Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/130 E. 2020/996 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/130
KARAR NO: 2020/996
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/992 Esas – 2018/550 Karar
TARİHİ: 23/05/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan alacağına karşı toplam 10.250-TL bedelli 3 adet senet aldığını, davalının senet bedellerini vade tarihlerinde ve sonrasında müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin icra takibi başlattığını ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini ve icra takiplerinin borçlu yönünden iptaline karar verildiğini, icra takibinin iptali kararından sonra Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açtıklarını ancak daha sonra davadan feragat ettiklerini ancak davalının sırf müvekkilinin alacağını tahsil etmesini sürüncemede bırakmak amacıyla karara karşı temyiz yoluna başvurduğunu, bu süreçte davalıya ödeme emrinin usule uygun tebliğe çıkarıldığını ancak bu kez de ödeme emrine diğer itirazın iptali davasının derdest olduğunu ve tekrar icra ödeme emri gönderilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile itiraz ettiğini, davalının borcunu ödememek için türlü bahaneler ile her türlü yola başvurduğunu, bu nedenle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden davalı aleyhine takip tarihi itibariyle ödenmeyen dosya borcunun %20’si oranında icra inkar tazminatına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talebi ile Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın, davası, konusu, tarafları, sebebi aynı olmak üzere ve bizzat dava dilekçesinde davacı tarafından da ifade edildiği üzere Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/268 E. Sayılı dosyası ile görülmekte olduğunu ve dosyanın temyiz aşamasında olup derdest olduğunu, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak, daha önce bir davacı açılmış ve bu dava derdest ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını, mezkur, dava şartı noksanlığı HMK m.115/2 hükmü gereği giderilebilecek nitelikte bir noksan olmadığından vaki derdestlik nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 23/05/2018 tarihli, 2016/992 Esas – 2018/550 Karar sayılı kararında, “…İş bu dava Gaziosmanpaşa….İcra Müdürlüğünün 29.042015 tarihli … Esas sayılı ilamsız takibe karşı açılan itirazın iptali istemi olup Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine 10/05/2016 tarihinde açıldığı, 17/05/2016 tarih 2016/126 E. 2016/153 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkememize 05/10/2016 tarihinde tevzi edilmiş ve mahkememizce yargılanması 2016/992 Esas sayılı dosyası ile yürütülmüştür.Davacı vekili aynı alacağa yönelik olarak Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2017/222 E. Numarası ile yargılaması esnasında 26.09.2017 tarihli dilekçe ile açmış olduğu davadan feragat ettiğini beyan etmiş ve bunun üzerine Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2017 tarih, 2017/222 e. 2017/401 karar sayılı karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve dosyanın 15/11/2017 tarihinde kesinleştiği her iki ödeme emrine dayanak alacağın konusu ve miktarının aynı olduğu gibi taraflarının da aynı olduğu davcı vekilince feragat üzerine verilen red kararının HMK 311 maddesi uyarınca tek taraflı olarak davaya son veren taraf işlemlerinden olup kesin hüküm sonuçlarını doğurmaktadır.Bu nedenle davadan feragat maddi anlamda kesin hüküm (HMK 303) gibi sonuç doğurmakta yani feragat nedeni ile reddedilen dava aynı konuda aynı taraflarla ve aynı dava sebebine dayalı olarak yeniden görülememektedir. Anılan durum karşısında davalı vekilince ileri sürülen derdestlik itirazı irdelenmeksizin kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar vermek kanaatine varılmış …” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin kesin hüküm sebebiyle ret kararının yerinde olmadığını, Feragat sebebiyle kesinleşen GOP 2. ASHM’deki davanın işbu davada kesin hüküm teşkil etmesinin hukuken olanaksız olduğunu, Huzurdaki dava ile daha önceki davanın tarafları aynı olsa da dava sebebi ve dava konuları aynı olmadığını, kesin hüküm bulunmamasına ilişkin dava şartında bir noksanlık bulunmadığını, Huzurdaki dava ile daha önce hükme bağlanan davaya konu icra dosyasındaki ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğunu, birinin daha önce gönderildiğini, ödeme emrinin icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine yenisinin gönderildiğini, Huzurdaki dava ile daha önce hükme bağlanan davadaki ödeme emrine ilişkin itirazların birbirlerinden farklı olduğunu, her iki itirazın yöneldiği ödeme emirlerinin birbirinden farklı ve itirazların kendileri de farklı tarihli olduğunu, Huzurdaki dava ile daha önce hükme bağlanan davadaki talep sonuçları birbirinden farklı ve farklı vakıalara dayandığını, daha önceki davada iptali istenen itiraz söz konusu dosyadaki ödeme emrinin iptali ile konusuz kaldığını, huzurdaki davada iptali istenen itirazın ise yeni bir ödeme emrine karşı yapılmış yeni bir itiraz olup davaların talep sonuçları birbirlerinden farklı olduğunu, Her ne kadar davaların aynı esas sayılı icra dosyasına karşı yapılmış itirazların iptalleri istemine ilişkin ise de sadece icra dosyalarının esaslarının aynı olması söz konusu iki davadaki talep sonucunda bahsedilen itirazın iptali istemlerinin aynı sebebe dayandığını ve aynı konuya ilişkin olduğunu ortaya koymadığını, Özellikle dikkat edilmesi gereken noktanın gerek huzurdaki dava gerek ise daha önce açılan dava itirazın davası olduğunu, alacak davası olmadığını, Ayrıca icra takibinde feragatin iki farklı içeriği olduğu da burada dikkatten kaçmaması gereken bir husus olduğunu, bir takipten feragat iki alacaktan feragat olduğunu, davada ikisi de olmayıp daha önceki davadaki feragat beyanının alacağı sonlandırdığı gibi bir sonuç çıkarılmaması gerektiğini, bu noktalarında göz önünde bulundurulmasının ayrıca ehemmiyet arz ettiğini, Yukarıdaki açıklamala ile söz konusu mahkeme kararındaki kesin hüküm sebebiyle davanın reddi yönünde verilen kararın bir bir temeli bulunmadığını ortaya koyduğunu, Açıklamalar ışığında dava şartlarının tamam olduğunun kabulü gerektiği, ancak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise daha önceki davadaki feragat in hata ile yapıldığının kabulü ile önceki davadaki feragatin iptali ile davanın kabulünü talep ettiklerini, ancak bu talebin değerlendirilmediğini, Yargıtay 21. HD’nin 02.12.2013 tarih ve 20004/22391 sayılı, Yargıtay 7.HD’nin 27.01.2014 tarih ve 28310/29170 sayılı, 7.HD’nin 09.07.2014 tarih ve 5998/15746 sayılı, kararların da bu yönde olduğunu, ancak ilk derece mahkemesince bu hususlar hiç göz önünde bulundurulmadan hüküm kurulmuş olup kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, Yukarıdaki açıklamalardan da görüleceği üzere ilk derece mahkemesinin kararı açıkça usule, yasaya ve hukuka aykırı olup ortada huzurdaki davamıza etki eden bir kesin hüküm bulunmaması sebebiyle İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.05.2018 tarih, 2016/992 Esas ve 2018/550 Karar sayılı kesin hüküm sebebiyle usulden ret kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda davacı vekilince Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile üç adet bonoya dayalı olarak davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine duran takip nedeniyle Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/628 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 31/10/2014 tarih 2014/1007 e. 2014/1022 karar sayılı kararı ile borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin iptaline karar verildiği, bunun üzerine alacaklı vekilince Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, yeniden tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlu vekili tarafından dilekçe ile borca, faize, oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/628 E. sayılı dosyasında yürütülen yargılamada 06/05/2015 tarihli verilen kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararını temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/458 e. 2017/136 karar sayılı bozma ilamı ile “Mahkemece davacı tarafından verilen 05/05/2015 havale tarihli dilekçe davadan feragat olarak nitelendirilmiştir. Ne var ki dilekçenin birinci paragrafında “tekrar dava açma hakkımız ve alacak hakkımız saklı kalmak kaydıyla” şeklinde ifade bulunmakta olup şarta bağlı feragat yapılamayacağından anılan dilekçesinin davadan vazgeçme olarak nitelendirilip karşı tarafın muvafakatine bağlı bulunduğu gözetilerek bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulduğu, bozma üzerine dosyanın Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/222 esasına kayıtlanarak yargılamasının devam ettiği ve Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2017 tarih, 2017/222 E. 2017/401 K. sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın 15/11/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Eldeki dava da Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız takibinde borçlu itirazına karşı açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili aynı icra takip dosyasında aynı alacağa yönelik yapılan takip kapsamında yargılaması süren Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/222 Esasındaki davada 20.09.2017 tarihli oturumda ” davadan kayıtsız şartsız olarak feragat ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuş, ayrıca 26.09.2017 tarihli dilekçe ile açmış olduğu davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davacının feragat beyanı üzerine Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 28/09/2017 tarih, 2017/222 E. 2017/401 K. sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve iş bu karar 15/11/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Aynı icra takip dosyasından her iki ödeme emrine dayanak alacağın konusu ve miktarının aynı olduğu gibi taraflarının da aynı olduğu, davacı vekilince feragat üzerine verilen red kararının HMK’nın 311 maddesi uyarınca tek taraflı olarak davaya son veren taraf işlemlerinden olup kesin hüküm sonuçlarını doğurmaktadır. Davadan feragat maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurmakla (HMK m.303), mahkemece eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yine somut olayda, hataya ilişkin şartlar bulunmadığı, Yargıtay’ın bozma kararından sonraki yarılama aşamasında davacı vekilinin koşulsuz feragat beyanında bulunduğu, feragatin hataya dayalı olduğuna dair istinaf nedeninin de yerinde olmadığı kanaatine varılmış, buna dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.10.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.