Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1391 E. 2021/1191 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1391
KARAR NO: 2021/1191
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:13/02/2019
NUMARASI:2018/144 E. – 2019/127 K.
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması )
Taraflar arasında görülen ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile asıl borçlu … Aş. arasında 01.02.2013 tarihli ve 950.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme kapsamında kullandırılan taksitli ticari kredi borcuna karşılık davacılara ait taşınmazlar üzerine 13.02.2013 tarihinde 1.000.000,00 TL limiti ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmesi nedeniyle müvekkillerinin ipoteklerden kaynaklanan sorumluluğunun sona ermesine rağmen davalı bankaca ipoteklerin fek edilmediğini, anılan kredinin bankanın Küçükçekmece İmsan şubesinden kullanıldığını, ancak kredi müşterisinin davalı bankanın Ereğli Şubesinden 2015 yılında yeniden kredi başvurusunda bulunduğunu ve bankaca davacıların bilgisi ve izni olmaksızın yeniden krediler kullandırıldığını, izinsiz şekilde kredi limitlerin yükseltildiğini, sonradan kullandırılan bu kredilerde davcıların teminat veren konumunda olmadıklarını, müvekkillerinin sonradan kullanılan krediden bilgisi bulunmadığı gibi, imzası veya müşterek müteselsil kefil sıfatı ile icazetlerin de bulunmadığını, kullandırılan yeni kredi sonrası asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı davacılar hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalı bankaca yapılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıların, davalı bankaya başvurarak kullanılan krediler ve borç doğurucu evrakların tesliminin talep etmelerine rağmen banka tarafından evrakların teslim edilmemesi üzerine Büyükçekmece …Noterliğinden keşide edilen ihtarla ipoteklerin fekki ve evrakların tesliminin ihtar edildiğini, müvekkillerinin ipotek verdiği 2013 yılındaki kredi borcunun ödenmesinden sonra 2015 yılında yeniden kullanılan kredi nedeniyle müvekkillerinin sorumlu olmadığını, ipotekle teminat atına alınan borcun takip öncesi tamamen ödendiğinin banka kayıtlarının incelenmesinden anlaşılacağını, alacağa bağlı bir hak olan ipoteğin alacağın sona ermesiyle kendiliğinden sona ereceğini, bu nedenle borcun sona ermesi üzerine teminat vasfı ortadan kalkan ipoteğin yeni kredi yönünden geçerli kabul edilemeyeceğini, ipoteğin alacağın sebebi olmayıp teminatı olduğunu, bankaca ikinci kez kullandırılan kredinin ipoteğin teminatı altında olduğunun kanıtlanması gerektiğini, ipotek akit tablosunun genel işlem koşulları içermesi nedeniyle hükümsüz olduğunu, akit tablosundaki ipoteğin doğmuş ve doğacak borçlar için verildiğine ilişkin hükmünün belirlilikten uzak olduğunu ileri sürerek, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespiti ile takibin davacılar açısından iptaline, davalının takibe konu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına, dava sonucu verilecek karar kesinleşinceye kadar ipotekli taşınmazların satışına dair işlemlerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı kredi borçlusu … AŞ ile davalı banka arasında imzalanan 16.07.2012 tarih ve 4.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin davacılar tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, davacıların ayrıca dava dışı kredi borçlusunun borçlarının teminatını teşkil etmek üzere taşınmazları üzerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteğin TMK’nın 881.maddesi uyarınca borçlunun doğmuş ve doğacak borçları için tesis edilen üst limit ipoteği olması nedeniyle geçerli olduğunu, genel işlem koşullarına ilişkin iddiaların yersiz olduğunu, resmi senet şeklinde düzenlenen sözleşmede genel işlem koşulları bulunmadığını, borçlu ile müvekkili arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde de TBK’nın 21. maddesine uygun işlemler yapıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın Konya Ereğli … Noterliğinin 05.10.2015 tarihli ihtarıyla kat gedildiğini, dava konusu ipoteklerin tesis tarihi itibari ile davacılar adına kayıtlı olduğunu, davacıların yeni malik olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davaya konu alacağı için tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dava dışı kredi borçlusu firma ve davacı kefiller aleyhine Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davaya konu ipoteklerdeki resmi senetler incelendiğinde söz konusu ipoteklerin belli bir krediye özgüllenmediğini, doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatını teşkil edecek şekilde düzenlenmesi nedeniyle ipoteklerin halen geçerli olduğunu, davacıların davalı banka nezdindeki borçlarını ödediklerine dair hiçbir yazılı belge sunmadıklarını savunarak, davanın reddine, davacıların %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Yapılan yargılama, davacıların iddiaları, davalının beyanları, icra dosyası, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacılar tarafından, davalı banka ile dava dışı … AŞ arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı banka tarafından, dava dışı … AŞ’ye kullandırılan kredinin ödenmiş olması sebebiyle, söz konusu kredi sözleşmelerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve davacılar tarafından dava dışı şirketin borcu sebebiyle verilen ipoteklerin fekki için dava açılmış ise de, mahkememizce yaptırılan ve kabul gören bilirkişi raporuna göre davalı bankanın İmsan Sanayi Sitesi Şubesi ile dava dışı … AŞ arasında 16/07/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, söz konusu genel kredi sözleşmesine davacı … AŞ ve …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile katıldıkları, ayrıca bu kredi borcuna istinaden davaya konu olan ipotekleri verdikleri, her ne kadar davacılar tarafından söz konusu genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete kullandırılan kredinin geri ödendiği iddia edilmiş ise de, davalı banka ile dava dışı şirket arasında davaya konu olan ve davacıların da kefil sıfatıyla imzaladıkları ve aynı zamanda ipotek verdikleri genel kredi sözleşmesi dışında başkaca bir kredi sözleşmesinin imzalanmadığı, söz konusu kredi sözleşmesinin ve kredi hesaplarının kredi dosyası ile birlikte önce Konya Ereğli Şubesi’ne devrolduğu, daha sonra da en yakın Aksaray Şubesi’ne devrolduğu, ancak gerek İmsan Şubesi’nden kullandırılan ticari kredi, gerekse Konya Ereğli Şubesi tarafından kullandırılan rotatif kredilerin davacıların kefil ve ipotek borçlusu olarak imza attıkları genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırıldığı, ayrıca ilk kullandırılan kredi ile birlikte sonradan kullandırılan kredilerin de ödenmediği, mahkememizce kabul gören bilirkişi raporuna göre gerek dava tarihi, gerek icra takip tarihi ve gerekse inceleme tarihi itibariyle davalı bankanın dava dışı şirketten üst ipotek limitlerinin daha üzerinde olacak şekilde (takip tarihi itibariyle 1.369.056,71 TL, dava tarihi itibariyle 1.062.643,97 TL) borçlu olduğu, bu itibarla davacıların gerek takip, gerekse dava tarihi itibariyle ipotek limitinden fazla olacak şekilde kefaleten ve ipotek borçlusu sıfatıyla davalı bankaya borçlu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir… ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından asıl borçluya 01.02.2013 tarihli 950.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesiyle taksitli ticari kredi kullandırıldığını, bu kredi borcuna karşılık, kredi kullandırıldıktan sonra ve bu kredinin teminatı olarak 1.000.000,00 TL limit ile sınırlı olmak üzere müvekkillerine ait iki adet taşınmazın ipotek edildiğini, mahkemece müvekkillerinin gerek İmsan Şubesi’nden kullandırılan ticari kredi, gerekse Konya Ereğli Şubesi tarafından kullandırılan rotatif krediye müvekkillerinin kefil ve ipotek borçlusu olarak imza attıkları genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırıldığı belirtilmiş ise de müvekkillerin Konya Ereğli Şubesi’nden kullandırılan kredilerden habersiz olduğunu, bu kredilerde imzası, kefaleti veya icazetlerinin bulunmadığını, ipoteğin tesis edildiği borcun ödenmesiyle sona erdiğini, yeniden malikin onayı olmadan ipoteğin canlandırılmasının söz konusu olamayacağını, malikin izni olsa dahi önceki ipoteğin nedeni olan borcun ödenmesi ile ipoteğin teminat vasfı sona erdiğinden, yeni borç için artık yeni bir ipotek tesisi gerektiğini, somut olayda bu durumların hiç birinin bulunmadığını, taşınmazların teminat olarak verildiği davalı bankanın Küçükçekmece İmsan Sanayi Şubesinden kullanılan kredilerin ödenmesine rağmen, bu kredi için verilen ipoteklerin kaldırılmadığını, taksitli kredi borcu ödenmekle müvekkillerinin 01.02.2013 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kurulan ipoteklerden sorumluluğunun sona erdiğini, kredi borçlusunun, davalı bankanın Ereğli Şubesinden 2015 yılında yeniden krediye başvurduğunu, müvekkillerinin izin ve bilgisi dışında kullandırılan yeni krediden sorumlu olmadığını, ipotek tesisi sırasında eş rızasının alınmadığını, bankanın yeterli bilançosu bulunmayan bir şirkete kredi vermesinin usulsüz olduğunu, 2015 tarihinde ikinci bir kredi sözleşmesi akdedilmesine rağmen bu kapsamda yeni ipotek tesis edilmediğini, müvekkillerinin bilgi ve onayı dışında tesis edilen bu yeni kredi sözleşmesi nedeniyle ipotek veren sıfatıyla sorumlu tutulamayacakların, kredi borcunun ödenmesi nedeniyle ipoteklerin teminat vasfının sona erdiğini, ipotek sözleşmesinin genel işlem koşulları nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşmedeki ipoteğin doğmuş ve doğacak borçlar için verildiğine ilişkin hükmün belirsiz olduğunu, kefilin sadece kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğunu, müvekkillerinin 2015 yılındaki sözleşmede kefil olmadıkların belirterek, ilk derece mahkemesi karının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ipotekle temin edilen banka kredi borcunun ödendiği iddiasına dayalı olarak açılmış bir ipoteğin fekki davasıdır. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı banka ile asıl borçlu şirket arasında düzenlenen 16.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; borçlu ile bankanın İmsan Sanayi şubesi arasında 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamındaki kredinin nakdi veya gayri nakdi olarak kullandırılabileceğinin hüküm altına alındığı, davacıların genel kredi sözleşmesine 4.000.000,00 Tl için müteselsil kefil oldukları anlaşılmıştır. Davacılar kefaletin yanı sıra asıl borçlunun borcunu temin için davalı banka lehine ipotek tesis etmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan ipotek akit tablosu ve resmi senedin incelenmesinde davacı şirkete ait Beylikdüzü ilçesi … Mahallesi … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine 13.02.2013 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Resmi senedin ilk maddesinde dava dışı borçlunun bankadan kullandığı veya kullanacağı her türlü kredi için ipoteğin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davalı …’e ait Başakşehir 478 ada 1 parsel 414 no.lu bağımsız üzerine de aynı şartlarda 500.000 TL bedelli üst sınır ipoteği tesis edilmiştir. TMK’nın 881.maddesi gereğince halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan her hangi bir alacak ipotekle güvence altına alınabilir. Belirtilen yasal düzenleme kapsamında davacılar tarafından dava dışı borçlunun doğmuş veya doğacak borçlar için verilen ipoteğin verilmiş olduğu anlaşılmıştır. İpoteğe ilişkin resmi senedin resmi makam huzurunda şartları belirlenerek yazıldığı, sözleşmenin TBK’nın 20.maddesi gereğince ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak için hazırlanmadığı ve tarafların tacir olduğu anlaşılmakla, TBK’nın 20-25. Maddeleri kapsamında genel işlem koşulları içermediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacılar 2013 yılında düzenlenen 950.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin temini için ipotek verdiklerini iddia etmiş iseler de davalı ile dava dışı şirket arasında sadece yukarıda belirtilen 16.07.2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, bunun dışında genel kredi sözleşmesinin bulunmadığı, mahkemece banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taraflar arasında tek genel kredi sözleşmesi bulunduğu, bu kredi kapsamında 01.02.2013 tarihinde kredi kullandırıldığı, sözleşmenin Konya/Ereğli şubesine devir edildiği, anılan şube tarafından kullandırılan kredinin de bu çerçeve sözleşme kapsamında kullandırıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki çerçeve niteliğindeki genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, kullandırılan kredinin teminatına teşkil etmek üzere davacılar tarafından dava dışı borçlu lehine ipotek tesis edildiği, genel kredi sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişkinin devamı sırasında verilen her bir kredi veya teminat için ayrıca ipotek verenin veya kefilin rızasının aranmayacağı, borçlu … tarafından verilen ipoteğin ticari iş yerine ilişkin olduğu, takibin ipoteğe dayalı olması nedeniyle kefalete ilişkin hususların tartışılmayacağı anlaşılmıştır. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankaca asıl borçlu, kefil ve ipotek verenler için hesabın kat edilerek Konya /Ereğli …Noterliğine 05.10.2015 tarih … yevmiye sayılı kat ihtarı tebliğ edilmiştir. Davalı bankaca, kullandırılan kredi karşılığında ayni ve şahsi teminat alındığı, kaldı ki bankasının bilançosu yetersiz bir müşteriye kredi vermesinin de ipotek sözleşmesini geçersiz kılmaz. Dosya kapsamındaki deliller ve bilirkişi raporlarının genel kredi sözleşmesi kapsamındaki borcun ödenmemesi nedeniyle taşınmaz maliklerinin TMK’nın 883.maddesi gereğince ipoteğin terkin edilmesini talep etme hakları bulunmamaktadır. Davacıların dava konusu ettikleri iddiaları soyut olup iddialara ilişkin hiçbir kanıt sunulmadığı gibi borcun ödendiği veya ödenmesinin teklif edilerek belirlenen merciye tevdi edildiği iddia ve ispat edilmediğinden tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır. 07.10.2021