Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1536 E. 2020/1166 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1536
KARAR NO: 2020/1166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2018/947 Esas – 2019/435 Karar
TARİHİ: 29/04/2019
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı borçlu arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu, müvekkilleri tarafından davalıya 09.02.2018 tarihinde 12.000,00 USD avans gönderdiğini, ancak davalının herhangi bir mal veya hizmet sunmadığını ve avansın iadesi yapılmadığından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 29/04/2019 tarihli, 2018/947 Esas – 2019/435 Karar sayılı karıyla; “… Davacı ticari satım nedeniyle avans olarak gönderdiği bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden davayı inkar etmiş sayılmıştır. Dava konusu 12.000 USD avans tutarının davalının ticari işletme defterlerinde olmadığı, aynı zamanda işletme defterinde davacıya bir mal veya hizmet satış/alış kaydı da bulunmadığı nazara alındığında 12.000 USD’nin avans olarak davalıya gönderildiği ancak karşılığında mal veya hizmet alınmadığı dolayısıyla davacının davalıdan 12.000 USD alacaklı olduğu kanaati mahkememizde hasıl olmuştur. Davacı, takip öncesi döneme ilişkin de faiz talep etmişse de davacının davalıyı temerrüte düşürdüğünü kanıtlayan usulüne uygun delil ibraz edemediği nazara alınarak davacının takip tarihinden önceki döneme ilişkin olarak işlemiş faiz talep etme hakkının mevcut olmadığı kanaati de kanaati mahkememizde hasıl olmuştur. Tüm bu nedenlerle; Davanın kısmen kabulü ile, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 12.000.000 USD (asıl alacak), asıl alacağa fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinde işleyecek faiz ile devamına, alacak miktarının davalı tarafından bilinmesinin mümkün olduğu bu nedenle likit olduğu haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren % 20 ‘si tutarı davacı yararına icra inkar tazminatına…” karar verildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Dosyada mevcut banka dekontu olduğu halde; mahkeme kararında; faktoring sözleşmesinden bahsettiğini, oysa dosyada herhangi bir faktoring sözleşmesi söz konusu olmadığını, İlk derece mahkemesi bilirkişi raporunu dosyaya esas aldığını belirttiğini ancak, dosyada bilirkişinin raporunda söz konusu dekontun; Yargıtay 13. Hukuk dairesinin 2014/35352 E. 2015/34495 K sayılı ilamı ile “Üzerinde herhangi bir açıklama notu bulunmayan banka havalesinin borç ödemesi havalesi sayılacağı ” şeklindeki kararın bu dosya için uygulanıp uygulanmayacağını istinaf mahkemesi takdirine arz ettiklerini, bahsedilen dekontun açıklama kısmında “giden havale” yazıldığını, zira borca karşılık ödeme yapıldığını, davacı tarafın ekli dekont ile ile mal ve hizmet dikimi karşılığında müvekkilinin avans gönderdiğini iddia ederek yapmış olduğu icra takibine herhangi bir şekilde hiç bir borçları olmadığını, böylece borcun sebebine itiraz ederek icra takibi durdurduklarını, davacı tarafın bu sefer icra takibine yapmış oldukları itirazın kaldırılması için huzurda derdest davayı açtığını, Davacı tarafın dosyaya söz konusu dekontla gönderilen paranın karşılığı olan mal ve hizmet alımına yönelik hiç bir delil sunmadığı gibi dekontun açıklama kısmına da söz konusu paranın avans için gönderildiğine dair hiç bir emare bulunmadığını, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, zaten uygulamada Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2014/35352E. 2015/34495 K sayılı ilamı ile üzerinde herhangi bir açıklama notu bulunmayan banka havalesinin borç ödemesi havalesi sayılacağını, Söz konusu paranın mal ve hizmet için verilip verilmediğin araştırılması için bilirkişi incelmesi yaptırıldığını, bu konuda mal ve hizmet için verildiğine dair de hiç bir emare söz konusu bulunmadığını, Yukarıda anlatılanlar nazara alındığında davacının davasını ispat edemediği tüm çıplaklığı ile ortaya çıktığını, davalı tarafa hiçbir borçları bulunmadığını, ekte sunulan yüksek Yargıtay kararları nazara alındığında davacının davasını hiç bir şekilde ispat edemediğini, Açıklanan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalıya avans olarak ödenen tutarın davalı nezdinde bedelsiz kaldığı iddiasıyla İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanını kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, takip ve dava konusu alacağını davalıyla arasındaki ticari ilişki nedeniyle avans ödemesi olarak havale ile gönderdiği para karşılığında, davalının mal ve hizmet vermediğini, yani avans ödemesinin davalı uhdesinde bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Davalı ise süresinde davaya cevap vermemiş, bu nedenle münkir sayılmıştır. Davacı alacağına dayanak olarak dosyaya sunulan havale dekontunda davalıya havale edilen tutarın “Giden Havale” açıklaması ile gönderildiği, başka bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu (dosyaya sunulan) 09.02.2018 tarihli dekontta ödemenin neye istinaden yapıldığına dair bir açıklama bulunmamaktadır. Yargıtay 19. HD 2012/8181 E 2012/14755 K. 10.10.2012 tarihli emsal karar içeriğinde de işaret edildiği üzere; kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığına karine teşkil edeceğine dair yerleşik Yargıtay içtihadı, ilk derece mahkemesince hiç değerlendirilmemiştir. Davacı, bu ödemeyi taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında avans olarak yaptığını ispatla yükümlüdür. Mahkemece ispat yükünün tayininde ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırı olmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Bu durumda davacıya yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılarak, yemin deliline dayanılması halinde usule uygun yemin işlemleri yapılmalıdır. Yemin esasa etkili delillerden olmakla, esasa etkili delil toplanmaksızın hüküm verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan harç ve yargılama giderlerinin, esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05.11.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.