Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1454 E. 2020/594 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1454
KARAR NO: 2020/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2018/33 Esas – 2019/450 Karar
TARİHİ: 18/04/2019
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili … nun 28 Mart 1997 tarihinde … San.ve Tic. Ltd. Şirketini kurduğunu, müvekkilinin memur olan kardeşi … ticari şirket ortağı olamayacağından 25/04/2005 tarihinde …’nun oğlu …’nu ortak yaparak, şirkete müdür yetkisi ile aldığını , 08/06/2005 tarihli resmi gazetede yayınlanan ilan ile …’nun 10 yıl süre ile davacı … ile birlikte tek imza ile münferiden şirketi temsile yetkili olduğunu, … emekli olduktan sonra 17/05/2011 tarihinde yayınlanan 2011/1 sayılı ortaklar kurulu kararı ile davacının hisselerini … ve …’na devir ettiğini, Bu ortaklıktan müvekkili …’nun herhangi bir bedel almadığını, …nun davacının İzmir ve Ayvalık da ağırlıklı olarak bulunmasını bahane göstererek şirket hesapları ve işleri ile ilgili gerekli bilgileri vermediğini, çocukları …’nu şirketin İstanbul Bölge Müdürü ve …’ü de Genel Müdür Yardımcısı yaptığını, Davalı … nun … Ürünlerindeki hissesini de 30/12/2016 tarihli karar ile üçüncü bir kişiye devir ettiğini, işleri dışardan yürüttüğünü,
Müvekkilinin aile arasında sorun çıkmasını istemediği için Ankara … Noterliği’nin 07/07/2015 tarih ve … kararı ile … Ürünler Turizm San ve Tic Ltd Şti’deki hisselerini …’na devir ettiğini, şirketin hisse devri ile ilgili bedelin ödemesinde büyük sorunlar yaşandığını, taraflar arasında hukuki ve cezai davalar baş gösterdiğini, Müvekkilinin davalıların ortaklık devam ederken; İstanbul … Noterliğinin 16/01/2015 tarih ve .. yevmiye no’lu Ana sözleşmesine sahip “…” ni kurduklarını öğrendiğini, bu arada da aynı isimde iştigal konusu aynı olan bir başka firma kurup rekabete geçtiğini, müvekkilin kurduğu ve kendilerine verdiği müşteri portföyü bilgi birikim ve deneyimini kullanıp haksız kazanç sağladıklarını belirterek; davalıların haksız rekabet eylemlerinin tespiti ile davalıların kendileri veya kurdukları firma aracılığı ile yaptıkları işlerden dolayı kazandıkları ücretler veya alacaklar için, müvekkilinin maddi tazminat talepleri dava aşamasında gerçek değeri ortaya çıktığında HMK md. 107 uyarınca arttırılmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile; davalı …’dan 15.000TL manevi 5.000.-TL maddi, davalı …’ dan 15.000TL manevi 5.000TL maddi, davalı …’den 15.000TL manevi 5.000TL maddi, davalı … San ve Tic Ltd Şti’den 15.000TL manevi 5.000TL maddi tazminatın davalıların kurduğu şirket tarihi olan 16/01/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınarak müvekkile verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … kendi adına ve … San ve Tic Ltd Şti yi temsilen verdiği 19/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle; davacı amcasının suçlamalarını kabul etmediğini, 14 yaşından beri kendisinin yanında çalıştığını, kendisinin talimatıyla kardeşi ile birlikte 2014 yılı sonunda yeni şirketi kurduklarını, kurulan şirketten haberinin olmadığı beyanını kabul etmediklerini, buna ilişkin mail yazışmasını cevap dilekçesi ekinde sunduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … 18/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediğini,şirket hisselerini oğlu …’ndan devir aldığını, davacının davalı olarak … şirketine karşı Ankara 3 Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesin de “… markasına yapmış olduğu tecavüzün tespiti ile haksız rekabet eylemlerinin men’ine ve önlenmesine” ilişkin dava açtığını, davacının bizzat talimatı ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti’ni kurulduğunu, şirketlerin maddi takibinin her zaman kendisinde olduğunu, şirketin kontrolünün de kendisinde olduğunu, her gün kendi hazırlamış olduğu bir yazılım programı ile kendisine rapor sunulduğunu, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … 18/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle; resmi ikametgahının Ankara olmasından dolayı yetki itirazında bulunduğunu, iş bu davada ileri sürülen iddialarla ilgili olarak, davacının açmış olduğu İzmir Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi nin 2017/647 Esas sayılı davasının halen derdest olduğunu, ileri sürülen iddiaların hiç birisini kabul etmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 18/04/2019 tarihli, 2018/33 Esas – 2019/450 Karar sayılı kararında, “…Davalıların süresinde olmayan aktif ve pasif husumet ehliyeti ise 6100 sayılı HMK gereğince mahkemece res en de değerlendirilebileceğinden dikkate alınmıştır. … San. Ve Tic. Ltd. Şti nin zararı için davayı ancak şirket veya şirket ortağı açabilecektir.Bu husumet dava şartıdır. Haksız rekabetten ve özen yükümlülüğünden zarar gören dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin getirtilen ticaret sicil kaydından davacı … nun dava tarihinde şirket ortağı olmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenle açılan davada; husumet dava şartı gerçekleşmediği, ancak somut olayda bu koşulların hiçbirisinin oluşmadığı, alınan kararların içerikleri itibariyle kanunen izin verilen ölçü dışında bilgi alma ve denetleme ve inceleme hakları ihlal ettiğinden söz edilemeyeceği…” gerekçesiyle ava şartı yokluğundan davanın usulen reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkili …’nun 28 Mart 1997 tarihinde … San. ve Tic. Ltd. Şirketini kurduğunu, 2005 yılına kadar şirketi büyüttüğünü ve Türkiye’de ilaç sektöründe ciddi iş ve ciro yapan tanınan bir firma haline getirdiğini, öğretmen olan kardeşi …’nu şirkete ortak olarak aldığını, fiilen memur olan kardeşini ticari şirkete ortak olamayacağı için davalı …’nun oğlu olan …’na 18 no’lu ortaklar kurulu kararı ile müdür yetkisi verildiğini, sonrasında 08/6/2005 tarihli resmi gazetede yayınlanan ilan ile şirket ortağı olamayan …’na 10 yıl süre ile davacı … ile birlikte tek imza ile münferiden şirketi temsil edecek müdür yetkisi verildiğini, ne zaman ki …’nun emekli olduğunu, o zaman resmi gazetenin 17/05/2011 tarihinde yayınlanan ortaklar kurulunun 2011/1 kararı ile …’na İstanbul … Noterliği’nin 02/05/2011 tarih ve … yevmiye nolu hisse devri sözleşmesi ile hisselerini devir ettiğini, müvekkilinin bu ortaklık ile ilgili herhangi bir bedel almadığını, Davalıların TTK m. 626 ve TBK’nın 553’e aykırı davrandığını, ancak ne yazık ki müvekkilinin bu durumu fark etmesinin uzun zaman aldığını, tüm bu nedenlerle husumet yokluğundan davanın reddedilmemesi gerektiğini, davalıların, müvekkilinin arkasından dolanarak İstanbul … Noterliğinin 16/01/2015 tarih ve … yevmiye no’lu Ana sözleşmesi ile ortakları … ve … olan “…” ni kurmaları da hisse devrinden 6 ay öncesine denk geldiğini, müvekkilinin kardeşi ve yeğenlerine güvendiğini, firmanın aktifini boşaltacaklarını aklından dahi geçirmediğini, tüm bunlar dosyaya sunulan deliller ile sabitken davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesinde de yer alan haksız rekabete ilişkin düzenlemelerin amacının bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak belirtildiğini, ayrıca Borçlar Kanunu’nda yer alan düzenlemede ise asıl amacının haksız rekabeti oluşturan fiillerin işlenmesi ile ortaya çıkan zararın giderilmesi olduğu belirtildiğini, haksız rekabeti oluşturan eylemler sonucunda zarara uğradığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava tarihinden önce şirket ortağı olan davacının diğer şirket yönetici ve ortakları ile davalı şirket aleyhine sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları ile haksız rekabet yasağını ihlal ettikleri iddiasıyla uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın davacının dava tarihinde şirket ortağı olmadığı, davayı dava dışı şirket ve ortağının açabileceği, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davacının ortaklık sıfatının sona erdiği ve bu nedenle aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle dava usulden reddedilmiş ise de; öncelikle davacının manevi tazminat talebi, kendi kişilik haklarının zarar gördüğü iddiasına dayalı olduğundan, bu talep yönünden davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığından söz edilemeyeceği gibi, mahkemece manevi tazminat talebinin hiç değerlendirilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur. Maddi tazminat talebi yönünden ise öncelikle davacının talebine konu maddi zararın doğrudan doğruya davacı zararı mı yoksa ortağı olduğu şirketin zararı mı olduğu, yani iddiaya konu zararın doğrudan zarar mı yoksa dolaylı zarar mı olduğu netleştirildikten sonra davacının aktif dava ehliyetinin değerlendirilmesi gerekir. Çünkü davacının ortak olduğu dönemde gerçekleşmiş bir doğrudan zarar varsa, bu zarar davacının mal varlığında gerçekleştiğinden, ortaklık sona erdikten sonra dahi talep edilmesi mümkündür. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin bu konularda hiçbir araştırma, açıklama ve delil değerlendirmesi yapmadan karar vermesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı istinaf denetimine elverişli ve HMK 297. maddesindeki zorunlu unsurları içeren bir karar olmadığından, HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk deece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17/06/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.