Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1443 E. 2021/1370 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1443
KARAR NO: 2021/1370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2017/38 Esas 2019/252 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01.09.2016 tarihli “İstanbul Personel, Öğrenci ve Etkinlik Servisleri Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme ile davalı personelinin, öğrencilerinin ve üyelerinin taşınması için verilecek servis hizmetinin müvekkil şirket tarafından sağlanmasına karar verildiğini, sözleşmenin imzalanmasını müteakip müvekkil şirket tarafından davalı cemiyete sözleşmenin 9.1.maddesi gereği … Bankası, 01.09.2016 tarihli, 35.000,00 TL bedelli 1 (bir) adet teminat mektubu teslim edildiğini, teminat mektubunun nakde çevrildiğini, taraflar arası son cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, müvekkili şirketin, sözleşme ile üstlendiği tüm edimlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamede özellikle etkinlik servis araçlarının sözleşmedeki fiyattan yerine getirilmediğinin vurgulandığını, davalı tarafından tutulduğu iddia edilen tutanakların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arası imzalı sözleşme dayalı cemiyet tarafından haksız bir şekilde feshedildiğini, davalı ve müvekkili şirket arasında 29.11.2016 tarihli mutabakat mektubu ile 18.004,80 TL cari bakiye üzerinde mutabakat sağlandığını, davalı tarafından 28.11.2016 tarihinden itibaren sözleşmenin feshedildiğini, ancak aynı günün akşamı müvekkili şirketten taşıma işi talep edildiğini, müvekkili şirket davalının teminat mektup bedelini nakde çevirip gelir kaydetmesi sebebiyle zarara uğradığını, davalı tarafından teminat bedeli gelir kaydedildiği gibi mutabakat sağlanan cari hesaba ilişkin ödeme yapılmadığını, davalı tarafın haksızlığının açık olduğunu, davalının itirazının iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf savunmasında özetle; taraflar arasında 01.09.2016 tarihinde Personel ve Etkinlik Servisleri Sözleşmesinin imzalandığını, davacının müvekkili Cemiyetin İstanbul birimleri dahilinde görevli personelinin, öğrencilerinin ve üyelerinin taşınması için servis hizmetlerinin sunulması işini yüklendiğini, 28.11.2016 tarihinde keşide edilen Beyoğlu …Noterliğinin … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafından Cemiyet’e temin edilen servis araçlarının uygun nitelikleri olmadığını, davacının müvekkili Cemiyet nezdinde herhangi bir alacağı bulunmadığını bu sebeple İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibine itiraz edildiğini, sözleşme hükümleri gereğince teminat mektubunun paraya çevrilmesinin ve gelir kaydedilmesinin işleminin hukuka uygunluğun olduğunu, davacının Cemiyetten nezdindeki teminatının da gelir olarak kaydedildiğini ileri sürerek, davanın reddine, takepte esas değerin %20 sinden az olmamak üzere icra tazminatının davacıdan alınarak müvekkili Cemiyet’e ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davalı tarafın fesih gerekçesindeki diğer nedenlere ilişkin iddiaları yönünden ise, tarafların delil olarak sunduğu tutanak ve yazışma içeriklerinde geçen araçların teknik bakımı ve sürücülerin yasal belgelerine yönelik itiraz ve çekinceler yazışma içerikleri ve celbedilen resmi kayıtlar dikkate alındığından dinlenme olanağının bulunmadığı, davalı tarafça tutulduğu anlaşılan tutanakların ise sözleşmenin feshini gerektirir yoğunluk ve ağırlıkta esaslı nitelikte bulunmadığı, kaldı ki feshe ve başka firmadan hizmet alınacağına yönelik ihtar ve yazışma içeriğine karşın servis hizmeti alımına devam edildiği, diğer yandan sunulan e-mail içeriklerinden davalı iddiasının aksine davacı şirkete yönelik olumlu beyanlara da yer verildiği, birlikte değerlendirildiğinde feshin esası niteliklere dayanmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın heyet raporunda belirtilen miktar üzerinden kısmen kabulüne, alacağın likit oluşu ile davalının itirazında haksız bulunuşu dikkate alınarak icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi .” gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulü ile, 1-İstanbul …İcra Dairesinin … Takip sayılı dosyasında davacıya olan borç tutarının 53.004,80 TL olduğunun tespitiyle birlikte itirazın bu tutar yönünden iptali ile takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullar çerçevesinde kaldığı yerden devamına, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden sonuca ulaşıldığını, Dosyada mevut deliller arasında, 07/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu Beşiktaş … Noterliği kanalı ile keşide edilen ihtarnamenin, 28/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu Beyoğlu … Noterliği kanalı ile keşide edilen ihtarnamenin, 29/11/2016 tarihli … yevmiye sayılı Beşiktaş … Noterliği kanali ile keşide edilen ihtarnamenin ,02/11/2016 tarihinde Bostancı öğretmen servisi şoförü hakkında şirkete E- Posta yolu ile bildirilen Şoförün uslubu ve ve davranışlarını düzenlemesi gerektiği konulu uyarının bulunduğu, 18/11/2016 tarihli tutanakla şoförün sözleşmenin 4.15 hükmü gereğince değiştirilmesinin istenmiş olduğunu, Davacıya 21/10/2016 – 31/10/2016 döneminde ifa etmesi gerekirken etmediği taşıma hizmetleri gereğince toplamda 6.193,00 TL taşıma bedeli yansıtıldığını ve 5.600,00 TL cezai şart uygulanmış olduğunu, Muhtelif tarihlerdeki uygunsuz davranışlari nedeniyle davacıya defaten 200,00 TL cezai şart yaptırımı uygulanmış olduğuna ilişkin tutanaklar bulunduğunu, Yine davacı firmaya görevlendirilen araçlarda özen gösterilmesi ve sözleşmeye uygunluğun sağlanması için uyarı da bulunulduğunu, 20/09/2016 tarihinde düzenlenen tutanakla sürücünün sözleşmenin 4.1 – 4.20.1/c – 4.20.1/f – 4.20.1/p ve 4.20.2/c hükümlerine aykırılıkları sebebi ile 200,00 TL cezai şart yaptırımı uygulanmış olduğunu, İhlal ve diğer hukuki süreçlere ilişkin yapılan elektronik posta yazışmaları ve tüm bu kayıtların, davacı yanın cevaplarını da içerecek şekilde dosyaya sunulmuş olduğunu, ancak bu kayıtlar gözönünde bulundurulmadan hukuka aykırı şekilde karar alındığını, Burada gerekçeli karar kapsamında davacı hakkında tutulan ihlallere ilişkin tutanakların feshi gerektirecek yoğunlukta olmadığına dair ilk derece mahkemesinin değerlendirmesinin de yerinde olmadığını, Davacının yukarıda da sayılan, hizmet alımının daha ilk ayında dahi süreklilik arz eden ihlalleri ile bu ihlallerinin yanı sıra sözleşme kapsamında belirlenen ve taahhüt edilen etkinlik servis ücretleri hususunda davacının taahhütlerini yerine getirmekten imtina eden talep ve eylemleri neticesinde sözleşmenin çekilmez hale geldiğini, Davacı yanın sözleşmenin imzalanmasından 2 ay dahi geçmeden fiyat listesini değiştirmeye çalıştığını ve taahhüt ettiği fiyat listesinin oldukça üzerinde bir fiyat listesi uygulamak istediğini, Davacının … ve … tarafından belirlenen tarifelerin altında hizmet verdiği iddiasının ve bilirkişilerin aynı nitelikteki tespitlerinin yerinde olmadığını, Davacının etkinlik servisleri için uygulamak istediğini belirttiği tarifenin … tarafından belirlenen tarifeye göre de aşırı yüksek fiyatlar içeren bir tarife olduğu
Müvekkili …nin “…” cemiyetlerden olup 28/11/1990 tarih ve 3685 sayılı kanun hükümleri uyarınca bütün vergi, harç hisse ve fonlardan MUAF tutulmuş olduğunu, Müvekkil Cemiyet aleyhine harca hükmedilmiş olması 28/11/1990 tarih ve 3685 sayılı kanuna açıkça aykırı olduğunu, Yukarıda anlatılanlardan ötürü, davacının itirazın iptali talepli davasının reddine, İİK hükümleri uyarınca takipte talep edilen asıl alacak miktarın %20’sinden az olmamak üzere icra (kötüniyet) tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 28/11/1990 tarih ve 3685 sayılı kanun gereğince müvekkil Cemiyetin harçlardan muafiyeti göz önüne alınmak sureti ile Cemiyet aleyhine hükmedilen harçların kaldırılmasına, gerektiğinde davacı tarafından ödenmiş harçların davacıya iadesine dair hüküm tesisine, karar verilmesini, istinaf yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 67.madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Taşıma sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiası ile bu kapsamında oluştuğu söylenilen zararın giderilmesine ilişkin başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle eldeki dava açılmıştır. Davaya esas İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklının …, borçlunun Darüşşafaka , alacak miktarının 53.883,80 TL, borç sebebinin teminat mektubu bedeli ve cari hesap alacağı olduğu, itiraz eden vekilinin herhangi bir borçları olmadığından bahisle icra takibine, asıl borca ve faiz tutarına açıkça itiraz ettiği görülmüştür. Dosya içerisine” … personel ve etkinlik servisleri sözleşmesi ” yer almaktadır. Söz konusu sözleşmenin taraflarının … ve … oldukları, sözleşmenini konusunun sürücü ve araçlarla …nın isteğine uygun olarak İstanbul’daki personelinin öğrenci ve üyelerinin taşınması için servis hizmetlerinin … tarafından sağlanması hususundan ibaret olduğu, sözleşmenin taraflarca imzalanması ve teminat mektubunun şirket tarafından …ya verilmesi tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği ve bu tarihten itibaren 1 yıl yürürlükte kalacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 9.4.maddesinde ”Şirketin sözleşme maddelerine uymadığı, hizmet sözleşmesini belirilen şartlarda tamamlayamadığı,sözleşmedeki yükümlülüklerine göre yapmadığı …sözleşmenin … tarafından fesih edildiği hallerde işbu teminat … tarafından protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın gelir kaydedilir.” şeklinde düzenlendiği, yine sözleşmenin 4.20)p maddesinde ”…’nın olumsuz durumları tespit etmesi halinde en geç 3 gün içinde düzeltmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Aksi takdirde her yazılı tutanak için 200 TL cezai şart uygulanacaktır” şeklinde düzenlemelerin bulunduğu görülmektedir. Somut olayda davalı vekili az yukarıda bahsi geçen sözleşmenin ilgili maddeleri doğrultusunda; dosya içerisine ibraz ettiği tutanakları bu kapsamda davacı adına tahakkuk ettirdiği cezai şarta yönelik tek taraflı belgeleri gerekçe göstererek sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ve davacı tarafça verilen teminat mektubunu nakde çevirdiğini ileri sürmekte; davacı vekili ise ise sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini bu sebeple teminat mektubunun davalı tarafça haksız şekilde nakde çevrildiğini ve zararının oluştuğunu iddia ederek ilamsız icra takibi başlatmakta haklı olduklarını iddia etmiştir. Davacı tarafından karşı yana etkinlik servislerine dair fiyat teklifi sunulmuş, fiyat listesinde belirtilen fiyatların şehiriçi taşımacılık birim fiyatları mı yoksa şehir dışı taşımacılık birim fiyatları mı gözönünde bulundurularak hazırlandığı hususunda taraflar arasında önceye dayalı ihtilaf ortaya çıkmıştır. İstanbul Ticaret Odasının 08/11/2018 tarihli cevabi yazısının incelenmesinde ; servis araçlarının şehir içi ve şehır dışı birim fiyatlarına ilişkin rayiç bedel tespitinde 07/09/2017 tarih ve 2017/6-1-b sayılı … kararının göz önünde bulundurulabileceği belirtilmiştir. Dosya içerisindeki Beşiktaş … Noterliğine ait 07/11/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde; … tarafından … muhatap gösterilerek keşide edildiği, ihtarnamenin dayanağının … tarafından önceki zamanlarda tutulan 11 adet tutanak olarak gösterildiği, bu tutanakta yazılı sebeplerden ötürü hizmetin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle başka firmalardan hizmet alındığı sebeplerine dayanılarak tutanaklarda tespit olunan eksiklik ve aykırılıkların en geç on gün içinde sonlandırılması aksi takdirde sözleşmenin 14. Maddesi uyarınca herhangi bir iddia ve ihtar olmaksızın sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği bildirilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmet Müdürlüğünün 12/11/2017 tarihli yazı cevabının incelenmesinde ; yazı cevabının ekinde 24/08/2016, 07/09/2017 tarihli … kararlarının yer aldığı, söz konusu … kararlarındaki ücretlendirmelerin şehir içi taşımacılığına yönelik olduğu, sonuç olarak davacı şirket tarafından sunulan teklifin şehir içi etkinliklerinde uygulanamayacak şekilde sektör rayiç fiyatlarından düşük olduğu dolayısıyla teklifin ancak şehir dışı etkinliklerine yönelik olabileceği tespit edilmiştir. Dosya içerisindeki email çıktılarının incelenmesinde davacı şirket çalışanları tarafından davalı yana gönderildiğinin anlaşılmış, İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi rapor içeriğinden, davacı ticari defterlerinde davalının davacıya 30/11/2016 tarihi itibariyle 53.004,80 TL borçlu olduğu, davalı ticari defterlerinde yapılan tespit neticesinde 29/11/2016 tarihi itibariyle davacı şirketin keşide ettiği faturalar nedeniyle davalının davacıya 18.004,80 TL borçlu görüldüğü anlaşılmıştır. Yine bilirkişi rapor içeriğinde, davalının kısa mesafeler ve şehir içi geziler ve etkinlikler için sözleşme dışında şehirdışı fiyat teklifi ile hizmet alma talebinde bulunduğu, davalının teklif ettiği fiyatlar üzerinden davacının hizmet vermeyi reddettiği, davalının bunun üzerine aradaki sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih niteliğinde olduğu, davalı tarafın tek taraflı hukuki işlemlerle davacı adına 200.000,00 er TL lik 28 farklı iş açısından cezai şart tahakkuk ettirdiği, 29/11/2016 tarihi itibariyle 18.004,80 TL olan davacı alacak bakiyesi ile ilgili tarafların muvafakatının bulunduğu, davalı tarafça tahakkuk ettirilen bahsi geçen cezai şart miktar toplamının 13.393,00 TL olduğu, ancak söz konusu tutanakların davalı yanca tek taraflı hazırlanıldığı ve davacıya tebliğ edilmediği, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği yönünde mahkemede kanaat oluşması durumunda davacı alacağının 53.004,80 TL olarak hesaplanabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporundaki tespitlerde değerlendirilerek, taraflar arasında 01/09/2016 tarihli taşıma sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin davalı tarafından fesih yoluna gidildiği, davalının 14/e maddesine dayanarak sözleşmeyi feshettiği, davalı tarafın davacıdan sözleşme dışı taleplerinin bulunduğu, esasen davalının şehir içi gezi ve etkinlikler için şehir dışı fiyat üzerinden hizmet almayı talep edemeyeceği, davalı tarafın fesih gerekçesindeki nedenlerin fesih gerektirir nitelikte sebepler olduğunun dosya kapsamında ispatlanamadığı, tutulan tutanakların fesih gerektirir sebepleri içerir tutanaklar olmadığı , dosya içerisindeki e-mail çıktılarının incelenmesinde davalının almış olduğu hizmete ilişkin olumlu beyanlarının da yer aldığı anlaşılmakla, davalının sözleşmeyi feshi haksız bulunduğundan bilirkişi raporunda tespit edilen değer üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı tarafça tutulan tutanakların sözleşmenin feshine sebebiyet verilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı yönünde değerlendirmeler yapılmış olsa da dosya içerisindeki tutanaklar ,taraflar arasında varlığı inkar edilmeyen e-mail yazışmalarının içeriği incelendiğinde davacı tarafça taşıma sözleşmesine ilişkin yükümlülüklerin bir çok defa ihlal edildiği,öğrencilerin güvenliğini tehlikeye sokacak derece davaranışlara sebebiyet verildiği, servis hizmetlerinde bir çok kez gecikme yaşandığı, servis araçlarının olağan koşullarda gereken donanımdan eksik olduğu, yine servis pesonelinin müteaddit kereler ilgisiz ve uygunsuz davranışlar sergilediği hususlarından ötürü davalı tarafça bir çok kez davacının uyarıldığı, bu kapsamda az yukarıda bahsi geçen taraflar arasındaki sözleşmenin 4.20.1) p maddesinin mümkün kıldığı şekilde 200.000,00 er TL lik 28 farklı iş açısından cezai şart tahakkuk ettirdiği, her iki taraf ticari defterlerinin incelenmesinde ise 29/11/2016 tarihi itibariyle davalı defterlerine göre davacının davalıdan 18.004,80 TL alacaklı olduğu görüldüğü gibi, bu yönde tarafların mutabık kaldıkları, sonuç olarak davacının davalıdan cari hesap bakiyesi olarak 18.004,80 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Az yukarıda anlatıldığı üzere davalı yanca tanzim edilen tutanakların hukuki dayanağının bulunduğu yönünde kanaat oluşmakla dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere dosya içerisinde davalı yanca tanzim edilen 11 adet tutanağın toplam 13.393 TL bedele ilişkin düzenlendiği, ancak davalının bahsi geçen bu tutanaklara ilişkin olarak ticari defterlerinde karşı taraftan alacaklı olduğu yönünde farklı bir kayıt oluşturmadığı ve 29.11.2016 tarihi itibariyle davacının 18.004,80 TL alacaklı olduğu hususunu davalının ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, sözkonusu tutanakların düzenleme tarihlerinin 29.11.2016 tarihinden önce olduğu anlaşılmakla, sonuç olarak tarafların aradaki cari hesap ilişkisi kapsamında karşılıklı mahsuplaşmaya giderek davacının davalıdan 18.004,80 TL alacaklı olduğu yönünde mutabık kaldıkları kanaatine varılmıştır. Davalı yanca davacı aleyhine düzenlenen tutanaklar ve email yazışmalarına göre, davalının sözleşmeyi fesh etmekte haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Buna göre davalının sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca davacı tarafça verilen 35.000 Tl tutarındaki teminat mektubunu nakde çevirmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının takip talebindeki teminat mektubu bedeline ilişkin talebinin reddi gerekmekte olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. 1606 sayılı Bazı Dernek ve Vakıfların Bazı Vergilerden ve Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulması Hakkındaki Kanun’un 1. Maddesi hükmüne göre “Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Yardım Sevenler Derneği ve resmi darülaceze kurumları ile … ve Yeşilay Derneği kendilerine terettüp eden vergi, harç ve resim mükellefiyetinin kurumlara ait olduğu hallerde bütün vergilerden, harçlardan, resimlerden, hisse ve fonlardan muaftır.” Görüldüğü üzere davalı … Cemiyetinin yargı harçlarını da kapsayacak şekilde bütün harçlardan muafiyet sağlayan açık yasa hükmü bulunmaktadır. O halde davalının yargı harçlarından bağışık olması nedeniyle hüküm kısmının bu açıdan düzeltilemesi gerekmektedir. Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca dairemizce yeniden hüküm kurulması sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında davalı itirazının kısmen kabulü ile, takibin 18.883 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilerek ve ayrıca davalının harçtan muaf olduğu da dikkate alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1-İstanbul …İcra Dairesinin … Takip sayılı dosyasında davalı itirazının kısmen kabulü ile, takibin 18.883,00 TL asıl alacak yönünden takip talebindeki koşullar çerçevesinde devamına, fazla talebin reddine, 2- Likit alacak tutarına vaki haksız itiraz nedeniyle 3.776,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3- Reddedilen tutar yönünden davacının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine. 4-Davalı harçtan muaf olduğundan harç hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-Peşin yatırılan 650,79 TL harcın davacının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 36,00-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.730,40 -TL olmak üzere toplam 1.766,40-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 619,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine, 10-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücretine yer olmadığına, 11-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 12-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/11/2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: Dava konusunun değerine göre HMK’nın 362/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.