Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1562 E. 2021/1437 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1562
KARAR NO: 2021/1437
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2016/24 E. – 2018/782 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan )
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul- kısmen reddine dair verilen hükme karşı, taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 16.03.2015 tarihinde … plakalı, … A.Ş. tarafından üretilen ve … A.Ş. tarafından satışı gerçekleştirilen kamyon niteliğindeki aracı satın aldığını, aracın yaklaşık 400.000,00 TL tutarında ekipman ekleyerek kanal temizleme işlerinde kullanılmak amacıyla kombine kanal temizleme aracı haline getirildiğini ve aracın İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale yolu ile alınan Anadolu Yakası 7 ve 9. Bölge ana ulaşım yollarında yağmur suyu hatları ve açık kanalların teressubat temizlik çalışmaları ile kanal görüntüleme hizmet alımı işinde 24 saat hizmet vermek üzere satın aldığını, 24.08.2015 tarihinde araçta meydana gelen arıza neticesinde aracın … A.Ş.’nin Samandıra servisine götürüldüğünü ve araçta üretim hatasından kaynaklanan motor arızası tespit edildiğini, 25.08.2015 tarihinde müvekkiline durum hakkında bilgi verilerek 27.08.2015 tarihinde parça siparişi verilerek, parcanın 41.hafta ortasına geleceği ve arcın bu tarihe kadar serviste kalacağının bildirildiğini, üretimden kaynaklanan arızanın yetkili servis tarafından ücretsiz olarak giderilerek 10.10.2015 tarihinde 47 gün sonra müvekkiline teslim edildiğini, bu sürede aracın kullanılamadığını, sözleşme gereğince aynı nitelikte aracı idareye teslim etmemesi halinde her gün için sözleşmenin yüzbinde üçü kadar ceza ödemek zorunda kalacağını, teslim edilen aracın sözleşmede belirtilen 1-2 gün içinde teslim edilmeyeceğinin davalılarca bildirilmesi üzerine araç kiralamak zorunda kalındığını, müvekkilinin bu nedenle … plakalı aracı 25.08.2015 tarihli sözleşme ile kiraladığını ve sözleşme nedeniyle 83.190,00 TL araç kira bedeli, 27.730,00 TL akaryakıt giderleri için kiralayana ödeme yapıldığını, uğranılan bu zararın Kadıköy … Noterliğinin 16.11.2015 tarihli ihtarıyla zararın giderilmesinin istenildiğini ve ihtarın 18.11.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, cevabi ihtarda araç kirasının yüksek belirlendiğinin ileri sürüldüğünü, davalıların ödeme yerine aracın üç defa ücretsiz servis hizmetinin yapılması teklifinin kabul edilmediğini ileri sürerek, ayıplı araç yerine yeni araç kiralanması nedeniyle uğranılan 83.190,00 TL maddi zararın 18.11.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 19.112014 tarihinde 235.820,74 TL bedelle davacı şirkete satıldığını, 24.07.2015 tarihinde “direksiyonda ses şikayeti ” nedeniyle onarıma getirildiğini ve davacının onarım hakkınını kullandığını, üretici firma talimatlarına ve arıza iddiasına uygun olarak yapılan kontroller sonucunda garanti kapsamında motor blok değişimi yapılarak onarıma karar verildiğini, davacıdan alınan işlem onayından sonra aracın motor blokunun yurt dışında bulunan üreticiye sipariş edildiğini ve tedarik edilen motor bloku takılarak onarım işlemlerinin tamamlandığını ve aracın 12.10.2015 tarihinde davcıya teslim edildiğini, müvekkilinin üretici … firmasının yetkili servis ve satıcısı olarak tüm onarım işlemlerinin davacının onayı ve servis hizmetleri yönergesine göre yapıldığını, davacının idare ile yaptığı sözleşmeye göre zorunlu olarak kiraladığı araç nedeniyle zararı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tacir olan davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, sonradan ortaya çıkan ayıpların yasal süresi içinde tespit edilerek ihbar edilmediğini, onarım talep eden davacının bu nedenle zarara uğradığı iddiasının taleple çelişkili olması nedeniyle dinlenemeyeceğini, basiretli tacir olan davalının iş organizasyonunu iyi hesaplayarak gerekli tedbirleri alması gerektiğini, arıza halinde onarım hakkını kullanan davacının, onarımın süre alacağını bilerek gerekli tedbirleri alması gerektiğini, aracın günlük 1500 TL ve KDV ile kiralandığına ilişkin beyanın rayiç değerlerle uyumlu olmadığını, makul onarım süresinin otuz gün olduğunu, yurt dışından sipariş edilen motor bloku gibi büyük onarımlarda bu sürenin aşılabileceğini, müvekkilinin makul sürede onarımı tamamlayarak aracı teslim ettiğini, istenilen faizin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın TTK’nın 23. maddesinde belirtilen ayıp ihbar sürelerinden sonra açılması nedeniyle reddi gerektiğini, satılanının süresinde muayene edilerek ihbar edilmediğini, 24.08.2015 tarihinde servise getirilen aracın motor silindir bloku yurt dışından getirtilerek 12.10.2015 tarihinde tamir edilmiş halde davacıya teslim edildiğini, garanti kapsamında yapılan işlemler ve onarım süresine ilişkin davacının bilgilendirildiğini, arızanın niteliğine göre onarım süresinin makul olduğunu, davacının ödediğini ileri sürdüğü kira bedelinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden uyuşmazılk konusu hakkında dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, teknik bilirkişi 02/06/2017 tarihli raporunda; … plaka sayılı aracın 24/08/2015-12/10/2015 tarihleri arasında 47 gün serviste kaldığı, garanti kapsamındaki arıza için düzenlenen 46.022,07TL bedelli tamir faturasının diğer davalı üretici … Aş tarafından ödendiğini, davaya konu ayıbın gizli ayıp ve üretimden kaynaklandığını, kombine kanal temizleme aracının günlük çalışmaya göre kira bedelinin 1.000,00TL gece gündüz çalışmaya göre kira bedelinin günlük 1.500,00TL + KDV ‘nin uygun olduğunu, buna göre 47 günlük tamir süresine göre 83.190,00TL kira bedeli zararının oluştuğunu bildirmiştir. Mahkememizce tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve özellikle uyuşmazlık kapsamında davaya konu aracın tamirine ilişkin makul sürenin ne olduğu ve tamirin makul süre içinde yapılıp yapılmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması yönünden bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi 26/02/2017 tarihli ek raporunda davaya konu aracın motorunda meydana gelen arızanın üretim hatası olduğunu, üretim hatasından kaynaklanan araç motoru tamirinin ekip çalışması ile yapılması durumunda makul tamir süresinin 20 iş günü olacağını, arızanın giderilmesinde servisin azami tamir süresinin 30 iş günü olduğunu, davacının 47 günlük tamir süresi boyunca 83.190,00TL kira zararı olduğunu, 30 iş gününü aşan 17 günlük kira zararının ise 25.500,00TL olduğunu bildirmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu denetlenerek dosya içeriğine ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; 16/03/2015 tarihinde davalı … tarafından üretilen diğer davalı tarafından davacıya satılan kamyon vasıflı … plaka sayılı aracın garanti kapsamında kalan motor arızası nedeniyle 24/08/2015 tarihinde davalı … AŞ’nin servisine verildiği, arıza nedeniyle 27/08/2015 tarihinde parça siparişi verildiği, aracın tamir edilerek 12/10/2015 tarihinde davacıya teslim edildiği, aracın azami tamir süresinin 30 iş günü olduğu, aracın tamirinin azami süreyi 17 gün aştığı, her ne kadar davacı vekili komibine kanal temizleme araçlarının günlük kira bedelinin daha yüksek olduğunu iddia etmiş ise de kamyon vasfı ile davalı … tarafından üretilen davaya konu aracı kamyon olarak diğer davalı …’dan satın alındıktan sonra davacı tarafından kanal temizleme aracı haline getirildiği, bu nedenle davalıların satım sözleşmesine konu kamyon vasfındaki aracın niteliğinin değiştirilmesi nedeniyle davacının uğramış olduğu zarardan sorumlu tutulamayacağı, davalıların tamir için makul süreyi aşan 17 gün için kamyon niteliğinde aracın işletilememesinden kaynaklanan kira zararından sorumlu olacağı ve kamyon niteliğindeki bir aracın gece gündüz çalışma esasına göre 1.500,00TL günlük kira bedelinin makul olduğu kanaatine varılarak 17 gün için 25.500,00TL kira kaybı zararının davalıların Kadıköy …Noterliği tarafından düzenlenen ihtarın tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük sürenin bitimi 26/11/2015 tarihinden itibaren temerrüdü gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline… ” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 25.500,00 TL’nin, 26.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteseselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilinin 16.03.2015 tarihinde … A.Ş. tarafından üretilen ve … A.Ş. tarafından satılan aracı satın aldığını, araç üzerine yaklaşık 400.000,00 TL tutarında ekipman ekleyerek, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin işinde kullanılmak üzere satın alındığını, 24.08.2015 tarihinde araçta meydana gelen arıza neticesinde, aracın … A.Ş.’nin Samandıra servisine götürüldüğünü ve aracın 47 gün süren tamirin sonunda 10.10.2015 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan sözleşme uyarınca, aracın ayda iki günden fazla tamirde kalması halinde cezai şart uygulanacağını, bu nedenle arızalanan aracın yerine … plakalı aracın dava dışı … Ltd. Şti.’nden 25.08.2015 tarihli sözleşme ile kiralandığını, uğranılan zararın tazmini için davalılara Kadıköy … Noterliğinin 16.11.2015 tarihli ihtarının tebliğine rağmen sonuç alınamadığını, zararın giderilmesi yerine üç kez ücretsiz servis bakımı teklif edilerek araç kirasının fazla olduğunun bildirildiğini, açılan davada müvekkilinin tamir süresince kiraladığı araç için ödenen 83.190,00 TL’nin talep edildiğini, mahkemece sadece otuz günlük tamir süresini aşan kısma ilişkin kararının yerinde olmadığını; mahkemece satılan aracın kamyon olarak satıldığı ve müvekkilince araç üzerine ekipman takılmak suretiyle vasıf değişikliği yapıldığı ve bu vasıf değişikliğinden davalıların sorumlu tutulamayacağına ilişkin kabulünün yerinde olmadığını, müvekkilinin aracı kombine ve kanal temizleme aracı olarak kullanmak üzere satın aldığını, aracın yük taşıma amacıyla alınmadığını, satın alınma amacına uygun işlemler yapıldığını, araç üreticilerinin kamyon satarken üst ekipman olmadan sattıklarını, satın alan kişilerce kullanım amacına uygun eklemeler yapıldığını, ekipman yapan şirketlerin de araç üreticisinin onayını aldıklarını, bilirkişi raporlarında da araçta üretimden kaynaklanan hata nedeniyle arıza bulunduğunun tespit edildiğini, mahkemece adeta aracın donanımından kaynaklanan arıza varmış gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu; mahkemenin makul tamir süresine ilişkin değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, zararın müvekkilinden kaynaklanmadığını, araçtaki gizli ayıptan kaynaklandığını, ayıbın sorumlusunun müvekkili olmadığını, yapılan iş nedeniyle kamu kuruluşlarına taahhütte bulunulduğunu, araç kiralanmaması halinde yüklü miktarda ceza ödenmek zorunda kalınacağını, ayıplı satım nedeniyle davalıların TBK’nın 229. maddesi uyarınca kendilerine hiç bir kusur atfedilemeyeceğini kanıtlamadıkları sürece tüm zararları gidermekle yükümlü olduklarını, bu nedenle zararın 47 gün üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından, dava konusu aracın diğer davalıdan 16.03.2015 tarihinde satın alınarak sonradan araç üzerine ekipman eklenerek kanal temizleme aracı haline getirildiğini, araçta meydana gelen arıza üzerine yurt dışından parça sipariş edilmesi sebebiyle servis işlemlerinin 12.10.2015 tarihinde tamamlanarak aracın davacıya teslim edildiğini, garanti kapsamında yapılan işleme onay verilmesi ve parçaların yurtdışından getirilecek olması sebebiyle aracın serviste kalacağı süre bakımından davacının önceden bilgilendirildiğini, kök raporda 47 günlük süre için hesap yapıldığını, itiraz üzerine alınan ek raporda aracın makul tamir süresinin sürenin 20 iş günü, azami tamir süresinin ise 30 iş günü olması nedeniyle aşan kısım için tazminat belirlendiğini, hükme esas alınan raporda araç kiralama masrafları için emsal araştırması yapılmayarak sadece davacı tarafından sunulan beyanların esas alındığını ve ilk derece mahkemesine sunulan itirazların değerlendirilmeden karar verilmesinin usulsüz olduğunu, davacının arıza ve servis süresi konusunda bilgilendirildiğini, aracın garanti kapsamında tamir edilerek teslim edildiğini, 2015 yılı için aylık kira bedelinin yaklaşık 13.000-15.000 TL olmasına karşın günlük 1.500 TL gibi fahiş bedelin esas alınmasının hatalı olduğunu, bu nedenle ilgili meslek kuruluşları ve odalardan emsal kiraların araştırılması gerektiğini, bilirkişilerce 2017 yılındaki kiralama fiyatlarının esas alındığını, mahkemece kira konusunda objektif bir araştırma yapmadan davacının sunduğu sözleşmedeki miktarların esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin normal kamyon satması nedeniyle fazladan yapılan eklentiler nedeniyle sorumlu olmadığının belirtilmesine karşın bilirkişi tarafından üst yapılı bir kanal temizleme aracının günlük kira bedeli olarak tespit edilen 1.500 TL’nin esas alınarak hüküm kurulmasının çelişkili olduğunu, mahkemenin bir yandan aracı normal bir kamyon olarak kabul ederken diğer yandan üst yapılı bir aracın günlük kira bedelinin esas alındığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak zararı azaltması gerekirken bu önlemleri almaması nedeniyle artan zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, günlük kirası çok daha düşük olan bir aracın yüksek fiyatla kiralanarak zararın artırılması nedeniyle müvekkilinin artan zarardan sorumlu tutulamayacağını, bilirkişinin iş günü olarak yaptığı tespitin yersiz olduğun, bu dönemde kurban bayramı günlerinin de bulunması nedeniyle tamirin daha uzun sürede bitirilebileceğini, mahkemece yetersiz bilirkişi raporuyla verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararın çelişkili olduğunu, gerekçede kabul edildiği üzere aracın kamyon vasfında satıldığını ve aracın ekipman takılarak kanal temizleme aracı haline getirildiğini, aracın farklı bir amaçla 7 gün 24 saat kullanılması nedeniyle oluşan zararlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu hususun mahkemenin kabulünde olmasına rağmen zararın kısmen tazminine karar verilmesinin hatalı olduğunu, onarım süresinin 30 iş günü olarak belirlenmesine rağmen bu süre içindeki tatil ve bayram günlerinin dikkate alınmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, araçtaki arızanın aracın kanal temizleme işinde kullanılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmadığını, aracın vasfının değiştirilerek kullanılmasının arızaya etkisinin değerlendirilmediğini, aracın amacı dışında ağır işlerde kullanılması nedeniyle oluşan arıza sonucu davacının bilgisi ve onayı ile yurt dışından getirtilen parça ile tamirinin yapılması nedeniyle tamirin makul sürede yapıldığının kabulü gerektiğini, mahkemece kiralama bedellerinin rayiçlere uygun olup olmadığının değerlendirilmediğini, esas alınan günlük kiralama bedelinin 2017 yılına ilişkin olduğunu, fahiş kira bedelleri üzerinden belirlenen tazminatın da yersiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TBK’nın 219 ve 227. maddeleri uyarınca, satılanın araçtaki imalat ayıbı nedeniyle aracın tamirde kaldığı süre içinde başka araç kiralanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, makul tamir süresini aşan süreye denk gelen zararın tazminine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince ayrı ayrı ve yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından 16.03.2015 tarihinde … plakalı kamyon davalı … A.Ş.’den satın alınmış olup diğer davalı ise aracın üreticisidir. Davacı satın aldığı araca bir takım eklemeler yaparak kanal temizleme işinde kullanılacak bir araç haline getirmiştir. Davacı şirketle dava dışı idare arasında düzenlenen sözleşme ile davacı şirket yağmur suyu hatları ve açık kanalların temizlik işini almış, sonradan eklemeler yapılan araç bu işte kullanılmıştır. Aracın 24.08.2017 tarihinde arızalandığı, arızanın üretimden kaynaklanan gizli ayıptan meydana geldiği, davalı serviste yapılan inceleme sonucu 27.08.2015 tarihinde yurt dışından motor bloku siparişi verilerek, aracın 10.10.2015 tarihinde garanti kapsamında onarılarak davacıya teslim edildiği sabittir. Araçta meydana gelen ve gizli ayıptan kaynaklı arıza üzerine süresinde davalılara (yetkili servise) başvurulması nedeniyle ayıp ihbar sürelerine uyulduğu, aracın satıcısı ve üreticisinin araçta gizli ayıptan kaynaklanan zarar nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının, dava dışı idareyle yaptığı sözleşme gereğince, modifiye edilerek kanal temizleme işinde kullanılan aracın arızalanması nedeniyle, cezai şart ödenmemesi için 24.08.2015 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti.’nden günlük 1500 TL+ KDV bedelle … plakalı aracın kiraladığı ve kiralama bedelinin düzenlenen fatura karşılığı kiralayana ödendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan … A.Ş. tarafından hazırlanan ibraname ve protokol başlıklı belgede, motorda meydana gelen arızanın 21 iş günü içinde tamir edilmemesi nedeniyle müşteriye üç adet ücretsiz bakım hizmetinin müşteri memnuniyeti kapsamında verileceği bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişiden alınan 02.06.2017 tarihli raporda, araçtaki ayıbın üretimden kaynaklı gizli ayıp olduğu, ikame aracın kiralanması için ödenen bedelin yerinde olduğu bildirilmiştir. İtiraz üzerine alınan 28.02.2018 havale tarihli raporda, aracın tamiri için makul sürenin 20 iş günü olduğu, servisçe tamir için gerekli olan azami sürenin ise 30 iş günü olduğu, bu nedenle aşan 17 günlük süre yönünden davacı zararının oluştuğu, kira bedeli olarak ödenen 1500 TL dikkate alındığında davacının 25.500 TL alacağının bulunduğu belirlenmiştir. Somut olayda davacının, davalı satıcıdan, diğer davalı şirketin ürettiği aracı satın aldığı ve dosya kapsamında bulunan servis formları ile bilirkişi raporuna göre, araçtaki ayıbın üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu sabittir. Davacının başvuruda bulunduğu davalılar satıcı ve imalatçıdır. TBK’nın 227/2. maddesi gereğince, satıcının ayıptan sorumlu olduğu hallerde, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. TBK’nın 112. maddesinde ise borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlu, kendisine hiç bir kusurun yüklenmeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararlarını gidermekle yükümlüdür. Somut olayda davacı, makul tamir süresinin aşıldığı iddiasıyla araç tamircisine başvuruda bulunmamış, araçtaki gizli ayıptan kaynaklı tamir nedeniyle aracın kullanılamadığı süre için uğradığı zararın tahsilini aracın satıcısı ve imalatçısından talep etmiştir. Bu nedenle, makul tamir süresinin belirlenerek tazminata karar verilmesi yerinde değildir. Satıcı ve imalatçı aracın gizli ayıbından kaynaklanan tamir nedeniyle, alıcının uğramış olduğu tüm zararları ödemekle yükümlüdür. İlk derece mahkemesince alınan kök bilirkişi raporunda aracın kullanım amacı dikkate alınarak gece-gündüz çalışma esasına göre ödenen kira miktarının makul olduğu, davacının aracı kanal temizleme aracı olarak kullanması ve gece-gündüz esasına göre kullanılan aracın yerine, kiralanan araç için aracın tamirde kaldığı 47 günlük süre için talep edilen günlük 1500 TL + KDV toplamı 83.190 TL zararın davacının gerçek zararı olduğu anlaşılmakla, bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, hatalı değerlendirme ile makul tamir süresinin aşan kısmın tazminine karar verilmesi yerinde olmamış, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere; A-Davalılar vekillerinin istinaf başvuruları yönünden: 1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; davalıların yatırdığı peşin harçların mahsubundan sonra geriye kalan 869,91 TL nispi istinaf karar harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile 83.190,00 TL alacağın, 26.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteseselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 5.682,71 TL harçtan, peşin alınan 1.420,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.262,03 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 257,00 TL tebligat ve posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, davacının başlangıçta yatırdığı peşin harç 1.420,68 TL olmak üzere toplam 2.677,68 yargılama masrafının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, iş bu hüküm tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 11.614,70 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 7-Karar kesinleştiğinde artan gider avanslarının yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 121,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yapılan 121,10 TL istinaf başvuru harcı ve ayrıntısı UYAP’ta yatılı olmak üzere 58,00 TL posta gideri toplamı olan 178,10 TL istinaf giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.11.2021 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.