Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1438 E. 2021/1388 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1438
KARAR NO: 2021/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2018
NUMARASI: 2016/196 Esas 2018/1261 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tapuda Gümüşhane İli Torul İlçesi … Mahallesi, … Mevkii … Ada, … Parselde kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkili tarafından akaryakıt istasyonu olarak işletilmesiyle ilgili olarak davalı şirket ile İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin teminatı olarak da davalıya … A.Ş. Gümüşhane Şubesi’ne ait 04.01.2011 tarih … numaralı ve 50.000 TL bedelli teminat mektubunun verildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.05.2013 tarihinde sonlanmış olup bu ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalı şirkete hiçbir borcu bulunmamasına rağmen teminat mektubunun davalı şirket tarafından uhdesinde tutularak müvekkiline iade edilmediğini, bunun üzerine davalıya Kadıköy … Noterliğinin 17.02.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek, ilgili teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, akabinde talep yerine getirilmediği için teminat mektubunun iadesi için İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, davadan haberdar olan davalının bu kez kötüniyetli olarak teminat mektubunu nakde çevirdiğini, bunun üzerine de davalı tarafından haksız olarak nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin iadesi için 06.08.2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına 31.599,00 TL kısmi ödeme yaparak bakiye mitara itiraz ettiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E sayılı dosyasında ise teminat mektubunun nakde çevrilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, ayrıca ödeme yapılan tutar hakkında da vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafından müvekkiline ödenmesi, bakiye talep edilen kısım ile ilgili olarak da dava konusu icra takibinin bulunması nedeniyle ilgili dosyada karar vermeye yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edildiğini, ilgili dava dosyasında da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, müvekkilinin davalı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenle teminat mektubu tutarının tamamının müvekkiline ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; davalı tarafın 18.401,00 TL’ye yönelik kısmi itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu tarafından takibe sebebiyet verilmesi nedeniyle işleyen faizin mektubun nakde çevrildiği tarihten ödeme tarihine kadar tüm tutar üzerinden, kısmi ödeme tarihinden sonrası için ise kalan bakiye üzerinden hesaplanmasına, borçlunun itiraz ettiği tutarın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya cevap dilekçesinde özetle; nakde çevrilen teminat mektubunun davacı yan tarafından davalı şirkete verilme amacının taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin gerek cari olduğu dönemde gerekse sözleşmenin sona ermesini takip eden dönemde müvekkili şirketin olası zarar ve alacaklarının teminat altına alınması olduğunu, teminat mektubunun davacı yanın iddiasının aksine müvekkili şirketin davacı şirkete ariyet olarak teslim ettiği malların sözleşmenin sona ermesini müteakip müvekkili şirkete iade edilmemiş olması sebebiyle tahakkuk ettirilmiş sabit kıymet satış faturalarından mütevellit alacağına karşılık olarak nakde çevrildiğini, davacının dava dilekçesinde aktardığı şekilde teminat mektubunun nakde çevrilmesinin akabinde müvekkili şirketin mevcut zararını aşan kısmın kendilerine iade edildiğini, davacı şirketin evvelce dava dışı … A.Ş. ile bayilik sözleşmesi akdetmiş iken bahsi geçen bayilik sözleşmesinin taraflarının ortak iradeleri ile 14.09.2010 tarihli protokol ile sona erdirildiğini, aynı protokol ile davacı ile davalı şirket arasında 01.01.2011 ila 31.12.2011 tarihleri arasında bayilik ilişkisi kurulmasına karar verildiğini, protokoldeki düzenlemeye uygun olarak müvekkilleri şirketin davacı şirket ile “Ariyet Sözleşmesi” akdettiğini, taraflar arasında 31.12.2012 tarihinde yeni bir bayilik sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin davacı yanın da arz ettiği üzere 01.05.2013 tarihinde sona erdiğini, davacı şirketin kendilerine ariyet olarak teslim edilen ekipmanları müvekkilleri şirkete iade etmediğini, müvekkilleri şirketin yukarıda bahsi geçen 14.09.2010 tarihli Protokol, Ariyet Sözleşmesi, 31.12.2012 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin ortak paydasında yer alan karşı alacağını tahsil etme imkanı çerçevesinde 27.05.2013 tarihli, … numaralı “Sabit Kıymet Satış” açıklamalı ve 31.12.2013 tarihli, … numaralı “…” açıklamalı faturaları tanzim edip davacıya gönderdiğini, fatura tutarlarının davacı tarafından ödenmeyince teminat mektubunu nakde çevirdiğini ve teminat bedeli içerisinden müvekkilleri şirket alacağını tahsil ettiğini, müvekkili şirketin davacı yandan alacağı bulunduğu hususunun evvelce taraflar arasında görülen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E sayılı dosyasında teferruatlı olarak izah edildiğini, davacı yanın bahsi geçen dava derdestken İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını beyan ederek; davanın reddine, kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı şirket ve dava dışı … A.Ş. arasında 01/12/2009 tarihli İstasyon …, … ve … Satış Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 3.maddesine göre sözleşme, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere beş yıl süreli olup taraflar arasında imzalanan Bayilik sözleşmesinin beş yıllık süreden önce sonra ermesi durumunda işbu sözleşmenin de kendiliğinden sona ermiş sayılacağı, sözleşmenin 4.maddesine göre İŞLETİCİ/BAYİ, alt yapı ve tesis işleri katılım payını ödemesini müteakip, … ile … ve …’ın çalışması için … tarafından ariyeten kendisine teslim edilen malzemeyi/malzemeleri en iyi şekilde muhafaza edeceğini ve bununla/bunlarla ilgili ariyet sözleşmesi ve eklerini imzalayacağını beyan, kabul ve taahhüt edeceği, mezkur ariyet sözleşmesi ekinde zikredilen tüm program ve parçalar, …’in mülkiyetinde olup İŞLETİCİ/BAYİ’ye ariyeten verildiği,… dilediği zaman bunların tamamını veya bir kısmını geri alabileceği veya değiştirebileceği, böyle bir durumda, söz konusu listedeki malzemeler eksiksiz ve çalışır vaziyette …’e teslim edileceği, mezkur malzemelerden herhangi birinin, yanlış kullanım veya ihmal sonucunda hasar görmesi, kaybolması ve çalınması durumunda, zarar, İŞLETİCİ/BAYİ tarafından tazmin edileceği, … Sistem ekipmanları (PC, UPS, uydu ekipmanları, kabinet, modem v.s.), başka amaçlarla kullanılamayacağız ve başka cihazlara bağlanamayacağı, sözleşmenin 6.maddesine göre …, … ve … tesislerinin tamamlanması ve ana haberleşme kanalına yedek olması için, yalnız otomasyon sistemine ayrılmış olan bir adet telefon hattını maliyeti kendine ait olmak üzere temin etmeyi kabul edeceği, satış yerinin elektrik alt yapısı ve topraklaması, sistem montajı öncesi İŞLETİCİ/BAYİ tarafından kontrol edilerek gerekli standartlara getirileceği, topraklama ve elektrik alt yapısı hatalarından dolayı ileride oluşabilecek zararlardan, İŞLETİCİ/BAYİ sorumlu olacağı, topraklama ölçümleri, her sene düzenli olarak İŞLETİCİ/BAYİ tarafından yaptırılacağı, pompaların mülkiyetinin İŞLETİCİ/BAYİ’ye ait olduğu satış yerlerinde, mevcut pompalann otomasyonla uyumlu çalışması için, bunların evsafındaki her türlü eksiklik, masraflan İŞLETİCİ/BAYİ’ye ait olmak üzere, … tarafından giderileceği, …, … ve … sistemlerinin devreye alınması öncesi, pompaların topraklama ve UPS bağlantıları, ilgili …’in belirleyeceği firma tarafından yapılacak ve bu işlem … tarafından koordine edileceği, otomasyonun devreye alınması sırasında pompalara bağlı yazarkasaların otomasyonla uyumlu bir şekilde devreye alınması için gerekli Yazarkasa servis desteğinin koordinasyonundan ve oluşacak maliyetin karşılanmasından İŞLETİCİ/BAYİ sorumlu olduğu, sözleşmenin 12.maddesine göre, İŞLETİCİ/BAYİ’nin, borçlarını …’e zamanında ödememesi durumunda, geciken kısım ve fiili tahsilat tarihine kadar geçen süre dikkate alınarak, aylık % 10 (yüzde on) gecikme faizi tahakkuk ettirileceği anlaşılmaktadır. Davacı şirket ticari defter ve belgelerinde davalı … A.Ş.’nin 06.08.2015 takip tarihinde davacı …’na 31.599,11 TL borçlu olduğu, davalı şirket, davacının teminat mektubu iadesinden İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E. dosyasından açmış olduğu 17.03.2015 dava tarihinde ise, davacı …’dan 18.400,89 TL alacaklı olduğu, bu tutarın da, davalı şirketin “ …- … ” açıklaması ile düzenlediği 27.05.2013 tarihli 1.180,00 TL ve “ Sabit Kıymet Satışı” açıklaması ile düzenlediği 31.12.2013 tarihli 17.561,94 TL olmak üzere toplam 18.741,94 TL tutarındaki iki faturanın bakiyesi olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili 27.03.2010 tarihli dilekçesinde, davalı şirketin “ …- … ” açıklaması ile düzenlediği 27.05.2013 tarihli 1.180,00 TL tutarındaki faturasını ödediklerini beyan etmişse de, ödemeye ilişkin belge ibraz etmemiştir. Davalı şirketin ticari defter ve belgelerine göre, davalı şirketin 1.180 TL’yi … Bankası A.Ş. Gümüşhane Şubesi’ne ait 04.01.2011 tarih … numaralı ve 50.000 TL bedelli teminat mektubunu nakte çevirmesi ile tahsil ettiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin beyanından, davacı tarafın 1.180 TL faturayı kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı şirketin “ Sabit Kıymet Satışı” açıklaması ile düzenlediği 31.12.2013 tarihli 17.561,94 TL tutarındaki faturasının irdelenmesi gerekmektedir. Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde; dava konusu istasyona sabit yatırımlar ( sözleşmenin feshinde iade edilmesi mümkün olmayan veya söküldüğünde davalı tarafa da yarar sağlamayan yatırımlar) ve iade edilebilecek demirbaş ve alet-edevat yatırımı listesi ibraz etmiştir. Söz konusu yatırım listesine göre, davalı şirketin dava konusu istasyona defter değeri 24.805,00 TL tutarında İnşaat-Kanopi yatırımı yaptığı, bu tutarın 9.922,00 TL’sini amortisman ayırma yoluyla giderleştirdiği, yatırımın giderleştirilmeyen 14.883,00 TL bakiyesi kaldığı anlaşılmaktdaır. Davalı şirket söz konusu inşaat+kanopi yatırımın giderleştirilmeyen 14.883,00 TL bakiyesini davacı şirkete faturalamıştır. Defter değerinin net tutarı 14.883,00 TL’ye % 18 KDV eklendiğinde davacının düzenlediği faturaya ulaşılmaktadır. 14.883,00 TL x % 18 KDV 2.678,94 TL = 17.561,94 TL olmaktadır. Davalı şirketin, dava konusu istasyona yaptığı yatırımın giderleştirilmeyen tutarını talep edebileceğinden ve teminat mektubunu nakte çevirmesi ile tahsil ettiğinden davacının 18.401 TL alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine, davacının kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştirdavacı şirket ve dava dışı … A.Ş. arasında 01/12/2009 tarihli … Sistemi …, … ve … Satış Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 3.maddesine göre sözleşme, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere beş yıl süreli olup taraflar arasında imzalanan Bayilik sözleşmesinin beş yıllık süreden önce sonra ermesi durumunda işbu sözleşmenin de kendiliğinden sona ermiş sayılacağı, sözleşmenin 4.maddesine göre İŞLETİCİ/BAYİ, alt yapı ve tesis işleri katılım payını ödemesini müteakip, İstasyon Otomasyonu ile AutoMatic ve Lojistik Kart’ın çalışması için … tarafından ariyeten kendisine teslim edilen malzemeyi/malzemeleri en iyi şekilde muhafaza edeceğini ve bununla/bunlarla ilgili ariyet sözleşmesi ve eklerini imzalayacağını beyan, kabul ve taahhüt edeceği, mezkur ariyet sözleşmesi ekinde zikredilen tüm program ve parçalar, …’in mülkiyetinde olup İŞLETİCİ/BAYİ’ye ariyeten verildiği, … dilediği zaman bunların tamamını veya bir kısmını geri alabileceği veya değiştirebileceği, böyle bir durumda, söz konusu listedeki malzemeler eksiksiz ve çalışır vaziyette …’e teslim edileceği, mezkur malzemelerden herhangi birinin, yanlış kullanım veya ihmal sonucunda hasar görmesi, kaybolması ve çalınması durumunda, zarar, İŞLETİCİ/BAYİ tarafından tazmin edileceği, … Sistem ekipmanları (PC, UPS, uydu ekipmanları, kabinet, modem v.s.), başka amaçlarla kullanılamayacağız ve başka cihazlara bağlanamayacağı, sözleşmenin 6.maddesine göre …, … ve … tesislerinin tamamlanması ve ana haberleşme kanalına yedek olması için, yalnız otomasyon sistemine ayrılmış olan bir adet telefon hattını maliyeti kendine ait olmak üzere temin etmeyi kabul edeceği, satış yerinin elektrik alt yapısı ve topraklaması, sistem montajı öncesi İŞLETİCİ/BAYİ tarafından kontrol edilerek gerekli standartlara getirileceği, topraklama ve elektrik alt yapısı hatalarından dolayı ileride oluşabilecek zararlardan, İŞLETİCİ/BAYİ sorumlu olacağı, topraklama ölçümleri, her sene düzenli olarak İŞLETİCİ/BAYİ tarafından yaptırılacağı, pompaların mülkiyetinin İŞLETİCİ/BAYİ’ye ait olduğu satış yerlerinde, mevcut pompalann otomasyonla uyumlu çalışması için, bunların evsafındaki her türlü eksiklik, masraflan İŞLETİCİ/BAYİ’ye ait olmak üzere, … tarafından giderileceği, …, AutoMatic ve Lojsitik Kart sistemlerinin devreye alınması öncesi, pompaların topraklama ve UPS bağlantıları, ilgili …’in belirleyeceği firma tarafından yapılacak ve bu işlem .. tarafından koordine edileceği, otomasyonun devreye alınması sırasında pompalara bağlı yazarkasaların otomasyonla uyumlu bir şekilde devreye alınması için gerekli Yazarkasa servis desteğinin koordinasyonundan ve oluşacak maliyetin karşılanmasından İŞLETİCİ/BAYİ sorumlu olduğu, sözleşmenin 12.maddesine göre, İŞLETİCİ/BAYİ’nin, borçlarını …’e zamanında ödememesi durumunda, geciken kısım ve fiili tahsilat tarihine kadar geçen süre dikkate alınarak, aylık % 10 (yüzde on) gecikme faizi tahakkuk ettirileceği anlaşılmaktadır. Davacı şirket ticari defter ve belgelerinde davalı … A.Ş.’nin 06.08.2015 takip tarihinde davacı …’na 31.599,11 TL borçlu olduğu, davalı şirket, davacının teminat mektubu iadesinden İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E. dosyasından açmış olduğu 17.03.2015 dava tarihinde ise, davacı …’dan 18.400,89 TL alacaklı olduğu, bu tutarın da, davalı şirketin “ Sabit Kıymet Satışı- Otomasyon Ekipman Satışı ” açıklaması ile düzenlediği 27.05.2013 tarihli 1.180,00 TL ve “ Sabit Kıymet Satışı” açıklaması ile düzenlediği 31.12.2013 tarihli 17.561,94 TL olmak üzere toplam 18.741,94 TL tutarındaki iki faturanın bakiyesi olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili 27.03.2010 tarihli dilekçesinde, davalı şirketin “ Sabit Kıymet Satışı- Otomasyon Ekipman Satışı ” açıklaması ile düzenlediği 27.05.2013 tarihli 1.180,00 TL tutarındaki faturasını ödediklerini beyan etmişse de, ödemeye ilişkin belge ibraz etmemiştir. Davalı şirketin ticari defter ve belgelerine göre, davalı şirketin 1.180 TL’yi …Bankası A.Ş. Gümüşhane Şubesi’ne ait 04.01.2011 tarih 38910000162 numaralı ve 50.000 TL bedelli teminat mektubunu nakte çevirmesi ile tahsil ettiği tespit edilmiştir. Davacı vekilinin beyanından, davacı tarafın 1.180 TL faturayı kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı şirketin “ Sabit Kıymet Satışı” açıklaması ile düzenlediği 31.12.2013 tarihli 17.561,94 TL tutarındaki faturasının irdelenmesi gerekmektedir. Davalı vekili cevap dilekçesi ekinde; dava konusu istasyona sabit yatırımlar ( sözleşmenin feshinde iade edilmesi mümkün olmayan veya söküldüğünde davalı tarafa da yarar sağlamayan yatırımlar) ve iade edilebilecek demirbaş ve alet-edevat yatırımı listesi ibraz etmiştir. Söz konusu yatırım listesine göre, davalı şirketin dava konusu istasyona defter değeri 24.805,00 TL tutarında İnşaat-Kanopi yatırımı yaptığı, bu tutarın 9.922,00 TL’sini amortisman ayırma yoluyla giderleştirdiği, yatırımın giderleştirilmeyen 14.883,00 TL bakiyesi kaldığı anlaşılmaktdaır. Davalı şirket söz konusu inşaat+kanopi yatırımın giderleştirilmeyen 14.883,00 TL bakiyesini davacı şirkete faturalamıştır. Defter değerinin net tutarı 14.883,00 TL’ye % 18 KDV eklendiğinde davacının düzenlediği faturaya ulaşılmaktadır. 14.883,00 TL x % 18 KDV 2.678,94 TL = 17.561,94 TL olmaktadır. Davalı şirketin, dava konusu istasyona yaptığı yatırımın giderleştirilmeyen tutarını talep edebileceğinden ve teminat mektubunu nakte çevirmesi ile tahsil ettiğinden davacının 18.401 TL alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla…” gerekçesiyle; davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmenin normal süresi sonuna kadar ifa edilmiş olup Rekabet Kurulu Kararları nedeniyle süresinden önce sona eren sözleşmeler için dahi kalıcı yatırım alacağı talep edilemez iken huzurdaki davada normal süresi sonunda sona erdiği hatta taraflar arasında yeni sözleşme akdedilerek ilgili sözleşmenin de normal süresi sonuna kadar ifa edilmiş olduğu, dolayısıyla artık kalıcı yatırım alacağı olduğunun kabul edilemeyeceğini,Tacirler arasında satış işleminin karşılıklı kabulü içeren bir akitle gerçekleşebilecek olup müvekkilin davalıdan satın aldığı bir kıymet de bulunmadığı gibi herhangi borcunun da bulunmadığını,
Davalı iddiasını ispatla mükellef olup iddiasını ispat edemediğini, alacaklı olduğunu iddia eden davacının yıllarca teminat mektubunu iade etmediğini, teminat mektubunun iadesi davası açılınca da elinde tuttuğu mektubu nakde çevirdiğini dolayısıyla kötüniyetli davrandığını,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle bu kapsamında verilen nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin geri tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki istasyolu bayilik sözleşmesinin sonlanıp sonlanmadığı, sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektubu bedelinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, davalının icra dosyasında kısmi itirazının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/296 E, 2015/960 K sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının …, davalının …Petrol ofisi A.Ş. olduğu, dava dilekçesinde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sonlanmış olması sebebiyle davacı tarafından davalıya verilen 50.000,00 TL bedelli teminat mektubundan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun davacıya iadesi taleplerini içerdiği, ilk derece mahkemesince teminat mektubunun nakde dönüşmesi nedeniyle dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu karar kesinleşmediği ve karar tarihi 30/11/2015’tir. Eldeki ilamsız icra takibinin ise 04/08/2015 tarihinde yani az yukarı da bahsi geçen davada karar verildikten sonra açıldığı anlaşılmakla, davacının eldeki itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı vardır. Davalı, dosya içerisindeki cevap dilekçelerinde; müvekkilinin şirket istasyonunda çeşitli yatırımlarda bulunduğunu, sabit kıymet satış faturalarına konu olan ekipmanların tarafların ticari defter ve kayıtlarının tetkiki ile tespit edilebileceğini beyan etmiştir. Davalı vekili müvekkilinin düzenlediği faturaların hukuki sebebinin 14/09/2010 tarihli protokolün 7. maddesine dayanarak bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde bayinin kendisine ariyeten verilmiş malların normal kullanmadan doğan yıpranmalar dışında sağlam ve çalışır vaziyette … ve PO’ya iade edeceğini, ancak … ve PO’nun ariyet, malzeme ve teçhizatın tamamı veya bir kısmını bu malların kendilerine fatura bedelinden, malların bayi tarafından kullanıldığı sürede oluşan fiili yıpranma payını düşmek suretiyle tespit edecek bedel üzerinden bayiye fatura edebileceğini ileri sürmüştür. Davacı vekili ise tarafların arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, sözleşme sona erdikten sonra müvekkil aleyhine sabit kıymet adı altında borç yatırılmasının mümkün olmadığını iddia etmektedir.Dosya içerisindeki 14/09/2010 tarihli “Protokol” başlıklı belgenin incelenmesinde; tarafların bayi sıfatıyla …, diğer tarafların …Yatırımları A.Ş. ile Petrol Ofisi A.Ş. olduğu, protokolün 7. maddesinin incelenmesinde ise tarafların akdedecekleri aylık sözleşmedeki çerçevesinde … ve veya PO’nun bayiye münasıran protokol konusu satış yerinde kullanılmak üzere söz konusu ariyet sözleşmelerinin ayrılmaz parçalarını teşkil eden teslim tesellüm tutanaklarının tanzim ile gerek gördükleri alet, edevatı ariyet olarak verecekleri…bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde bayinin kendisine ariyet olarak verilmiş malları normal kullanımdan doğan yıpranmalar dışında sağlam ve çalışır vaziyette ariyetine göre … ve PO’ya iade edeceğini, … ve PO dilerse ariyet malzeme teçhizatın tamamını veya bir kısım malların bayi tarafından kullanıldığı sürede oluşan fiili yıpranma payını düşmek suretiyle tespit edecekleri bedel üzerinden bayiye fatura etme hakkına sahip olduğunu, bu durumda bayinin … ve PO’nun belirleyeceği yıpranma payının ve faturaya itirazda bulunamayacağı hususları kaleme alınmıştır. Davaya esas İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün…3 E sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Petrol Ofisi A.Ş. olduğu, toplamda 51.308.90 TL asıl alacağın takibe konu edildiği, alacağın dayanağı olarak 05.05.2015 faiz başlangıç tarihli 50.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun gösterildiği, davalı borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında ise takip alacaklısına ödeme emrinde belirtilen tutar kadar borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin takip alacaklısına olan borcunun 31.599,00 TL asıl alacak ve bu tutar üzerinden 981,00 TL işlemiş faiz (05.05.2015 ila takip tarihi arasında) olmak üzere toplam 32.580,00 TL olduğunu, bu tutarın icra dosyasına yatırılacağını, takip tutarın bakiye kısmı olan 18.728,90 TL’lık kısmın haksız talep olduğunu ileri sürerek bu kısma, işlemiş ve işletilecek olan faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmektedir.Taraflar arasında 31.12.2012 tarihinde düzenlenip 01.05.2013 tarihine kadar geçerli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin 26. maddesinde, ”…Alacağı vadeli malların ve işbu sözleşmede yazılı tüm vecibe ve taahhütlerin teminatı olmak üzere, BAYİ; PO’ya, PO adına düzenlenecek, PO’nun muvafakat edeceği bir veya birkaç bankaya ait, PO’nun muvafakat edeceği metne uygun, her türlü masrafı BAYİ tarafından karşılanacak, tutarı PO tarafından tespit ve tayin edilecek kesin ve süresiz banka teminat mektubunu/mektuplarını vermeyi, verilen bu teminatları, ileride risk artışına göre yükseltmeyi beyan, kabul ve taahhüt eder. Ayrıca Bayi, işbu sözleşmeden ötürü PO’nun tazminat, cezai şart, kar mahrumiyeti, alacak ve sair talep hakkı doğduğu taktirde, hiçbir ihtara ve hüküm kurulmasına hacet kalmaksızın PO’nun bu talep haklarını işbu teminatlardan mahsup etmeye yetkili olduğunu peşinen kabul ve taahhüt etmiş olup, bu hususta PO’ya karşı her türlü itiraz, def’i ve dava haklarından peşinen ve gayrikabil rücu bir şekilde feragat etmiştir.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı görülmektedir.01/12/2009 tarihli İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatıc ve Lojistik KART Satış Sözleşmesi’nin incelenmesinde; tarafların imzalarını içerdiği, sözleşmenin 3. Maddesinde, “Sözleşme, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere beş yıl süreli olup taraflar arasında imzalanan Bayilik sözleşmesinin beş yıllık süreden önce sonra ermesi durumunda işbu sözleşmenin de kendiliğinden sona ermiş sayılır” şeklinde düzenleme olduğu, sözleşmenin 4.maddesinde; “ŞLETİCİ/BAYİ, alt yapı ve tesis işleri katılım payını ödemesini müteakip, İstasyon Otomasyonu ile AutoMatic ve Lojistik Kart’ın çalışması için … tarafından ariyeten kendisine teslim edilen malzemeyi/malzemeleri en iyi şekilde muhafaza edeceğini ve bununla/bunlarla ilgili ariyet sözleşmesi ve eklerini imzalayacağını beyan, kabul ve taahhüt edeceği, mezkur ariyet sözleşmesi ekinde zikredilen tüm program ve parçalar, …’in mülkiyetinde olup İŞLETİCİ/BAYİ’ye ariyeten verildiği, … dilediği zaman bunların tamamını veya bir kısmını geri alabileceği veya değiştirebileceği, böyle bir durumda, söz konusu listedeki malzemeler eksiksiz ve çalışır vaziyette …’e teslim edileceği,” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmektedir.Davacı vekilinin dosya içerisindeki 27/03/2018 tarihli beyan dilekçesinde, 27/05/2013 tarihli faturaya ilişkin olarak bu faturanın otomasyon ekipman sisteminin davalıdan satın alındığını ispatlamakta olduğunu, faturaya konu yatırımlar müvekkiline satılmış olmakla, satım bedeline ilişkin bedelin de müvekkili tarafından ödediğini beyan ederek, söz konusu 27/05/2013 tarihli 1.180 TL tutarlı faturayı kabul etmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 30/10/2017 tarihli raporun incelenmesinde; davalının ticari defterleri incelenmiş, davalının takip tarihi itibariyle davacı … na 31.599,11 TL borçlu olduğu, davalı şirketin davacının teminat mektubu iade talebi ile İstanbul 8. ATM’nin 2015/296 esas sayılı dosyasının açmış olduğu 17/03/2015 tarihi itibariyle davalı … ‘ndan 18.400,89 TL alacaklı olduğu yönünde kayıt oluşturulmuş, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde ise davacının en son 26/04/2013 tarihinde davalı şirketten akaryakıt alımı yaptığı, davalının takip tarihi itibariyle davacı şirkete 31.599,11 TL borçlu olduğu, İstanbul 8. ATM’nin 2015/296 E sayılı dosyasına ilişkin davanın açılış tarihi olan 17/03/2015 tarihi itibariyle davalı şirketin teminat mektubundan kaynaklı davacıdan 18.400,89 TL alacaklı olduğu, bu tutarında davalı şirketin “sabit kıymet satışı- otomasyon ekipman satışı” açıklamasıyla düzenmiş 27/05/2013 tarihli 1.180,00 TL ve “Sabit kıymet satışı” açıklamasıyla düzenlenmiş ve davacı tarafından ödenmeyen 31/12/2013 tarihli 17.561.94 TL olmak üzere toplam 18.741,94 TL tutarındaki iki faturanın bakiyesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 19/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı vekilinin dosya 27/03/2010 tarihli dilekçesinde sabit kıymet satışı, otomasyon ekipman satışı açıklaması ile düzenlenen faturayı ödediğini ileri sürmüş olsa da ödemeye ilişkin belge sunmadığı, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından kabul edilen 1.180,00 TL tutarına ilişkin fatura bedelini davalının 04/01/2011 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat mektubunu nakte çevrilmek suretiyle tahsil ettiği, sabit kıymet satışı açıklamalı 31/12/2013 tarihinde düzenlenen 17.561,94 TL tutarındaki faturaya yönelik değerlendirme yapılırken bilirkişilerce yatırım listesi incelenmiş, davalı şirketin yatırımın giderleştirilmeyen 14.883,00 TL bakiyesini davacı şirkete fatura ettiği, bu bedel üzerine %18 KDV eklendiğinde davalı tarafından keşide edilen 17.561,94 TL tutarındaki fatura bedeline denk geldiği belirlenmiş, sonuç olarak bilirkişilerce davalı şirketin, dava konusu istasyona yaptığı yatırımın giderleştirilmeyen tutarını talep edebileceği ve davalının bu tutarı teminat mektubunu nakte çevirmesi ile tahsil ettiğinden davacı şirketin bu tutarın iadesini talep edemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine davacı davalının uhdesindeki teminat mektubunun iadesini talep etmiş, iade gerçekleşmeyince teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açmış, o dava sırasında davalı teminat mektubunu nakde çevirince davanın konusuz kaldığına hükmedilmiş, anılan dosyada karar verildikten sonra davacı, iş bu davaya konu takibi başlatmıştır. Davalı vekili takibe kısmen itiraz ederek itirazının dayanağı olarak bayilik ilişkisi kapsamında müvekkili tarafından keşide edilen sabit kıymet satışı-otomasyon ekipman satışı açıklaması ile düzenlediği 27/05/2013 tarihli 1.180,00 TL tutarındaki fatura ile 31/12/2013 tarihli sabit kıymet satışı açıklamasıyla düzenlemiş olduğu 17.561,94 TL tutarındaki iki adet faturayı göstermiştir. Davacı ise aradaki bayilik ilişkisi sona ermiş olduğundan davacı tarafın sabit kıymet adı altında herhangi bir karşı borç yaratamayacağı iddiasındadır. Davacı vekili yargılama aşamasında ibraz ettiği 27/03/2010 tarihli dilekçesinde, davalı tarafından keşide edilen 27/05/2013 tarihli 1.180,00 TL tutarındaki faturanın sabit değerlerin satın alınmasına ilişkin olduğu ve bu bedelin müvekkilince ödendiğini ileri sürmüş ancak ödeme belgesi ibraz edememiştir. Davalı davacı adına keşide edilen faturaların dayanağını taraflar arasında imzalanan varlığı ihtilafsız 14/09/2010 tarihli “Potokol” isimli belgenini 7. maddesine dayanmaktadır.Davalının iddia ettiği sabit yatırımların, eğer bu yatırımlar taşınmazla birleştirilmiş ve teferruat ya da mütemmim cüz haline gelmiş ise bayinin istasyonunun bulunduğu taşınmazın değerinde bir artış/fayda sağlaması, bayi konumundaki davacının kalıcı nitelikteki bu yatırımları kullanarak ticari faaliyetinin devam ettiğinin sabit olmasına bağlıdır. İstasyonun faaliyete geçmesi için zaruri olmayan giderlerin geri istenmesi mümkün değildir. Ne var ki, istasyonun işletilmesi için zorunlu olup halen davacı bayiye fayda sağlayan (akaryakıt tankı, tank havuzu, hizmet binası, kanopi-tonoz, vb.) sabit yatırım bedelleri davalı tarafından talep edilebilir. Eğer bedeli istenen ariyet menkul nitelikte ve taşınmazla birleşmemiş ise iade tarihindeki kullanılmış değerlerinin belirlenerek sonuca gidilmesi gerekir.Somut olayda mahkemece öncelikle, davalının davacı adına keşide ettiği iki adet faturaya konu sabit kıymet satışına ilişkin emtianın nelerden ibaret olduğu net olarak, davalı taraftan izahat alınmak suretiyle tespit edilmelidir. Sözkonusu emtianın, taşınmaz ile birleştirilmemiş menkul ariyet niteliğindeyse, sözleşme ilişkisi sona erdiğinde kullanılmış haldeki piyasa rayiç değerlerinin hesaplanması; bahsi geçen emtianın taşınmazla birleşmiş ve/veya sökülmesi halinde ekonomik değer taşımayacak hale gelmiş sabit yatırım olduğunun tespit edilmesi halinde ise taşınmaz üzerinde keşif yapılarak davalı tarafından yapılan yatırımların ( bina gibi ) neler olduğu ve bu yatırımların davacı yanca kullanılmaya devam edilip edilmediği ile ayrıca taşınmaza değer katıp katmadığı yönünde, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak sabit yatırımlardan davacı bayinin ekonomik fayda sağlayıp sağlamadığının tespiti, fayda sağlıyorsa değerinin ne olduğunun tespiti gerekir. Hal böyle iken ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki bayilik ilişkisi çerçevesinde imzalanan sözleşme ve davalının dayandığı protokolün ilgili yedinci maddesi irdelenerek somut uyuşmazlıkla bağlantısı ortaya konulmadan, bu şekilde bayilik sözleşmesinin ve eki niteliğindeki protokolün hukuksal sonuçları gözönünde bulundurularak davalı yanca keşide edilen faturaların tereddüte yer vermeyecek şekilde değerlendirilmesi yapılmadan, uyuşmazlığın salt salt taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine özgülenerek ticari defterlerin denetlemesi suretiyle hukuka aykırı şekilde davanın reddi yoluna gidilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 356/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,
2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18/11/2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.