Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1465 E. 2022/91 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1465
KARAR NO: 2022/91
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2018
NUMARASI: 2016/362 E. 2018/1166 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü,
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.04.2010 tarihli Ürün Satış Sözleşmesi ve aynı Tarihli Ek Protokol imzalandığını, diğer davalı …’ün sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı şirketin müvekkili şirketten sözleşme süresince 15.000 şişe ürün almayı taahhüt ettiğini, bunun karşılığında müvekkili şirketin de davalı şirkete sözleşmenin 5/i maddesi kapsamında toplam 90.000 USD bütçe ayırarak belirlenen tarihlerde bütçe desteği vermeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 5/i maddesi uyarınca müvekkili şirket tarafından davalı şirkete toplam 128.653,82 TL bütçe destek ödemesi yapıldığını, karşılığında davalı şirketten hizmet faturası alındığını, sözleşmenin 6 nolu maddesinde, tarafların karşı tarafa yazılı bildirimde bulunması durumunda sözleşmeyi feshedebileceğinin düzenlendiğini, yine aynı maddede devamla fesih bildiriminin yapılması ile sözleşmenin hükümsüz hale geleceği ve alıcının promosyon olarak aldığı bütçenin tamamını sözleşmenin fesih olduğu güne kadar yapılan cironun oranı kadar olan kısmını kendinde tutup, kalan kısmını satıcı firmaya ödeyeceğinin düzenlendiğini, davalı şirket sözleşme kapsamında müvekkili şirketten 25.01.2016 tarihi itibariyle 9290 şişe ürün satın almış olup, aldığı ürün karşılığında hak etmiş olduğu bütçe destek ödemesinin 79.679,59 TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalılarla yapılan sözleşmenin feshedildiğini ve sözleşmenin 6 nolu fesih maddesi uyarınca davalı şirkete fazla olarak yapılan 48.974,23 TL’nin iadesinin talep edildiğini, davalı şirketin borcu kabul etmediğini beyanla; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı … Dağıtım A.Ş. ile müvekkili firma … A.Ş. ve kefil müvekkil …’ün içki satım sözleşmesi imzaladıklarını, davacının, müvekkili şirkete sözleşme başlangıcında 22.500,00 USD karşılığı bedelsiz şarap ve 67.500,00 USD bütçe yardımını yapacağının kararlaştırıldığını, davacının bu taahhüdünün 22.500,00 USD kısmını Nisan vadeli, keşide yeri İstanbul olan … Bankası çekleri ile ödediğini, müvekkili şirketin bu bütçe yardımı için davacı şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu 09.04.2010 tarihli, Seri … No:.. numaralı, 39.365,62 TL tutarında fatura ile 07.05.2010 tarihli Seri … No:…numaralı, 41.425,37 TL tutarındaki faturanın keşide edilip teslim edildiğini, belirtilen bu çeklerin ve müvekkili şirketin keşide ettiği faturaların davacı tarafın dava dilekçesinin 2. maddesinin a, b, e,d, e, f, g bentlerinde belirttiği miktarlara denk düştüğünü, bu noktaya kadar yapılan ödemeler… Bankası çekleriyle gerçekleştirilmiş olup toplamda 67.500 USD tutarında olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan 22.500 USD tutarındaki bedelsiz içki satımının da bu aşamada gündeme geldiğini, davacı taraf bu aşamada sözleşmede üzerine düşen 22.500 USD’lik bedelsiz içki edimi için davacı şirketin tevdi ettiği bedelsiz içkilere keşide edilen fatura miktarına mukabil olarak davacının dava dilekçesinin 2. maddesi h bendi için 1.595,12 TL, i bendi için 894,20 TL, j bendi için 354,00 TL, k bendi için 2.291,09 TL, l bendi için 601,80 TL, m bendi için 1.520,08 TL, n bendi için 1.080,41 TL tutarında mukabil fatura keşide edip şirkete tevdi etmiş olduğunu, davacı şirket yetkilisinin imzaladığını, 67.500 USD bütçe desteğine ilişkin olup kalan USD davacı şirketin sözleşmenin 7. maddesinde yerine getirmeyi üstlendiği bedelsiz içki edimine ilişkin olduğunu, iş bu 22.500 USD’lik bedelsiz içki edimine mahsuben sözleşme süresi boyunca toplamda 8.336,70 TL tutarında şarabın müvekkili şirkete teslim edildiğini, sözleşmenin imzalandığı 2010 yılından bugüne 9290 şişe şarap satın alan müvekkil şirkete, sözleşmenin “I” maddesinde belirtildiği üzere, ücreti karşılığında satın alınan her bir şişe şaraba mukabil bedelsiz şarap verileceğine dair tarafların mutabakata vardıklarını, somut olayda görüldüğü üzere sözleşmenin asli unsurlarından olan edimi davacı şirketin yerine getirmediğini,22.500 USD’nin 4.600 USD tutarındaki kısmı ifa edildiği için geri kalan 17.900 USD tutarındaki kısmın ticari ilişki kapsamında davacının talep ettiği miktardan takas edildiğini, davacı şirkete karşı dava açma hakkı saklı tutularak, müvekkiline karşı açılmış bulunan iş bu davanın takas defi uyarınca reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi … 07/04/2017 tarihli kök raporunda: İncelenen davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu (Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 22 Nisan 2016’da web sitesinden yaptığı duyuruda Ocak ayı için 02.05.2016 tarihine kadar yüklenmesi gereken beratların, 31.05.2016 günü mesai bitimine kadar uzatıldığı bildirilmiştir), yılsonu kapanış tasdiki için gerekli yasal sürenin henüz dolmadığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın davacı yana 72.000,00 USD karşılığı 128.653,82 TL tutarında “hizmet bedeli” açıklamalı faturaları düzenlediği, davacı yanın da bu faturaların 67.500,00 USD lik kısmını “grisini sözleşmeye istinaden kota primi” açıklaması ile 4.500,00 USD lik kısmını ise 01.11.2012 tarihinden itibaren “grisini kota primi sözleşmeye istinaden 22.500 USD lik kısım” açıklaması ile ticari defter kayıtlarına aldığı, incelenen davalı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, yılsonu kapanış tasdiki için gerekli yasal sürenin henüz dolmadığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davaya konu sözleşme incelendiğinde, 15.000 şişe şarap alımına bedelsiz verilen ürünlerin dahil olmaması gerektiği, zira bu durumun davacı yan açısından bedelsiz verdiği ürün üzerinden de prim ödemesi anlamına geleceği, sözleşmede 90.000,00 USD lik toplam bütçenin 22.500,00 USD lik kısmının bedelsiz ürün olarak verileceği dikkate alındığında, 67.500,00 USD lik desteğin 15.000 adet ürün alımı için geçerli olacağı, bu durumda ürün başı destek tutarının 4,5 USD olacağı, davacı yanın davalı yana 9.290 adet ürün teslimi gerçekleştirdiğini beyan ettiği, davalı yanın cevap dilekçesinde bu tutarı doğruladığı, bu adedin içerisine bedelsiz teslim edilen ürünlerin dahil olup olmadığının anlaşılamadığı, bedelsiz ürünlerin bu adede dahil olmaması halinde davacı yanın teslim belgelerini ibraz ederek bedelli, bedelsiz ürün miktarlarını ayırt etmesi gerektiği, bu durumda 9.290 adet ürünün sadece bedelli ürünler olduğundan hareketle, davalı yanın hak edeceği prim tutarının 41.805,00 USD olacağı, davacı yanın sözleşme çerçevesinde bütçe desteği olarak 67.500,00 USD ödediği dikkate alındığında, davacı yanın davalı yandan 25.695,00 USD fazla ödemeye dayalı alacaklı olacağı, davalı yanın 22.500,00 USD tutarında bedelsiz ürün alma hakkı bulunduğu değerlendirildiğinden, bunun 4.500,00 USD lik kısmının davacı yan tarafından hizmet bedeli faturası karşılığında teslim edildiği, bu durumda davalı yanın bedelsiz ürün tesliminden 18.000,00 USD alacaklı olacağı, netice itibarıyla davacı yanın fazla bütçe ödemesi alacağı ile davalı yanın bedelsiz ürün alacağının birbirinden mahsup edilmesi sonucunda davacı yanın davalı yandan 7.695,00 USD alacaklı olacağı, davacı yanın 30.01.2016 temerrüt tarihinden, 15.02.2016 takip tarihine kadar, 128.653,82 TL/72.000,00 USD = 1,7869 x 7.695 USD = 13.750,20 TL asıl alacağı için 64,17 TL işlemiş faiz talep edebileceği tespit ve rapor edilmiş, bilirkişi … 19/10/2018 tarihli ek raporunda: Tarafların kendi ticari defter kayıtlarına nazaran takip tarihi itibarıyla birbirlerine borç/alacak bakiyelerinin bulunmadığı, Uyuşmazlık konusunun esasen, sözleşmede yer alan 22.500 USD lik bedelsiz içki taahhüdünün, sözleşmenin fesih edilmesine rağmen davacı yanca yerine getirilmesi gereken bir taahhüt olup olmadığı yorumunda toplandığı, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, yukarıda ifade edilen uyuşmazlık konusuna istinaden davacı yan iddialarının benimsenmesi halinde davacı yanın takip tarihi itibarıyla davalı yandan 48.974,23 TL alacaklı olacağı, aksi halde takibe konu bir alacaktan söz edilemeyeceği tespit ve rapor edilmiştir. Mahkememizce 24/11/2017 tarihli celsede dosyada yeni bir bilirkişi incelmesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, 19/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle, talep edebileceği tutarın (taleple bağlı kalınarak ) 48.974,23 TL Asıl alacak ve 84,53.-TL İşlemiş faiz olabileceği, davacının asıl alacağının, takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği; mahkemece davalının iddiaları gibi sonuca varılması halinde, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle herhangi bir alacağının olmayacağı tespit ve rapor edilmiştir. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Davacı edimini yerine getirdiğini iddia etmekte olup; davalı ise, davacının 90.000 USD.lik ediminin 67.500 USD kısmını yerine getirdiğini, ancak sözleşmede kararlaştırılan 22.500 USD lik bedelsiz ürün verme ediminin 4.600 USD lik kısmını yerine getirdiğini, kalanını ise yerine getirmediğini iddia etmekte olup, temel uyuşmazlık husus bu noktada toplandığı, buna göre; davacının sözleşmede üstlendiği 90.000 USD.lik ediminin ne kadarını yerine getirdiğinin tespiti ve bunun karşılığında davalının taahhüt ettiği 15.000 şişe/adetlik ürüne karşı ne kadar alım yaptığının tespiti ile hesaplama yapılarak ihtilafın çözülmesi gerektiği, gerek davacı ve gerekse davalı ticari defterlerine göre, davacının bu dönemde davalıya yaptığı bedelsiz çıkışlar ile bunlara karşılık davalının davacıya düzenlediği hizmet faturalarının aşağıdaki gibi olduğu anlaşılmış olup, söz konusu 7 adet faturanın her iki yan defterlerinde de kayıtlı olduğu, faturaların TL tutarları bire bir aynı olup, davacının bunları 4.500.-USD olarak esas aldığı, davalının ise en son dilekçesinde ifade ettiği üzere 4.600.-USD’yi esas aldığı görülmektedir. Yukarıda ilgili tarihlerdeki USD kurlarına göre yapılan hesaplamada ise 4.680,74.-USD şeklinde hesaplama yapıldığı, taraf beyanlarıdan 4.500,00 USD’ lik tutar olduğunun beyan edilmiş olmakla, bu tespitlere nazaran, davacının 22.500.-USD.lik bedelsiz numune ile ilgili ediminin 4.500.-USD.lik kısmını ifa ettiği, geri kalan ( 22.500 – 4.500 = ) 18.000.-USD.lik kısmını ise ifa etmediği, aynı zamanda toplam 90.000.-USD.lik bütçenin de ( 90.000 – 72.000 = ) 18.000 USD.lik kısmının ifa edilmediği hesaplandığı, sözleşmenin 3 ve 5/A nolu maddelerinde yer alan hükümlere göre; sözleşme 15.000 adet şişenin satımı gerçekleşene kadar geçerliliğini koruyacaktır. Dolayısıyla bu hükümlerden, işbu sözleşmeyle, 15.000 adet ürünün davacı/satıcı tarafından davalı/alıcıya satılmasının amaçlandığı, sözleşmenin 5/I nolu maddesi hükmüne göre; davacı/satıcı, davalı/alıcıya 90.000 USD bütçe desteği (promosyon/katkı bedeli) ödeyecektir. İşbu 90.000 USD’lik tutarın, 45.000 USD + 22.500 USD = 67.500 USD’lik kısmı para verilmek suretiyle (nakit olarak) ödenecek olup, geriye kalan 22.500 TL’lik kısmı bedelsiz ürün verilmek suretiyle ödeneceği, sözleşmenin 6 nolu maddesi hükmüne göre; davacı/satıcı sözleşmeyi süresinden önce yazılı bildirimde bulunmak suretiyle feshedebilecektir. (Her ne kadar hükümde açıkça belirtilmemişse, aynı fesih hakkının davalı/alıcıya da tanındığı kabul edilmelidir). Sözleşmenin bu şekilde feshedilmesi halinde, sözleşme hükümsüz hale gelecek ve davalı/alıcı, promosyon olarak tahsil etmiş olduğu bütçe desteğinin, sözleşmenin fesih olunduğu güne kadar yapılan cironun oranı kadar kısmını kendi uhdesinde tutacak, geri kalan kısmının davacı/satıcıya geri ödeyeceği, sözleşmenin yukarıda açıklanan hükümlerine göre; toplam 90.000 USD.lik bütçe desteği ödemesi vaadi, 15.000 adet/şişe alımının davalı/alıcı tarafından gerçekleşmesi için yapılmıştır. Zira sözleşmenin yukarıda açıklanan 3 ve 5/A nolu maddelerinde açıkça, sözleşmenin 15.000 adet şişenin davalı/alıcı tarafından davacı/satıcıdan alımı gerçekleşene kadar geçerliliğini koruyacağı, toplam 90.000 USD.lik ödemenin 15.000 adet/şişe için verildiği kabul edildiğinde (ki bizim kanaatimiz bu yöndedir) ürün başına bütçe desteği ( 90.000 / 15.000 = ) 6 dolar olduğu, davalı/alıcıya 45.000 + 22.500 = 67.500 USD nakit ödendiği, geri kalan 22.500 USD.lik bedelsiz ürüne istinaden de, yukarıdaki tabloda arz edildiği üzere, davalı yanca 8.336,70 TL. karşılığı 4.500 USD .lik mahsup yapılmış olup, böylelikle toplam (67.500 + 4.500 ) 72.000 USD.lik ödeme yapıldığı, buna karşılık davalı tarafından 9.290 adet ve 257 adet ( 8.336,70.-TL.lik bedelsiz ürün = ) 9.033 adet mal alındığına göre davalının hak kazandığı bütçe desteği (9.033 adet x 6 usd =) 54.498 USD olmaktadır. Ancak davalıya 72.000 USD ödeme yapılmıştır. Bu durumda 72.000 – 54.498 = 17.502 USD davalının iade etmesi gereken tutar olarak hesaplandığı, bu durumda davalının iade etmesi gereken tutarın (72.000 – 54.498 = ) 17.502 USD olarak hesaplanmakta olup, bu tutarın takip tarihindeki karşılığı ( 17.502,00 usd x 2,9441 = ) 51.527,64.-TL yapmaktadır.Davacı talebinin ise 48.974,23.-TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, davacının davalıdan talep ettiği ve iş bu davaya konu ettiği fazla ödenen bütçe desteği tutarı için herhangi bir fatura düzenlemediği ve bu nedenle taraf defterleri ve hesap ekstrelerinde, hesap bakiyelerinin kapanmış olduğunun görüldüğü, taraflar arasında 15.000 adet/şişe karşılığı davacı tarafından davalıya 90.000 USD lik bütçe desteği verilmesi hususunda sözleşme akdedildiği, bütçe desteği ödemesinin 45.000 USD + 22.500 USD sinin nakit yapılacağı konusunda anlaşıldığı ve davacının toplam 67.500 USD.lik nakit ödemede bulunduğu; 22.500 USD.lik kısmın ise bedelsiz ürün desteği verilmesi şeklinde olacağı konusunda anlaşıldığı ve karşılıklı faturalaşmalara göre bunun (8.336,70.-TL karşılığı ) 4.500 USD.lik kısmının verildiği; davalının davacıdan toplam 9.290 şişe alım yaptığı, bedelsiz ürün adetinin ise 257 adet olduğu, davalının iade etmesi gereken tutar (72.000 – 54.498 = ) 17.502 USD olarak hesaplanmakta olup, bu tutarın takip tarihindeki karşılığı ( 17.502,00 usd x 2,9441 = ) 51.527,64.-TL yapmaktadır. Davacı talebi ise 48.974,23.-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, davacının ayrıca işlemiş faiz talebi mevcut olup, davacının 25.01.2016 tarihli ihtarnamesinin davalıya tebliği edildiği 27.01.2016 tarihinden iki gün sonrası olan 29.01.2016 tarihinden (davacının temerrüt ihtarından) takip tarihi olan 15.02.2016 tarihine kadar, talep gibi avans faizi oranı üzerinden işlemiş 239,50 TL temerrüt faizi alacağının bulunduğu hesaplanmış ise de, davacı talebi 84,53.-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, mahkemece davalı talebine itibar edilmesi durumunda ise davacının davalıdan herhangi bir alacağı olmayacağının tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın, 48.974,23 asıl alacak, 84,53 işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.058,76 TL üzerinden iptaline, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 10,50 avans faizi uygulanarak devamına, takip konusu alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 9.795,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve 67.500 USD’nin bütçe desteğine ilişkin olup kalan 22.500 USD’nin davacı şirketin sözleşmenin 7. maddesinde yerine getirmeyi üstlendiği bedelsiz içki edimine ilişkin olduğunu, iş bu 22.500 USD’lik bedelsiz içki edimine mahsuben sözleşme süresi boyunca toplamda 8.336,70 TL tutarında ürünün müvekkili şirkete teslim edildiğini, sözleşmenin imzalandığı 2010 yılından fesih tarihine kadar 9290 şişe ürün satın alan müvekkili şirkete, satın alınan her şaraba mukabil bedelsiz şarap verileceğine dair tarafların mutabakata vardıklarını, Dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemelerinde de anlaşılacağı üzere, davanın konusunun taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmeden kaynaklanmakta olup, müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen iş bu sözleşmenin davacı- alacaklı şirket tarafından fesih edildiğini ve müvekkili tarafından sözleşmenin tamamlanması bakımından edimlerini yerine getirme imkanının ortadan kaldırıldığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı yanca feshedilmesi neticesi ticari ilişkinin tasfiyesi kapsamında, davacının davalıya ödemiş olduğu bütçe destek pirimi tutarının, sözleşmenin ifa edilmeyen kısmına karşılık gelen bölümünün tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki Beyoğlu … Noterliğinin 25 Ocak 2016 tarihli … nolu yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde; keşidecenin …, muhatabın … Ltd. Şti ve … oldukları, ihtarname konusunun ise taraflar arasında aktedilen 01.04.2012 tarihli sözleşmenin feshi ve muhattap tarafına ödenen prim tutarının muhattapça yapılan alım miktarı karşılığı mahsup edilerek geri kalan prim ödemesinin iadesi talebini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Davaya esas İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçluların … Ltd. Şti. ve …, takibe konu asıl alacağın 48.974,23 TL prim iade alacağı, 84.53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.058,76 TL olduğu, takip sebebi olarak taraflar arası akdedilen 01.04.2010 tarihli sözleşmenin feshi sebebiyle sözleşmenin 5/i maddesi uyarınca ödenmiş olan prim bedelinin iadesinin gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlular vekili itiraz dilekçesinde, müvekkillerinin alacaklı tarafa herhangi bir boçlarnı bulunmadığından bahisle tüm borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. İcra dosyasına ekli “Sözleşme” isimli belgenin incelenmesinde; …’nın satıcı, …’in alıcı sıfatının bulunduğu, …’ün sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin konusunun ithal şarap satım-alımına ilişkin olduğu, sözleşme süresinin 01.04.2010 tarihinde başladığı ve 15 bin şişe ürün alımı yapılana kadar devam edeceği, sözleşmenin 4. maddesinde kararlaştırıldığı üzere, alıcının satın aldığı şarapların bedelini fatura kesim tarihinden itibaren altmış gün vadeli olarak ödeyeceği, ödemelerin alıcıdan nakit olarak tahsil edileceği, yine sözleşmenin özel şartlar başlıklı 5. maddesinin i bendinde satıcının alıcıya anlaşma imzalandığında 90 bin USD bütçe vereceği ve karşılığında hizmet bedeli faturası alacağı, anlaşmanın başladığı tarihte satıcı firmanın alıcı firmaya 45 bin USD bütçe desteği ödeyeceği, kalan 45 bin USD’nin 22 bin 500 USD’lik kısmını bedelsiz ürün şeklinde alıcı firmaya verileceği kalan 22 bin 500 USD’lik desteğin dağılımının ise 2010 haziran ayında 5 bin USD, 2010 Ağustos ayında 5 bin USD,2010 Ekim ayında 5 bin USD, 2010 Aralık ayında 5 bin USD ve 2011 Ocak ayında da 2 bin 250 USD ödeme şeklinde yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 7. maddesi kefalet başlığını taşımakta olup kefilin kefaletinin satıcının alıcıya sözleşmenin 4-1 maddesinde belirtilen 22.500 USD karşılığı bedelsiz şarap ve 67.500 USD para teslim ettiği miktar olan 90.000 USD’nin tamamı kadar olduğu yönündeki düzenleme ile kefilin kefalet limitinin belirlendiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 07.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ticari defterleri incelenmiş, davalının davacı adına 2010 yılı Nisan ayında 2012 Aralık ayı başına kadar toplamda 72 bin USD karşılığı 128,653,82 TL tutarında hizmet bedeli açıklamalı faturalar düzenlediği, davacının bu faturaların 28.01.2011 tarihine kadar olan 67.500 USD ‘lik kısmını “grisini sözleşmeye istinaden kota primi” açıklamasıyla, 4.500 USD’lik kısmını ise 01.11.2011 tarihinden itibaren “grisini kota primi sözleşmeye istinaden 22.500 TL’lik kısım” açıklaması ile ticari defterlerine kaydettiği, davalının ticari defterlerinde yapılan değerlendirmede takip tarihi itibariyle davalı yanın davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin 3. maddesinde yer alan 15 bin şişelik alım yapılana kadar sözleşmenin devam edeceği düzenlemesinin irdelenmesinde, söz konusu 15 bin şişe şarap alımına bedelsiz verilen ürünlerin dahil olmaması gerektiği, 90 bin USD’lik toplam bütçenin 22.500 USD’lik kısmının bedelsiz ürün olarak verileceği, 67.500 USD’lik desteğin 15 bin ürün alımı için geçerli olacağı, bu durumda ürün başı destek tutarının 67.500/15 bin = 4,5 USD olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Taraflar arasında 9.290 adet ürünün teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte bilirkişice 9.290 ürünün sadece bedelli ürünler olduğu kabul edilerek davalı yanın hak edeceği prim tutarı 4,5×9,290=41.805,00 USD olarak hesaplanmıştır. Davacı yanın bütçe desteği olarak 67.500,00 USD ödediği, sonuç olarak davacının davalıdan 67.500-41.805=25.695,00 USD fazla ödemeye dayalı alacağı olduğu, sözleşmenin incelenmesinde 90 bin USD’lik bütçenin 22.500USD’lik kısmının satıcı firmanın belirlediği tarihte beş eşit parçada 4.500 USD’lik periyotlar halinde sevk edilmek suretiyle bedelsiz ürün şeklinde alıcı firmaya verileceği göz önünde bulundurularak, davalı yanın bedelsiz ürün tesliminden ötürü 22.500-4.500=18.000 USD alacaklı olduğu, sonuç olarak davacı yanın fazla bütçe ödemesi nedeniyle ortaya çıkan alacağa ile davalı yanın davacıdan olan bedelsiz ürün alacağını mahsup edilmesi neticesi davacının davalıdan 25.695-18.000=7.695,00 USD alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davacı vekili, az yukarda bahsi geçen bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi vererek; sözleşmenin 5/i maddesine göre bilirkişilerce davalı şirketin davacı müvekkilinden 22.500 USD bedelsiz ürün teslimi gerekçesiyle alacaklı olduğuna ilişkin değerlendirmeye itiraz ettiklerini, zira sözleşmenin 6 nolu fesih maddesi uyarınca da davalı şirket fesih tarihinde sözleşme kapsamında kaç adet ürün satın almış ise o kadar ürün karşılığı bütçe desteğinden kazanacağını, fazla ödenen bütçe desteği var ise müvekkiline iadesi gerekeceği, sonuç olarak 22.500 USD ürün desteğinin verilen bütçe desteği kapsamına alınmadan hatalı şekilde davalı şirket alacağı gibi değerlendirildiğini, esasen sözleşmeye göre toplam 90 bin USD bütçe desteği karşısında davalı şirketin 15 bin adet ürün satın almayı taahhüt ettiğini, ürün başına verilecek bütçe desteğinin 6 USD olduğunu, davalının müvekkilinden toplam 9.200 adet ürün satın aldığını, bunun 250 adetinin bedelsiz ürün desteği kapsamı olduğunu ve mahsubu gerektiğini sonuç olarak 9.033×6=54.498 USD’nin davacının hak kazandığı prim bedeli olduğu, ancak davacı tarafından davalı şirkete toplamda 72 bin USD prim ödemesi yapıldığından davacının 17.502 USD fazladan prim ödemesi yapmış olduğu hususları bildirilmiştir. Davalılar vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; davacı tarafın sözleşme gereği 22.500 USD tutarında bedelsiz içki verme taahhüdü altına girmesine rağmen davalı yanın bedelsiz içki karşılığı keşide ettiği ve davacı şirket tarafından imzalanan toplam fatura bedeli 4.600 USD olmakla, davacı vekili taahhüdünün eksik olarak yerine getirmiş olduğunu, davacı tarafın sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiğini, bu sebeple davalının sözleşme gereği satın alma taahhüdü altına girdiği 15 bin şişe ürünü satın alamadığını, bahsi geçtiği üzere 22.500 USD’nin 4.600 USD’lik kısmı davacı tarafından ifa edildiği için geri kalan 17.900 USD’lik kısmını davacının talep ettiği miktardan takas ettiğini beyan ederek bilirkişi raporlarına itiraz etmiştir. 17.08.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; sözleşmede yer alan 22.500 USD’lik bedelsiz içki taahhüdünün sözleşmenin fesih edilmesine rağmen davacı yanca yerine getirilmesi gereken bir taahhüt olup olmadığı hususunda değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Bu kez farklı bilirkişilerce 16.10.2018 tarihli rapor düzenlenmiştir. Bu raporda her iki taraf ticari defterleri incelenmiş, ihtilafa konu yedi adet faturanın her iki yanın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacının fatura tutarlarını 4.500 USD şeklinde esas aldığı, davalının ise fatura tutarlarını 4.600 USD olarak esas aldığı, davacının 22.500 USD ‘lik bedelsiz numune ile ilgili edimin 4.500 USD’lik kısmını ifa ettiği, aynı zamanda taahhüt ettiği toplam 90 bin USD’lik bütçenin de 18 bin USD’lik kısmının ifa edilmediği, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının keşide ettiği 25.01.2016 tarihli noter iddianamesiyle fesih edildiği, sözleşmenin 5/ı nolu maddesinin irdelenmesinde, davacı satıcının davalı alıcıya 90 bin USD bütçe desteği ödeyeceği, bu tutarın 67.500 USD’lik kısmının para verilmek suretiyle geriye kalan 22.500 TL’lik kısmının ise bedelsiz ürün verilmek suretiyle ödeneceği, sözleşmenin 6 nolu maddesine göre toplam 90 bin USD’lik bütçe desteği ödemesi vaadinin davalı alıcı tarafından 15 bin adet şişe alımının yapılmasına bağlandığı, sonuçta toplam 90 bin USD’lik ödeme için 15 bin adet şişe verildiği kabul edilirse ürün başına bütçe desteğinin 6 USD olduğunu, davalı alıcıya 67.500 USD nakit ödendiği, geri kalan 22.500 USD’lik bedelsiz ürüne istinaden davalı yanınca 8.336,70 TL karşılığı 4.500 USD tutarında mahsup yapıldığı, böylece 72.000 USD’lik ödeme yapıldığı, buna karşılık davalının 9.290 adet ve 257 adet olmak üzere toplamda 9.033 adet mal aldığı ve davalının kazandığı bütçe desteğinin 9.033×6=54.498 USD olduğu, davacı davalıya 72 bin USD ödeme yapmakla sonuç olarak davalının 17.502 USD ‘yi iade etmesi gerektiği, davalının iade etmesi gereken tutarın takip tarihindeki karşılığı 2.941 TL üzerinden toplam 51.527,64 TL olmakla, davacı talebinin ise 48.924,23 TL olduğu, işlemiş faizin ise 84.53 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; her ne kadar dosya içerisindeki 07.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda 90 bin USD’lik toplam bütçenin 22.500 USD’lik kısmının bedelsiz ürün olarak verileceği sözleşmenin 3. maddesi gereği, 67.500 USD’lik desteğin 15 bin ürün satın alımı için geçerli olacağı, bu durumda ürün başı destek tutarının 67.500/15 bin = 4.5 USD şeklinde hesaplanması gerektiği yönünde değerlendirme yapılmış olsa da davacı vekili, bahsi geçen rapora itiraz ederek davalı şirketin, sözleşmenin feshedildiği tarihinde satın almış olduğu ürün fiiliyatta ne kadarsa bu miktarın gözetilerek müvekkilinin ödemesi gereken bütçe desteği bedelinin hesaplanması gerektiğini, sonuç olarak müvekkili tarafından davalı yana verilen 22.500 USD ürün desteğinin müvekkilinin sözleşme gereği ödeyeceği bütçe bedeli kapsamında hesaplanması için ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince alınan ek raporda 22.500 USD’lik bedelsiz içki taahhüdünün sözleşmenin davacı yanca feshedilmiş olduğu hususu ile birlikte mahkemece değerlendirilmesi yönünde kanaat bildirilmiş, ilk derece mahkemesince farklı bilirkişilerden 16.10.2018 tarihli rapor alınmıştır. İlk derece mahkemesince 16.10.2018 tarihli rapor esas alınmak suretiyle karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5/I nolu maddesindeki düzenlemede satıcının alıcıya 90.000 USD promosyon/katkı bedeli adı altında bütçe desteği ödeyeceği, bu tutarın 67.500 USD’lik kısmının nakit olarak, kalan 22.500 TL’lik kısmı bedelsiz ürün verilmek suretiyle ödeneceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının sözleşmenin 6 nolu maddesi uyarınca yazılı bildirimde bulunmak suretiyle feshettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca alıcının, bütçe bedeli olarak tahsil ettiği bedelin sözleşmenin feshedildiği güne kadar yapılan cironun oranı kadar kısmını kendi uhdesinde tutarak, geri kalan kısmını satıcıya geri ödeyeceği kararlaştırılmıştır . Sözleşmenin 3 ve 5/A maddelerinin incelenmesinde; anlaşmanın başladığı tarihte satıcı firmanın alıcı firmaya 45 bin USD bütçe desteği ödeyeceği, kalan 45 bin USD’nin 22 bin 500 USD’lik kısmını bedelsiz ürün şeklinde alıcı firmaya verileceği, dolayısıyla toplam 90.000 USD’lik bütçe desteği ödemesi vaadinin, 15.000 adet/şişe alımının davalı/alıcı tarafından gerçekleşmesi amacıyla yapıldığı sonucuna varıldığından , sözlemede kararlaştırılan ürün başına bütçe desteğinin 6 USD olduğu yönünde kanaat oluşmuştur. Yargılama aşamasında ihtilafa konu yedi adet faturanın her iki yanın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu bilirkişi incelemesi neticesi tespit edilmiştir. Davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre, 22.500 USD tutarındaki bütçe desteği kapsamındaki ediminin 4.500 USD tutarındaki kısmını ifa ettiği, 67.500 USD tutarındaki kısmın ise davacı yanca nakit olarak ödendiği defterlerde sabittir. Yine davalının toplamda 9.033 adet şişe ürün aldığı anlaşılmaktadır. böylece davacının sözleşme gereği sonuç olarak 9.033×6=54.498 USD bütçe desteği yapması gerekmekte olup davacı toplamda 72 bin USD ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin 6 nolu fesih maddesi uyarınca davacı satıcının önceden ihtar göndermek suretiyle sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğuna ilişkin düzenleme yapılmış olmakla, ortada haksız bir fesih bulunduğundan söz edilemeyecektir. Sonuç olarak, sözleşme gereği davacının davalı yana 90.000 USD tutarında bütçe desteği ödeyeceği, ihtilafın davacı yanca verilemesi kararlaştırılan 22.500 TL’lik bedelsiz ürünün bütçe desteği kapsamında kabul edilip edilmeyeceği meselesinden kaynaklandığı; az yukarıda bahsi geçen sözleşmenin 7. maddesinin 3, 4 ve 5/A maddelerinin birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda açıklandığı üzere, bu bedelin bütçe desteği olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde kanaat oluşmuştur.Davacının bütçe desteği kapsamındaki 22.500 TL bedelsiz ürünün 4.500 USD tutarındaki kısmını ifa ettiği, davacı yanca bütçe desteği kapsamında nakit olarak ödenen 67.500 USD’lik kısımda gözönünde bulundurulduğunda davalının iade etmesi gereken 17.502 USD toplam tutarın takip tarihindeki karşılığı 2,941 TL üzerinden 51.527,64 TL olduğu, hükme esas alınan 16.10.2018 tarihli bilirkişi raporu ile hesaplanmakla davalı vekilinin takas hakkını kullanmasına imkan verecek koşullarının da somut olayda oluşmadığı, zira yukarıda anlatılanlar ışığında davalının mevcut sözleşme ilişkisi kapsamında karşı bir alacak hakkının zaten doğmadığı kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın isabetli olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davalılar vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1 675,50 TL istinaf nispi karar harcının davalılardan müteselsilen tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.