Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1350 E. 2021/1114 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1350
KARAR NO: 2021/1114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2018
NUMARASI: 2015/657 E. – 2018/474 K.
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereğince sezonluk mal alışverişi mukabilinde avans yerine geçmek üzere müvekkili tarafından, davalı şirket lehine … Bankası Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı davalı olan 25.06.2015 keşide tarihli, 40.000,00 TL meblağlı ve … numaralı çek; … Bankası Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı davalı olan 20.07.2015 keşide tarihli 51.750,00 TL meblağlı ve … numaralı çek; … Bankası Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı davalı olan 17.08.2015 keşide tarihli, 25.000,00 TL meblağlı ve … numaralı çek; … Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı davalı olan 25.09.2015 keşide tarihli, 49.250,00 TL meblağlı ve … numaralı çek; … Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı davalı olan 10.10.2015 keşide tarihli, 49.750,00 TL meblağlı ve … numaralı çeklerin keşide edildiğini, davalı şirketin ödeme güçlüğü içine düşerek üretim yapmamaya başladığını ve müvekkilinin keşide ettiği çeklerin karşılığını alamadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı çekler nedeniyle, borçlu olmadığı meblağları ödeme tehlikesinin ortaya çıktığını, anılan çeklerin davalı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edilmeksizin bankalara teminat karşılığı verildiğini, çeklerin üçüncü kişiler tarafından tahsil edilmesi halinde müvekkilinin maddi manevi zarara uğrayacağını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu beş adet çekin iptaline, çekler üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ödeme yasağı konulmasına, dava sürecinde çeklerin ödenmesi halinde ise davaya istirdat davası olarak devam edilerek ödenecek tutarın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu çekleri davalıya ticari satış ilişkisi çerçevesinde avans çeki olarak verdiğini çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ettiği, muhatap bankalara yazılan müzekkere cevapları ile yapılan mali bilirkişi incelemesinden, dava konusu çeklerden … Bankası Zeytinburnu Şubesi’ne ait 25/06/2015 keşide tarihli … çek numaralı ve 40.000,00-TL meblağlı çek dışındaki tüm çeklerin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğun, kayıtlı olmayan çekin ibraz edilerek tahsil edildiğinin, kayıtlı olan çeklerin ise ibraz edildiklerinin ancak ödeme yasağı tedbiri nedeniyle tahsil edilemediklerinin anlaşıldığı, çeklerin avans çeki olarak verildikleri ve bedelsiz kaldıkları iddiasını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının bu iddiasını yazılı bir delil ile ispat edemediği, davacının ticari defterlerindeki tek taraflı kayıtların iddiasını ispata elverişli bulunmadığı, yemin deliline de dayanmayan davacının davasını ispat edemediği … ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafnıdan istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki gereğince sezonluk mal alışverişi mukabilinde avans yerine geçmek üzere, müvekkili tarafından davalı şirkete dava konusu avans çeklerinin verildiğini, mal almak üzere avans çeki verilmesinin ticari hayatta bir zorunluluk olduğunu, davalı şirketin ödeme güçlüğüne düşmesi ve üretim yapamamaya başlaması nedeniyle çeklerin karşılığı emtia alınamadığını ve müvekkilinin bedelsiz çekleri ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, davalının üretimini sonlandırması nedeniyle avans çeklerinin konusuz kaldığını, dava konusu beş adet çekin ciro edilmeksizin bankalara teminat karşılığı verildiğini, çeklerin tahsili halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlarla karşılaşmaması için eldeki davanın açıldığını, mahkemece hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verildiğini, mahkemece sadece çeklerin ödeme belgeleri ile davalının sicil kayıtlarının getirtilerek karar verildiğini, mahkemece müvekkilinin defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, keşide edilen avans çeklerinin 323.750,00 TL olduğu ve çeklerin karşılığı malın müvekkiline teslim edilmediğinin belirlendiğini, bu durumda çeklerin ticari satım ilişkisinin avansı olarak verildiği ve bedelsiz kaldığının sabit olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece bilirkişi raporu ve davacı defterlerinin dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle belgelerin ispata yeterli olmadığı ve yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinin avansı olarak davalıya verildiği iddia edilen beş adet çekten ötürü davacının davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemiyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu davacı tarafından iddia edilmiştir. Davacı, satım sözleşmesi kapsamında davacının teslim edeceği emtia karşılığı peşin olarak avans çekleriyle ödeme yaptığını, ancak davalının üretimini sonlandırması nedeniyle emtiayı teslim edemediğini ve artık teslim edemeyecek olması nedeniyle avans olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dosya kapsamındaki belgelerden taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir satım sözleşmesinin bulunmadığı ve çeklerin şifahi şekilde düzenlenen satım sözleşmesi kapsamında davalıya verildiği anlaşılmıştır. Davacı, dava konusu çeklerin taraflar arasındaki şifahi satım sözleşmesi kapsamında alınacak mallar için ileri tarihli ve avans olarak verildiğini ileri sürmüştür. Mahkeme gerekçesinde de vurgulandığı üzere, çek kıymetli evrak olup sebepten mücerret bir ödeme aracıdır. Buna göre çeklerin, aradaki ticari ilişki nedeniyle avans olarak verildiğinin davacı yanca usule uygun delillerle kanıtlanması gerektir. Davacı yanca usule uygun yazılı delil ile bu husus kanıtlanmadığı gibi çeklerin avans çeki olup bedelsiz oldukları yönünde yemin deliline de dayanılmamıştır. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde davacı defterlerinin incelendiği ve davacı ticari defterlerine göre toplam 175.750 TL bedelli dava konusu dört adet çekin kayıtlı olduğu, 25.06.2015 tarihli, 40.000 TL bedelli, 74026 nolu çekin ise kayıtlı olmadığı, bu çeklerin avans hesabında takip edildiğinin belirlendiği görülmüştür. Az yukarıda belirtildiği üzere, kıymetli evrak olan çekin sebepten mücerret bir ödeme aracı olduğu ve kural olarak muaccel bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği, bunun aksinin ancak kesin delillerle kanıtlanması gerektiği, davacı defterlerindeki tek yanlı kaydın bu kapsamdaki kesin delillerden olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf nedenleri yerinde değildir.
İlk derece mahkemesinin verdiği karar ve gerekçesi isabetli olup, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline. 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.09.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.