Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1581 E. 2022/42 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1581
KARAR NO: 2022/42
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2018
NUMARASI: 2015/104 E. – 2018/1139 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18.09.2010 tarihinde düzenlenen sözleşme ile davalının Havza ilçesinde 18.09.2010-18.09.2015 tarihleri arasında işleteceği akaryakıt ve otogaz bayilik işletilmesi esaslarının düzenlendiğini, bayilik sözleşmesinden sonra taraflar arasında 06.12.2010 tarihli protokol imzaladığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı eylemleri, verilen hizmetin kalitesi nedeniyle artan müşteri şikayetleri üzerine müvekkilince keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 05.03.2014 tarihli ihtarlarla akaryakıt ve oto gaz bayilik sözleşmelerinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davalının sözleşmelerin stok başlıklı maddelerinde düzenlenen hükümlerine aykırı şekilde, istasyonda yirmi dört saat kesintisiz şekilde satışı sürdürecek miktarda ürün bulundurması gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının en son 20.12.2013 tarihinde akaryakıt aldığını, feshe kadar geçen iki buçuk aylık sürede başkaca akaryakıt almadığını, ayrıca davalının 14.10.2013 tarihinden fesih tarihine kadar müvekkilinden otogaz almayarak sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalının satın aldığı emtia bedeline ilişkin verdiği çeklerin bedelini de süresinde ödemeyerek sözleşmelerin fiyat ve ödeme başlıklı maddesine aykırı davrandığını, anılan madde uyarınca süresinde ödeme yapılmaması halinde davacının sözleşmeyi feshetme hakkının bulunduğunu, davacının bayilik ilişkisi kapsamanda ayrıca düzenlenen 06.12.2010 tarihli İstasyon Otomasyon Sistemleri Servis Bakım Sözleşmesi’ne de aykırı davrandığını ve buna ilişkin olarak bir çok müşteri şikayetlerinin müvekkiline ulaştığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra davalının başka bir dağıtım şirketi ile bayilik sözleşmesi yaptığını, sözleşmenin davalının kurusuru ile feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin akaryakıt yönünden son alım tarihi olan 20.10.2013 tarihinden otogaz yönünden ise 14.10.2013 tarihi ile sözleşmenin sona ereceği 18.09.2015 tarihleri arasındaki kârdan mahrum kaldığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin 20 ve 32/c-35/c maddeleri gereğince sözleşmenin feshi halinde müvekkilinin dönem sonuna kadarki kâr mahrumiyetinin tazmini gerektiğini, taraflar arasındaki protokolün feshin sonuçlarını düzenleyen 14/a maddesi ile akaryakıt bayilik sözlemesinin 32/c maddesi uyarınca sözleşmenin davalı bayinin eylemleri nedeniyle feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin cezai şart alacağı bulunduğunu ileri sürerek, 83.220,00 TL kâr mahrumiyeti alacağı ile 100.000,00 USD cezai şart alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Davalı şirketin TTK’nın geçici 7 maddesi kapsamında 22.09.2014 tarihinde terkin edilmesi üzerine mahkemece, ihya davası için davacıya süre verildiği, davalı şirketin Havza Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2015 tarih ve 2015/218 E- 320 K sayılı kararı ile ihyasına karar verildiği, taraf teşkilinin sağlanarak yargılamanın yapıldığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında akdedilen 5 yıl süreli 18/09/2010 tarihli ‘… A.Ş. İstasyonu Bayilik Sözleşmesi’nin Stok 9. maddesi ile taraflar arasında akdedilen 5 yıl süreli 18/09/2010 tarihli ‘… A.Ş. Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nin Stok başlıklı 11. maddesinde ‘Bayii, mahalli piyasa ihtiyaçlarını karşılamak için satış yerinde mutat satışı, olağanüstü hal ve vaziyetleri ve tatil günlerini göz önünde tutarak 24 saat kesintisiz bir şekilde mal satışını sürdürecek yeterli mal ve stok bulundurmakla yükümlüdür..’ düzenlemesi yer almaktadır. Davacı anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesinde yer alan yükümlülüğün davalı tarafça gereğince yerine getirilmediğini, davalının akaryakıt alımının en son 20/12/2013 tarihinde, otogaz alımının en son 14/10/2013 tarihinde olduğunu, bu durumun fesih sebebi olduğunu öne sürmüştür. Anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesinde yer alan ‘Yeterli’ ibaresi belirsiz ve muğlaktır. İş yerinde bulundurulması gereken ürün miktarı rakamsal olarak tespit edilmemiştir. Bu nedenle davacı tarafın anılan sözleşmelerin 9 ve 11 maddesine dayalı fesih sebebi mahkememizce haklı kabul edilmemiştir. Davacı tarafın diğer fesih sebebi ödemelerin zamanında yapılmadığına ilişkin olup bu iddianın ispatı yönünde dosyaya yeterli delil sunulmamıştır. Davacı tarafın bir diğer fesih sebebi tüketici şikayetleri olup dosyaya sunulan şikayetlerin konusunun sebep ve saiki açıklanamayan hususlara ilişkin olduğu, kaldı ki şikayet tarihlerinin anılan sözleşmelerin fesih tarihlerinden geriye doğru yaklaşık 1 yılı aşkın olduğu görülmüştür. Tüm bu sebeplerden dolayı anılan sözleşmelerin feshi haklı kabul edilmeyerek…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirketin ürün stoku bulundurma yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğinin olağan hayat tecrübesiyle bile kolayca anlaşılabilmesine rağmen, bu yükümlülüğün yerine getirilmediğinin sayısal olarak kanıtlanamadığı şeklindeki ret gerekçesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı diğer sözleşmelerin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğinin belirlendiğini, bayilik sözleşmesinin 9. ve otogaz bayilik sözleşmesinin 11. maddeleri uyarınca, akaryakıt istasyonunda 24 saat kesintisiz şekilde ürün satışını sürdürecek düzeyde yeterli ürün ve stok bulundurma yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmediğinin belirlendiğini, davalının yaptığı satış miktar ve tarihlerinden hareketle tereddüte mahal bırakmayacak açıklıkta belirlenmesi nedeniyle feshin haklı olduğunu; davalının istasyonda yeterli ürün bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve en son Kasım 2013 tarihinde benzin, Aralık 2013 tarihinde motorin satın aldığını, Ekim 2013 tarihinden itibaren de LPG alımını durdurduğunu, fesihin 05.03.2014 tarihinde gerçekleştiğini, bu durumda davalının en son satın aldığı motorin tarihi üzerinden 2,5 ay, benzinin üzerinden 3,5 ay, LPG’nin üzerinden ise 4,5 ay geçtiğini, stok yükümlülüğüne aykırı hareketin sayısal bir veri aranarak yapılamayacağını, stok bulundurma yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilip getirilmediğinin, en son satın alınan ürün ile ortalama ne kadar süre satış yapılabileceğinin değerlendirilmesiyle anlaşılabileceğini, sözleşme konusu istasyonun işlek bir şehirler arası kara yolu üzerinde bulunduğunu, son ürün alımı ile fesih tarihi arasında 24 saat kesintisiz hizmet verilmesi halinde bu miktar ürünün yeterli olmayacağını, davalının önceki aylar ürün alım miktarlarına bakıldığında, en son satın alınan benzinin, davalının en fazla bir aylık benzin satış kapasitesine karşılık geldiğini, mahkemece uzun süre ürün almayan davalının bu süre boyunca tüketiciye 24 saat kesintisiz şekilde ürün satışını nasıl sağladığının değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda da alınan ürünlerin miktar ve tarihine göre sözleşmede belirlenen şekilde satışa yeterli olmadığının belirlendiğini; mahkemece diğer haklı fesih nedenlerinin de gereği gibi değerlendirilmediğini, feshe neden yapılan ödemelerin yapılmaması ile şikayetlerin mahkemece dikkate alınmadığın, dilekçe ekinde sunulan 13 adet tüketici şikayetinin sunulan hizmetin yeterli kalitede olmamasından kaynaklandığını, tüketiciye karşı yapılan bu tür eylemlerin müvekkilinin kurumsal saygınlığını zedelediğini, tüketici şikayetlerine göre davalının, İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic ve Lojistik Kart Satış Sözleşmesi’nin “Hizmetin Süresi” başlıklı 9. maddesine aykırı davrandığını, buna göre davalının otomasyon sisteminden tüketicileri sözleşmede belirtildiği şekilde 24 saat hizmet verecek şekilde yararlandırmadığını, tüm şikayetlerin sözleşmeye aykırı davranışlardan kaynaklandığını, şikayetlerden yedi tanesinin “hizmet şikâyeti”, dört tanesinin “kampanya şikâyeti”, birinin “akaryakıt şikâyeti” ve birinin de “kart şikâyeti” olduğunu, tüketici şikayetlerinin Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nin “Menfaatleri Koruma, Özen ve Sadakat Yükümülüğü” başlıklı 21. ve Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 19. maddelerinde belirtilen “müşteri hizmetleri ve memnuniyetini” gereği gibi sağlayamamasının da, madde metninde yer aldığı üzere başlı başına haklı fesih nedeni olduğunu; davalının satın aldığı ürün bedellerini zamanında ödemediğini, sözleşmenin 5. maddesi gereğince ürün bedelinin süresinde ödenmemesinin haklı fesih nedeni olduğunu, cari hesap dökümüne göre davalının Mayıs 2013 tarihinden sonra borçlarını zamanında ödemediğini, bu tarihten itibaren cari hesabın sürekli borç bakiyesi verdiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin, davalının eylemleri nedeniyle süresinden önce davacı tarafından haklı nedenle feshedilmesi sonucu oluşan kâr mahrumiyeti ve ceza koşulu (cezai şart) alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı … Ltd. Şti. arasında 18.09.2010 tarihinde, davalı şirketin Samsun İli, Havza ilçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde petrol ofisi bayii olarak akaryakıt istasyonu işletmesi için 18.09.2010-18.09.2015 tarihleri arasını kapsayan akaryakıt bayilik sözleşmesi ile otogaz bayilik sözleşmesi ve 06.12.2010 tarihli protokol düzenlenmiştir. Taraflar arasında ayrıca 06.12.2010 tarihli İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic ve Lojistik Kart Satış Sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı, davalının sözleşmeye aykırı davranarak yeterli ürün stoku bulundurmadığını, ürün ödemelerini süresinde yapmadığını, sözleşme ile yüklendiği hizmeti gerektiği gibi 24 saat esasına göre ve müşteri memnuniyetini esas alarak yerine getirmediği gerekçesiyle Beyoğlu … Noterliğinin 05.03.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarıyla otogaz bayilik sözleşmesini, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile akaryakıt bayilik sözleşmesini, haklı nedenle feshetmiştir. Akaryakıt bayilik sözleşmesinin stok başlıklı 9 ve otogaz bayilik sözleşmesinin aynı başlıklı 11. maddesinde, “Bayi, mahalli piyasa ihtiyaçlarını karşılamak için satış yerinde, mutat satışı olağanüstü hal ve vaziyetlerini ile tatil günlerini göz önünde tutarak 24 saat kesintisiz bir şekilde mal satışını sürdürecek yeterli mal ve stok bulundurmakla yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır. LPG’ye ilişkin sözleşmede ayrıca tanktaki yakıt ölçülerinin %40 seviyesini göstermesi halinde, ikmal için bayinin, …’ya ihbarda bulunacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin fiyat ve ödemeler başlıklı 5. maddesinde, satın alınan ürünlerin bedellerinin … tarafından belirlenen fiyatlar üzerinden ve vadelerde ödeneceği, ödemede eksiklik veya geç ödeme bulunması halinde, …’nun sözleşmeyi feshedebileceği taraflarca kabul edilmiştir. Taraflar arasında bayilik sözleşmesi dışında düzenlenen protokolün 13. ve 14. maddelerinde, fesih hususu düzenlenmiş olup, sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde bayinin 100.000 USD cezai şart ödeyeceği kabul edilmiştir. Bayilik sözleşmesinden ayrı olarak düzenlenen, istasyon otomasyon sistemleri, servis bakım satış sözleşmesinin 9. maddesinde, bayinin … tarafından Automatic ve Lojistik Karta dahil edilen tüm müşterilere …’nun belirlediği şartta 24 saat hizmet vermeyi kabul ettiği görülmüştür. Davacı tarafından keşide edilen 05.03.2014 tarihli ihtarla, akaryakıt ve LPG bayilik sözleşmelerinin ticari koşullarda anlaşma sağlanmaması nedeniyle feshedildiği, fesih ihtarının 07.03.2014 tarihinde davalıya ulaştığı anlaşılmıştır. Fesih ihtarında bunun dışında, yeterli ürün alınmadığı, satım bedelinin süresinde ödenmediği veya müşteri şikayetleri bulunduğuna ilişkin bir ibareye yer verilmemiştir. Taraflar arasında düzenlenen otogaz bayilik sözleşmesinin 21. maddesinde, bayinin düzenli şekilde mal alarak sürümü artırıcı faaliyette bulunmayıp, müşteri hizmetlerini-müşteri memnuniyetini sağlayacak şekilde yapmayı taahhüt ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun incelenmesinde, davalının en son 20.12.2013 tarihinde akaryakıt, 14.10.2013 tarihinde LPG satın aldığı, bu tarihten fesih tarihine kadar geçen sürede başkaca emtia alınmaması nedeniyle, taraflar arasındaki sözleşmelerin 9 ve 11. maddelerinin ihlal edildiği belirlenmiştir. Bilirkişi kurulunca yapılan bu belirlemeye göre, sözleşmelerin kâr mahrumiyeti başlıklı hükmü gereğince, sözleşmelerin bakiye süresi için kâr kaybı belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda, diğer fesih nedenlerine ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacı tarafından sunulan müşteri şikayetlerinin incelenmesinde, istasyonda tek kişinin ürün satışı ve tahsilat işini yapması nedeniyle hizmette aksama bulunduğu, ortak kullanım alanlarının temiz tutulmadığı, satılan yakıttan dolayı araçta arıza oluştuğu, sözleşme gereğince kurulması gereken otomatik kart sisteminin bulunmadığı, hediye çeki ile satış yapılmadığı, LPG pompasının bozuk olması nedeniyle yakıt ikmali yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından sunulan şikayetler genel olarak Şubat 2013 öncesine ait olup, bir adet şikayetin 04.06.2013 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunduğu sabit olup, sözleşme ilişkisi davacı tarafından keşide edilen 05.03.2014 tarihli ihtarlarla, bayilik sözleşmesinin ticari koşullarında anlaşma sağlanamamış olması nedeniyle feshedildiği sabittir. Davacı taraf, davalı bayinin sözleşmelerin 9 ve 11. maddelerinde belirtilen 24 saat esasına göre satış yapmaya yeter miktarda ürün almaması nedeniyle, davacının haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğini ileri sürmektedir. Diğer yandan, bayinin ödemelerini süresinde yapmaması nedeniyle davacının sözleşmenin 5. maddesine göre fesihte haklı olduğunu ve müşteri memnuniyetini gözeterek 24 saat hizmet verilmemesi nedeniyle feshin ayrıca taraflar arasında düzenlenen istasyon otomasyon sistemleri servis bakım sözleşmesine uygun olduğunu ileri sürmüştür. Tacir olan taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, davalı bayinin asgari bir alım taahhüdü bulunmadığı gibi, feshe gerekçe yapılan süre içerisinde bayinin istasyonu kapattığı veya sözleşmeye aykırı bir şekilde başka bir dağıtıcıdan temin ettiği ürünleri sattığı iddia ve ispat edilmemiştir. Başka bir anlatımla, davacı taraf piyasa koşullarından bağımsız olarak davalının alması gereken miktardan daha az akaryakıt aldığını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde, ödemenin geç yapılması fesih nedeni olarak gösterilmiş, ancak dosyada bulunan cari hesap ekstresinde ve davacının istinaf başvurusunda 2013 yılı Mayıs ayından itibaren ödemelerde gecikme yaşandığı anlaşılmış ise de yapılan ödemelerin davacı tarafından kabul edildiği ve sonuçta cari hesapta davacı alacağının bulunduğunun ileri sürülmemesi nedeniyle, dava dilekçesindeki açıklamalara göre bu hususun haklı fesih nedeni olamayacağına ilişkin mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde, bayinin sadakat yükümlülüğü bulunduğu gibi, davacının satış ve marka algısına zarar verebilecek davranışlardan da kaçınması gerekir. Dava dilekçesi ekinde sunulan müşteri şikayetlerinin tamamına yakınının fesihten uzun süre öncesine ait olduğu ve şikayetlerden sonra fesih tarihine kadar belirtilen aykırılıkların giderilmesi için davacı tarafından davalıya herhangi bir uyarı yapıldığının kanıtlanmaması nedeniyle ve daha da önemlisi tüm bu aykırılık iddialarının fesih ihtarında belirtilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 34,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, karanın kesinleşmesinden sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.01.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.