Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1558 E. 2022/51 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1558
KARAR NO: 2022/51
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2016/124 E. – 2019/336 K.
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlele davanın kısmen kabul- kısmen reddine dair verilen hükme karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 24.03.2014 tarihinde “… Traktörü Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme koşullarına uygun davrandığını ve yapılan traktör satışları ile … marka traktörlerin pazar payını arttırarak, piyasada traktörlere olan güvenin artmasını sağladığını, ancak davalı şirketin 08.01.2015 tarihinde müvekkiline bildirimde bulunarak sözleşmeyi sebepsiz feshetmesi nedeniyle müvekkilinin müşterilerine karşı zor duruma düşdüğünü ve müvekkilin ticari itibarıyla ilgili şüphelerin oluşmasına neden olduğunu, sözleşme süresinin 1 yıl olarak belirlendiğini ve bu sürenin bitmesine 30 gün kala davalı tarafından yazılı olarak sözleşmenin sonlandırılabileceğinin hüküm altına alındığını, ancak davalının sözleşmenin sona erdirilmesine ilişkin süreye uymayarak sözleşmeyi haksız feshettiğini, haksız fesih nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 150.000 TL manevi tazminat talep edildiğini, ayrıca müvekkilinin haksız fesih nedeniyle maddi zararlarının da bulunduğunu, müvekkilinin traktör pazarlarına araç götürmesi nedeniyle 25.000,00 TL mazot gideri bulunduğunu, 5.000,00 TL reklam ve tanıtım gideri yapıldığını, müvekkilinin bir ay içinde 5 adet traktör satışı yaptığını ve 1 adet traktörden yaklaşık 5.000.TL kar elde ettiğini, sözleşmenin haksız feshi ile müvekkilinin mahrum kaldığı karın 100.000,00 TL olduğunu, ayrıca müvekkilinin davalı şirket ile iş yapabilmek için çeşitli bankalardan kredi çektiğini ve çekilen kredilere toplam 12.000,00 TL faiz ödediğini, toplamda 2.361,00 TL teminat mektubu bedelin yarısının davalı tarafından ödenmesi gerekirken teminat bedelinin bir kısmını ödediğini, müvekkilinin 423,50 TL fazla mektup bedeli ödediğini, müvekkilinin davalı şirketin tanıtımı ve pazarının artmasına büyük katkı sağlaması nedeniyle portföy taminatına hak kazandığını ve 10.000,00 TL portföy tazminatının tahsili gerektiğini, sözleşme kapsamında yıl sonu %3 pirim alacağı hakkı kazanılacağından pirim alacağı olarak şimdilik 3.576,50 TL talep edildiğini ileri sürerek, şimdilik maddi alacak kalemleri toplamı 186.000,00 TL ve 150.000,00 TL manevi tazminatın fesih tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduğundan görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, sözleşmede İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, davacının talebinin açık olmadığını müspet ve menfi zararın beraber istenemeyeceğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle müvekkilinin feshinin haklı olduğunu, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca sözleşmenin imzalanması ile en az 10 traktörün peşin alınmasının taahhüt edilmesine rağmen 5 adet traktörün peşin alındığını, sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince müvekkiline verilmesi gereken 1.000.000,00 TL teminata davacının gücünün yetmemesi nedeniyle 250.000,00 TL teminat verildiğini, bu nedenle davacının 4-5 araçlık stokla beklenen alımı yapamadığını, davacının TÜİK kayıtlarına göre Çankırı ilinde sadece %7.44 pazar payına sahip olduğunu, oysa sözleşmenin 5.5.maddesi gereğince Çankırı ilindeki satış miktarının asgari %17 oranında taahhüt edildiğini, Çankırı ilinde bulunan diğer bayinin ise %8.43 pazar payına sahip olduğunu, davacının 9 ayda sadece 23 traktör satabildiğini, 2015 yılında Çankırı ilindeki diğer bayinin %25 pazar payına ulaştığını, 2014 yılında iki bayinin haksız rekabeti sonucu pazar payının %17 oranının altında kalarak %15.87 olarak gerçekleştiğini, davacının sözlemeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin 19.1 maddesi gereğince bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, sözlemenin esaslı unsurunun daha fazla sayıda traktörün davacı tarafından satılması olduğunu, davacının hedeflerinin ancak %50’sini tutturabildiğini, davacının, müvekkilinin pazar payını artırmadığı gibi diğer bayi ile haksız rekabet ederek pazar payını olumsuz etkilediğini, davacının maddi zarar taleplerinin yersiz olduğunu, davacının traktör pazarına araç götürme ve reklam ve tanıtım yapmak gibi bir yükümlülüğü olmamasına rağmen kendi insiyatifi ve bayi olarak elde edeceği kar için bu işlemleri gerçekleştirdiğini, bu nedenle davacının mazot gideri ile tanıtım ve reklam gideri talebinin reddi gerektiğini, davacının mahrum kaldığını iddia ettiği kar talebinin fahiş olduğunu, sözleşme süresince ayda ortalama 2,4 traktör satıldığını, sözleşmenin bakiye iki buçuk aylık süresinde de en fazla 6 traktör satılabileceğini, satıştan elde edilecek kardan işletme giderlerinin mahsubu gerektiğini, bu durumda davacının 9 ayda sattığı traktör sayısı kadar traktörün karını talep etmesinin yerinde olmadığını, davacının çektiğini iddia ettiği kredilerin şirket işi ile ilgili olduğunun ispat edilmediğini, müvekkilinin böyle bir direktifi veya anlaşmasının olmadığını, davacının kendi nam ve hesabına iş yapan bir şirket olduğunu, bu nedenle çektiği kredilerin faizine ilişkin talebinin reddi gerektiğini, müvekkilinin teminat mektubu komisyon bedeline gereken %50 oranındaki katkıyı yaptığını, davacının teminatı ve pazar payını sağlayamayarak daha birinci yılını dahi doldurmadan bayilik sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilmesine neden olduğundan portföy tazminatı talep edemeyeceğini, davacının manevi zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf özetle ; Davalı tarafın aralarında düzenlenmiş bulunan bayilik sözleşmesini, tek taraflı ve haksız olarak fesih ettiği iddiası ile davacının Ticari itibarının zedelenmesinden dolayı Manevi tazminat talebinde bulunmuş, ayrıca 25.000.TL.Mazot gideri,5.000.TL.Reklam gideri, 100.000.TL. kar kaybı, İş yapabilmek için çektiği krediden kaynaklanan 12.000.TL.faizin bedelinin tahsili, 2.361.TL.Teminat mektubunun yarısının davalı tarafça ödenmesi gerektiği, davalı taraf 757.TL. ödemiş olduğundan bakiye 423,50.TL.nin tahsili,10.000.TL. Portföy tazminatı ve %3 yıl sonu pirim alacağı olarak 3.576,50.TL.nin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce davacı tarafa verilen sürede, davacının müspet zararlarını talep ettiğini bildirdiği görülmüştür. Davalı taraf ise özetle; Müspet ve Menfi zararın birlikte istenemeyeceğini, davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranışları nedeni ile sözleşmenin haklı olarak fesih edildiğini, davacının davalı tarafın pazar payına olumlu etki etmediğini, haksız rekabet ederek pazar payı artışını olumsuz etkilediğini, taleplerinin yerinde olmadığını belirterek maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava konu uyuşmazlığın sözleşmesel dayanağı; Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 24/03/2014 Tarihli ‘arım Traktörü Bayilik Sözleşmesi’dir. Sözleşmenin 20.md.sinde sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu belirtilmiştir. Davalı taraf, 08/01/2015 Tarihinde yaptığı bildirim ile sözleşmeyi fesih ettiğini davacı tarafa bildirmiştir. Davalı taraf fesih bildiriminde özetle ‘… bayileri rakip marka satışları yerine bir diğerinin pazarlıklarını bozarak satış yapmaya çalışmaktadır. Oluşan haksız rekabet sonucu satış fiyatlarının düşmekte ve bayi karları azalmaktadır. Bayiler arasında ki rekabet müşterinin markaya olan güvenini sarsmakta ve diğer markalara olan yönelmeyi artırmaktadır…’ şeklinde gerekçe bildirdiği görülmüştür. Davalı taraf yargılama aşamasında sözleşmenin haklı sebep ile fesih edildiğine yönelik farklı gerekçeler ileri sürmüş ise de, Mahkememizce Fesih bildiriminde ki sebep dikkate alınarak değerlendirme yoluna gidilmiş, Davalı tarafın Fesih bildiriminde direk olarak davacı tarafın sözleşmeye aykırılıklarını gerekçe göstermediği, iki bayinin rekabetini gerekçe olarak belirttiği anlaşılmakla birlikte yargılama aşamasında davalı taraf fesih ihbarında belirttiği gerekçeleri kanıtlar delil ibraz edememiş olmakla mahkememizce davalı tarafça yapılan fesih haksız fesih olarak kabul edilmiştir. Davacı tarafın Tazminat taleplerini değerlendirilmesi gerekmektedir. -Davacı taraf sözleşmenin haksız olarak fesih edilmesi nedeni davacı tarafın ticari itibarının ve müşterilerinin gözünde prestijlerinin zedelendiği iddiası ile Manevi Tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın Manevi Tazminat istediği konuyu kapsamına alacak şekilde 6102 Sayılı Kanun kapsamında düzenleme olmadığı,davacı tarafın Manevi Tazminat isteminin yasal dayanağının 6098 Sayılı Kanunun 58.md olabileceği, manevi tazminat şartlarının oluşabilmesi için ”Kişilik hakkının zedelenmesinin’ gerektiği, somut olayda sözleşmesinin haksız olarak fesih edilmesinin davacı tarafın kişilik hakkının zedelenemesini gerektirecek bir yönü bulunmadığı, feshin davacının ticari itibarını zedelemesinin söz konusu olamayacağı gibi davalı tarafın davacının kişilik haklarına saldırdığına yönelik herhangi bir eyleminin bulunduğunun yasal ve yeterli kanıtlarla ispatlanamadığı sübut bulunmakla dinlenen tanık beyanları da bu hususu kanıtlar nitelikte görülmediğinden davacı tarafın Manevi Tazminat talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. – Davacı taraf Traktör pazarlarına araç götürülmesi nedeni ile mazot giderinin tahsili talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere Davacı işletmenin ticari faaliyetleri kapsamında sadece traktör satışı bulunmayıp, farklı alanlarda da faaliyet göstermektedir. Davacı işletmenin 2014 yılı içerisinde defter kayıtlarına göre 247.572.TL. tutarında akaryakıt gideri olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tespitlerde pazarlara traktör satışı için yapılan mazot giderlerinin ayrıca tespit edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki sözleşmede traktör pazarına traktör götürülmesi ve buna ilişkin masrafların kimin tarafından karşılanacağı belirlenmemiştir. Bu nedenlerle davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. – Davacı taraf Reklam giderinin tahsili talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın Ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile düzenlenen raporda Davacı tarafın defter ve belgeleri üzerinde yapılan tespitlerde herhangi bir reklam tanıtım gideri bulunmadığı şeklinde belirleme de bulunulmuştur. Bu nedenlerle davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. – Davacının Bayilik yapabilmek için çektiği krediye faiz olarak ödediği bedelin tahsili talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere ödenen faiz giderlerinin davalıdan alınan traktörler nedeniyle katlanıldığına ilişkin bir belge ve bilgi tespit edilememiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede de buna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. – Davacının Toplamda 2.361.TL. olan Teminat Mektubu bedelinin yarısını … ödeme yükümlülüğünde olduğu halde eksik ödediği, davacı tarafça ödenmiş olan 423,50.TL.’nin de tahsili talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere Davacı Tarafın Ticari defterlerinde Teminat Mektubu Komisyonunun ödendiğine ilişkin kaydın bulunmadığı, teminat mektubu komisyonu ödeme dekontlarının delil olarak ibraz edilmediğinin tespit edildiği görülmüştür. Bu nedenlerle davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. -Davacı Portföy Tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 19.3. maddesinde şayet sözleşmenin feshini müteakip yeni bir gerçek veya tüzel kişi ile bayilik sözleşmesi imzalanır ise Bayi iş bu sözleşmeden ötürü portföy tazminatı talebinde bulunamayacağını kabul ve taahhüt eder şeklinde hüküm bulunmaktadır. Davacı taraf bu maddenin haksız şart niteliğini taşıdığı gerekçesi ile geçersiz olduğunu iddia etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen Sözleşmenin ilgili maddesinin 6098 Sayılı Kanunun 20.md kapsamında Genel ve Özel haksız işlem şartı olarak değerlendirilecek bir husus mahkememizce tespit edilmediği gibi Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; davacı tarafın, Çankırı ilinde davalı tarafa ait Traktörlerin satışına, tanıtımına ve portföy oluşmasına sağladığı katkıya yönelik delil elde edilmediğinden davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. -Davacı %3 Pirim tahsili talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5.5.maddesinde Bayi, bayilik aldığı bölgede satış yapmak üzere yıllık olarak Devlet istatistik Kurumunun Çankırı ili total satış rakamlarının % 17 \sini satmayı taahhüt eder. Bayi hedef olarak belirtilen satış rakamlarına ulaştığında % 3 yıl sonu satış primim almaya hak kazanacaktır, “ hükmü bulunmaktadır. Bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere; Davacı taraf, davalıdan doğrudan 23 adet traktör alımı yapmıştır. Dava dosyasına davacının sunmuş olduğu Çankırı ili Traktör satış miktarlarına göre 2014 yılında Çankırı’da toplam 479 adet traktör satılmıştır. Dolayısıyla (23 adet /479 adet =) %4,8 lik satış oranı gerçekleşmiş, sözleşmedeki % 17 lik oranı sağlanamamıştır. Davacının dava dışı … Ltd. Şti.den aldığı 13 adet traktörü de hesaba katıldığında toplam 36 traktör satılmış ve (36 adet /479 adet) % 7,52 oranına ulaşılmaktadır. Bu oran da sözleşmedeki prime hak kazanma oranı olan % 17 oranının altında kalmıştır. Bu nedenlerle davacı tarafın bu yöndeki talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. -Davacı kar kaybının tahsili talebinde bulunmuştur. Davacı taraf sözleşmenin erken feshi nedeni ile kar kaybına uğramıştır. Bayilik yürüttüğü dönemde hem davalı taraftan hemde dava dışı Çorum ili … Ltd. Şti.’den traktör alarak satış yapmıştır. Bayilik sözleşmesinin fesih edilmesi nedeni ile Davalı taraftan traktör alıp satma imkanı olmadığı gibi … Ltd. Şti.’den traktör alıp satamayacak duruma gelmiştir. Bu hali ile kar kaybının hesabında … Ltd. Şti.’den alınan ve satılan traktörlerinde hesaba katılması gerekmedir. Bilirkişi raporunda husus dikkate alınarak yapılan hesaplama üzerinden davacı tarafın 13.757,12.TL. Kar kaybı talebinin kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle; davacının manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 13.757,12 TL kâr kaybının 24.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu kabul edilmiş ve kar kaybının hesabında … Ltd. Şti’den alınan traktörler hesaba katılmış olup kararın bu yönüyle yerinde olduğunu, ancak müvekkilinin kar kaybının 13.757,12 TL’den fazla olduğunu, müvekkilinin bir adet traktörden 5.000 TL kar elde ettiğini, sözleşmenin feshinden önceki iki ayda davalının traktör göndermemesi nedeniyle aylık 25.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL kar kaybı oluştuğunu, bilirkişi raporunda ise fesih ile sözleşmenin sona ereceği tarihin dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, ancak davalının sözleşmenin feshinden iki ay öncesinde traktör göndermeyi durdurması nedeniyle kar kaybının son traktörün gönderim tarihi olan 30.10.2014 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini, bayilik sözleşmesinde bayiye ürün teslim edilmemesi nedeniyle bayilik verenin yükümlülüğünü ihlal ettiğinin gözetilmesi gerektiğini, hesaplamada net kar yerine bürüt karın esas alınması gerektiğini, müvekkilinin karının büyük kısmının traktör alım satımından elde edildiğini, raporda yer aldığı şekilde traktör başına 1.479,26 TL net kar elde edildiği kabul edildiğinde, bu denli düşük kar için müvekkilinin traktör alım satımı gerçekleştirmeyeceğinin açık olduğunu, bu miktar karla bir şirketin faaliyetlerini devam ettiremeyeceğini; mahkemenin manevi tazminata yönelik gerekçesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin sözleşmesinin haksız şekilde süresinden önce feshedilmesi nedeniyle müşterileri nezdindeki ticari itibarının zedelendiğini; sözleşmede hüküm bulunmasa dahi bayilik sözleşmesinde, bayinin sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına, rizikosu kendine ait olmak üzere satması ve satıma ilişkin tüm giderlerin bayiye ait olması nedeniyle traktörlerin pazara götürülmesi için yapılan yakıt giderlerinin müvekkilince yapıldığının açık olduğunu, esas faaliyet konusunun traktör satışı olması nedeniyle yapılan yakıt giderlerinin ne kadarının dava konusu traktörler için yapıldığının belirlenmemesi nedeniyle yakıt giderine yönelik talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin satış için tabela yaptırması nedeniyle reklam gideri bulunduğunun kabulü gerektiğini; müvekkilinin iş yapabilmek için bankalardan kredi kullandığını ve faiz ödemek zorunda kaldığını, şirketin faaliyetinin büyük çoğunluğunun traktör alım satımından oluşması ve kredinin kullanılmasına müteakip bir hafta gibi kısa bir süre içerisinde davacıya 163.000 TL ödeme yapılması nedeniyle alınan kredinin traktör alım satımı nedeniyle yapıldığının kabulü gerektiğini, davacının toplam 2.361,00 TL olan teminat mektubu bedelinin yarısını ödemesi gerekirken 757.00 TL ödediğini, müvekkilince ödenen 423,5 TL’nin de tahsili gerektiğini; ilk derece mahkemesinin porföy tazminatına ilişkin ret gerekçesinin hatalı olduğunu, sözleşmedeki portföy tazminatı talep edilmeyeceğine ilişkin şartın TBK’nın 20 ve devamı maddeleri gereğince genel işlem şartı olması nedeniyle hükümsüz olduğunu, davalının ticari hacmi itibariyle çok sayıda sözleşme yaptığını ve bu sözleşmelerin tip olarak hazırlanması nedeniyle tamamının aynı hükümleri taşıdığını, sözleşmenin feshinden sonra davalının başka tacirlerle bayilik sözleşmesi yaparak satışını devam ettireceğini, müvekkilinin tazminatının engellenmesi için sözleşmenin feshedildiğini, mahkemece yeterli inceleme yapılmadan bilirkişinin görüşleri esas alınarak tazminat talebinin reddine karar verildiğini, müvekkilinin yaptığı satışlarla bir çok köye ilk kez … marka traktörlerin girdiğini, Çankırı ilinde 2014 yılında 76 adet, 2015 yılında 124 adet … marka traktörün satılmasın müvekkilinin çabalarından kaynaklandığını, müvekkilinin teslim aldığı 23 traktörü sattığını, fesihten önce traktör tesliminin durdurulduğunu ve müvekkilinin daha fazla satış yapmasının davalı yanca engellendiğini, yeni traktör teslim edilmeyerek başka bir bayiye yönlendirilmesi soncu buradan temin edilen traktörlerin de satıldığını ve bu nedenle yıl sonu prim alacağına hak kazanıldığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilin feshinin haklı olması nedeniyle davanın tümden reddi gerektiğini, davacının sözleşme uyarınca vermesi gereken 1.000.000,00 TL teminat yerine, ancak 300.000,00 TL’Iik teminat sağlayabildiğini, taraflar arasındaki ticaret hacminin bu gerekçe ile büyütülemediğini, asgari alım taahhütlerinin yerine getirilmediğini, davacının hedef pazar payını yakalayamadığını, (%17 hedef iken, %7,44 pazar payı gerçekleştirilmiştir) bayiler arasında haksız rekabet doğduğunu, davacının bayiliği sona erdikten sonra, … Ltd. Şti. … pazar payını artırdığını, iki bayi bulunduğu sırada pazar payının tek bayice yakalanmasının haksız rekabet iddiasını ispat ettiğinden müvekkilinin feshinin haklı olduğunu, mahkemenin fesih bildirimi ile bağlılık noktasındaki değerlendirmesinin isabetli olmadığını, davacının satılan traktörlerden (net) kar elde ettiğini ispat edemediğini, ispat edilememesine rağmen … şirketinden alınan traktörlerin hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, ek raporda davacının, müvekkilden satın aldığı 23 traktördeki (talebimiz/talimatımız olmadan … Ltd. Şti. ‘den satın aldığı 13 traktördeki) brüt karının belirlendiğini, ardından net karın traktör cirosunun toplam ciroya oranlama yapılarak bulunduğunu, rapordaki hesaplamanın farazi olduğunu, müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti.’den traktör alımına dair talimatı bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafından buradan alınan 13 traktöre dair hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi karanının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız feshi iddiasına dayalı olarak açılmış kâr kaybından kaynaklı maddi tazminat, denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı), fesih nedeniyle uğranılan zararlar ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kâr kaybı tazminatı talebinin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında 24.03.2014 tarihinde düzenlenen “… Traktörü Bayilik Sözleşmesi” ile bayilik ilişkisi kurulmuştur. Sözleşmede “bayii”, … ürünlerinin tahsis edilmiş bölgede tanıtım ve satışını yapan kişi olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin konusunu, davalının üretim ve dağıtım hakkına sahip olduğu ürünlerin Çankırı bölgesinde münhasır yetki içermemek üzere sadece perakende olarak pazarlanması oluşturmaktadır. Sözleşmenin 5.5. maddesi gereğince bayinin, bölgede satış yapmak üzere yıllık olarak TÜİK’in Çankırı ili total satış rakamlarının % 17’sini satmayı taahhüt ettiği, bayinin bu hedefe ulaşması halinde % 3 yıl sonu satış primi almaya hak kazanacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 7.2. maddesinde, bayinin sözleşmenin imzalanmasından önce 1.000.000 TL’yi teminat olarak vermeyi kabul ettiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 10.5. maddesinde, teminata ilişkin tüm giderlerin taraflarca yarı yarıya ödeneceği kabul edilmiştir sözleşmenin 19.1. maddesinde bayinin, bu sözleşmede belirlenen yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde Tümosan’ın yazılı ve sözlü hiçbir ihtar ve ihbarda bulunmaksızın sözleşmeyi süresinden önce tek taraflı olarak fesih yetkisi bulunmaktadır. Sözleşmenin 5.1.maddesinde, bayinin bütün siparişlerini yazılı olarak vereceği ve herhangi bir yanlışlığa meydan vermeyecek şekilde açık ve kesin şekilde sipariş verileceği, siparişin bu ürünler için yapılacak ödemeler hakkında da taahhüt içeriği, yazılı siparişlerin ekte yer alan forma uygun olarak düzenleneceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 5.4. maddesinde, bayinin sipariş taleplerini karşılanıp karşılanmadığı konusunda bayilik verinin serbest olduğu belirlenmiştir. Sözleşmenin 6. maddesinde, genel olarak bayinin yetki ve sorumlulukları belirlenmiş, buna göre bayinin, bayilik verinin vekili, mümessili, acentesi veya kanuni temsilcisi olmadığı, bayilik veren adına hareket ederek işlem yapamayacağı, yapılan satışların tüm riskinin bayiye ait olduğu belirlenmiştir. Sözleşmenin 6.11.maddesinde, bayinin sözleşmenin 5.5. maddesinde yer alan traktör satış miktarına ulaşmakla yükümlü olduğu, belirlenen miktarın altında satın alma yapması durumunda bayilik verenin, bu yerde başka bayilikler verebileceği veya sözleşmeyi feshedebileceği kabul edilmiştir. 19.3. maddede ise sözleşmenin … tarafından feshi halinde bayinin, …’dan hiçbir suretle zarar, ziyan ve tazminat talebinde bulunamayacağı, bayinin yaptığı yatırım ve harcamaların tazmin edilmeyeceği, bayinin dekorasyon, organizasyon dahil hiçbir zarar, ziyan ile mahrum kalınan karın tazmini talebinde bulunmayacağı, sözleşmenin feshinden sonra yeni bir gerçek veya tüzel kişi ile bayilik sözleşmesi imzalanması halinde bayinin bu sebepten ötürü portföy tazminatı talep etmeyeceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 20. maddesinde, sözleşmenin süresi yürürlükten itibaren bir yıldır. Bu sürenin hitamından 30 gün öncesine kadar ancak ve sadece … tarafından yazılı olarak aksine bir talepte bulunulmaması halinde sözleşme ikinci bir yıl daha yürürlükte kalacaktır. Sözleşmenin yenilenmiş sayılması anlamındaki bu yöntem sonraki gelen yıllar için de geçerlidir düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme, bayilik sözleşmesi niteliğinden olup, davacıya münhasırlık yetkisi vermemektedir. Dosya kapsamındaki belgelerde davacı ile birlikte Çankırı ilinde davalının başka bir bayisinin de bulunduğu, her iki bayinin aynı müşteri çevresinde davalıya ait traktörleri sattıkları anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme davalı tarafından gönderilen 08.01.2015 tarihli ihtarla feshedilmiştir. Davalı fesih ihtarında davacı aracılığıyla yapılan traktör satışlarının davalının pazar payını artmasında katkısı bulunduğu ancak, doğruluğunun ispatlanması güç olan aşağıdaki şartlar nedeniyle iki bayi ile hedef pazar payından uzaklaşılması nedeniyle bayi sayısının azaltılması gerektiği kanaatine varıldığı, bu kapsamda … bayilerinin rakip marka satışları yerine bir diğerinin pazarlıklarını bozarak satış yapmaya çalıştıkları, oluşan bu haksız rekabet sonucu satış fiyatlarının düşerek bayi karının azaldığı, bayiler arasındaki rekabetin, müşterilerin markaya olan güvenini sarstığı ve diğer markalara yönelimi artırdığı belirtilerek, davacının bayilik sözleşmesi süresinden önce feshedilmiştir. Sözleşmenin 20. maddesi gereğince, sözleşme süresi bir yıl olup, normal sözleşme döneminin 24.03.2014 tarihinde tamamlanacağı ve sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce feshedildiği açıktır. Dava öncesinde davalı tarafından gönderilen fesih ihtarında cevap dilekçesinde ileri sürülen hedeflenen satışın yapılmadığı veya yeterli teminatın verilmediği nedenlerine dayanılmamış, fesih nedeni olarak Çankırı ilinde bulunan iki bayi arasındaki fiyat rekabeti sonucu markanın zarar gördüğü nedenlerine dayanılmıştır. İlk derece mahkemesince tespit edildiği üzere, davalı ihtarla bildirdiği fesih nedenini değiştiremez. Davalı, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü iki bayi arasındaki rekabetin davalı markaya zarar verdiği iddiasını kanıtlayamadığından feshin haksız olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. TTK’nın 122/4. maddesi gereğince denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 19.3. maddesinde bayinin denkleştirme tazminatından, önceden vazgeçmesi geçersizdir. Ancak, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde davacıya faaliyet bölgesi içinde tekel hakkı verilmediği, bunun dışında TTK’nın 122. maddesine göre denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilmek için öngörülen şartların gerçekleştiğine dair dosyada delil de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, TTK’nın 122/5. maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı talep edebilmek için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olması şarttır. Buna göre, denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, dava dilekçesi ile traktörlerin satışı için pazara götürüldüklerini, bu nedenle akaryakıt gideri yapıldığını ve reklam giderleri yapıldığını belirterek, bu miktarların tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede davacı, bağımsız bir tacir olarak davalıdan almış olduğu traktörlerin, her türlü işletme giderlerini hesaba katarak piyasa koşullarında traktörlerin satış fiyatını belirleyerek satış yapmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede, ticari işletmenin yapılacak her türlü giderinin davacıya ait olduğu düzenlenmiştir. Sözleşmede, yapılacak bu türlü giderlerin davalı tarafından karşılanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, davacının satacağı traktörleri belli bir yere götürerek satmasına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Davacı, ticari işletmesindeki iş ve işlemleri için tabela asmış olup, bunun dışında davalının talimatıyla reklam gideri yaptığını da kanıtlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece, bu istek kalemleri yönünden davacının taleplerinin reddine karar verilmesi yerinde olup, davacının istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda belirtildiği ve mahkemece tespit edildiği üzere davacının traktör satışı dışında da ticari işleri bulunmaktadır. Davacı bağımsız bir tacir olarak kâr ve zararı kendisine ait olmak üzere, davalıya ait emtiayı münhasırlık ilişkisi bulunmamak üzere Çankırı ilinde satmayı üstlenmiştir. Davacının ticari işlemleri için kredi kullandığı dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmaktadır. Ancak kullanılan kredinin sözleşme kapsamında alınmadığı, davacının yapmış olduğu sözleşmeye ilişkin işletme giderlerini karşılamak üzere veya başka ticari faaliyetleri için kullanmak üzere kredi alması halinde, kullanılan kredilerin faiz ve diğer giderlerinden davacı sorumlu olup, bu giderlerden davalının sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sözleşmenin 10.5 maddesinde teminat için yapılan giderlerin taraflarca eşit karşılanacağı belirlenmiş olup, bu kapsamda davalının 757,00 TL ödediği sabittir. Bunun dışında davacı tarafından fazladan ödeme yapıldığı kanıtlanmadığından, bu talebin reddine ilişkin mahkeme gerekçesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5.5 maddesinde bayinin bölgesinde total satış rakamını % 17’ye ulaştırması halinde artan miktar yönünden % 3 oranında yıl sonu satış primi alacağı kabul edilmiştir. Ancak mahkemece alınan rapor ve ek raporda denetime elverişli şekilde belirlendiği üzere davacının belirlenen satış miktarına ulaşmadığı, sözleşme gereğince bayinin ek formda belirtilen şekilde sipariş vererek ürün alabileceği, davacı tarafından satışların fesih tarihinden önce durdurulduğu belirtilmesine rağmen, davacı tarafından usulüne uygun şekilde yapılan talebin davalı tarafından yerine getirilmediği kanıtlanmadığından ilk derece mahkemesince dönem sonu primine yönelik talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sözleşmenin süresinden önce haklı neden olmaksızın davalı tarafça feshedildiği anlaşılmakla, sözleşmenin ifa edilmediği süre için davacının uğradığı kâr kaybının tazmini gerekir. İlk derece mahkemesince alınan rapor ve ek raporda, davacı tarafından doğrudan davalıdan alınarak yapılan satışlar ile davalının bilgisi dahilinde Çorum ili bayisi … Ltd. Şti.’den alınarak satılan traktör sayısı dikkate alınarak sözleşmenin ifa edilmeyen dönemi için yoksun kalınan karın hesaplanması yerindedir. Bu traktörlerin de bayilik sözleşmesinin ifası kapsamında başka bir bayiden temin edilerek satıldığı açıktır. Davacının başka ticari işleri bulunması nedeniyle elde edilen net dönem kârının traktör satışından elde edilen kâra oranı üzerinden yapılan hesaplama yerinde olup, taraf vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf başvuru nedenleri de yerinde görülmemiştir. Sözleşmenin süresinden önce haksız nedenle feshedilmesine rağmen bu olgunun TMK’nın 58. maddesi anlamında davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılmış olan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 704,75 TL nispi istinaf karar harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Her iki tarafın istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 6-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açıktır.