediği kişinin mail adresini, istediği firmanın mail bültenlerine kayıt ettirebildiğini, müvekkilin davacı şirketin hizmetlerini hiç kullanmadığını, davacının iddialarının asılsız, mesnetsiz olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını belirterek; davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucundra; “…Davacının eldeki davayı, müşteri verilerinin davalı tarafından hukuka aykırı olarak ele geçirildiğinden ve bunun haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle açtığı ancak bu iddiasını somut olarak ortaya koyacak bir delil sunmadığı, davalı şirket hakkında davacı şirket tarafından yapılan suç duyurusu üzerine İstanbul C.Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlandığı, davacının ticari defterlerini de ibraz edemediği, her ne kadar her iki taraf şirketin faaliyet alanları aynı olsa da davalının davacıya ait müşteri veri tabanına ulaştığının somut olarak ispat edilemediği …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve gerek bilirkişi kök raporu gerekse bilirkişi ek raporu ile davalı şirketin haksız rekabet niteliği taşıyan eylemledirir tespit edildiğini, söz konusu raporlarda müvekkili şirket ile davalı şirketin temel işleyiş prensip şemalarının tamamen aynı olduğunun, taraflarınca sunulmuş e-postalardan anlaşıldığı üzere, davalının ticari faaliyetinin ….com mail adresinde yürütülen faaliyetle birebir örtüştüğünün, ticari faaliyet yürüten hiçbir firmanın müşteri veri tabanını başka firmalarla paylaşmak istemeyeceğinin tespit edildiğini,Davalıya ait olan ….com’un, müvekkili şirketin sahip olduğu www…..com’dan sonra kurulduğunu ve her iki internet sitesindeki faaliyetlerin birebir örtüşmesinin davalıya ait olan www…..com’un müvekkili şirketin müşteri veri tabanına eriştiğinin en açık göstergesi olduğunu, Davalının, davacı aleyhine haksız rekabetinin var olduğu hususunda hukuki görüş bildiren 23/08/2017 tarihli ek raporda; davalı tarafın yalnızca lojistik, tahsilat ve faturalama hizmetleri vermediği, faaliyet alanları içerisinde ayrıca, internet üzerinden satışın da bulunduğu tespit edildiğini, böylelikle davalı tarafın her ne kadar Türkiye’de mukim lojistik alanında hizmet veren bir şirket olduğunu ve ticaret unvanı …. olan Amerika Postam şirketine bedel karşılığı lojistik hizmeti verdiğini iddia etmiş ise de bilirkişi raporunda açıkça görülebileceği üzere, davalı şirketin faaliyet konusu içinde internet üzerinden satışın da yer aldığını, Davalı taraf ile …. arasında lojistik, tahsilat vs. gibi hususlarda hizmet vermeye ilişkin sözleşme mevcut olduğu ifade edilmesine rağmen, söz konusu hizmet sözleşmesinin kati suretle dava dosyasına ibraz edilmediğini, ….com maliki …. ile davalı şirket arasında organik bağ bulunduğunu, işbu dilekçe ekinde de mevcut Ticaret Sicil Gazetesi kaydı ve sair belgeler ile açık bir şekilde ortaya konulduğunu, …’ın hem …’in kurucuları arasında yer alması hem de davalı şirketin tek ortağı ve şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kişisi olması nedeniyle, söz konusu şirketler arası organik bağın varlığı açık bir şekilde tespit edildiğini, Yargılama esnasındaki taleplerine rağmen, yerel mahkemece, davalının iddialarını temellendirdiği hizmet ilişkisinin ispatına yönelik, herhangi bir belgenin ibrazı, celbi noktasında ara karar oluşturulmadığını, keza, gerekçeli kararda yer alan hukuki değerlendirmenin sadece ve sadece İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma dosyasının kovuşturmaya yer olmadığı kararına göre temellendirildiğini, bu noktada, bilirkişi raporunda, davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden fiillerini tespitine yönelik değerlendirmelerin mahkemece hiçbir şekilde gözönünde bulundurulmadığını, Müvekkili şirketin Amerika’da kurulmuş olup ticari kayıtlarının mahkemeye sunulmasının fiziki olarak mümkün olmadığını, zira kayıtların Amerikan yasalarına göre tutulmuş olduğunu, bu kayıtların incelenmesinin de bilirkişilerin uzmanlık alanının dışında yer aldığını, kaldı ki dava konusu ihtilafın ticari defterler ile değil (sonuçta iki tarafın da ticari defterlerinde bir birleri ile ilgili cari hesap ilişkisi bulunmamaktadır), müşteri veri tabanının haksız olarak ele geçirilip, bu müşterilere ticari mesaj gönderimi yapılıp yapılmadığı ile ilgili olduğunu,Yukarıda açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 56. maddesi uyarınca haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/37616 S- 2016/50878 K sayılı, 21.07.2016 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının incelenmesinde, müştekinin …, şüphelilerin Ap … Ltd.Şti. ve … oldukları, şüphelilerin üzerine atılı suçun 6102 sayılı TTK’ya muhalefet, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmek ve orada kalma şeklinde belirtildiği, şüphelilerin eyleminin TCK’nın 13. maddesi kapsamında soruşturulması gereken suçlardan olmadığı ve şüphelinin yurt dışında işlediği suç nedeniyle yargılamasının yapılabilmesi için Türkiye’de bulunması şartının mevcut olduğu sebepleriyle şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi kurulu raporunda; davacı şirketin Amerika’da mukim bir firma olduğunun tespitiyle, davacı ticari defterleri incelemeye sunulmadığından davacının ticari defterleri üzerinde değerlendirme yapılmamış sadece davalının ticari defterleri incelenmiştir. Davalının 2014 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, ancak 2015 yılı ticari defterlerini yevmiye defteri Noter kapanış tasdiki bulunmadığından sahibi lehine delil niteliğinin haiz olmadığı, dosya içerisinde ibraz edilen e-posta suretlerinin incelenmesinde davalının ticari faaliyetinin ….com mail adresinde yürütülen faaliyetle birebir örtüştüğü, yine davacı vekilinin dosyaya sunduğu 30.01.2014, 09.06.2014, 28.11.2014 tarihli maillerin incelenmesinde, mailler ile ….com tarafından davacının müşterilerine “Alışverişin mutlulukla bir ilgisi olmalı” başlıklı …com tarafından gönderilen e-postaların değerlendirilmesinde …com’un davacı şirketten sonra kurulduğu ve davacı ile …com’un faaliyetlerinin birebir örtüştüğü, sonuç olarak …com’un davacının müşteri veri tabanına eriştiği anlaşılmakla, davalının haksız rekabet eylemini işlediği yönünde kanaat bildirilmiştir. Davalı vekili savunmasında, müvekkilinin ticari unvanı …. olan Amerika Postam ile arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin bahsi geçen bu şirkete bedel karşıtı lojistik hizmeti verdiğini, buna ilişkin faturaların dosyaya sonradan ibraz edileceğini, müvekkilinin huzurdaki davanın tarafı olamayacağını ileri sürerek husumet itirazında bulunmuştur. Davacı vekili 23.11.2016 tarihli beyan delikçesinde; davalı şirketin …com adresinin sahibi olarak gösterdiği Amerika’da kurulu …’in yalnızca bir paravan şirket olup web sitesi üzerinden gerçekleştirilen tahsilatların davalı şirket tarafından yapıldığının, bu hususta tanık dinletme taleplerinin olduğunu, tanıkları dinlendikten sonra bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı ve süresinde tanık listesi ibraz ettiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin 19.07.2017 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile davalının somut davada taraf olup olamayacağına ilişkin çelişkinin giderilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir. Bilirkişi kurulu ek raporunda; kullanım şartına ilişkin tespit yapılmakla … (…com) tarafından sağlanan paket gönderme ve takip internet sitesi kullanıldığında ….com kullanıcılarına paketlerini gönderebilecekleri Amerika’da mukim …, … adresinin verileceğini, ….com kullanıcısının internet sitesinden aldığı servisler için doğacak her türlü servis bedelinin kredi kartından tahsili için …yi yetkili kıldığı şeklinde sonuca varıldığı, davanın tarafı olan şirketlerin internet sitelerindeki temel işleyiş prensip şemalarının aynı olduğu, davalının www….com internet adresindeki ticari faaliyetinin davacının www….com internet adresindeki faaliyetle örtüştüğü, davalıya ait olan …com’un davacının sahip olduğu www….com’dan sonra kurulduğu ve davalıya ait www….com’un davacının müşteri veri tabanına eriştiği ve bahsi geçen her iki internet sitelerindeki faaliyetlerin birebir örtüştüğü kanaatiyle davalının davacı aleyhinde haksız rekabette bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta davacı veri tabanı içerisindeki bilgilerin davalı yanca kullanılıp kullanılmadığı, davalının bu bilgileri kendi sitesinde yayınlaması ihtimalinde bu durumun, aynı müşteri çevresinde davalı ürünlerinin, davacı ürünleri ile karıştırılmasına, irtibatlanmasına sebebiyet verip vermeyeceği, eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ihtilaf konusudur.Yargılama aşamasındaki beyanlarında davalı vekili, müvekkili şirketin sadece …com maliki … şirketine bedel karşılığı lojistik hizmet verdiğini, …’dan gelen kargoların yine … tarafından sağlanan kullanıcılar ile Türkiye adreslerine kargolanarak ulaştırıldığını öne sürmekte, davacı vekili ise davadaki taleplerini …com maliki … ile davalı şirketin bağlantılı şirketler olduğu, davalının bu şirketi paravan olarak kullandığı iddiasına dayandırmaktadır.İlk derece mahkemesi, davacının tanıklarını dahi dinlenilmeden ve bilirkişi raporundaki teknik tespitlere itibar etmeyip bunun gerekçelerini ortaya koymadan, davanın ispatlanamadığından bahisle reddi yoluna gitmiştir. İlk derece mahkemesi, davacı tanıklarını dinlemeli, dosyadaki mevcut kök ve ek raporlar yetersiz görülüyorsa yeniden bilirkişi incelemesi yapmak suretiyle sonuca gitmelidir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.