Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/132 E. 2020/1182 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/132
KARAR NO: 2020/1182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2016
NUMARASI: 2014/409 E. – 2016/716 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı davacı vekili ve davalılar vekilinince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden … Bankası A.Ş. ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, ancak davalıların sözleşme hükümlerine aykırı davranarak taahütlerini yerine getirmediklerini, sözleşmede borcun ödenmesi halinde uygulanacak faiz oranlarının açıkça düzenlendiğini, davalıların taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine keşide edilen Gaziosmanpaşa …. Noterliğinin 13.07.2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat ihtarının tebliğ edilerek borcun ödenmesinin istenildiğini, borçluların ihtarnameye karşı herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, bankanın 26.943,81 TL (faiz ve masraflar hariç olmak üzere) alacağının tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, itirazın hiç bir kanuni dayanağı bulunmadığını, sözleşmeye dayalı borcun likit olduğunu, borcunu ödemesi için Gaziosmanpaşa …. Noterliğinden ihtarname gönderildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebi ile ödeme emrinde borcun nedeni ile hangi tarih itibariyle başladığının açıklanmadığını, genel kredi sözleşmesine müvekkillerinin 10.000,00 TL limitle kefil olduklarını, takibin davalıların sorumlu tutulabilecekleri miktarın üstünde bir miktarla başlatıldığını, diğer yandan davacı alacağının teminata bağlanmış olduğunu ve öncelikle alacağın bu teminattan karşılanması yoluna gidilmesi gerektiği halde ilamsız takip yolu ile alacağın hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde tahsilinin istenildiğini, takip talebinde uygulanan %80 oranındaki temerrüt faizinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “… Davacı bankanın Gaziosmanpaşa Şubesi ile dava dışı kredi asıl borçlusu, … arasında, 2 adette toplam 60.000 TL bedelli, Genel Nakdi ve Gayri Nakti Kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalılar … 10.000 TL, … 10.000 TL, … 40.000 TL kefalet limiti üzerinden Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olmaları sebebiyle, sorumluluk üstlenmişlerdir. 25.03.2010 tarihi itibarıyle, toplam borç tutarı 9.999,49 TL olup, 30.03.2010 tarihinde kredi borçlusu … tarafından hesaba 5.195,56 TL yatırılmak suretiyle, borçz bakiyesi 4.803,93 TL ye düşmüş ve bu tarihden itibaren 05.07.2011 kat ve takip hesaplarına aktarım tarihine kadar, herhangi bir tahsilat sağlanmamış, aylık tahakkuk eden faiz ve gider vergisi tahakkukları içinde herhangi bir para yatırılmamıştır. Böylece dava konusu ihtilaf oluştuğu anlaşılmıştır.Mahkememizce daha önceden alınan bilirkişi raporu gerekçesi kabul görmeyerek dosya kapağında bulunan Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 07.01.2015 tarihli 2014/20690 -2015/12258 sayılı kararında gayri nakdi ile ilgili riskten kaynaklanan miktarında bankaya depo edilebilmesi gerekeceği kefillerin Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30.04.2015 tarih 2014/18077 2015/6472 sayılı kararında gayri nakdi kredi riskinden sorumluluklarının bulunmadığı belirtilmiş olup,bu çerçevede 2.bilirkişi raporu alınması ciheyitine gidilmiş bilirkişi… vermiş olduğu rapor ve ek raporunda … ile ilgili 21.09.2011 takip tarihine kadar olan %80 akdi faiz ki bu faizinde sözleşmeye göre uygun olduğunu 10.000,00 TL. Asıl alacak 1.470,00 TL. Temerrüt faizi ve Akdi faiz olmak üzere 11.470,00 TL. den sorumlu olduğu kefalet limiti yetmediğinden gayri nakdi alacak talebinde bulunamayacağı kefaletin belirli bir kefalet limiti için geçerli olup, krediden yararlanan başkası olduğuna göre davalıların dava dışı borçluya sağlanan kredinin asıl borç veya gelirlerinde limit dışında müşterek borçlu sayılmalarına imkan olmadığından bu davalı ile ilgili bu miktar üzerinden davanın kabülü cihetine gidilmiştir. Davalı … ile ilgili ise 11.884,00 TL. Asıl alacak akdi ve temerrüt faizi yine aynı şekilde hesaplanarak 13.659,00 TL. Hesaplama yapılmış olup, aynı gerekçe ile bu davalı yönünden de bu miktar üzerinde davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Diğer davalı … ile ilgili olarak aynı … ile ilgili miktar üzerinden davanın kabülü cihetine belirtilen Yargıtay içtihatları ışığında ve alınan son bilirkişi Raporuna göre diğer davalı … yönünden davanın kısmen kabülu cihetine gidilmiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan … ile ilgili 11.470 TL. üzerinden 10.000,00 TL’nin … ile ilgili 13.659,00 TL üzerinden 11.884,00 TL’nin, … ile ilgili 13.659,00 TL üzerinden 11.884,00 TL’nin talepname koşulları ile tahsil edilebilmesi için davalıların itirazın iptaline, takibin devamına, bakiye istemi ve gayri nakti istemlerin reddine, 5.463,00 TL %40 icra inkar tazminatının … ile ilgili 4.588,00 TL’den sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalılar … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının anlaşılabilir olmadığını, gerekçeli kararda birçok maddi hata bulunduğu gibi, hangi davalı için hangi tarihten itibaren faiz işletileceği, faiz oranının ne olacağı, hangi davalı için hangi rakam üzerinden takibin devam edeceğinin dahi anlaşılamadığını, davalılar vekilinin istinafında dahi davalılardan … için takibin 13.659,00 TL üzerinden devamına karar verildiği anlamının çıkarıldığını, gerekçeli kararın, davanın taraflarının dahi net olarak anlaşılamadığını, icra takibinin hangi faiz oranı üzerinden devam edeceği ve hangi tarihten uygulanacağı konusunda bir açıklık bulunmadığını, kararın bu şekilde kesinlemesi halinde icra dosyasının kapak hesabının çıkartılmasının mümkün olmadığını, her bir istek kaleminden hangi davalının ne miktarla sorumlu olduğunun anlaşılır ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde yazılması gerektiğini, gayri nakdi alacak talebinin tamamen reddinin yerinde olmadığını, mahkemenin bu konudaki gerekçesinin çelişkili olduğunu, gerekçeli kararda daha önceden alınan bilirkişi raporu gerekçesi kabul görülmediği denilerek verilen kararın gerekçelendirildiğini, ancak dosyada birden fazla rapor bulunduğundan hangi bilirkişi raporunun hangi gerekçesinin kabul edilmediğinin açık olmadığından kararının gerekçesinin de eksik olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesinin nakdi alacak yönünden verdiği kabul kararının yasaya açıkça aykırı olduğunu, alacağın ipotekle teminat altına alınmasına rağmen doğrudan kefiller yönünden takip yapılmasının doğru olmadığını, mahkeme hükmünün açık ve anlaşılır olmadığını, anlaşıldığı kadarıyla müvekkili …’in 13.659,00 TL’den sorumlu tutulduğunu, esas alındığı belirtilen tutanak şeklinde düzenlenen ek rapordaki hesaplamalarla diğer raporların çelişkili olduğunu, kararda daha önce asıl borçlu tarafından yapılan kısmi ödemenin dikkate alınmadan, fazladan asıl alacağa karar verildiğini, faiz konusunda açıklık bulunmadığı gibi alınan raporlarda farklı oranlarda faiz hesaplandığını belirterek, davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 297. maddesi uyarınca, mahkeme gerekçeli kararında bulunması gereken hususlar düzenlenmiş olup buna göre karar gerekçesinde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkan sonuç ve hukuki sebep kararda gösterilmelidir. İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu unsurları içermediği, infaz edilecek hüküm fıkrasında her bir davalının sorumlu olduğu asıl alacak, işlemiş faiz ve BSMV’nin ayrı ayrı gösterilerek, uygulanacak faizin türü, oranı ve başlangıç tarihi ile ilgili bir açıklık bulunmadığı, tarafların da kabulünde olduğu üzere infaz edilebilecek bir hüküm bulunmaması ve gerekçe ile hüküm arasında taraflara yüklenen hak ve borçlar yününden çelişki oluşturulması karşısında kararın istinaf denetimine elverişli bir karar olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, tarafların esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-Taraflarca istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 12.11.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.