Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1476 E. 2021/1662 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1476
KARAR NO: 2021/1662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2018/178 E. – 2019/415 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davacı, saklama sözleşmesinden (yedieminlikten) kaynaklanan alacağı nedeniyle davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürülğünün … esas numaları ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek; itirazının iptaline, takibinin devamına ve icra inkar tazminatının davaladın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; eldeki davada mahkemenin yetkisine ve görevine itiraz ettiklerini, yine iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve beyanları kabul etmediklerini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle:”Davalının başvurusu üzerine İstanbul Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2002/24417 sayılı dosyası ile patent hakkına tecavüz suçu nedeniyle dava dışı 3. kişiye ait “Reaktör”e el konulduğu ve davalı şirketin talebiyle davacıya ait yedi emin deposuna 17/03/2003 tarihinde konulduğu, davacının geçen zaman içinde davalıya yediemin ücreti tahakkuk ettirerek düzenlediği faturayı davalıya gönderdiği ve davalının itirazsız olarak fatura bedelini ödediği, taraflar arasında bu ödemelerle ilgili bir uyuşmazlığın bulunmadığı, eşyanın davacının deposunda 13 yıl 4 ay 24 gün kaldığı, önceki faturalarda yıllık 2.500,00 TL ücret tahakkuk ettirildiği ve itirazsız ödendiği, buna göre eşyanın davacıda kaldığı süre içinde 33.504,32 TL yedieminlik ücreti alacağı oluştuğu, bundan davalının yaptığı 24.450,00 toplam ödeme düştüğünde davacının 9.054,00 TL yediemin ücret alacağı bulunduğu, ancak davacının icra takibinde daha az ücret istediğinden bu talebiyle bağlı kalınması gerektiği, her ne kadar davalı ile davacı arasında yazılı bir saklama sözleşmesi yoksa da 10 yıldan beri ihtilafsız ödeme nedeniyle bu hususta sözleşmesel ilişkinin bulunduğunun kabulü gerektiği” bildirilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçesine ve hesap tarzına göre kabule şayan bulunmuştur. Her ne kadar davalı, eşya sahibi ile müvekkilinin sulh olduklarından, davacıdan malın iadesini istediklerini ancak verilmediğini savunmuş ise de eşyanın ceza mahkemesi kararına istinaden davacının deposunda tutulduğu, dolayısı ile davalının bu hususta ceza veya hukuk mahkemesince verilmiş iade kararını sunması gerektiği, ancak davacıya bu hususta bir karar sunmadığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve bilgilere, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı borçlunun K. Çekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dışı bir şahsın patent hakkına tecavüz teşkil eden fiilleri nedeniyle İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2002/2417 E sayılı dosyasından verilen karar uyarınca saklama sözleşmesine konu reaktöre el konulduğunu ve davacının yediemin olduğu depoya teslim edildiğini, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesince 2005/963 E. numaralı dosyada karar verildiğini, 09.04.2009 ve 2009/622 sayılı kararla da neticelendiğini fakat yakalanan ve el konulan ürünlerin İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/93 E sayılı dosyasında yargılamanın devam etmekte olduğu anlaşıldığından iadesine karar verilmediğini, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/93 E sayılı dosyasıyla görülen davanın müvekkili lehine kabul edilerek 25.05.2012 tarihinde kesinleştiğini, ve bu arada davanın tarafları arasında ayrıca bir yazılı sulh sözleşmesi de akdedilmediğini, ancak kesinleşen bu hukuk dosyasından verilen bir yakalama ve el koyma kararı bulunmadığından, yedieminde muhafaza altındaki malla ilgili bir hükme de haliyle yer verilmediğini, ceza davasının neticelendiği ve ayrıca tarafların aralarında sulh sözleşmesi akdederek ihtilafı kendi aralarında sona erdirdiklerini, dolayısıyla muhafaza edilen malın iade edilmesi gerektiği hususunun davacıya bildirilmesine rağmen davacının iadeden kaçındığını, ceza mahkemesinin konuyu hukuk mahkemesine bırakarak davayı neticelendirmiş olması, hukuk mahkemesinin de üzerinden verilen bir karar olmaması nedeniyle iade yönde bir karar tesis edilmediğini, davacıyla görüşen ve konunun tüm detayını izah eden müvekkile davacı tarafın ısrarla malı iade etmeyeceğini belirttiğini, akabinde müvekkili aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında 9.027,00 TL yediemin alacağı açıklaması ile ilamsız takip başlatıldığını Mahkeme kararının kesinleşme tarihinden sonra müvekkilinin, muhafaza edilen mal için ücret ödeme yükümlülüğünün devam etmemesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından gerekli işlemler tamamlanmadan kurulan hükmün hatalı olup hukuka aykırı olduğunu, bilindiği üzere bazı durumlarda, uyuşmazlığın çözümünde faydalanılacak belgeler davacının veya davalının uhdesinde bulunmayıp, davacının veya davalının temin edemeyeceği başka yerlerde olabildiğini, müvekkilinin HMK’nın 121 ve 129/2 maddeyeri gereğince bu belgelerin bulunabilmesi için mahkemeye ayrıntılı izahatta bulunmuş olup, belgelerin getirtilmesindeki yegane yükümlülüğünü gerçekleştirdiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvrulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Küçükçekmece … icra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … A.Ş., takibe konu toplam alacağın 9. 027,00 TL olduğu, borç sebebi olarak İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Ceza Mahkemesinin 2002/2417 E sayılı dosyasında saklanmak üzere teslim edilmiş olan makinenin 2013 yılından takip tarihine kadarki süreye ilişkin ödenmemiş yediemin ücretinin gösterildiği, borçlu vekilinin süresinde borca itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. İstanbul 2 Fıkri Ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 09.04.2009 tarihli, 2005/963 E- 2009/622 K sayılı gerekçeli kararın incelenmesinde; sanıkların …, …, …, … oldukları, sanıkların üzerine atılı suçun tescilli patent hakkının ihlali olduğu, sanıkların 551 sayılı Patent Hakkının Korunması Hakkında Kanun KHK’nın 73/A-c maddesi ile cezalandırılma talebi ile kamu davası açıldığı, sonuç olarak sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği ve tüm sanıklar açısından hükmün 12.09.2013 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında dosyaya kazandırılan 24.10.2018 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; dava konusu makinenin 17.03.2003 tarihinde davacıya teslim edildiği, teslimden sonra davacı tarafından davalıya muhterif tarihli faturaların düzenlendiği ve davalı yanca bu faturaların ödendiği, davacı tarafından düzenlenen fatura miktarının 19.700 TL davalı tarafından ödenen miktarın ise 24.450 TL olduğu, toplam ödenmesi gereken yediemin ücretinden düşüldüğünde kalan miktarın 9.054 TL olduğu, dava konusu makinenin 17.03.2003 tarihinde davacıya teslim edildiği, icra takibinin ise 12.08.2016 tarihinde başlatıldığı, geçen sürenin 13 yıl 4 ay 25 gün olarak tespit edildiği, bunun karşılığında 33.504,32 TL tutarında yediemin ücreti hesaplandığı bu miktardan davalı tarafından önceden ödenen 24.450,00 tutarı mahsup edildiğinde kalanın 9.054,00 şeklinde olması gerektiği bilirkişilerce belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Saklamaya konu sözkonusu mallar, az yukarıda bahsi geçen ceza mahkemesi kararına istinaden davacının deposunda tutulmaktadır. Eldeki uyuşmazlığa konu dava, resen araştırma ilkesine tabi davalardan değildir. Taraflarca hazırlama ilkesi geçerlidir. Davalı vekili, malların sahibine teslim edilmesi gerektiğine dair bir bildirim yapıldığını iddia etmekle, iddiasını ispatla yükümlüdür. Ancak bu hususta dosyaya kanıt sunmamıştır. Kaldı ki davaya esas ceza mahkemesine ilişkin yargılamada karar 2009 yılında verilmiş davacı ise 2013 yılından 2016 yılına kadarki süreç içerisinde tahakkuk eden yedieminlik ücretini talep etmekle, 2009 yılına kadar ki tahakkuk etmiş ücret zaten ödenmiştir ve davaya esas icra takibinde talep konusu değildir. Bu nedenle davlı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde hukukaaykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının hazineye gelir kaydına; bakiye 418,08 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.