Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1461 E. 2019/1118 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1461
KARAR NO : 2019/1118
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ :27/03/2019
NUMARASI : 2019/666
TALEP KONUSU: İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi ve şirket müdürünün azli davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kurucu tek ortağı iken, yapılması planan inşaat işinin tamamlanması amacıyla sahip olduğu payının bir kısmını noter hisse devir sözleşmesi ile …’a devrettiğini, böylece adı geçenin şirket ortağı olduğu gibi münferiden şirketi temsil yetkisi tanındığını, dolayısıyla müvekkili ile birlikte şirketin müdürü sayısının 2’ye çıktığını ve fakat müdürler kurulu başkanın tayin edilmediğini, müvekkilinin yüklenilen inşaatın tamamlanması için çeşitli hesaplardan …’ın hesabına muhtelif tutarlarda ödeme yaptığını, ancak şirket müdürü …’ın inşaatın tamamlanması için hiç bir girişimde bulunmadığını, özen ve bağlılık yükümlerini ihlal ettiğini, ayrıca şirkette pay sahibi olan iki ortağın şirket müdürü olması ve diğer ortak müdür …’ın yöneitm kurulu ve genel kurul yapılması konusunda olumsuz tavrı nedeniyle yönetim ve genel kurulun yapılmadığını belirterek genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesine, şirket ortağı ve müdürü …’ın yönetim ve temsil hakkının kaldırılmasına ve tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar bu müdürün tasarruf yetkisinim sınırlandırılarak hisselerinin yönetimi için kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince 27.03.2019 tarihli ara kararıyla, şirket müdürünün kötü yönetimi bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, şirketin yönetiminin ve hesaplarının onayının kayyıma tabi tutulmasının şirketin faaliyetlerini aksatabilecek nitelikte olduğu gibi limited şirketlere kayyım atanmasının esasen istisnai bir çözüm olduğu, temelde amacın şirketin sürekliliğini sağlamak olduğu bu sebeple şirketin yasal organlarının yerine alıp, şirketi yönetmesi ve temsil etmesi söz konusu olacak kayyımın ancak istisnai hallerde atanabileceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Talep, davalı şirket müdürünün şirket müdürlüğünden azli ve yerine kayyum atanması ile genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi istemli davada şirket müdürünün yerine kayyım atanması yönünde tedbir kararı verilmesine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı HMK 390/3 maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir.TTK.nın 630. maddesinin II. fıkrasında; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” Aynı maddenin III. Fıkrasında ise; “Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” denilmektedir.Kayyım atanması geçici bir hukuki koruma tedbiri olup, somut olayda davacı ortak tarafından ileri sürülen iddialar ve dosya kapsamı gözönüne alındığında yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/09/2019
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.