Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1361 E. 2019/1013 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1361
KARAR NO : 2019/1013
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/572 D.iş
KARAR TARİHİ: 11/03/2019
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddedildiği, verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP
Talep eden vekili dilekçesinde özetle; alacaklı vekili tarafından verilen dilekçede müvekkilinin borçlulardan ibraz edilen kambiyo senedi nedeniyle alacaklı olduğu, vadesi gelmesine rağmen ödenmediği, borçluların mal kaçırma hazırlığı içinde olduğu, alacağın rehinle temin edilmediği belirtilerek borçlularnı menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarı kadar ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince 11.12.2018 tarihli kararla; talebin İ.İ.K’nun 257. maddesi gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla talebin kabulüyle, alacaklının, 25.000,00 TL alacağının ifasının temini için borçlulara ait borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul ve gayri menkul mallarını ve alacaklılarıyla diğer haklarının borca yeter miktarının İ.İ.K’nunda belirtilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, alacağın % 15 oranında 3.750,00 TL nakdi veya banka teminat mektubunun alacaklı tarafından vezneye teminat olarak depo edilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden itiraz dilekçesinde; lehtar olan … ile müvekkili arasında yapılmış olan sözleşmenin gerçekleşmemesi sebebiyle Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan menfi tespit davasıın devam ettiğini, bu menfi tespit davası kapsamında çekler hakkında ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile çeklerin bedelsiz kalması sebebiyle Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2018/316 E. Sayılı dosyada ödeme yasağı kararı çıkarıldığını, söz konusu çeklere ilişkin olaarak çekin ciro edildiği … isimli şahsın asansör yapım işinden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğinden söz konusu şahsa müvekkilinin borcu bulunmadığından çekin bedelsiz kaldığı, ayrıca ihtiyati haciz kararının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 264’te belirtilen tamamlayıcı merasim yapılmadığını iddia ederek itirazda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 11/03/2019 tarihli kararla,”…Talebin dayanağı aleyhine ihtiyati haciz istenen … tarafından aleyhinde ihtiyati haciz talep edilen diğer borçlu … emrine keşide edilmiş olan ve ihtiyati haciz talep edilen diğer borçlu …’ e ciro edilmiş ve ihtiyati haciz talep eden …’ nin son ciranta olduğu ve tüm unsurları bulunan ve ibraz tarihinde muhatap bankaya ibraz edilip “karşılıksızdır” şerhi verilmiş, …bankası Bitlis Şubesi’ nin 30/11/2018 keşide tarihli, 25.000,00 TL bedelli çektir. İİK 257 maddesinde “rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul ve gayri menkul mallarını ve alacaklılarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü yer almaktadır. Hal böyle olunca para borcunun vadesinin geldiği, ödenmediği ve rehin ile temin edilmemiş olduğu anlaşıldığından davalının itiraza konu ettiği davanın yargılaması da devam ettiği…” gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İhtiyati haciz kararına itirazın duruşmalı yapılması gerektiğini, hakimin mazereti sebebiyle vermiş oldukları mazeret dilekçesinden sonra taraflarına duruşma gününü bildirir tebligat yapılmadığını, duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenilmesine ilişkin karar neticesinde duruşmanın haberleri olmadan yokluklarında yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararını alarak takip başlatan firmaya herhangi bir borçları bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, çünkü müvekkili şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ihtiyati haczin icrası kapsamında icra takibine girişildiğini, Müvekkilinin Bitlis ilinde olması hasebiyle söz konusu haciz işlemlerinin ihtiyati haciz kararına binaen yapıldığı 14.02.2019 tarihinde icra dosyasının fiziki olarak incelenmesi sonucu anlaşıldığını, kendilerine bu konu ile ilgili süresinde tebliğ edilen herhangi bir haciz ihbarnamesi bulunmadığını, Müvekkili şirket ile ilgili çekin ilk lehtar olan … arasında yapılmış olan sözleşmenin gerçekleşmemesi sebebiyle Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış oldukları menfi tespit davasının devam ettiğini, Bu menfi tespit davası kapsamında çekler hakkında ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüyle çeklerin bedelsiz kaldığı sebebiyle Bitlis Asliye Hukuk mahkemesi tarafından 2018/316 Esas nolu dosyada ödeme yasağı kararı çıkarıldığını, söz konusu çeklere ilişkin olarak çekin ciro edildiği … isimli şahsın asansör yapım işinden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğinden söz konusu şahsa müvekkilinin borcu bulunmadığından bedelsiz kalan çeklere ilişkin olarak başlatılan tabine esas ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 264’te belirtilen tamamlayıcı merasimin yapılmadığını, müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz işlemleri dışında herhangi bir takip açılmadığını ve icra takibine yönelik ödeme emri gönderilmediğini, müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ edilmemiş olmasına rağmen müvekkilinin banka hesabına konulmuş olan blokeli paranın ise icra müdürlüğü tarafından ihtiyati haciz talep eden firmaya ödendiğini, İcra dosyası incelendiğinde müvekkili şirkete ihtiyati haczin tatbikinden sonra tamamlayıcı merasim kapsamında 7 gün içerisinde tebliğ edilen herhangi bir ödeme emri bulunmadığını, ayrıca bu ihtiyati hacze yönelik herhangi 7 gün içerisinde bir dava da açılmadığını, şifahi olarak öğrenmiş oldukları mahkeme kararında mal kaçırma riskinin olduğunu iddia etmiş olsa da ilgili çek hakkında mahkemeden ödeme yasağı kararı alındığını, müvekkili şirketin Bitlis ilinde mukim ve uzun yıllar kamu kurumlarından ihale alan bir firma olduğunu, söz konusu mal kaçırma olgusunun dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin mal kaçırma iradesi bulunsa idi mevduat hesabında menfi tespit davası açıldıktan sonra hesabında para bulundurmayacağının mahkeme tarafından takdir edilmesi gerektiğini belirterek,
Yukarıda izah edilen nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Çek hamili tarafından çeke dayalı olarak talep edilen ve mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına borçlu tarafından yöneltilen itirazın reddine karar verildiği, karara karşı itiraz eden vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstinaf eden vekilince taraflarına mazeretin kabulü uyarınca yeni duruşma gününün tebliği edilmeksizin karar verildiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde mahkemece itiraz üzerine itirazın murafaalı yapılmasına karar verilmiş, mazeret nedeniyle duruşma talik edilmiş, yeni duruşma gününün uyaptan öğrenilmesine karar verilmiş ve taraflara tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflara mazeret uyarınca yeni belirlenen duruşma günü tebliğ edilmemiş ise de; İİK 265/4 maddesi uyarınca mahkemece her iki taraf gelmese de evrak üzerinde inceleme yapılıp karar verilebileceğinin düzenlendiği de dikkate alındığında, somut olaydaki usul hatasının ise esasa şamil olmayan usul hatası niteliğinde olduğu anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Yine İİK 264 maddesi uyarınca ihtiyati hacizi tamamlayan merasimin yerine getirilmediği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İİK 264 madde uyarınca ihtiyati hacizi tamamlayan merasimin tamamlanmadığı iddiasıyla ihtiyati haczin düştüğü yönündeki itirazın, İİK 265 maddesinde tahdidi olarak düzenlenmiş olan ihtiyati hacize itiraz nedenlerinden bulunmadığı, İİK 264 maddesi uyarınca ihtiyati hacizi tamamlayan merasimin yerine getirilmediğinden ötürü uygulanan hacizlerin ortadan kalktığı yönündeki talepler yönünden borçlunun icra dairesi ve icra hukuk mahkemesinde şikayet yoluyla yasal müracaat haklarını kullanabileceğinden, bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde değildir.İtiraz eden borçlunun ihtiyati haciz kararına dayanak çekin keşidecisi olup, ihtiyati haciz alacaklısının ise çekte ciro yoluyla hamil bulunduğu anlaşılmaktadır. Çek keşidecisi borçlunun çek lehtarı ile arasındaki temel ilişkiye bağlı olarak çekin bedelsiz kaldığı, dolayısıyla çeki ciro yoluyla iktisap eden alacaklıya karşı da bedelsiz kaldığı yönündeki iddialar, alacaklının da hasım olarak gösterilerek genel mahkemede açılacak davada tartışılabilecek iddialar olup, somut olayda keşidecinin lehtara karşı açtığını beyan ettiği menfi tespit davasında verilen ödeme yasağı kararı ihtiyati haciz kararı talep edilmesine ve verilmesine engel olmayacağından, bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde bulunmadığından, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18/07/2019
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.