Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/16 E. 2020/988 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/16
KARAR NO: 2020/988
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2015/65 E. – 2018/90 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen çekin istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi … Bankası A.Ş. Diyarbakır Şubesine ait 31.10.2013 keşide tarihli ve 6.500 TL bedelli, 31.10.2013 tarihli 7.500 TL bedelli, 30.11.2013 tarihli 7.500 TL bedelli çeklerin hamiline düzenlendiğini, dava konusu 30.11.2013 tarihi 7.500,00 TL bedelli çeki ve diğer çeklerin keşideci ile alışveriş neticesi müvekkilince teslim aldığını, ancak çeklerin müvekkilinin elindeki çok miktardaki çek ile birlikte aracından çalındığını, hırsızlık olayından sonra müvekkilince kolluk kuvvetlerine başvurduğunu, çalınan çek ve bonoların listesinin soruşturma dosyasına sunulduğunu, müvekkilinin ticari ilişki kapsamında aldığı çeklere portföy numarası verildiğini, dava konusu çekin de … portföy numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkilinin şikâyeti sonucu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/7713 numaralı soruşturmasının başlatıldığını, soruşturma makamınca çalınan çeklere el koyma kararı verildiğini, çalınan çeklerin iptali için Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/663 Eşas sayılı dosyasında çeklerin iptalinin istendiğini, buna rağmen davalılardan …’nın dava konusu çeki Kocaeli …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiğini, çekin keşide tarihinin 30.10.2013 iken 31.03.2013 olarak düzeltildiğini, senetteki tahrifatın sahtelik iddiası olması nedeniyle tüm hamillere karşı ileri sürülebileceğini, davalıların çeki ne şekilde iktisap ettiklerini kanıtlaması gerektiğini, çek bedelinin haciz tehdidi altında keşideciden tahsil edildiğini, ileri sürerek, tahsil edilen çek bedelinin ticari faizi ve tüm ferileri ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, genel yetki kuralı gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Kocaeli Mahkemelerinin yetkili olmasına rağmen davanın İstanbul mahkemelerinde açılmasının yerinde olmadığını, dava konusu çekin önceki ciranta olan …Ltd.Şti ile yapılan ticaret kapsamında iktisap edildiğini, ibrazda ödenmemesi üzerine çeke davalı takip başlatıldığını, çekin keşide tarihinde değişiklik bulunmadığını, müvekkilinin bir birini takip eden ciroları bulunan çeki usulüne uygun şekilde iktisap etmesi nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın esas, usul ve zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …Şirketi tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının yetkili hamili iken çaldırmak suretiyle rızası dışında elinden çıkan …Bankası AŞ. Diyarbakır Şubesinden verilme, keşidecisi … olan 31/03/2013 keşide tarih 7.500,00-TL bedelli hamiline yazılı çekin yapılan ciroları sonrası … zilyetliğine geldiği, ancak …’nın kendinden önceki ciranta olan …San. Tic. Ltd. Şti. İle aralarındaki ticari ilişki kapsamında bu şirketten çeki mal karşılığı alarak çekte yetkili hamil olduğu, …’nın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden, davacının çekin rızası dışı elinde çıktığı iddiasını iyi niyetli hamil …’ya karşı ileri süremeyeceği, ancak davalı … inşaat şirketinin çeki eline iyi niyetle geçirdiğine dair herhangi bir delil ibraz edemediği, çekin davalı şirket yönünden geçerli sebep olmaksızın bulunmuş olması nedeniyle davalı … yönünden açılan davanın reddi, davalı … inşaat şirketi yönünden ise kabulü,… aleyhlerindeki davanın ise usule uygun şekilde açılmamış olması nedeniyle HMK 119/1-b ve 119/2 maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE, Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan davanın KABULÜ ile; keşidecisi … olan … Bankası Diyarbakır şubesine ait 31/10/2013 keşide tarihli, 7.500-TL bedelli çek bedelinin davalı …. San. Tic. Ltd. Şti den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine..” gerekçesiyle davalı … aleyhine açılan davanın reddine, Davalı …yönelik davanın kabulü ile 7.500,00 TL çek bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avansa faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılara yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DAVACI VEKİLİ İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNDE;Davalı … yönünden verilen red kararının usul ve yasa ile somut gerçeklere aykırı olduğunu, yargılama sırasında dava konusu çek üzerinde davalılar tarafından kötü niyetli olarak tahrifat yapılarak 31.11.2013 keşide tarihli çekin keşide tarihinin tahrifat ile 31.03.2013 tarihi olarak değiştirilerek dava konusu çek hakkında savcılık ve mahkeme tarafından verilen el koyma ve ödeme yasağı kararlarının uygulanmasının önüne geçildiğini, 18.08.2017 tarihli bilirkişi raporuyla da çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığının belirlendiğini, buna rağmen mahkemece davalının kötü niyet ve ağır kusurlu olduğunun kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, davalı şirkete yönelik davanın kabulü ile müvekkilinin çekin hamili olduğunu kabul edildiğini, esasen soruşturma ve dava dosyasına sunulan delillerden de müvekkilinin yetkili hamil olduğunun sabit olduğunu, ödeme yasağı kararının çekin bankaya ibrazından önceki tarih olduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranarak tahsil kabiliyeti olup olmadığını bankadan sorması gerektiğini, davalının çalınan ve ödemeden men kararı bulunan çeki bilerek iktisap etmesi nedeniyle çeki bir an önce tahsili için çek üzerindeki keşide tarihini değiştirmek suretiyle gerçek keşide tarihinden önce kötü niyetle ve ağır kusurla tahsil ettiğini, tahrifat yapılan çeke ilişkin def’ilerin çekin meşru hamili tarafından tüm hamillere karşı ileri sürülebileceğini belirterek, davanın … yönünden reddine ilişkin kararının kaldırılarak, bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının elinden rızası dışında çıktığı ileri sürülen çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı şirket yönünden davanın kabulüne, davalı … yönünden reddine karar verilmiş, hükmün redde ilişkin kısmına karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin … tarafından hamiline düzenlendiği, ilk cironun … tarafından yapıldığı, çekin ciro ile … onun cirosu ile davalı …Ltd.Şti’ne geçtiği, şirketin cirosu ile da davalı … tarafından iktisap edildiği ve ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmaması karşısında çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, cirosu bulunanlar arasında, taraf ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmamasının davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyecektir. Kaldı ki, davalı …’nın ticari defterleri üzerinde yapılan mali incelemede, çeki iktisap ettiği önceki ciranta olan …Ltd.Şti ile ticari ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, dava konusu çekteki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır. TTK’nın 792 maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlüdür. Hamilin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Davalı ile önceki ciranta arasında ticari ilişki bulunması ve dosya ekinde bulunan soruşturma dosyası evraklarında, davalı …’nın ceza dosyasının tarafı olduğuna ilişkin herhangi bir belge bulunmaması karşısında mahkemece ceza dosyasının sonucunun beklenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, çekin keşide tarihinin 03.11.2013 olmasına rağmen mekanik silinti yapılarak ay kısmının 03 yapılması eyleminde davalıya atfedilebilecek bir kusur belirlenememiştir. Davalı, çeki bir birini takip eden muntazam cirolarla, önceki ciranta ile olan ticari ilişkisi kapsamında iktisap etmiştir. Davalılar … yönünden dilekçede eksiklik bulunması nedeniyle hükümden önce davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı vekilince bu kişilere yönelik hükme karşı istinaf isteminde bulunmadığı anlaşılmakla, bu davalılara ilişkin tebligat eksikliği nedeniyle dosya geri çevrilmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı … yönünden davanın reddine ilişkin verilen karar isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01/10/2020