Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1318 E. 2019/1021 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1318
KARAR NO : 2019/1021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1744 Esas
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
DAVA : İtirazın İptali- menfi tespit
Taraflar arasındaki itirazın iptali- menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine ilişkin verilen karara karşı süresi içinde asıl davada davacı … Bankası A.Ş.vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP
Asıl davada Davacı birleşen davada davalı vekili dilekçesinde özetle; birleşen dosyada konulan tedbirin kaldırılmasını , taşınmazın kendi adlarına tescilinin sağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı gerçek kişiler – birleşen dosyada davacı …vekili; davacı tarafın tedbirin kaldırılması isteminin defalarca reddine karar verildiğini bildirmiş istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 13/03/2019 tarihli ara kararla, “İstem, birleşen dosyada verilen tedbir kararının kaldırılmasına ilişkindir.Birleşen dosyada İstanbul 16 Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2013 tarihli kararı ile HMK nın 208 ve 209.maddeleri uyarınca takibin dava sonuna dek durdurulmasına karar verilmiştir.Davacı – birleşen dosya davalısı tedbirin kaldırılmasını yada tescile üçüncü kişiler ve devrin önlenmesi yolu ile izin verilmesini talep etmiş ise de HMK nın 209.maddesinde ki düzenleme ile davalı-birleşen davacı tarafın istemi reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu göz önünde tutularak, Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın kesinleşmediği gibi mahkememiz dosyasının henüz hüküm aşamasında bulunmadığı dikkate alınarak, davacı tarafın istemi gibi karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşılmakla istemin reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle davacı – birleşen dosya davalı tarafın ihtiyati tedbirin kaldırılması ve diğer istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalıların müvekkili bankaya borçlu olduğunu, söz konusu borcun, dava ve takiplerin açıldığı 2011 yılından bu yana devam ettiğini, faiz yükü ile borcun günden güne arttığını, ayrıca davalılar tarafından müvekkili banka çalışanları aleyhine açılan ceza davası olan İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/48 Esas sayılı dosyasından 2016/20 Karar sayılı ilamı ile banka çalışanlarının beraat ettiğini, Bu açıklamalar neticesinde davalının mahkemeleri haksız ve kötü niyetli olarak oyaladığının sabit hale geldiğini, borçluların hukuk sistemini kötü niyetlerine alet ettiklerini, Birleşen menfi tespit davası neticesinde tesis edilen tedbir kararının, ilk derece mahkemesi nezdinde birçok kez yazılı ve sözlü olarak yapılan başvurular neticesinde reddedilmesinin tamamen usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki itirazın iptali- menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında mahkemece birleşen menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin 13.03.2019 tarihli ara karar ile reddine karar verildiği, verilen karara karşı süresi içinde asıl davada davacı- birleşen davada davalı …Bankası A.Ş.vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardandır. HMK 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Somut olayda asıl davada davacı banka aleyhine açılan ve asıl dava ile birleştirilen menfi tespit davasında talep üzerine HMK 208-209 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. Birleşen menfi tespit davasında tedbir kararının sahtecilik iddiasına dayalı olarak verildiği, sahtecilik iddiasının aynı zamanda ceza yargılaması konusu olduğu, ceza mahkemesince verilen beraat kararının ise temyiz edilmesi üzerine yargıtay denetiminde olup henüz kesinleşmediği gözetildiğinde ve ayrıca mahkemece talep halinde değişen delil durumuna göre verilen tedbir kararının her zaman kaldırılıp değiştirilebileceği de gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince tedbirin kaldırılmasının reddi yönünde verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, asıl davada davacı birleşen davada davalı banka vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, asıl davada davacı birleşen davada davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2- İstinaf eden vekilince yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3– İstinaf eden tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18/07/2019
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca, karar kesindir.