Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1456 E. 2019/1128 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1456
KARAR NO : 2019/1128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/361 D.İş – 2019/384 D.İş Karar
TARİHİ: 11/04/2019
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
Alacaklı vekilince bonoya dayalı olarak borçlu aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, süresi içinde borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Alacaklı vekili, borçlunun vadesi geçmiş bono nedeniyle müvekkiline karşı borçlu olduğunu belirterek, tüm talep hakları saklı kalmak kaydıyla 110.000,00 USD alacağının tahsilinin garanti altına alınabilmesi amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince 25.02.2019 tarihli kararla, alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 584.529,00 TL alacağın %15’ine tekabül eden 87.679,35-TL teminat karşılığında İİK’nın 257/1. maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunu’nun koyduğu sınırlar içinde (tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İTİRAZ İhtiyati hacze itiraz eden vekili 05/03/2019 tarihli dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin tanzimi esnasında, müvekkiline baskı ile keza bir kısım geçerlilik unsuru boş tutularak sonradan doldurmaya müsait kambiyo senedi niteliğini haiz olmayan bir matbu senet sayfası imza ettirildiğini, müvekkilin rızası hilafına ve onayı alınmaksızın sonradan doldurulmuş olduğu bildirilerek borca itirazı ve senedin takibe eklenmediği bildirilerek de şikayeti havi davalar ikame edildiğini, bu davalarda tedbir isteminde bulunulduğunu, tanzim tarihinin ve iş sözleşmesinin imza tarihinin paralellik gösterdiğini, keza aynı hususu istifa tarihi ve sonradan doldurulduğu bilinen ödeme tarihi ile de praralellik gösterdiğinin mübrez delillerle belli olduğunu, belgenin baskı ile imzalatıldığı yönünde karine mevcut olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra işlemlerine başlandığını, zaten işverenin işçisinin işe girişinin akabinde 110.000,00 USD borç vermesinin hayatın ve ticaretin olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin kılavuz kaptan olup yıllardan beri ülkemiz karasularında, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na bağlı işçi olarak çalışmaya ve limanlarda Türk ve yabancı bayraklı gemilere ilişkin kılavuzluk hizmetini ifa etmekte olan saygın ve sayılı mesleklerden birine sahip yerleşim yeri sabit bir gerçek kişi olduğunu, müvekkilinin aleyhine öncelikle esastan takibe geçildiğini, ihtiyati haczen devam edildiğini, dosyadan derhal haberdar olunduğunu beyan ederek, ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 11/04/2019 tarihli ek kararla; “…O halde ihtiyati haciz kararı, İcra ve İflas Kanunu’nun 257/I nci maddesindeki koşulların değerlendirilmesi suretiyle verilmiştir. İtirazın ise anılan yasanın 265/I nci maddesinde gösterilen itiraz sebeplerinden hiç birisine uymadığı sonucuna varılmıştır. Mahkememizce alacak miktarı ve yerleşik uygulamalar gözetilerek teminat alınmış ise de teminatın iadesi hususu müteakip aşamalarda takdir ve değerlendirilebilecek bir husustur. Elbette teminatın iadesi talebi, yasal koşullar oluştuktan sonra değerlendirilecektir. Bu nedenle buna yönelik talebin bu aşamada itiraz sebebi olarak kabulü mümkün değildir. (Güler AKIN, Mustafa AKIN İhtiyati Haciz Nedeniyle Alınan Teminatın İadesi, İstanbul Barosu Dergisi Eylül-Ekim 2016 Sayfa 45-61)… ” gerekçesiyle, itiraz eden borçlunun tüm itirazlarının reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, itiraz eden borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından senede dayalı olarak iş mahkemesinde menfi tespit davası açıldığından itirazı inceleme görevinin esas davaya bakmakla görevli iş mahkemesine ait olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu, işe girerken boş ve imzalı olarak alınan teminat senedinin sonradan doldurulduğunu, gerek ihtiyati haciz kararında gerekse ek kararda alacaklı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin de doğru olmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin, itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir. Borçlu vekilinin itirazının reddine dair ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Talebe konu 17.08.2017 düzenleme tarihli, 20.02.2019 vadeli, 110.000 USD tutarlı senedin keşidecisi …, lehtarı ….A.Ş. olduğu anlaşılmaktadır.İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen, senedin işe girerken teminat amaçlı olarak boş ve imzalı olarak alındığı ve sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, bedelsiz olduğu şeklindeki itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte hususlar olup (nitekim taraflar arasında menfi tespit davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır) ihtiyati hacze itiraz aşamasında dinlenemez. İtiraz edenin itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği istikrarlı Yargıtay kararlarında vurgulanmıştır (Yargıtay 11. HD 19/09/2016 tarih, 2016/8376-7358 E.K sayılı ilamı).Diğer yandan, ihtiyati haciz kararına itirazın 05/03/2019 tarihinde yapıldığı, esas davanın, istinaf dilekçesinde de ileri sürüldüğü üzere, İş Mahkemesinde 27/03/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz tarihinden sonra asıl davanın açıldığı sabit olmakla, ihtiyati hacze itirazın ihtiyati hacze karar veren ilk derece mahkemesince karara bağlanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararda alacaklı vekili lehine karar tarihinde yürüklülükte olan AAÜT’nin 2.kısım 1. Bölün 1/b bendindeki esaslarına göre vekil ücreti tayini de doğrudur. Açıklanan bu nedenlerle istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12/09/2019