Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1531 E. 2019/1637 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1531
KARAR NO : 2019/1637
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI : 2017/557E. 2019/299K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalı aracı kurumun nezdindeki şahsına ait portföyünde bulunan muhtelif hisse senetlerinden … A.Ş.’ne ait senetlerinin mevcut olduğunu, aracı kurumun mart 2015 ve mart 2016 senelerinde bankanın dağıttığı temettü bedellerini tahsil ettiğini, ancak hak etmiş olduğu temettü bedellerinin tarafına verilmediğini, bu nedenle temettü bedelleri alacakları için davalıya karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyaları ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafın bu takiplere itirazı neticesinde takiplerin durduğunu beyan ederek davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyalarına yapılan itirazların iptaline, takiplerin devamına ve davalı tarafa alacakların %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde kısmi dava açtığını beyan ettiğini, ancak işbu davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, davacının eksik harcı tamamlaması gerektiğini, müvekkili şirketin temettü bedellerini davacının hesabına aktardığını, cari hesap kayıtları ve makbuzlar incelendiğinde davacıya ait …B hisseleri ile ilgili olarak, davacının müvekkili şirket nezdinde kayıtlı … no.lu hesabına müvekkili şirket tarafından 2014 yılı temettüsü için 01/04/2015 tarihinde 1.418.603,39 TL ve 2015 yılı temettüsü için 30/03/2016 tarihinde 1.040.332,10 TL ödeme yapıldığının anlaşılacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında; “…Davacının davalı aracı kurum yatırım finansman nezdinde … nolu (yeni numarası …) hesabının bulunduğu, 30/03/2016 tarihinde 1.040.332,10 TL temettü dağıtımı yapıldığı, bu miktarın davacı … … nolu yatırım hesabına 30/03/2016 tarihinde alacak olarak kaydedildiği, davacının 2015 yılı temettü bedelini tahsil etmediği gerekçesi ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 824.990,00 TL, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 215.342,00 TL olmak üzere toplam 1.040.332,00 TL alacaklı olmadığı, 2016 yılı temettü alacağı olarak davacıya ait … nolu hesabı 49.456.510,48 Adet …. hisse senedi ve %3,40 net temettü oranı üzerinden 29/03/2017 tarihinde 1.681.521,36 TL temettü dağıtımı yapıldığı, davalı tarafından 29/03/2017 tarihinde 1.681.521,36 TL temettü tutarının davacının 186884 nolu yatırım hesabına alacak olarak geçtiği, bu bedelin 29/03/2017 tarihinde tahsil edildiği, davacının 2016 yılı temettü bedelini tahsil etmediği gerekçesi ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapmış oluduğu takipte 1.631.893,00 TL’lik alacağı bulunmadığı hüküm vermeye elverişli, denetime açık, bilirkişi raporu ile anlaşılmış olduğundan, davacının davasının reddine, davacının kötüniyetli icra takibi yaptığı ispat olunamadığından davalının %20 tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; öncelikle ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın hakkaniyete ve hukuka uygun olduğunu, ancak davacının kötünüyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, Somut olay özelinde bir değerlendirme yapıldığında, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığını bilmemesinin mümkün kabul edilemeyeceğini, işbu sebeple davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, Tam ödenen tutarlar üzerinden icra takipleri başlatılmasının davacının kötü niyetinin en büyük göstergesi olduğunu, haksız olmasının yanı sıra davacının İİK’nın 67. maddesi uyarınca açıkça kötü niyetli sayılmasına rağmen tazminata hükmedilmediğini, Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı yönünden düzeltilmesi gerektiğini belirterek, kararın düzeltilmesin ve müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı kurum nezdindeki hisse senetlerine ilişkin temettü bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın, İİK’nın 76.maddesi uyarınca iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, sadece kötü niyet tazminatı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İİK’nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında icra inkar tazminatının yanı sıra kötüniyet tazminatı da düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, itirazın iptali davasında takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı aleyhine, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından (05.07.2012 tarihinden sonraki icra takipleriyle ilgili davalarda ise yüzde yirmisinden) aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedilir.İtirazın iptali davasında davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için bir takım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlardan birisi de alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanmasıdır. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça, dava reddedilmiş olsa bile davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatı davalıya aittir. Davalı, alacaklının kendisi aleyhine kötüniyetli olarak takibe giriştiğini ispatlamak zorundadır. Bu açıklamalara göre, dosya kapsamı itibariyle, alacaklı icra takibine girişmekte haksız ise de kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/12/2019 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.