Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1378 E. 2021/1238 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1378
KARAR NO: 2021/1238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/682 E. – 2019/355 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen hükme karşı, her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen 08.11.2016 tarihli taşıma sözleşmesi ile müvekkilinin bir adet sıcak su kazanını 7.750,00 Euro bedelle, …- … plakalı araçlarla Ankara’dan Romanya’ya taşınması hususunda anlaşıldığını, sözleme gereğince müvekkilinin yükleme ve boşaltma işlemlerinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin 09.11.2016 tarihinde yükleme adresinde aracı hazır etmesine rağmen davalıdan kaynaklanan nedenlerle yüklemenin yapılmadığını, yüklemenin 18.11.2016 tarihinde yapılmasını nedeniyle sözleşme gereğince düzenlenen 3.500,00 Euro bekleme bedeli faturasının ödendiğini, emtianın yüklenerek 29.11.2016 tarihinde Romanya’daki teslimat adresine gidilmesine rağmen tahliye işleminin 07.12.2017 tarihinde yapıldığını, bu aşamadaki bekleme nedeni ile oluşan 4.000,00 Euro’luk bekleme bedeli üzerinden, iki günlük bedel indiriminin yapılarak sekiz günlük bekleme için altı günlük bekleme faturası düzenlendiğini, davalının anılan fatura ile navlun faturasının yarısı olan 6.875 Euro fatura bedelini ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 08.11.2016 tarihinde Türkiye’den Romanya’ya yapılacak taşıma için davacı ile anlaştığını, sözleşmenin dava dışı kişinin emtiasının taşınmasına ilişkin olduğunu ve müvekkilinin taşıma işinde komisyoncu olarak hareket ettiğini, ancak belirlenen tarihte davacının hazır olmasına rağmen dava dışı … Ltd. Şti’.nin taşınacak emtiayı hazır etmemesi nedeniyle yüklemenin iptal edildiğini, ikinci rezervasyonun 17.11.2016 tarihinde yapıldığını ve yüklemenin 18.11.2016 tarihinde gerçekleştirildiğini, ilk bekleme sonrası davacı yararına oluşan bekleme bedelinin hesaplanarak davacıya ödendiğini, 18.11.2016 tarihinde yükleme yapılarak yola çıkan aracın makul süreden çok sonra Romanya’ya vardığını, Romanya’da bayram tatili olması nedeniyle aracın tahliye adresine varmadan durdurulduğunu ve aracın 30.11.2017 tarihinde tahliye adresine varıldığını, bu gecikmede davacı firmanın kusurlu olduğunu, CMR’nin 19. maddesi uyarınca taşımadaki gecikmeden taşıyıcının sorumlu olduğunu, CMR’nin 23. maddesinde de gecikme halinde, hak sahibinin zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini ispatlaması halinde taşıma ücretini geçmemek üzere zarar ve ziyanın ödeneceğinin düzenlendiğini, davacının gecikmesi nedeniyle dava dışı şirketin müvekkiline navlun ücretini ödemediğini, buna rağmen gecikme nedeniyle tazminat talebinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşıma ücretinin 3.875 Euro’luk bakiyesi ile tahliye için kararlaştırılan 1 günülük serbest bekleme süresi dışında kalan 6 günülük demuraj ücretinin 3.000 Euro olarak davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının Ankara -Drobeta Turnu Severin arasında 11-12 günde tamamlanabilen taşıma işinde ‘makul sürenin çok aşıldığını’ bu yüzden gönderenin kendisine taşıma ücreti ödemediğini öne sürüp davacının navlun alacağından veya demuraj ücretinden kesinti yapıp yapamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Bu hususun tespiti için tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz etmeleri sağlanmış, getirtilmesi gereken deliller ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmış, dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ve ek raporunu ibraz etmiştir. Buna göre; Bekleme ücreti, tahliye esnasında kararlaştırılmış serbest bekleme süresi dışında araçların yük altında bekletildiği, her bir gün için taşıyıcının araç başına talep edebileceği bir ücret olup alt-üst taşıyıcı veya taşıtan taşıyıcı arasında piyasa koşullarına güzergah üzerinde ihtiyaç duyulan araç miktarına göre aracın fuzulen beklemesinin yaratacağı iş kaybının karşılığı olarak serbestçe kararlaştırılabilir. Somut olay konusu taşıma işi ile ilgili olarak davacı alt taşıyıcı üst taşıyıcının kendi aralarında dava konusu araç için serbest bekleme süresini yüklemede 48, tahliyede 24 saat ve aşan süre olması durumunda Demurjının da 500 Euro/Gün olarak kararlaştırdıkları tek parça halinde alçak tır ile taşınması gereken 37 tonluk yük için navlun ücretini de 7.750 Euro olarak belirledikleri , davalı tarafın yüklemedeki demurajın karşılığı olarak 500 Euro/gün miktarına göre ödediği, davalının navlun ücretini dava dışı gönderenden tahsil edememesi durumunda tahliyedeki araç beklemeleri için davacıya demuraj ödenmeyeceğine dair ayrıksı bir şartın kararlaştırılmadığı, davalının davacı karşısında sadece yüklemedeki demuraj ücretinden değil tahliye sırasında yaşanan bekleme nedeniyle doğan demuraj ücretinden de sorumlu olduğu, davalı tarafın nakliye sürecinden bağımsız olarak tahliye sırasında aracın yük altında hareketsiz bekletilmesi dolayısıyla ortaya çıkan faturaya bağlı toplam (6 günx500 Euro) 3000,00 Euro’luk demuraj ücretinden dolayı da davacıya karşı sorumluluğunun doğduğu anlaşılmıştır. Taşıma ücretinin ödenmeyen 3.875 Euro’luk bakiye yönünden ise; CMR Konvansiyonunun 19. Maddesi uyarınca yük kararlaştırılan zaman limitinde içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli olan zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir. Yine konvansiyonun 23/5 maddesine göre ise gecikmenin zarara neden olması halinde taşıyan navlun ücretiyle sınırlı olarak sorumlu olur. Bu düzenlemelere göre CMR konvansiyonuna bağlı uluslararası kara yolu taşımalarında, taşıma işi gecikmeli de olsa gerçekleştirilmiş ise navlun ücretinden kesinti yapılmayacak, gecikmenin zarara sebep olduğu kanıtlanmış olması şartıyla taşıyıcının CMR md.25/3 hükmüne istinaden tazminat ödemesi gündeme gelebilecektir. Ancak taşımanın kararlaştırılan sürede veya güzergah için makul sürede tamamlanamaması halinde dahi gecikmenin tazminatı doğuracak türde bir zarara sebep olduğunun somut verilerle kanıtlanması ve gecikmenin zarara sebep olduğu ile ilgili olarak taşıyana 21 gün içinde yazılı bildirimde bulunması gerekir. Aksi taktirde CMR md.30/3 ‘e göre taşıyıcıdan gecikmeye bağlı zarar için tazminat talep hakkı ortadan kalkar. Ancak mezkur davada yük 07/1/2016 da çekincesiz alıcısı emrine teslim edilmiş olup, dosya münderecatında CMR md.30/3 e göre , gecikmeden kaynaklandığı öne sürülen zarar için 21 günlük hak düşürücü süre içerisinde davacı taşıyıcıya ya da davalıya keşide edilmiş olan yazılı bir bildirim olduğunu tevsik eden herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır. Bu bilgiler ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde; davalı tarafın taşıma işinde gecikme olduğunu gerekçe göstererek davacının talep ettiği faturaya bağlı anlaşmalı navlun ücretinden kaynaklanan bakiye alacağına karşı direnmesi ya da dava dışı gönderenin gecikme yüzünden navlun ücretini ödemediğini veya kesinti yaptığını öne sürüp, kendisine yansıtılan bedel ile ilgili talebini, bu kesintini haksızlığını gerekçe göstererek, dava dışı gönderen yerine alt taşıyıcı konumundaki davacıya yansıtıp onun bakiye navlun alacağından kesinti yapmasının yerinde olmayacağı, davacının kendisine Türkiye/Romanya arası gabari dışı yükü taşıma işini veren davalıdan, tahliyedeki faturaya bağlı demuraj ücreti ile birlikte navlun ücretinden kaynaklanan bakiye alacağını da talep edebileceği kanaatine varılmış olmakla davacının karşılığını 6.875,00 Euro üzerinden takip konusu yaptığı…” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4(a) maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren Euro cinsi mevduata uygulunan en yüksek oranda faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesine rağmen İİK’ın 67. maddesi hükmü uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davalının borçlu olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz etmesi nedeniyle alacağın tahsiline engel olunduğunu, borçlunun müvekkil şirketin faturaya dayalı alacağının tüm unsurlarıyla bildiğini, emsal Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere alacağın likit olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatının reddine ilişkin kararının kaldırılarak alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının, müvekkili şirkete karşı borcu olan “emtianın zamanında alıcıya teslimi” edimini yerine getirememesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşme uyarınca davacının emtiayı 6-7 gün içerisinde alıcısına teslim etme yükümlülüğü altına girdiğini, ancak davacının söz konusu edimini yerine getirmediğini ve 18.11.2016 tarihinde başlayan taşıma işleminin yaklaşık 11-12 gün sonra, yani 29.11.2016 tarihinde ifa ettiğini, geç varış dolayısıyla Romanya’nın resmi tatil günleri olan 30.11.2016 ve 01.12.2016 tarihlerinde tahliye işleminin yapılamadığını, emtianın ancak 07.12.2012 tarihinde alıcısına teslim edildiğini, taşıyıcının geç teslimi nedeniyle dava dışı taşıtan … şirketinin, müvekkil şirkete navlun ve demuraj ücretini ödemediğini, davacının ağır kusurundan kaynaklanan gecikme sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, ancak bilirkişi raporunda bu hususun objektif bir şekilde değerlendirmediğini ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin dikkate alınmadığını; taşıma sözleşmesinin 2. ve 3. maddelerinde teslimin süresinde yapılması halinde doğacak zararlardan dolayı taşıyıcının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, davacı yanın onayı ile transit süre belirlendiğini, müvekkilinin sözleşme ile emtianın sözleşmeye uygun ve süresinde taşınması konusunda dava dışı şirkete karşı taahhüt altına girdiğini, taşımanın zamanında yapılmaması nedeniyle müvekkili ile taşıtanın zarara uğradığını, buna rağmen bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmaksızın tek yanlı raporla karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının taşıma edimini zamanında ve gereği gibi ifa etmemesi üzerine dosyadaki delillerin incelenmesinde davacının ağır kusurundan kaynaklanan gecikme sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını ve dava dışı … A.Ş. tarafından müvekkili şirkete navlun ve demuraj ücretinin ödenmeyeceğinin anlaşılacağını, bilirkişi raporunda CMR’nin 19. ve 23. maddeleri ile TTK’nın 875. maddesinin uygulama alanının değerlendirilmediğini, davacının her türlü özeni göstermesine rağmen gecikmeye engel olamadığını ispatlaması gerekirken bunu ispat edemediğini ve taşıma işini zamanında ve eksiksiz tamamladığını kanıtlayamadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, navlun ve bekleme ücreti alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süreler içinde, davalı ve davacı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dışı taşıtan tarafından, Ankara’dan Romanya’ya gönderilecek emtianın taşınması için akdi taşıyıcı olan davacı ile fili taşıyıcı olan davalı arasında 08.11.2016 tarihli taşıma sözleşmesi düzenlenmiştir. Anılan sözleşmenin incelenmesinde, bir adet 37 tonluk sıcak su kazanının nitelikleri belirtilen araçla 09.11.2016 tarihinde yüklenerek yüklenme ve gümrükten çıkış tarihinden sonra en fazla 6-7 gün (tahmini) sonra 7.750 EURO bedelle taşınması konusunda tarafların anlaşma yaptığı görülmüştür. Serbest sürenin yükleme için 48 saat tahliye için 24 saat olarak belirlendiği, bekleme halinde günlük 500 EURO demuraj ücreti ödeneceği, navlun ücretinin yarısının peşin, kalan kısmının ise emtianın teslim adresine hasarsız ve sorunsuz zamanında teslim edilmesinden 10 gün sonra banka havalesiyle yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmede ayrıca, yük ve yola uygun araç temin edilmemesi halinde yaşanacak gecikmeden taşıyanın sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Yüklemenin gecikmesi nedeniyle düzenlenen 22.11.2016 tarihli 3.500 EURO bedelli demuraj faturasının takipten önce ödendiği, 08.12.2016 tarihli tahliye yerindeki gecikme nedeniyle düzenlenen 3.000 EURO’luk bekleme faturası ile taşıma bedeli için düzenlenen 18.11.2016 tarihli 7.750 EURO bedelli navlun faturasının 3.875 EURO ‘luk kısmının ödendiği ve ödenmeyen faturaların bakiyelerinin takibe konu edildiği anlaşılmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından boşaltma yerindeki demuraj faturası ile navlun faturasının yarısı olan 6.875 EURO’nun tahsili amacıyla 23.12.2016 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen kök ve ek raporların incelenmesinde, davacının navlun ve tahliye yerindeki altı günlük gecikme için demuraj ücreti alacağının bulunduğu belirlenmiştir. Ek raporda, taşıma süreci ve demuraj bedelinin varlığına ilişkin davalı itirazları gerekçeli şekilde değerlendirilmiştir. Taşımanın karayolu ile yapılan uluslararası taşıma olması nedeniyle, CMR hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. CMR’nin 19. maddesinde; “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü biraraya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyor ise teslimde gecikme var demektir.” CMR’nin 18/1 maddesinde; “Kayıp, hasar ve gecikmenin madde 17 paragraf 2’de öngörülen nedenlerden birinden doğduğunu kanıtlamak taşımacıya aittir.” CMR’nin 23/5 ; “Gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder”. CMR’nin 30/3 maddesinde; ” Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez “şekinde düzenlemelere yer verilmiştir.Somut olayda, yükün sözleşme gereğince çıkış tarihinden itibaren 6-7 gün içinde teslimi konusunda tarafların anlaştığı, sözleşmede bu sürenin tahmini süre olarak belirlendiği, ancak emtianın hasarsız şekilde CMR alıcısı emrine teslim edildiği, aracın sadece dava konusu emtiayı taşıma konusuna hasredildiği, gümrük ve sevkiyat işleminin davacıdan kaynaklı bir gecikme olmadığı, sözleşmede taşıma yapılacak aracın da belirlendiği anlaşılmıştır. Taşıma süresinin uzamasında seçilen araç, yük ve gümrük işlemlerine nazaran taşımacıya yüklenebilecek bir kusur belirlenmemiştir. Diğer yandan CMR’nin 30/3. maddesi gereğince, yükün, alıcının kullanımına verildiği 21 gün içerisinde durumun yazılı olarak taşımacıya bildirilmemesi halinde teslimdeki gecikme için tazminat ödenemeyeceği, bu kapsamda çekincesiz kabul edilen yük nedeniyle her hangi bir zararın oluştuğu kanıtlanmadığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davalının itirazları değerlendirilmiş ve taşıma süreci değerlendirilerek, taşıma sürenin makul olduğu belirtilmiştir. HMK’nın 282. maddesi gereğince hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği dikkate alınarak, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacının istinaf başvuru nedenlerinin değerlendirilmesinde; sözleşme ilişkisinden kaynaklanan faturaya dayalı taşıma ve demuraj bedeline ilişkin fatura borcuna takip öncesinde davalı tarafından bilinebilir, belirlenebilir, hesap edilebilir, diğer anlatımla likit nitelikte olmaması, sözleşmedeki sürenin aşılıp aşılmadığı ile buna göre navlun ücretinden kesinti yapılıp yapılmayacağının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle alacağın likit olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvuru nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline. 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.404,82 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına 4-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.14.10.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.