Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1453 E. 2021/1384 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1453
KARAR NO: 2021/1384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2019
NUMARASI: 2014/235 Esas 2019/153 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 11/03/2014 günü akşam 19:15 saatlerinde müvekkiline ait işyerinde hırsızlık olduğunu, müvekkili şirkete ciro yolu ile gelen çek ve senetlerin kasa ile birlikte çalındığını, Bakırköy 7. ATM 2014/81, Bakırköy 14 ATM 2014/75 ve Bakırköy 10 ATM 2014/82 esas sayılı dosyalarında çek ve senet iptali davası açıldığını, ödeme yasağı konulduğunu, muhatabı … bankası Bolu şubesi olan, … numaralı, keşidecisi …, keşide tarihi 15/04/2014, bedeli 6.500,00 TL, muhatabı … bankası Kemer Altı İzmir şubesi olan, … numaralı keşidecisi .. keşide tarihi 31/05/2014 bedeli 5.000,00 TL, muhatabı … Bankası Perpa şubesi olan … numaralı keşidecisi … Ltd . Şti, keşide tarihi 06/06/2014, bedeli 3.519,47 TL şeklinde belirtilen çeklerin çalındığını ve Bakırköy 7. ATM 2014/81 esas sayılı dosyasında ödeme yasağı kararı verildiğini, …’nin şikayeti üzerine Faktoring sözleşmesinin tarafı olan … hakkında 13 adet çek nedeni ile dolandırıcılık davası açıldığını ve Denizli 3 ACM 2015/115 -2016/228 sayılı dosyasında mahkumiyet kararı verildiğini belirterek, davaya konu çeklerin istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 09/03/2017 tarihli dilekçe ile seçimlik hakkını kullandığını ve davaya temlik alan varlık yönetim şirketine karşı devam ettiklerini bildirmiştir. Davalı temlik eden … vekili cevap dilekçesinde özetle; Basri nakliyat -… adlı şirket ile yapılan faktoring sözleşmesi gereğince davaya konu çeklerin alındığını, ciro silsilesinin bozulmadığını, ancak …’nın sahte kaşe ve imza ile iğfal kabiliyeti olan çekleri kendilerine verdiğini, Denizli C. Başsavcılığının 2014/22315 soruşturma dosyasında düzenlenen iddianame ile Denizli 3. ACM’de dava açıldığını, müvekkilinin kötüniyetinin ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin bu alacağı temlik ettiğini bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bu davalı, alacağını temlik etmiş ve temlik alan … A.Ş. davalı sıfatını almıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davacı ve çek cirantası … ile …- … arasında, Yine davacı ve çek cirantası … LTD Şti ile … -… arasında ticari ilişki bulunmadığı sabittir. Davaya konu çeklerde sahte kaşe ve sahte ciro ile çek silsilesinin bozulduğu temlik eden … aş nin adam çalıştıranın sorumluluğu gereğince çalışanı …’ nın yaptığı kötüniyetli işlemlerden sorumlu olacağı , yapılan işlemlerin 6361 sayılı yasanın 6 ve 9 maddesine uygun olmadığı , bu nedenle davacının çeklerin istirdadını istemekte haklı olduğu , takdir edilmiştir. Davacı davasını temlik alan … A.Ş. ye karşı devam ettirmektedir. Bu temlik alana karşı davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’nin davaya konu alacakları … A.Ş. ile aralarında imzalanmış olan alacak temlik sözleşmesi gereğince … A.Ş’ye devir ve temlik edildiğini, … A.Ş., 17/03/2017 tarihli karar ile … A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143. Madde 5. Fıkrası gereği bir varlık yönetim şirketi olarak Bankacılık Kanunu’nun 143/5 maddesi uyarınca 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na göre ödenecek damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan muaf olduğunu, Temlik eden …’nin davaya konu çeklerin yasal ve iyiniyetli meşru hamili olduğunu, müvekkilinin davaya konu alacağı iyiniyetli olarak temlik aldığını, çeklerde ciro silsilesinin düzgün olduğunu, kaldı ki davacı yanın hırsızlık iddiaları ispat edilemediğini, Hiçbir suretle kabul anlamına gelmemekle birlikte, temlik eden …’nin davaya konu çeklerin bankaya ibrazından önce teslim alınmasında kötüniyetli olduğunun veya ilgililerin bilerek ve isteyerek zararına davrandığının davacı yan tarafından ispat edilemediğini, Davaya konu çeklere yönelik temlik eden Faktoring şirketine karşı kambiyo senedinden kaynaklanan def’ilerin ileri sürülemeyeceğine ilişkin kurala ve bilirkişi raporu ile ciro silsilesinin düzgün olduğuna dair tespite rağmen ilk derece mahkemesi tarafından hukuki gerekçelerden yoksun bir şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin sebebinin anlaşılabilir ve kabul edilebilir olmadığını, Yukarıda sayılan nedenlerle ve re’sen belirlenecek sair sebeplerden ötürü, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdadı davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu 06/06/2014 tarih ve 3.519,47 TL tutarındaki çekin keşidesinin …. olduğu, çekin üzerindeki cirantaların sırasıyla …, .. – … ve davalı … oldukları, dava konusu diğer bir çekin ise 31/05/2014 tarih ve 5.000 TL tutarlı çek olduğu, çekin keşidecisinin … olarak görüldüğü, çekin sırasıyla …, … – …, davalı … A.Ş. ciro edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki … A.Ş.’nin … ile arasında akdetmiş olduğu 12/03/2014 tarihli faktöring sözleşmeleri uyarınca 12/03/2014 tarihinde … adına keşide edilen 05/03/2014 tarihli 21.900 TL tutarlı ve yine … adına 06/03/2014 tarihli 15.300 TL tutarlı faturaların ve … adına keşide edilen 7.700 TL tutarındaki faturanın … Şirketi’ne temlik olunduğuna ilişkin … tarafından düzenlenen belge bulunduğu, yine ekli çek teslimat bordrosunda …’in teslim eden sıfatının olduğu, … A.Ş.’ne davaya konu edilen keşidecisinin … olduğu, 06/06/2014 keşide tarihli 3.519,47 TL bedelli çek ile keşidecisi … olan 31/05/2014 tarihli 5.000 TL tutarındaki çekin de söz konusu teslimat bordrosunda görüldüğü, … A.Ş.’nin … hesabına … adına havale gönderdiği, dosya içerisinde keşidecisi …, …, lehdarın … olan 05/03/2014 tarihli 21.900 TL tutarlı 06/03/2014 tarihli 15.300 TL tutarlı faturalarla keşidecisi …, …, lehdarın … olan 07/03/2014 tarihli 7.700 TL tutarlı faturaların bulunduğu, dosya içerisinde … ve … arasında 12/03/2014 tarihinde yapılmış faktöring sözleşmesininde dosyada bulunduğu anlaşılmaktadır. Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/115 esas- 2016/228 karar sayılı, 28/06/2016 tarihli gerekçeli kararın incelenmesinde; katılanın … A.Ş., sanığın … olduğu, sanığın … A.Ş. ile girilen faktoring sözleşmesi kapsamında temlik ettiği fatura ve çeklere ilişkin olarak bunların gerçek bir ticari ilişkiyi yansıtmadığı, söz konusu faturaların sahte kaşelerle tanzim edildiği, faturalara binaen çeklerin çalıntı olduğu, sahte kaşeler üretilerek çeklerin cirolandığı, kaşelerin altına sahte imzalar atıldığı şeklindeki subuta eren eylemlerinden ötürü sanığın üzerine atılı suçun bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç kurumlarının aracı olarak kullanılmak üzere dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik olduğu, yargılama neticesi sanık …’nın hakkında mahkumiyet hükmü verildiği anlaşılmaktadır. Denizli 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/40 esas- 2019/130 karar sayılı, 13/03/2019 tarihli ilamının incelenmesinde; müştekilerin …, …, …, … Bankası, …şirketi, sanığın …, suçun bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik olduğu, sanığın sahibi ve yetkilisi olduğu “… – …” şahıs şirketine ait bir kısım faturaları ve bu faturalara ödeme aracı olarak temin edilen çekleri, …’e temlik ettiği, sanık tarafından temlik edilen faturaların gerçek bir ticari ilişkiyi yansıtmadığı, faturaların üçüncü kişilere ait kaşelerin sahte bir biçimde imal edilmesi ile düzenlendiği, faturalara binaen verilen çeklerin bir kısmının çalıntı, bir kısmının ise kopya çek olduğu, çeklerin sorgulanmasını güçleştirmek ve iğfal kabiliyetini artırmak için cirantalar bakımından sahte kaşeler kullanıldığı, eylemleri sübut bulmakla sanığın hem nitelikli dolandırıcılık hem de resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlemiş olduğundan bahisle hakkında mahkumiyet hükmü verildiği anlaşılmıştır. İsinafa konu eldeki dava dosyasında yargılama aşamasında alınan 27/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının dava dışı … Ltd. Şti. arasında var olduğu söylenilen ticari ilişkiye yönelik olarak davacının ticari defterleri, davacının sunduğu cari hesap hareketleri incelenmiş ve davacının … ile olan ticari ilişkiyi takip ettiği hesap içeriğinin davacı tarafından ibraz edilen belgelere uygun olduğu yönünde tespit yapılmış ancak davacının dava dışı …. ve dava dışı … ile arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Yine davalının dava dışı … ile arasındaki ticari ilişkinin irdelenmesinde davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış ve davalının 06/06/2014 ödeme tarihli 3.519,47 TL tutarındaki çek ile 31/05/2014 ödeme tarihli 5.000 TL tutarındaki çekleri dava dışı …, … firmasından aldığı, davalının … ile olan borç alacak ilişkisine dair kayıtlarının dosya içerisindeki cari ve hesap ekstresi ve diğer kayıtlarla örtüştüğü sonucuna ulaşılmıştır. Dosya içerisindeki faktöring sözleşmesinin davalı Faktöring şirketi ile dava dışı … ile … arasında 14/02/2014 tarihinde düzenlendiği, bahsi geçen taraflar arasında 2014 yılında defaten faktöring işlemlerinin yapıldığı bilirkişilerce tespit edilmiştir. Dava dışı … – …, dava dışı … adına 05/03/2014 tarihli … numaralı, 17.000 TL tutarlı satış faturası keşide etmiş ve söz konusu faturalardan alacağının tamamını davalı …’e temlik etmiştir. Dava dışı …’ın bu satış kapsamında dava konusu olan 15/04/2014 keşide tarihli 6.500 TL tutarındaki çeki davalı …’e teminat niteliğinde ciro ettiği, dava dışı … – …, dava dışı … adına düzenlediği 07/03/2014 tarihli 7.700 TL tutarındaki, dava dışı … adına düzenlediği 06/03/2014 tarihli 15.300 TL tutarındaki davacı şirket adına düzenlemiş olduğu 05/03/2014 tarihli 21.900 TL tutarındaki satış faturalarından doğan alacağının tamamını davalıya temlik ettiği, dava dışı … bu satışlara istinaden 31/05/2014 ödeme tarihli 5.000 TL tutarındaki ve 06/06/2014 ödeme tarihli 3.519,47 TL tutarındaki dava konusu olmayan çekleri davalı …’e teminat niteliğinde ciro etmiş olduğu, davalı … A.Ş.’nin bu şekilde çeklerin tarihine göre masraf hesaplayarak bu kapsamda davalı … firması adına 12/03/2014 keşide tarihli 88726 numaralı faturayı düzenlediği yönünde tespitte bulunulmakla davacının dava konusu 5.000 TL ve 3.519,47 TL tutarındaki çekleri müşterisi …’den dava konusu 6.500 TL tutarındaki çeki ise müşterisi …’tan cari hesap karşılığı aldığı, davalı …’in dava dışı … – … arasında ve yine davalı …’in … – … arasındaki faktöring sözleşmesi neticesi dava konusu çekleri ciro yoluyla aldığı, bu çek karşılığında masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı dava dışı firmalara banka havalesi ile ödediği anlaşılmaktadır. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/15825 hazırlık numaralı dosyasında … çalışan … hakkında söz konusu çeklerin sahte olduğu ve bu şekilde dolandırıldığı sebepleri ile soruşturma başlatıldığı, davalı …’in söz konusu çeklerin çalıntı olduğunu bildiği hale Bakırköy 14. ATM 2014/75 esas sayılı dosyasına müdahil olduğu sebebi ile davalının çeki iktisabında ağır kusurlu olduğun ileri sürerek davalının çekleri iade etmesini gerektiğini beyan etmiştir. Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesi davacının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde keşidecisi … tarihi 15/04/2014, bedeli 6.500 TL, keşidecisi … olan 31/05/2014 ve bedeli 5.000 TL, keşidecesi … 06/06/2014 tarihi ve bedeli 3.514,47 TL olan çeklerin kayıtlı olduğu, ancak söz konusu çeklerin çalındığı, davalı … A.Ş. ile dava dışı … arasındaki faktöring sözleşmesi uyarınca bahsi geçen keşidecisi … olan 31/05/2014 ve bedeli 5.000 TL tutarlı çeki ile keşidecesi … 06/06/2014 tarihi ve bedeli 3.514,47 TL olan çeklerin … tarafından davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır. Davacının ticari defterleri incelenmiş, davacının …, …- …, … ve … – … ile hiçbir ticari ilişkiye girmediği görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını, ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2. maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 22. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, TTK’nın 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Somut olayda dava konusu çeklerde ciro silsilesinde şeklen kopukluk olmadığı görülmektedir. Davacı taraf çeklerin yetkili hamiliyken çalınarak rıza dışı elinden çıktığını, davalının çeklere istinaden almış olduğu faturaların sahte olduğunu ileri sürmüş, davalı faktöring şirketi ise müşterisi olan dava dışı şirketten bir kısım faturalar ve bu faturalara istinaden bir kısım çekler aldığını ve bu şirkete ödemeler yaptığını savunmuştur. Davalı … şirketinin çekleri iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi noktasında; hiç şüphesiz ki davalı normal gerçek ve tüzel kişilere göre daha fazla dikkat, özen ve araştırma yükümlülüğü altındadır. İlk derece mahkemesince davalı … şirketinin müşterisi olan dava dışı şirketten fatura ve çekleri alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, bu şirketin mali durumuna ilişkin bir değerlendirme yapıp yapmadığı, faktoring işlemi yapılırken faturaların sahihliği yönünde bir araştırma yapıp yapmadığı, fatura ekindeki çek üzerinde yer alan ciroyu fatura borçlusuna yazılı şekilde teyit ettirip ettirmediği hususlarında hiç bir yargılama faaliyeti içine girilmeden eksik inceleme ile sonuca ulaşıldığı görülmektedir. Kabule göre de davacı vekilinin 09.07 2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde dava konusu çeklerin sahte olduğu ve davacının dolandırıldığı, davalı şirket Denizli şubesi çalışanı … hakkında bu kapsamda soruşturma bulunduğu yönündeki iddialar karşısında ilk derece mahkemesince soruşturma dosyasına ait bilgiler davacıdan sorularak ilgili dosyanın celbi sağlanmadan, yani hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında bu hususa dair hiç bir araştırma faaliyeti içine girilmeden az yukarıda bahsi geçen dava dışı şirket yetkilisi … hakkındaki ceza dosyasına ilişkin mahkumiyet hükmünün davalı şirket çalışanı hakkında verilmiş olduğu şeklindeki yanlış değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulması dosya içeriğiyle uyumlu olmamıştır.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı tarafın savunma gerekçesi ve delilleri tartışılarak yeniden yargılama yapılmak üzere, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18/11/2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.