Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1593 E. 2019/1110 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1593
KARAR NO : 2019/1110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.04.2019 tarihli, ihtiyati hacze itirazın reddi ara kararı
NUMARASI : 2018/295 Esas sayılı dosyada ara karar.
DAVANIN KONUSU İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)- İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin ilk derece mahkemesince kabulü üzerine, davalı vekili tarafından ihtiyati hacze itiraz edildiği, bu itirazın ilk derece mahkemesince reddi üzerine, itiraz üzerine verilen bu ret kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurlduğu anlaşılmakla, dava dosyası okunup incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında Kartal …. Noterliğinin 17/06/2016 günlü, … yevmiye numaralı, Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, bahsedilen sözleşme gereğince 31/12/2017 tarihinde daire teslimi yapması gereken davalı şirketin bu edimini yerine getirmemesi üzerine sözleşmeden karşılıklı olarak dönüldüğünü, bu sebeple yine davalı şirket ile müvekkil arasında takibe konu Kartal …. Noterliğinin 17/11/2017 günlü, … yevmiye numaralı “Sözleşmeden Dönme ve İbra Protokolü” düzenlendiğini, müvekkiline söz konusu daire alımı için daha önce ödemiş olduğu 585.000,00 TL’nin en geç 16/01/2018 tarihinde ödeneceği hususunun davalı şirket tarafından kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bu sebeple davalı hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün…. sayılı takip dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafından icra takibine borca, faize, faiz oranına, yetkiye ve bütün ferilerine itiraz edilerek takibi durdurduğunu, bu sebeple itirazın kaldırılması için İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/721 esas sayılı dava dosyası ile İtirazın Kaldırılması davası açtıklarını, mahkemece takip dayanağı evrakın 2004 Sayılı İİK’nın 68. addesi kapsamında bahsedilen belgelerden değerlendirilmeyip davanın reddine karar verildiğini, dava konusu ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen sunulan onlarca delil ve evrakların mahkeme kararlarının ilgili kurumlardan celbini istemesi yargılamanın mümkün olduğunca uzamasına sebep olduğunu, bu hususun müvekkilinin mağduriyetini devam ettirdiğini, davalı taraf mümkün olduğunca alacağın tahsili sürecini sürüncemede bırakarak, bu aşamada mal kaçırmak gayesinde olduğunu, bu sebeplerle 2004 Sayılı İ.İ.K.’nın 257. maddesine göre öncelikle davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının bugüne kadar gerek icra dosyasına gerekse İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/721 esas sayılı dosyasında ilgili noter evraklarının sahteliği yahut taahhüt edilen borcun ödendiğine dair beyanda bulunmadığını, bu hususta dekont veya makbuzun sunulmadığını, bu sebeplerle davanın kabulüne, davalının itirazının iptal edilerek, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 25.12.2018 tarihli ara kararla; “…Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın rehinle temin edilmemiş olması, yaklaşık ispat kuralı gereğince 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesindeki yasal koşullarının oluştuğu anlaşıldığı…” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne, %15 teminat karşılığında İİK’nın 257. maddesi gereğince dava konusu alacak olan 585.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla davalının menkul veya gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.İhtiyati hacze ilişkin bu ara kararına karşı, davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.Davalı vekilince 04.02.2019 tarihli itiraz dilekçesiyle; ilk derece mahkemesi verilen ihtiyati haciz kararının İİK m.257’deki şartlar sağlamadığından ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini, ilgili madde gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ortada muaccel bir para alacağı olması gerektiğini, vadesi gelmemiş olan borçtan dolayı verilebilecek şartların ise maddenin ikinci fıkrasında tahdidi olarak sayıldığını, davacının alacak iddiasının ispata muhtaç olduğunu, davacının vaad ettiği temlik işlemleri gerçekleşmediğinden gibi, muaccel bir alacağının varlığı kanıtlanmadığından, ihtiyati haciz kararı kaldırılması gerektiğini belirterek, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati hacze itirazı değerlendirdiği 17.04.2019 tarihli ara kararıyla; “…Davalı vekilinin ihtiyati hacze yönelik yapmış olduğu itirazın, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 265. maddesinde öngörülen hiçbir sebebe uymadığı, verilen ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirecek hukuki bir sebep olmadığı, yasal şartları oluşmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvurusunda özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararının süresinde icra edilmediğinden kendiliğinden ortadan kalktığını, ancak ilk derece mahkemesi tarafından işbu itirazın göz önünde bulundurulmadığını, ayrıca davacının bu durumu gizlediğini, davacı tarafın teminatı süresi içerisinde sunamadığını, bunun bilincinde olarak teminat mektubunun suretini ve alındısını ön bürodan mahkemeye sunmadığını ve süresinde teminatı sunamadığını gizlemeye çalıştığını, teminat mektubunu sunmuş olduğu gün mahkemeden ve icra müdürlüğünden haciz talep ederek mükerrer haciz uygulattığını, davacının, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın İİK 264/3’e göre infaz edilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, dava ile birlikte verilmiş olan ihtiyati haciz kararının infazının İİK 261’e göre yapılması gerektiği belirttiklerini, ilk derece mahkemesi tarafından ise işbu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığını, İİK’nın 257 ve devamı maddelerine uymayan ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, ilgili madde gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ortada muaccel bir para alacağı olması gerektiğini, vadesi gelmemiş olan borçtan dolayı verilebilecek ihtiyati haczin şartlarının ise maddenin ikinci fıkrasında tahdidi olarak sayıldığını, davacının alacağının muaccel olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair 17.04.2019 tarihli ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırıylmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişindir.İlk derece mahkemesince, esas dava içinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından İİK’nın 265. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi nezdinde itiraz edilmiş, itiraz üzerine ilk derece mahkemesince 17.04.2019 tarihli ara kararla itirazın reddine karar verilmiştir. Bu son ara karara karşı davalı vekili tarafından, İİK’nın 265/son maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Bu istinaf başvurusundan sonra ve istinaf incelemesi devam ederken, ilk derece mahkemesince davanın esastan sonuçlandırıldığı ve 22.05.2019 tarihli hükümle davanın kabulüne karar verildiği; hükümden sonra davacı vekili tarafından 27.08.2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği, davalı vekilinin de aynı tarihli bir dilekçe vererek davacı hakkındaki tüm taleplerinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.HMK’nın 307.maddesi uyarınca feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı Kanun’un 310.maddesi uyarınca feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir; 311.maddesi uyarınca, feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur.Bu durumda, dava içinde verilmiş olan ihtiyati haciz kararın hukuki akıbetinin belirlenmesi gerekir. İİK’nın 264. maddesinin 4.fıkrası uyarınca, davacı davasında haksız çıkarsa, yani dava reddedilirse ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır. Yukarıda yapılan hukuki açıklamalara göre, davacı tarafından, hükümden sonra davadan feragat edilmiş olması ve feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğurması nedeniyle, istinaf incelemesine konu ihtiyati haciz kararı kendiliğinden hükümsüz hale geldiğinden, yani istinaf incelemesinin konusu olan ihtiyati haciz kararı yasa gereği ortadan kalktığından, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-İstinaf incelemesine konu ihtiyati haciz kararı hükümsüz hale geldiğinden ve istinaf incelemesi konusuz kaldığından, istinaf başvurusunun reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; istinaf karar harcının talep halinde iadesine,3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. Ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 12.09.2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.