Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1482
KARAR NO: 2021/1660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2016/1137 E. – 2019/354 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptalı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın takas nedeniyle reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı … A.Ş. vekili davasında özetle; müvekkili şirketin, davalıya ait emtianın farklı tarihlerde Türkiye’den Almanya’ya karayolu ve havayolu yolu ile taşıma işini üstendiğini, söz konusu taşımaların gerçekleştirildiğini ve emtiaların varış yerine hasarsız olarak ulaştığını, buna rağmen davacı tarafın müvekkilline hak etmiş olduğu 4.013,08 TL tutarındaki taşıma hizmet bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı firma aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazının iptaliyle takibin devamına, alacağın %20’sioranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı- karşı davacı … Basınçlı Kaplar vekili, asıl davaya cevabında ve karşı davasında özetle; müvekkili tarafından Almanya’da yerleşik … şirketinden 12/11/2014 tarih ve … nolu fatura ile satın alınan emtianın taşıma işini ve müvekkiline işyerinde teslimini davacı-karşı davalının üstlendiğini, söz konusu emtianın müvekkiline taahhüt edildiği gibi teslim edilmediğini, müvekkilinin 13 Nisan 2014 tarihli e-mail yazışmasında bu emtianın tesliminin yapılmadığını belirterek emtianın akıbetini sorduğunu, teslim belgesi sunamayan davacı-karşı davalının 13 Nisan 2015 tarihli e-mail cevabında bu kez söz konusu emtianın … ambarında tasfiyeye kaldığını belirttiğini, sonuç itibarıyla anılan faturaya konu müvekkiline ait emtianın tasfiyeye uğrayarak zayi olduğunu, müvekkili nezdinde oluşan bu zarardan davacı-karşı davalının sorumlu olduğunu, nitekim müvekkilinin bu zarar karşılığında davacı-karşı davalı adına 4.635,74 EURO bedelli, 157845 nolu ve 28/05/2015 tarihli fatura keşide ettiğini, bu faturanın 03/06/2015 tarihinde davacı-karşı davalıya … Kargo ile teslim edildiğini, bu teslim akabinde davacı-karşı davalı tarafından TTK hükümlerine uyan şekilde bir itiraz ve fatura iadesi yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin söz konusu bu zarardan dolayı keşide ettiği fatura karşılığında davacı-karşı davalıdan alacaklı olduğunu, müvekkilinin davacı- karşı davalıdan olan alacağının, davacı-karşı davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası üzerinden başlattığı icra takibine konu alacağından takas mahsup hakkı definden istifade ederek bu icra dosyasına isabet eden kısım kadar ödenmiş sayılmasının kabulünü talep ettiklerini belirterek, asıl davanın reddine, müvekkilinin uğramış olduğu zarar sebebiyle davacı-karşı davalıdan olan alacağının kabulü ile bu alacağın davacı-karşı davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası üzerinden başlattığı icra takibine konu alacağından takas mahsup hakkı definden istifade ederek bu icra dosyasına isabet eden kısım kadar ödenmiş sayılmasına, kalan alacağın karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı tarafından hazırlanan incelemeye sunulan 2015-2016 yılı ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafından incelemeye sunulan 2015-2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, incelenen davacı yan ticari defterlerinde; takibe konu toplam 4.013,08 TL tutarlı 3 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalara istinaden yapılan davalı yan ödemesinin mevcut olmadığı, takip tarihi olan 21/06/2016 tarihi itibariyle davacı yanın davalı yandan 4.013,08 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı yan ticari defterlerinde; takibe konu 4.013,08 TL tutarlı faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturalara ilişkin davacı yana yapılan bir ödeme olmadığı, davalı tarafından davacı yana 31/05/2015 tarihli 03.06.2015 teslim tarihli 13.885,89 TL (4.635,74 EURO) tutarlı … no.lu fatura düzenlendiği, (Düzenlenen bu faturanın davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve taraflar arası cari hesap farkını oluşturduğu), davalı yan tarafından bu fatura tutarının (13.885,89 TL), takibe konu davacı yan alacağından (4.013,08 TL) mahsup edilmesi sonucu, takip tarihi olan 21/06/2016 tarihi itibariyle davalı yanın davacı yandan 9.872,81TL alacaklı duruma geçtiği, davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen ’31/05/2015 tarihli 13.885,89 TL (4.635,74 EURO) tutarlı … no.lu faturanın haklı yere düzenlenip düzenlenmediği taraflar arası ana ihtilaf konusu olduğu, davalı- karşı davacıya ait olup yurt dışından Türkiye’ye uluslararası karayolu ile taşımasını gerçekleştiren davacı-karşı davalının taşıdığı emtia-eşyayı; Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı … antreposunda yasal 20 günlük bekleme/muhafaza süresi dolması ile eşyanın tasfiyeye gönderildiği, ancak bu durumundan emtia-eşya sahibi davalı-karşı davacının bilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla davalı-karşı davacının zararına sebebiyet verildiği, tasfiyeye tabi tutalan emtia-eşyanın tasfiyeye alındığı hususunun da davacı- karşı davalının kabulünde olduğu, CMR m.17/1 m.29/1-2 ve TTK m.886/1 hükümleri çerçevesinde davalı-karşı davacının ziyaı uğrayan emtia-eşya bedelini, davacı-karşı davalıdan talep edebileceği, davalı karşı davacının takas mahsup defi hakkının kullanılması talebinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir. 03.06.2015 tarihinde fatura teslim tarihine dikkat edilmiş, 4.635,74 EURO zarar tazmin alacağının 1 EURO nun TCMB efektif satış kuru TL değeri olan 2,9954 TL olduğu gözetilmiş, 4635,74 EURO nun TL karşılığı olan 13.885,89 TL karşı davacı davalı zarar tazmini alacağından 4.013,08 TL davacı karşı davalı alacağı mahsup edilerek 9.872,81 TL karşı davacı zarar tazmin alacağı hesap edilmiş, karşı davacı tarafın talebi dikkate alınarak 9.872,81 TL nin EURO karşılığının 3.295,99 EURO olduğu hesaplanmış ve hükümde buna itibar edilmiştir. Aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; asıl davanın, takas mahsup definin yerinde olması nedeniyle reddine, Karşı davanın tam kabulü ile asıl davada takas mahsup defi uygulandıktan sonra bakiye 3.295,99 EURO üzerinden kabulü ile 3.295,99 EURO’nun karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı-karşı davalı vekili tarafnıdan istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı- karşı davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, karşı davaya konu taşımanın 12.11.2014 tarihli olup söz konusu karşı davanın ise 20.12.2016 tarihinde açıldığını, CMR Konvansiyonu’nun 32. maddesi’nde; “…Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.” hükmünün yer aldığını, davalı/ karşı davacının davasını bir yıllık süre içinde açmamış olup, karşı davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda söylenenin aksine, müvekkili şirket tarafından davalı/karşı davacıya varış ihbarında bulunulduğunu, bilirkişi raporunun 11. sayfasında; ”… uyuşmazlığa konu dava yönünden vakıayı incelediğimizde taşıycı malı yurtdışından getirerek erenköy tasiş ambarına boşaltmış ancak malın alıcısı ithalatçı firmaya kendisinden belgeleri teslim alarak malı gümrükten çekmesi ya da antrepo rejimi altında antrepo beyannamesi düzenleyerek antrepo rejimi altına alınabilmesi için herhangi bir ihbarda duyuruda bulunmadığı, dolayısıyla eşyanın alıcısına teslimi engellediğinden bahsedilecektir…”ifadesine yer verildiğini, ancak esasen salt davalı/karşı davacı tarafından dosyaya sunulan mail yazışmaları irdelenerek bu şekilde yorum yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin 2014 yılında davalı/karşı davacıya ait emtianın taşınması işini gerçekleştirdiğini ve davalı karşı davacının belirttiği … takip numaralı emtianın çıkış ve varış bildirimi “karayolu ithalat çıkış ihbarnamesi” ve “karayolu ithalat varış ihbarnamesi” ile sırasıyla 22.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde davalıya ait ve kendilerince müvekkil şirkete iletilen …@…com ve …@…com adlı mail adreslerine bildirdiğini, Davalı/karşı davacı tarafından kesilen faturanın haklı yere düzenlenip düzenlenmediğinin de bilirkişi raporunda tespit edilemediğini, davalı/karşı davacı tarafından emtianın tasfiyeye kalmadan ithalatının da gerçekleştirildiğini, işbu nedenle öncelikle 2014 ve 2015 yıllarında müvekkili şirket tarafından taşınan davalı/karşı davacıya ait emtianın tasfiye edilip edilmediğinin sorulması ve buna göre rapor hazırlanması gerekirken bilirkişilerce salt davalı/karşı davacı beyanına dayanılarak sonuca ulaşıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya ayırı olduğunu belirterek, asıl ve karşı dava hakkında verilen hükmün kaldırılmasına ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava taşıma sözleşmesinden kaynaklı navlun alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Karşı dava ise teslimi gerçekleşmediğinden taşıyıcının kusuru ile gümrükte tasfiyeye uğrayan emtia bedeli kadar zarara uğranıldığı iddiası ile taşıyıcı aleyhine açılan tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın takas nedeniyle reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı- karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş., borçlunun … Ltd. Şti. olduğu, takibe konu alacağın 4.013,08 TL olduğu, takip sebebi olarak … seri numaralı 1464,53 TL bedelli , … seri numaralı 182,52 TL bedelli , … seri numaralı 2.366,03 TL bedelli 3 adet faturanın gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili icra dairesine itirazında müvekkilinin alacaklı şirkete borcu olmadığını, bu sebeple takibe konu alacağının tamamını faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, itiraz hakkını kullanırken müvekkilinin takas ve mahsup hakkından istifade etmek sureti ile alacaklı şirketten olan haklarını saklı tuttuğunu beyan etmiştir. Dosya içerisindeki navlun faturalarının incelenmesinde; ilk faturanın; … tarafından keşide edildiği, muhatabın ithalatçı … Ltd. Şti olduğu, yükleme yerinin Frankfurt, varış yerinin İstanbul gözüktüğü, ‘hava ithalat navlunu 450,00 euro karşılığı’ şeklinde açıklamanın bulunduğu, 1.464,53 TL tutarına ilişkin olduğu görülmektedir. İkinci faturanın ; … tarafından keşide edildiği muhatabın ithalatçı … Ltd. Şti olduğu, yükleme yerinin Hannover, varış yerinin İstanbul gözüktüğü, ‘hava ithalat navlunu 717.00 euro karşılığı’ şeklinde açıklamanın bulunduğu, 2.363,03 TL tutarına ilişkin olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki dokümantasyon ücreti açıklamalı faturanın incelenmesinde ise; … tarafından keşide edildiği, muhatabın ithalatçı … Ltd. Şti. olduğu, yükleme yerinin Salzburg, varış yerinin İstanbul olup 182,52 TL tutarına ilişkin olduğu görülmektedir. Davaya mübrez konşimentoların incelenmesinde; … numaralı ana konişmento, … numaralı ara konişmentolara konu edilen makine yedek aksamının bir kap ve 207 gram ağırlıktan ibaret olduğu, … ana konişmento, … ara konişmentoya konu edilen yükün bir kap 350 kg’den ibaret olduğu görülmektedir, Dosya içerisindeki CMR uluslararası karayolu senedinin incelenmesinde; yükleme yerinin Bergheim – Avusturya varış yerinin İstanbul olduğu, emtianın üç kap 958 kg ibaret olduğu, alıcı olarak Tarsis Erenköy gümrüğünün görüldüğü anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki TIR Karnesine göre … Firmasına ait … nolu TIR Karnesinin incelenmesinde; … plakalı aracın 02.02.2016 Erenköy Gümrük Müdürlüğü tarafından kaşelenmek suretiyle 127 koli 13,203,98 kg ağırlığındaki emtianın girişinin yapıldığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 25.06.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; takibe konu toplam 4.13,08 tutarlı üç adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalara istinaden davalı yan ödemesi mevcut olmadığı, davalı yan ticari defterlerinin incelenmesinde ise takibe konu 4.013,08 TL tutarlı faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara ilişkin davacı yana yapılan bir ödeme olmadığı, davalı yan tarafından davacı yana 31.05.2015 tarihli 13.353,25 TL tutarında (4.635,74 Euro) tutarlı … nolu faturanın keşide edildiği, ancak söz konusu faturayı davacı yan ticari defterlerine kaydetmemiş olduğundan taraf defterleri arasında cari hesap farkının oluştuğu değerlendirilmiştir. Söz konusu fatura uyuşmazlığın çözümüne esas olmakla bilirkişilerce irdelenmesi yapılmıştır. Sonuç olarak davalı-karşı davacıya ait yurtdışından Türkiye’ye karayoluyla ile taşıması yapılan emtianın davacı-karşı davalı tarafından taşındığı, taşıyan davacı-karşı davalının emtiayı Erenköy Gümrük Müdürlüğüne bağlı Tahsiş işletmesine ait antrepoya boşalttığı, ancak gelen eşyayla ilgili alıcısına ihbarda bulunmadığı, geçici depolama yeri olan … antreposunda emtianın yasal yirmi günlük bekleme süresinin dolduğu, eşyanın tasfiyeye gönderildiği, ancak yine bu durumda emtianın sahibi olan davalı – karşı davacının bilgilendirilmediği, sonuç olarak davalı-karşı davacının ziyaa uğrayan eşya bedelini davacı-karşı davalıdan talep edeceği yönünde değerlendirme yapılmıştır. Davacı- karşı davalı vekili rapora itirazında ;bilirkişi raporunda yer alan davalı- karşı davacının müvekkili şirkete 4.013,08 TL borçlu olduğu hususundaki tespite katıldıklarını, ancak müvekkilinin … takip numaralı emtianın çıkış ve varış bildirimine yönelik olarak “karayolu ithalat çıkış ihbarnamesi” ve “karayolu ithalat varış ihbarnamesi” ile sırasıyla 22.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde davalıya ait mail adresine bildirimde bulunduklarını, aynı zamanda ilk derece mahkemesince öncelikle 2014 ve 2015 yılında müvekkili tarafından taşınan davalı- karşı davacıya ait emtianın tasfiye edilip edilmediğinin sorulması ve buna göre rapor hazırlanması gerektiğini, çünkü söz konusu emtianın tasfiyeye kalmadan ithalatının gerçekleştiğini beyan etmiştir. Davalı- karşı davacı ise 25.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve kısmi itirazda bulunarak; karşı dava açısından 4.635,74 euro alacaklı olduklarının tespitine ve 4.635,74 euro alacağın fiili ödeme tarihindeki kur esası alınarak takas mahsup definin kullanılacağı yönünde hüküm kurulmasını talep etmiştir. Zamanaşımı definin, savunmanın genişletilmesi yasağı başlamadan önce ileri sürülmesi gerekir. Davacı karşı davalı vekili, esasa cevap süresi içerisinde ve ön inceleme duruşmasında zamanaşımı definde bulunmamakla, ilk defa istinaf aşamasında zamanaşımı defini ileri sürmüş olduğundan, bu aşamada dinlenilmesi mümkün değildir. Kaldı ki iddia edilen eylem CMR’nin 27. maddesinde düzenleme bulan pervasızca hareket niteliğinde olduğundan üç yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, taşımanın gerçekleştiği tarihten icra dosyasında takas definin ileri sürüldüğü tarihe kadar üç yıllık zamanaşımının dolmadığı da anlaşılmaktadır. Davacı- karşı davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı- karşı davalı vekili istinaf başvurusunda … takip numaralı emtianın çıkış ve varış bildirimi “karayolu ithalat çıkış ihbarnamesi” ve “karayolu ithalat varış ihbarnamesi” ile sırasıyla 22.12.2014 ve 26.12.2014 tarihlerinde davalıya ait ve kendilerince müvekkil şirkete iletilen …@…com ve …@…com adlı mail adreslerine bildirdiğini, dolayısıyla ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürmüştür. … firmasından …, …’tan …’a göndermiş olduğu ,8 Mayıs 2015 tarihli mail çıktısının incelenmesinde … nolu faturanın 25.12.14 beyanname tarihli malzemeler hakkında tarfalarına bilgi verilmediğini, gümrükte tasfiye edilirken geri çektik, cezasını ve ardiyesini ödeyerek, şimdi … nolu faturadaki 18.11.2014 ordino tarihli ürünler de gelmiş ve gümrükte akibetini sorgulatıyoruz. umarım tasfiye edilmemiştir. 11 ve 12. ayda getirdiğiniz nakliyeleri kime bildirdiniz.bu hususta önceden de bilgi talep etmiştik ” şeklinde olduğu; … firmasından …, …’tan …’a göndermiş olduğu 3 Mayıs 2016 tarihli e-mail çıktısının incelenmesinde, ”bize teslim edilmeyen,bildirim yapılmayan, gümrükte tasfiye edilmiş mallardan bahsediyorum, iki yüklemenin olduğunu … nolu fatura ve … nolu fatura…” şeklinde ibareler bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu faturalara konu emtianın tasfiyeye kalmış olduğu hususunun ihtilafsız olduğu ve her iki tarafın da kabulünde bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira bu husus hükme esas olan bilirkişi raporunda da vurgulanmıştır. Hükme esas alınan az yukarıda bahsi geçen bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, dosya kapsamında davacı karşı davalının bu yöndeki iddialarını ispatlayamadığı, olayda taşımaya konu emtianın çıkış ve varış bildirimlerinin karşı tarafa elektronik posta yoluyla bildirildiğini ispatlar nitelikte bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı- karşı davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı- karşı davalı vekilinin asıl ve karşı davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı- karşı davalı vekilinin asıl ve karşı davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı- karşı davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; karşı dava yönünden bakiye 573,45 TL nispi istinaf karar harcının davacı- karşı davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı- karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar kesindir.