Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1474 E. 2019/1130 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1474
KARAR NO : 2019/1130
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/283 D.İş – 2019/282 D.İş Karar
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
TALEP : Dava içi ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz
Mahkemece, ihtiyati tedbir- ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir/haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle: Yönetim kurulu (YK) üyelerinin sorumluluklarını kusurlu olarak ihlal ettiklerinden bahisle, hissedar müvekkilinin dolaylı ve pay sahibi olduğu ….A.Ş.’nin doğrudan zararı sebebiyle açılacak sorumluluk davasının amacına hizmet edebilmesini temin etmek üzere, …A.Ş.’nin K12 A.Ş.’ye batıl YK kararlarıyla devredilen malvarlıklarının ve işletmesinin üçüncü kişilere devrinin ve aynî sınırlamalara tabi tutulmasının önlenebilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, eski eş ve …A.Ş. YK başkanı … ile YK üyeleri …. hileli ve borçlardan kurtulmaya dönük mal kaçırma eylemleri sebebiyle şirkete verdiği zararın tazminini temin edebilmek bakımından mal varlıklarına ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 29/05/2019 tarihli, 2019/283 sayılı D. İş sayılı kararında: “…İhtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği, davanın esasını çözer şekilde ihtiyati tedbir/haciz verilmesinin doğru olmaması ve taraflar arasında sunulan delillerden devam eden davalar olduğu, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/178 esas sayılı dosyasında genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava olduğu, bu taleplerin devam eden davalarda ileri sürülebileceği ayrıca talep konusunu aşan nitelikte de ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, dilekçe ekinde sunulan vekaletnamelerin incelenmesinde … Ticaret Anonim Şirketi Hesabı adına özel yetkili vekaletnamenin bulunmadığı da anlaşıldığı…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir/haciz talebinin REDDİNE karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati haciz-tedbir isteyen vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz- tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle: İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin, bizzat karşı taraftan sadır olan belge ve sözlere dayandığından fazlasıyla somut sebebin mevcut olduğunu, ortaya koydukları ispat seviyesinin yaklaşık ispatı aştığını, kesin ispat seviyesine ulaştığını, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri hakkında karar verilebilmesi için yargılama gerekmediğini, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulünün uyuşmazlığın esasını çözmeyeceğini, işaret edilen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/178 esasına kayıtlı derdest davanın, istinafa konu kararlara esas olaylarla alakasız olduğunu, bu taleplerin anılan davada ileri sürülmelerinin mümkün olmadığını, TTK m.555/1 uyarınca “pay sahiplerinin şirketin uğradığı zarara ilişkin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri” şeklindeki yasal zorunluluk sebebiyle talebin şirket hesabına yapılmış olmasının, talebin de şirket adına yapıldığı anlamına gelmeyeceğinden …..A.Ş.’nin özel yetkili vekaletnamesi gerekmediğini, taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, …..A.Ş.’nin bir daha ticari hayata dönememesi ve YK üyelerinin şirkete verdikleri yaklaşık 41.000.000,00 TL zararın tazmininin olanaksız kılınması tehlikelerini ortaya çıkardığını belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak geçici hukuki koruma taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddi kararının istinafına ilişkindir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, talep eden vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak incelenmiştir.İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.HMK’nın 390/3. Maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Somut olayda talep, şirket yöneticilerinin kusurlu işlemler ile davacının dolaylı, şirketin ise doğrudan zararına neden oldukları için tazminattan sorumlu olacakları, ayrıca şirkete ait taşınmazların ( okulların) bâtıl yönetim kurulu kararlarıyla davalı ortağın yöneticisi olduğu K12… A.Ş’ye devredilip satıldığı iddiasına dayanmaktadır. İddia, sunulan deliller, somut olayın özellikleri, tarafların hak ve menfaati gözetildiğinde, talep edenin iddialarının ispata muhtaç olup yaklaşık ispat koşunun gerçekleşmediği, değişen delil durumuna göre ilerleyen aşamada mahkemelerce her zaman talep üzerine koruyucu önlemlere başvurulabileceği ve ayrıca davacı ortağın, talep eden olarak gösterilen şirketi temsil yetkisi bulunmadığı, TTK’nın 553. maddesine göre ortağın dava açma hakkı varsa da davayı kendi adına açması gerektiği, ancak tazminatın şirkete ödenmesini isteyebileceği de dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.