Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1512 E. 2019/1112 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1512
KARAR NO : 2019/1112
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI : 2019/209 D.İş 2019/192 K.
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati haciz isteyen (karşı taraf) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin 31.12.2018 ödeme tarihli 38.600 Euro bedelli bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bono bedelinin vadesinde ödenmediğini belirterek alacağın 8.000 Euro’luk kısmı için borçlu hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesince talep uygun olarak teminat mukabilinde ihtiyati hacze karar verilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkili tarafından …A.Ş lehine düzenlenen ihtiyati hacze konu senedin taraflar arasındaki 28.01.2018 tarihli ikamet amaçlı satışına ilişkin ön sözleşme kapsamında verildiğini, ön sözleşme gereğince müvekkilinden teminat amaçlı olmak üzere 60 adet senet alındığını, talebe konu senedin de bu senetlerden biri olduğunu, sözleşmenin yürürlüğe girmediğinden teminat kabilinden alınan senetlerin bedelsiz olduğunu kaldı ki, senedin nama yazılı bir senet olduğunu, nama yazılı senetlerin ciro yolu ile devredilmesi hukuken mümkün olmadığını, nama yazılı senedin temlikine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığını, lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan cironun beyaz ciro olup, bu devir alacağın temliki niteliğini taşımadığını belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
Talep eden alacaklı vekilinin itiraza cevap dilekçesinde, açıkça menfi emre kaydını içermeyen kanunen emre yazılı senedin ciro yolu ile devredilebileceğini, şahsi defilerin dinlenemeyeceğini belirterek itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, somut durumda ihtiyati haciz talebine ve kararına dayanak senedin incelenmesinde açıkça ” nama yazılı” olduğunun belirtildiği; 6102 sayılı Yasanın 647/2.maddesi uyarınca kıymetli evrakın devri için emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da gerek bulunduğu, somut durumda açıkça nama yazılı olan senedin devrine ilişkin yazılı beyan bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının çelişkili olduğunu, zira, ihtiyati hacze konu olan kambiyo evrakının içeriğinde bono ibaresi yazılı olup, bonolar kanunen emre yazılı senetlerden olduğunu, açıkça menfi emre kaydını içermeyen kanunen emre yazılı sayılan senetlerin ciro yoluyla devri yeterli olduğunun yargı içtihatları ile kabul edildiğini, bono lehine düzenlenen kişinin adından sonra nama yazılı olduğuna dair bir kayıt bulunsa dahi işbu bono kanunen emre yazılı senetlerden olduğunu, bu durumda devir için ciro ve senedin zilyetliğinin geçirilmesinin yeterli olduğunu, dosyanın yeterince incelenmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiş, bu karara itiraz üzerine, senedin nama yazılı senet olduğu ve alacağın temlikinin bulunmadığı gerekçesiyle itiraz kabul edilmiş, bu ek karara karşı alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Uyuşmazlık, ihtiyati hacze konu senedin nama yazılı olup olmadığı noktasındadır.
Talebe konu 28.01.2018 düzenleme tarihli, 31.12.2018 vadeli, 38.600 Euro tutarlı senedin keşidecisi …, lehtarı … İnşaat AŞ olup, onun temlik cirosunu alacaklı İlhanlar …i AŞ’nin cirosunun takip ettiği ve cirantanın senedin hamili olduğu anlaşılmaktadır.Talebe konu senette; “İşbu nama yazılı senedin karşılığında 31 Aralık 2018 tarihinde …Anonim Şirketi’ne yukarıda yazılı Otuzsekizbin Altıyüz Euro ödeyeceğim. Bedeli malen alınmıştır. İşbu bono vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceğini, ihtilaf halinde İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu kabul ederim.” denilmiştir.6102 Sayılı Ticaret Kanununun “Nama Yazılı Senetler” başlıklı 654. maddesinde; “Belli bir kişinin adına namına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır.” denilmiştir.Bu tanımda iki öğe mevcuttur. Öğelere değişik açıdan yaklaşarak şart da diyebiliriz. Bir senet bellibir kişi (namına) yazılmış, fakat, onun “emrine” kaydını içermiyorsa, nama yazılmış demektir. Çünkü, senedin ödeneceği kişi ismen belirtilmiştir; namıyla belli olmuştur. Ancak bazı kıymetli evrak tipleri vardır ki, bunlar kanunen emre yazılı olarak kabul edilmiştir. Sözkonusu senetler emre yazılı doğarlar. Sözkonusu kategoriye “kanunen emre yazılı senetler” denir. Mesela, kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek), makbuz senedi, varant bu tür senetlerdendir. Bunlar bir kişinin adına yazılırlar ve “emre” kaydını içermeseler bile kanunen emre sayılırlar. Bu senetleri nama yazabilmek için “emre olmadıklarını belirtmek gerekir” (olumsuz emre kaydı). Böylece, yukarıdaki tanımda her iki grup gözönüne alınmıştır. Senedin nama yazılı bir senet olarak kabul edilmesi için;
a) bir kişinin namına yazılı olup, emre kaydını ihtiva etmemesi,
b) fakat, kanunen emre yazılı senetlerden ise, emre olmadığının ya da nama düzenlendiğinin belirtilmiş bulunması da gerekir. Çünkü bu durumda senedin sadece emre kaydını içermemesi yeterli değildir ( Poroy/Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuk Esasları, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018, sf. 78).
Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, talebe konu senet her ne kadar “emrine” kaydını içermiyor ise de, kanunen emre yazılı senetlerden bono vasfında olduğu sabittir. Ne var ki, senet metninde açıkça nama düzenlendiğinin belirtilmiş olması ve bu durumda senedin tedavülünün alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, (TTK.nın 778/1-a maddesi yollamasıyla aynı yasanın 681/2.maddesi) ve somut olayda usulüne uygun alacağın temlikinin bulunmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.
Açıklanan bu gerekçelerle HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Talep edenin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12/09/2019
KANUN YOLU : HMK 362/1.f ve İİK 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.