Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1603 E. 2022/80 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1603
KARAR NO: 2022/80
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2019
NUMARASI: 2017/796 E. 2019/42 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle: müvekkilinin LPG dağıtım şirketi olarak faaliyet gösterdiğini ve davalı ile arasında … Kasabası … Mevkii … Burdur Asfalt Üzeri Antalya adresinde kain, … pafta, … parsel sayısında kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan LPG otogaz satış istasyonunun … kurumsal kimliği ile marka ve amblemleri altında işletilmesi amacıyla beş yıl süreli, 19.11.2013 tarihli LPG ile Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayilik Sözleşmesi ve LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin … İstasyonu Bayilik Sözleşmesine Ek Protokol imzalanarak davalı şirkete bayilik hakkının tesis edildiğini ve davalıya mal/hizmet satışı yapıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki dolayısıyla, müvekkili şirketin davalıdan 26.274,76 TL cari hesaptan kaynaklı borcunun ödenmemesi sebebiyle davalı yana Üsküdar … Noterliğinin 04.01.2017 tarih-… yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek tahakkuk eden cari hesap borcunun ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafından borç ödenmeyince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine, takibe, borca, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğinden icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek; itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, savunmasında: davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, alacaklı taraf borçlu aleyhine 27.01.2017 tarihinde başlatmış olduğu ilamsız takipte 26.274,76 TL alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, borcun sebebini ise cari hesap alacağı olarak beyan etmiştir. Ödeme emrinin borçluya tebliği ile borçlu tarafından 08.02.2017 tarihinde yapılan itirazda yetki, asıl alacak ve ferilere itiraz edilerek takip durmuştur. Davalı borçlu tarafından davaya cevap verilmemiştir. Mahkememizce dosya kapsamında davalıya yapılan tebligat gereğince davalıya delillerini ve ticari defterlerini sunması, aksi halde ibrazdan vazgeçmiş sayılacağı ihtarında bulunulduğu, buna karşılık davalının herhangi bir delil sunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, buna karşılık davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olup davacının tarafıma sunulan defterlerin/cari hesap dökümünün incelenmesi sonucunda 26.274,76 TL alacağı olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, davalı borçlu itiraz sebeplerini kanıtlayamadığından davanın kabulü ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçisiyle; davanın kabulü ile davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dosyasında davalı şirkete yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını, Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 20. maddesinde ve yine aynı Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen hükümler gereğince, davalı şirkete yapılan tebligatlarda usule uyulmadığını, delillerin bildirilmesi için yapılan ön inceleme duruşma tutanağının tebliğ edilmesi amacıyla çıkartılan tebligata ilişkin araştırmada, PTT kayıtlarında ”Aynı konutta oturan kişiye yapılmıştır.” şeklinde görüldüğünü, dolayısıyla ön inceleme duruşma zaptının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin delillerini bildirmesi için gereken kesin sürenin işlemeye başlamadığını, ayrıca davalı müvekkili şirkete dava dilekçesi ve eklerinin de usulüne uygun tebliğ edilmediğini, Bilirkişi raporuna karşı itirazlarını sundukları 10.12.2018 tarihli dilekçede müvekkili şirketin ticari defterleri hakkında beyanda bulunulduğunu, ancak ilk derece mahkemesince itirazlarının yerinde görülmeyerek müvekkili şirketin ticari defterleri incelenmeden eksik inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, mahkemece müvekkil şirketin ticari defterlerinin incelenmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamanın yeniden yapılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan bakiye açık hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki “LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayilik Sözleşmesi” isimli belgenin incelenmesinde; sözleşmenin 19.11.2013 tarihinde imzalandığı, …’in bayi sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine aynı taraflar arasında “Lpg İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayilik Sözleşmesine Ek Protokol” isimli belgenin imzalandığı, söz konusu protokolün az yukarıda bahsi geçen protokole ek protokolü niteliğinde olduğu, protokolde açık adrese yazılı bayiye ait akaryakıt ve LPG ikmal istasyonuna yürütülen LPG bayiliği ve LPG satışıyla ilgili hususlarda …’ın tek ve mutlak yetkili olduğu konusundaki mutabakatları ve taraflara düşen hak ve yükümlülüklerin düzenlendiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 13.09.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı ticari defterlerine göre davacının 26.274,76 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterleri ise ibraz edilmediğinden incelenemediği belirtilmiştir. Yine bilirkişi tarafından raporda İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında değerlendirme yapılmış ve söz konusu dosyada alacaklı tarafından borçlu aleyhine 26.274,76 TL alacak talebiyle ilamsız icra takibi başlatmış olduğunu raporunda belirtmiştir. Sonuç olarak 2015 yılında davacının davalıdan 113,35 TL alacaklı olduğu, 2015 yılı içerisinde taraflar arasında sadece iki adet faturaya ilişkin ticari iş yapıldığı, 2016 yılında ise davacı tarafın davalıya 18 adet fatura karşılığı toplamda 188.082,68 TL tutarlı fatura kestiği, davalının banka havalesi yoluyla 161.807,92 TL ödediği, sonuç olarak 31.12.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 26.274,76 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Dava dilekçesinde davalı şirketin adresi; … Kasabası. … Mevki. … Asfalt Üzeri Korkuteli/Antalya adresi olarak görülmekle, Av. …’ın 27.08.2018 tarihli dilekçesi ile davalıyı eldeki davada ve duruşmalarda temsil ettiğine ilişkin vekaletname ibraz etmiş olduğu görülmektedir. Dosya içerisinde Av. …’nın yetkilendirilmiş olduğuna ilişkin 27.01.2019 tarihli yetki belgesi mevcuttur. 16.04.2018 tarihli duruşma gün ve saati bildirir meşruhatlı davetiyenin davalı asilin adresine tebliğe çıkarıldığı, duruşmada davacı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği, davalı asilin hazır bulunmadığı, davacı vekilinin mazeretinin kabulüne ve yeni duruşma gününü UYAP’tan öğrenmesine karar verildiği, bir sonraki celse olan 16.07.2018 tarihli celsede ön inceleme duruşmasının yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı asil ve /veya vekilinin duruşmada hazır olmadığı, aynı tarihli celsenin beş nolu ara kararı ile taraf defter ve belgeleri üzerinde 09.10.2018 günü saat 14.10 ‘ da bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği ve sözkonusu duruşma zaptının davalı asilin Antalya/Korkuteli adresine 03/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, HMK’nın 147. maddesi gereğince tahkikat için duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilip tahkikata başlanmadan, esasen tahkikat işlemi olan bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği görülmektedir. 13.09.2018 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisine sunulmakla; davalı şirket vekili 10.12.2018 tarihli dilekçesinde davalı şirketin ticari defterlerinin yer aldığı adres bilgilerini dosyaya ibraz ederek, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmesi yönünde talepte bulunulmuştur. 28.01.2019 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararıyla davalı tarafa defterlerinin ibraz edilmesi, aksi halde ibrazdan kaçırmış sayılacağı konusu hususunda 03.09.2018 tarihinde tebligat yapıldığından, davalı vekilinin müvekkilinin defterlerinin incelenmesi konusunda karar verilmesi talebi reddedilerek, davanın kabulü yönünde hüküm verilmiştir. Her iki tarafın da tacir olması nedeniyle, HMK’nın 222bmaddesi uyarınca, taraf defterlerinin karşılıklı olarak incelenmesi gerekir. Zira taraf defterlerinin, sahipleri lehine delil değerinin bulunup bulunmadığı buna göre belirlenebilecektir. İlk derece mahkemesince ticari defterlerin incelemesine ilişkin ara karar oluşturulup bu ara kararın davalı yana tebliğe çıkarıldığı, dosyaya sonradan vekaletname vermek suretiyle dahil olan davalı vekilinin karar celsesi öncesi bu yöndeki eksikliğin ikmalini talep ederek davalının ticari defterlerinin bulunduğu adres bilgilerini ibraz ederek incelenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, davalının ticari defterlerinin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılması gerekmektedir. buna rağmen ilk derece mahkemesince usule aykırı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 83 ve HMK’nın 222. maddeleri uyarınca ticari defterler ticari davalarda delil olup, usulünce her iki tarafın defterlerini sunmasına olanak tanınmalıdır. İlk derece mahkemesince, davanın çözümünde önemli bir delil olan ticari defterlerin incelenmesi usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Mahkemece, temel ilişkiye dair tüm deliller toplanarak sonuca gidilmediğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.