Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1537 E. 2021/1653 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1537
KARAR NO: 2021/1653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2017/150 E. – 2019/571 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uluslararası nakliyat ve taşımacılık işiyle uğraştığını, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında davalıya kargo hizmeti verildiğini, müvekkilinin alacağının ödenmemesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının alacağın 15.584,65 TL borcu kabul ederek bakiye kısma haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının kısmi itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 27.453,23 TL asıl alacak ve 429,29 TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla takip başlatıldığını, ancak müvekkilinin ticari defterlerine göre borcunun 15.584,65 TL olduğunu ve bu miktar borcun kabul edilerek ödendiğini, kalan 11.868,58 TL asıl alacak ve 429,29 TL işlemiş faize itiraz edildiğini, taraflar arasında yazılı bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, davacının müvekkiline ait bir kısım emtiayı taşıdığını, taşıma öncesi müvekkili tarafından mail ortamında davacıdan gönderinin ağırlık, taşınacağı ülke ve türü belirtilerek taşıma fiyatı alınarak hizmet alındığını, davacının bir kısım gönderileri verdiği fiyatın üzerindeki fiyattan, bir kısım gönderilerin ise ağırlıklarının daha fazla gösterilerek fatura ettiğini, ayrıca müvekkiline ait olmayan bir kısım gönderilerin bedelinin de müvekkiline fatura edildiğini, müvekkili tarafından kabul edilmeyen faturalar yönünden iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, itiraz edilen 11.868,58 TL kısmın bu kapsamda iade edildiğini, davacının iddiasının müvekkili tarafından iade faturası kesilen faturalara ilişkin olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenmiş olan taşıma sözleşmesine dayalı olarak davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verilerek bu hizmetin faturalandırıldığı, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı tarafından kabul edilerek ticari defter kayıtlarına işlendiği, ancak davalı tarafından gönderilerin yüksek fiyattan fatura edildiği, ağırlıklarının fazla gösterildiği, kendilerine ait olmayan gönderilerin fatura edildiği iddialarıyla iade faturaları düzenlendiği, ancak davalı tarafından öne sürülen bu iddiaların kanıtlanamadığı, hizmetin verildiği hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafından hizmetin verildiği hususunun taşıma belgeleri ve davalının kabul ederek ticari defterlerine işlediği taşıma faturaları ile kanıtlanmış olduğu, davacının davalıdan 11.868,58 TL bakiye alacağının bulunduğu, bu tutar üzerinden istenebilecek işlemiş faiz tutarının ise 907,45 TL olarak tespit edildiği, ancak davacı tarafından icra takibinde daha düşük işlemiş faiz talep edildiği, bu nedenle bu taleple bağlı kalınması gerektiği sonucuna varılarak bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne… ” gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, kabul edilen 11.868,58 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada, itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 11.868,58 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece takibe yönelik itirazın iptaline karar verilerek talebin aşıldığını, taraflar arasında, hizmetin topluca faturalandırılması uygulaması bulunduğunu, hatalı işlemlerin önceki dönemde de iade faturalarıyla düzeltildiğini, buna ilişkin önceki hesap dönemlerinde de uygulama bulunduğunu, uyuşmazlık konusu olan faturaların her bir taşıma için ayrı yarı düzenlenmediğini, çok sayıda taşıma için tek fatura düzenlendiğini, bu nedenle müvekkilinin faturanın tebliğinden itibaren yasal süresi içinde toplu faturada bulunan bir kısım kalemlere itiraz ederek iade faturası düzenlendiğini, taraflar arasındaki yazışmaların da bu hususu doğruladığını, buna rağmen bilirkişi kurulunca iade faturaları düzenlenen taşımaların da farazi olarak kabul edilerek rapor düzenlenmesinin ve bu raporun esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının hizmet için toplu fatura düzenlemesi ve bu fatura içindeki ifa edilmeyen hizmete ilişkin iade faturası düzenlenmesinin taraflar arasındaki uygulamayla kabul edilmesi nedeniyle iade faturaları kapsamında müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını; davacının müvekkiline ait olmayan bir kısım taşımalara ilişkin faturaları müvekkiline tebliğ ettiğini, ayrıca bir kısım gönderilerin fazladan fiyatlandırarak ağırlıklarını fazla gösterdiğini, bu şekilde fazla tahsilata yönelik hizmetlerin toplu faturayla gönderilmesi üzerine faturanın kayıt edilerek, fazlası yönünden taraflar arasındaki teamüle uygun olarak iade faturası düzenlendiğini, bilirkişi kurulunun taraflar arasındaki bu uygulamayı dikkate almadan ve itirazlarını değerlendirmeden düzenledikleri raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, alacağın likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, davacının davalıya kargo ve eşya taşıma hizmeti vermesine ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu sabittir. Sözleşmenin ifası sonrası davacı tarafından düzenlenen taşıma faturaları davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafça faturalar kabul edilerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak davalı vekili, davacının her bir taşıma için ayrı bir fatura düzenlenmediğini, bir çok taşıma hizmetinin tek faturada fiyatlandırıldığını, faturanın kayıt edilmesinden sonra, davacı tarafından verilmeyen hizmetler ile ağırlık ve mesafeye göre fazla düzenlenen kalemlere ilişkin iade faturası düzenlendiğini, taraflar arasında daha önce de benzer uygulamalar yapıldığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığını savunmuştur. İddia ve savunmaya göre uyuşmazlık, davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının yerinde olup olmadığı ve bu kapsamda davacının, takipte itiraz edilen kısım yönünden alacaklı olup olmadığı noktasındadır. Davacı tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 27.453,23 TL asıl alacak ve 429,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.882,52 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatılmış, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde asıl alacağın 15.584,58 TL’lik kısmı kabul edilerek, 11.868,58 TL asıl alacak ile 429.29 TL işlemiş faize sürebinde itiraz edilmesi üzerine takip, itiraz edilen kısım yönünden durmuş olup davanın da süresinde açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmış, incelenen davacı ticari defterlerine göre yapılan ödemelerin mahsubu sonrası davacının 27.453,23 TL alacağı bulunduğu belirlenmiştir. İncelenen davalı ticari defterlerinde ise davacı alacağının 15.584,58 TL olduğu, aradaki farkın davalı tarafından 26.983,87 TL bedelli faturalar için davalının düzenlediği 11.868,69 TL tutarındaki iade/fiyat farkı faturalarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Davacı tarafından düzenlenen taşıma faturalarının çekincesiz olarak kabul edilerek davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle, davacının taşıma hizmetini verdiği kabul edilmelidir. Davacı, taşıma edimini yerine getirdiğinden davalının sözleşme bedelini ödediğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Davalı yan, davacının başka kişilere ait taşımalara ilişkin bir kısım bedelleri müvekkiline fatura ettiğini ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak ağırlık ve mesafe yönünden fazladan fiyatlı fatura düzenlendiğini, bu nedenle müvekkilinin iade faturası düzenlediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde, davacı tarafından verilen hizmetlere ilişkin faturalara düzenlenerek davalıya tebliğ edilmiş ve itirazsız olarak davalı tarafından faturalar kabul edilerek ticari defterlerine işlenmiştir. Bu durum, hizmetin davacı tarafından sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiğini göstermektedir. Davalı yanca, sonradan iade faturası düzenlenmesi, davacının edimini yerine getirmediğini kabul için yeterli değildir. Taraflar arasında daha önce mutabakat sonucu iade faturası düzenlenmiş olması, tüm iade faturaların davacı tarafından kabul edileceği anlamına gelmemelidir. Taraflar arasındaki ticari ilişkide, davacının sözleşme dışındaki bedellerle fatura düzenlediği kanıtlanmadığı gibi, davalı savunmalarına göre yazılı sözleşme bulunmaması karşısında faturaların fazla bedelle düzenlendiğine ilişkin savunmanın davalı tarafça kanıtlanması gerekir. Davlı bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli olup, mahkememe gerekçe ve hükmünde usul ve esasa aykırı bir yön bulunmaktadır. Diğer yandan, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu da gözetildiğinde likit olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Ancak davacı yanca açılan itirazın iptali davasında açıkça 11.688,58 TL asıl alacak yönünden dava açıldığı belirtilerek, bu miktar üzerinden harç ödenip, asıl alacağa yönelik itirazın iptali istenmesine rağmen, mahkemece talebin aşılarak dava konusu edilmeyen işlemiş faiz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usule aykırı bulunduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak, Dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, düzeltilmek üzere kaldırılmasına, işin esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 67.maddesi uyarınca davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 11.868,50 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar anapara üzerinden takipteki koşullarla ve takip tarihinden itibaren işleyecek takipte talep edilen orandaki temerrüt faizleriyle birlikte tahsili için devamına, 2- Alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.373,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 810,74 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 143,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 667,05 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafça sarf edilen 143,69 TL peşin harç, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 145,65 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.889,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflara iadesine, 7-İstinaf yargılamasındaki yargılama giderleri yönünden; a)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 121,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 203,00 TL peşin istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, c) Davalı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 39,0 TL ile 121,30 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 160,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9 Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.12.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.