Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1518 E. 2022/53 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1518
KARAR NO: 2022/53
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2018/363 E. – 2019/484 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalıya ait ve nakliyat emtia taşıma sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınan 24.480,00 kg. fındık emtiasının Sakarya’dan İtalya’ya taşınmasının davalı … AŞ tarafından üstlendiğini, davalı şirkete ait römorka yüklenen emtianın gümrük işlemlerinin yapılması için 09.05.2017 tarihinde Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ne getirtildiğini, araç sürücüsünün dorseyi çekiciden ayırarak başka bir yerde çekicinin içerisinde uyuduğunu, 10.05.2017 tarihinde gümrük işlemleri tamamlanmak istendiğinde, emtianın yerinde olmadığının görüldüğünü, kamera kayıtlarının incelenmesinden plakası tespit edilemeyen bir çekicinin dorseyi götürdüğünün tespit edildiğini, davalı gümrük idaresinin emtiayı kendi gümrük sahasında muhafaza edemediğini, diğer davalının da tam ve eksiksiz aldığı emtiayı alıcısına ulaştıramadığını, müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda dava dışı sigortalıya 605.247,00 TL hasar tazminatı ödenerek, sigortalının haklarına halef olduğunu ileri sürerek, şimdilik 605.247,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 16.06.2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Gümrük Müdürlüğü vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın, idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğundan kaynaklanması nedeniyle idari yargıda görülmesi gerektiğini, Uyuşmazlık Mahkemesince sigorta şirketlerince idareye karşı TTK’nın kanuni halefiyet ilkesine göre açılan davalarda, idare mahkemelerinin görevli olduğun kabul edildiğini, idare mahkemesinde dava açılması gereken yasal sürenin aşıldığını, TTK’nın 855/3 maddesi uyarınca davanın zamanaşımına uğradığını, davalı taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve sözleşmeden doğan yükümülüklerine aykırı hareket ederek zararın oluşmasına neden olduğunu, taşıyıcının sözleşmeye aykırı davranışlarından kaynaklanan sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini, taşıyıcının TTK’nın 875.maddesi gereğince emtiayı teslim aldığı andan teslim edeceği ana kadar gerçekleşen zarardan sorumlu olduğunu, zararın meydana gelmesine neden olan hırsızlık olayının tamamen taşıyanın kusurundan kaynaklandığını, araç sürücüsünün bu miktar bir emtiayı korumasız bırakarak başka bir alanda dinlenmesi nedeniyle rizikonun gerçekleştiğini, hırsızlığa ilişkin olayların soruşturma dosyasında aydınlatılamadığını, sürücünün bu miktar emtiayı bırakarak başka bir yerde dinlenme ihtiyacı hissetmesi ve yükle birlikte götürülen dorsenin olaydan bir ay sonra Sancaktepe’de terk edilmiş olarak bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin davaya konu olayda hiç bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığını, olayın henüz mühürleme işlemi yapılmadan meydana gelmesi nedeniyle iddia edilen cinste ve değerde emtianın bulunup bulunmadığı konusunda müvekkilince yapılmış bir tespit bulunmadığını, hasarın meydana geldiği yerin gümrüklü saha olmadığını, gümrük işlemleri yapılmadan önce tırların beklediği ve girişte araç çıkış ücreti alınan park alanında olayın gerçekleştiğini, bu alanın gümrük idaresinin kontrolünde bulunmadığını ve güvenliğinin özel güvenlik elemanlarınca sağlandığını, park alanına giriş çıkışların dorse plakaları üzerinden yapıldığını ve çıkıştı plaka kontrolü yapılması nedeniyle gümrük müdürlüğü tasfiye işletme müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, hırsızlık olayının suçüstü olmadığını, bu nedenle rejimin ihlal edilmesinden dolayı dava dışı firma ile davalı nakliye firmasının sorumlu olduğunu, dava konusu olayın Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinde bahsi geçen fiilleri içerdiğinden kaçakçılık suçu oluştuğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … A.Ş. vekili, savunmasında özetle; davacının sigortalısına ait emtianın taşıma işinin müvekkilince üstlenildiğini, ihracata konu yükün 09.05.2017 tarihli sevk irsaliyesi ile müvekkiline ait araçla Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ne getirildiğini, gümrük çıkış işlemlerinin aynı gün tamamlanmaması nedeniyle aracın gümrük sahasında park edildiğini, çekici ile başka taşımaların yapılması nedeniyle dorsenin Erenköy Gümrük Müdürlüğüne bağlı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünün park alanına park edilerek, çekicinin dorseden ayrıldığını ve çekici ile gümrük sahasına yapılacak başka ring seferleri için sürücünün talimat beklediğini ve dinlendiğini, araç sürücüsünün müvekkilince başka işlerde görevlendirilmesi üzerine bir kaç saat sonra sürücünün gümrük sahasından ayrıldığını, ertesi gün gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra dorsenin bulunduğu yerden çalındığının anlaşıldığını, davacı tarafından yapılan ekspertiz incelemesinde, emtianın bir kısım evrakların gösterilerek başka bir dorse ile gümrük sahasından çıkarıldığının tespit edildiğini ve sürücünün de kusurlu olduğunun belirlendiğini, ancak … Sigorta Danışmanlığı Şirketi tarafından düzenlenen araştırma raporunda, gümrük sahası içinde çok sayıda aracın park halinde olduğu ve güvenlik tedbirinin alınmadığı, dorsenin park ettiği ihracat sahasında çok sayıda kamera bulunduğu, aracın park ettiği yerin döner sermaye işletmesinin sorumluğunda olduğu, bu yerin anılan kurumca işletilmek üzere gümrük müdürlüğünden kiralandığının ve giriş çıkışın kontrol altında tutulması nedeniyle sorumluğunu gümrük idaresinde olduğunun belirlendiğini, dorsenin idare tarafından gözetimi yapılan park sahasından belge kontrolü yapılarak çıkmasının mümkün olması nedeniyle sorumluluğun idarede olduğunu, dorsenin bağlı bulunduğu çekicinin ring seferi için dorseyi park ederek ayrılmasının kusur olarak değerlendirilmeyeceğini, CMR’nin 17/2.maddesi gereğince hasarın taşımacının önlemesi mümkün olmayan bir olaydan kalnaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağını, sigortalının, gümrük işlemlerini yapan kişinin işlemleri aynı gün tamamlamaması nedeniyle dorsenin park alanında bırakıldığını, dorsenin gümrük sahasından çıkışının müvekkilinin değil, devlet otoritesi altında bulunan bir alandan gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklandığını, bu nedenle oluşan zarardan gümrük müdürlüğü ile otoparkı işleten … şirketinin sorumlu olduğunu, gümrük sahasına giren emtianın işlemleri tamamlanıncaya kadar idarenin gözetimi altında olduğunu, dorseyi alan çekicinin kamera kayıtlarına göre neredeyse durmadan hareket ederek gümrük sahasından çıkmasının idarenin kusurunu gösterdiğini, aracın beyanname düzenlenmeden gümrük sahasından çıkış yapmasına izin verilmesinin idarenin hatası olduğunu savunarak, davanın müvekkili yönünden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, hukuki niteliği itibari ile; rücuen tazminat davasıdır. Davacı sigortalısına nakliyat sigorta poliçesi teminatından ödediği hasar bedelinin rücuen tahsili için davalılar aleyhine dava açmıştır. Halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 31.10.2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmiştir. Davacı tarafın düzenlediği hasar dosyası getirtilmiş, dava dışı … AŞ.nin İtalya’daki müşterisine sattığı fındık emtiasının nakliyesi sırasında oluşabilecek hasarlara karşı davacı tarafça nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı belirlenmiştir. Dava dışı sigortalanın ürünlerinin Sakarya Türkiye’den Viterbo-İtalya’ya taşınması işi davalı …AŞ.tarafından üstlenilmiş, bu konuda … plakalı araç için uluslararası karayolu taşıma belgesi(CMR)düzenlenmiştir. Erenköy Gümrük Müdürlüğü nezdinde düzenlenen tüm evraklar, … ve …2 plakalı araçların tescil kayıtları, dava konusu olayla ilgili İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının 2017/99423 hazırlık sayılı dosyası da getirtilerek dosya içine alınmıştır. Davacı yan sigortalıya ait emtianın 09/05/2017 tarihinde … plakalı çekici/… plakalı römorka yüklenip Erenköy Gümrük Müdürlüğüne girişinin yapıldığını, araç sürücüsünün dinlenmek maksadıyla çekiciyi dorseden ayırıp başka bir yere götürerek çekicinin içinde uyuduğunu, 10.05.2017 tarihinde gümrük işlemlerini tamamlamak için gittiğinde emtianın yüklü olduğu dorsenin yerinde olmadığının anlaşıldığını, kamera kayıtlarından dorsenin plakası tespit edilemeyen bir çekici tarafından götürüldüğünün tespit edildiğini, davalı Gümrük Müdürlüğünün gümrük sahasındaki emtiayı muhafaza edememesinden ötürü ve diğer davalınında emtiayı alıcısına ulaştıramamasından ötürü sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Her iki tarafın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi bakımından mahallinde keşfen inceleme yapılmış Erenköy Gümrük Müdürlüğü giriş kapısından girilerek dorsenin bırakıldığı park alanı gezilmiş, buradan ödemenin yapıldığı nokta ve aracın çıkarıldığı noktaya gidilerek olayın oluş şekli değerlendirilmiştir. Olayla ilgili olarak devam eden soruşturma dosyasının faili meçhul olarak işlem gördüğü aracı gümrük müdürlüğü sınırlarından araç plakası ve şahısların belli olmadığı anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi heyeti raporunda da olayın oluş biçimi detaylı olarak açıklanmış, yüklenen aracın ihracatla ilgili gümrük formalitelerine ilişkin işlemlere Erenköy Gümrük Müdürlüğü nezdinde … AŞ.adına kayıtlı 05/05/2017 tarih … tescil sıralı gümrük beyannamesine kayden başlandığı, … plakalı araç için Erenköy Gümrük Müdürlüğünde varış idaresi olarak Pendik Gümrük Müdürlüğü gösterilmek suretiyle 10/05/2017 tarihli transit refakat belgesinin düzenlendiği, ancak Erenköy Gümrük Sahasına 09/05/217 tarihinde … plakalı çekiciye takılı olarak giriş yapan … plakalı dorsenin çekicisiz vaziyette tır sahasında beklerken aynı gün sahaya giriş yapan plakası alınmadığı için plakası belirlenemeyen bir çekiciye takılması nedeniyle usulsüz bir şekide Erenköy Gümrük sahasından çıkarıldığı, davalı taşıyıcının olayı emniyet birimlerine intikal ettirdiği, transit işlemleri ile ilgili formaliteleri talep eden dava dışı gümrükcünün ise ihracat ile ilgili belgeleri Erenköy Gümrük Müdürlüğüne iade ettiği belirlenmiştir. Bilirkişi heyeti İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünün davalı Erenköy Gümrük Müdürlüğüne gönderiği olaya ilişkin yazısında “Erenköy Gümrük Müdürlüğü Sahasına giriş yapan araçların dorse plakaları üzerinden kayıt yapıldığını, çekici plakalarının girilmediğini, aynı şekilde sadece çekici olarak giriş yapan araçların da kaydının yapılmadığını, sahaya giriş yapan araçların çekici plakalarının da kayıt edilmesi halinde kaçakçılık takibinin de daha kolay yapılabileceği aynı zamanda bu tip olayların da önüne geçilebileceği değerlendirilmiştir. “şeklinde cevap verdiğini, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na bağlı Gümrük Yönetmeliği’nin 3/ı maddesinde; Gümrüklü sahanın; “Gümrük idaresinin denetim, kontrol, yetki ve sorumluluğunda bulunan; kara, demiryolu, hava gümrük kapıları, iç gümrükler ile diğer yer ve sahalarda fiziki olarak etrafından ayrılmış veya böyle addedilen yerleri; deniz gümrük kapılarında ise bu yerlerle birlikte ilgili liman yönetmelikleri ile belirlenen liman sahası ve demirleme sahalarını kapsayan deniz ve kıyı alanlarını” ifade ettiği açıklanmış; “Gümrüklü Sahaların Gözetimi ve İşletmelerin Yükümlülükleri” başlığı altındaki 72. maddesinde yer alan düzenlemede de Gümrük İdarelerinin; “kişi, eşya ve taşıtların gümrük işlemleri tamamlanmadan gümrüklü yer ve sahalardan çıkmalarını önlemeye yönelik her türlü tedbiri alması” öngörüldüğünden somut olayla ilgili olarak Erenköy Gümrük Müdürlüğü denetimi altındaki gümrük sahasındaki TIR Parkının güvenliğinin …’e hizmet veren özel bir güvenlik şirketi tarafından sağlanması ya da park ücretinin … tarafından alınması ve/veya Gümrük Müdürlüğü içerisindeki TIR bekleme alanında dava konusu dorsenin çekiciden ayrılmak suretiyle “park halinde bırakılmış” olması karşısında davalı taşıyıcının olayda mutat dışı bir uygulama yaptığından, ihmalkar davrandığından ve dolayısıyla kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğini, buna karşılık … dorse plakalı araca giriş ve tartım bilgi formu verildiğini ve görevli tarafından tartı formunda kayıtlı plaka ile dorse üzerindeki plakanın kontrol edildiğini, bu kontrol neticesinde dava konusu dorsenin plakasında bir fark görülmediği için, “herhangi bir gümrük evrakı” ya da araca eşlik etmesi gereken “Transit Refakat belgesi olmadan” (sadece gümrük işlemleri tamamlanıncaya kadar …’e park ücreti ödeyerek bekleme yaptığı alandan değil) davalı idarenin denetimi altındaki gümrük sahasından … plakalı dorsenin çıkmasına izin verildiği halde, gerekli olan tüm tedbirlerin alındığı, ancak … dorse plakalı aracın, plakası belli olmayan bir çekiciyle Gümrük Müdürlüğü sahasından çıkışının önüne geçilemediği, idarenin denetimi altındaki gümrük sahasından … plakalı dorsenin çıkmasına izin verilmesinde davalı idarenin kusurlu olduğunu ifade etmiştir. Davalı idare tarafından sunulan cevap dilekçesi ile öncelikle yargı yolu itirazında bulunulmuş olup yapılan keşif, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile idare yönünden hizmet kusurunun söz konusu olduğu davacının da davalı idarenin gümrük sahasındaki emtiayı muhafaza edemediği iddiasıyla dava açtığı, gözönünde bulundurularak davalı Erenköy Gümrük Müdürlüğünün yargı yolu itirazı yerinde görülmüş bu davalı yönüden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davalı … AŞ. somut olayda davacının dava dışı sigortalısının fındık emtiasının taşınmasını yapacak olan tüzel kişidir. Taşıma, uluslararası karayolu taşıma belgesi(CMR)eşliğinde yapılacak olup olayda CMR hükümlerinin uygulanması gereklidir. CMR Konvensiyonu’nun uygulanması bakımından taşıyıcı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden (CMR md.3) keza taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtlardan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahutta çalışanlarının hata ve/veya ihmallerinden dolayı (CMR md.17/3) sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumludur. CMR Konvansiyonunda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı; taşıma sorumluluğunu üzerine aldığı emtiayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar “taşıdığı ya da tayin ettiği bir taşıyıcıya taşıttığı eşyaya” gelecek zararlardan da mesuldür (CMR md.17/1). Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut ta taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise (CMR md.17/2) ya da eğer kayıp veya hasar, hasara uğrayan malların ambalajlanmaması ya da hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden yahut da kırılma suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan (paslanma, çürüme, kuruma, normal fire gibi) özel risklerden doğmuş ise, taşımacı zarardan sorumlu tutulamaz (CMR md.i7/4,b-c-d). Bu sorumsuzluğu tespitte ölçü ise “deneyimli ve basiretli bir taşımacının” göstermesi gerekli özendir. Bilirkişi heyeti CMR konvansiyonu hükümleriyle birlikte dava konusu olayı değerlendirmiş ve davalı taşıyıcının, dorseyi çekiciden ayırmak suretiyle, içerisindeki ihracat yüküyle birlikte park ettiği yer, Erenköy Gümrük sahasındaki TIR park alanı olduğundan ve bu alandan veya gümrük sahasından, herhangi bir gümrük evrakı ya da Transit Refakat belgesi olmadan park halinde bırakılan dorsenin, plakası dahi belirlenemeyen bir çekiciye takılmak suretiyle çok kısa bir sürede ve kolaylıkla çıkartılabileceğini, basiretli bir tacir olarak önceden öngörüp, önleyebilme adına tedbir alabilmesi mümkün olmadığından ayrıca taşıyıcının düzenlediği CMR’de plakası kayıtlı dorse için, sevkiyat sürecinin başından sonuna kadar aynı çekiciyi kullanmasını gerektiren herhangi bir düzenleme de bulunmadığından; davalı taşıyıcının zarar sorumlusu olmadığı gibi, CMR md.17/2’ye göre tazminat bağlamında sorumluluğunun da doğmadığını, üstlendiği taşıma işinin tabi oluğu kurallara göre, kendisini mesuliyetten kurtaracak beyyinelerden yararlanabileceğini belirtmiştir. Rapor gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmış, olayda taşıma işini yapan davalı şirketin tazminat sorumluluğunun doğmadığının kabulü ile davalı … AŞ.yönünden açılan davanın esastan reddine…” gerekçesiyle; davalı Gümrük Müdürlüğü yönünden göreve (yargı yoluna) ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, diğer davalı yönünden ise davanın esas yönünden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu dorsenin davalı Gümrük Müdürlüğüne bağlı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmesi park sahası içindeyken çalındığını, gümrük ve ardiye hizmeti veren davalının araçların girişi sırasında verdiği park fişi ile özel hukuka ilişkin bir hizmet verdiğini, davanın idarenin özel hukuk sözleşmesine istinaden verdiği ardiye hizmetini ilişkin olması nedeniyle, adli yargının görevli olduğunu, mahkemece davalı idarenin gümrük mevzuatını ihlal ettiğine ilişkin tespitlerin doğru olmakla birlikte, bu hizmetin ifasının kamu hizmetine yönelik olmadığını; mahkemece taşıyıcının aracı gümrüklü sahaya park etmesinin sorumluluğunu kaldırdığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, basiretli bir tacirin aracın gümrüklü sahada çıkarılabileceğini önceden öngörerek gerekli tedbirleri alması gerektiğini, kara yoluyla taşıma sırasında en çok rastlanan hırsızlık olaylarına karşı ikinci şoför bulundurma, muavin bulundurma, araca alarma taktırma gibi önlemlerin alınmamasının Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 20.04.2000 tarih 200/2114 Esas, 3241 Karar sayılı ilamında taşıyıcının kusuru olarak değerlendirildiğini, taşıyıcının CMR ve TTK’dan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat emtia taşıma sigorta poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ve gümrük idaresinden tahsili talebiyle açılmış bir rücuen tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama onucunda, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının, davalı Gümrük Müdürlüğüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; bir kamu hizmeti yapan kurumdan istenilen tazminatın dayanağı, sonuçta hizmet kusuruna dayalı ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir hususu olup olmadığının tayin ve tespitinin idare hukuku ilkelerine göre belirlenmesi gerekir. Davalı Gümrük idaresi genel bütçeye dahil idare olup, görev ve yetkileri 4458 sayılı Gümrük Kanun’unda belirlenmiştir. İdare kanun kapsamında belirlenen hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısının ve diğer ilgili hususları yerine getirmek üzere kurulmuş ve kamu hizmeti niteliğinde olan gümrük hizmetini ifa etmektedir. Anayasanın 125/son maddesi dikkate alındığında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararı ödemekle yükümlü bulundu, bunun yanında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde de idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan tazminat davalarının tam yargı davaları olarak idari yargıda görüleceğinin düzenlendiği, kamu hizmetinin neler olduğunun yasalarla belirlendiği ve gümrük idaresinin kamu hizmeti veren bir kuruluş olduğu, hizmetin özel kesimce yürütülmesinin dahi onun niteliğini etkilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle anılan davalı yönünden ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı taşıyıcıya yönelik istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde; dava dışı sigortalı ile davalı taşıyıcı arasında, sigortalıya ait emtianın Türkiye’den İtalya’ya taşınması konusunda taşıma sözleşmesi yapılmış ve davalı akdi taşıyıcı olarak emtianın taşınmasını üstenmiştir. Taşıma ilişkisinin niteliği gereği uyuşmazlığı CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekir. CMR’nin 17. maddesi gereğince, taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak hasardan sorumludur. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke hasar bir kusurdan, yahutta taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulmaz. CMR düzenlemesine göre taşımacı kural olarak yükün zayi olması durumunda hasardan sorumludur. Ancak CMR’nin 17/2. maddesinde belirtilen durumların meydana geldiğinin kanıtlanması halinde, taşıyıcı sorumluluktan kurtulabilir. Somut olayda, taşımacı teslim aldığı emtiayı taşıma belgelerini düzenleyerek gümrük işlemlerini yapmak üzere Erenköy gümrük sahasına getirmiş ve burada Tasfiye İşleri Döner Sermaye işletmesi tarafından işletilen otoparka bırakmıştır. Emtianın bulunduğu dorse 09.05.2017 günü saat 16.27 ‘de ihracat gümrük sahasına getirtilmiş ve aracın çekicisi dorseden ayrılmıştır. Dosyadaki beyanlara göre, emtiayı gümrük sahasında bırakan ifa yardımcısı olan sürücü ring seferi yapmak ve dinlenmek için gümrük sahasının başka bir tarafına geçmiştir. Saat 21.00 sıralarında gümrük sahasına giriş yapan ancak, gümrük sahasına otopark hizmeti veren işletme tarafından çekici plakaları alınmaması nedeniyle plakası tespit edilemeyen bir aracın, dorseye yanaştığı ve araçtan inen iki kişi tarafından emtianın bulunduğu dorsenin başka bir çekiciye takılarak gümrük sahasından çıkarılması suretiyle emtianın zayi olduğu anlaşılmıştır. Olayın gerçekleşmesinden sonra yapılan incelemede, emtiayı çalan kişilerin tespit edilemediği, tırın plakasının bulunmadığı, emtiayı alan kişilerin çıkış kapısında … görevlilerinin kulübeye yanaştığı, araç mührünün kontrol edildiği, daha sonra başka bir işlem yapılmadan aracın çıkışına izin verildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tespitine göre hırsızlık olayının, gümrük sahasına giren araçların dorse plakalarıyla birlikte kayıt edildiği, çekici kaydının yapılmaması nedeniyle meydana geldiği anlaşılmıştır. Hasarın kaçınılmaz bir durum altında meydana gelip gelmeyeceği her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2014/8720-17039 E.K sayılı ilamında belirtildiği üzere, yeterli güvenlik önlemleri bulunmayan bir otoparkta kamyonun yüklü olarak bırakılması nedeniyle hırsızlık olayının gerçekleşmesi halinde taşımacı meydana gelen zarardan sorumludur. Aynı şekilde davacı tarafından istinaf başvurusunda belirtilen, yüksek Daire kararında belirtildiği üzere, taşıyıcının gerekli güvenlik önlemlerini almadan aracı korumasız bırakması halinde meydana gelen zarardan da taşıyıcı sorumludur. Somut olayda ise emtianın bulunduğu araç dorsesi, gümrük idaresince işletilen ve araç giriş ve çıkışı sıkı takip koşullarına bağlanan ihracat ve gümrük sahasında park halinde iken çalınmıştır. Gümrük sahasına giren bir araçtaki emtianın ne şekilde gümrük sahasından çıkartılacağı özel mevzuatta sıkı şekilde belirlenmiştir. Bu durumda, taşıyıcının, devletin gözetimi altında bulunan gümrük sahasında fazladan bir önlem alması beklenemez. Burada, taşıma sektöründe deneyimli ve basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken özen dikkate alınacak ve bu özen gösterilmesine rağmen söz konusu sonuç ortaya çıkacak ise kaçınılmaz bir durumdan bahsedilecektir. Taşıyıcıdan alması beklenen tedbirler uygulanabilir, makul tedbirler olmalıdır. (Doç,Dr.Ziya Akıncı, Karayolu ile Milletlerarası Eşya Taşımacılığı ve CMR, Seçkin Yayınevi, 1999, s. 102). Gümrük idaresince, gümrük işlemlerini yapmak üzere özel olarak belirlenen ve her türlü kamera ve güvenlik önlemi ile korunan araç giriş ve çıkışının mevzuat gereği sıkı denetimlere tabi tutulduğu bir sahada, taşıyıcıdan ikinci sürücü, muavin veya araca alarm takma gibi başka bir güvenlik önlemi alması beklenemez. Zira, bilirkişi raporuyla belirlenen hırsızlık olayının çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştiği, taşıyıcı tarafından ikinci sürücü, muavin ve benzeri her türlü güvenlik önlemi alınsa bile, güvenli sahada park eden araç sorumlusunun beşeri ihtiyaçları için kısa bir süre araç başından ayrılması halinde dahi olayın meydana gelmesinin engellenemeyeceği ve taşıyıcı açısından kaçınılmazlık halinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim davacı vekili de bilirkişi raporuna yönelik esaslı bir itirazda bulunmamış, sürücünün ikinci şoför veya muavin bulundurmama ve araca alarma takmamasının kusur olarak değerlendirildiği görülmüştür. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.01.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.